Balkan Savaşları - Lev Troçki Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Balkan Savaşları kimin eseri? Balkan Savaşları kitabının yazarı kimdir? Balkan Savaşları konusu ve anafikri nedir? Balkan Savaşları kitabı ne anlatıyor? Balkan Savaşları PDF indirme linki var mı? Balkan Savaşları kitabının yazarı Lev Troçki kimdir? İşte Balkan Savaşları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.06.2022 15:00
Balkan Savaşları - Lev Troçki Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Lev Troçki

Çevirmen: Tansel Güney

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053607472

Sayfa Sayısı: 656

Balkan Savaşları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir yüzyıldan fazladır milliyetçilik akımlarıyla kaynayan Balkanlar’da son büyük savaş 1912’de Osmanlı Devleti ile

Balkan İttifakı arasında patlak verir. Savaşın dolaylı aktörlerinden Rusya’dan 1905’teki devrim girişiminin ardından Sibirya’ya sürülen ve oradan Viyana’ya kaçan Lev Troçki, muhalif yayın organlarından Kievskaya Misl gazetesi adına cepheye gönderilir.

1909’dan beri Balkan ülkeleriyle Osmanlı Devleti’ni yakından takip eden Troçki, savaş boyunca harp muhabirliğinin en güzel örnekleri arasında kabul edilen onlarca makale yazar.

Bu makalelerde askeri manevralar, harekât ayrıntıları, muharebelerin ve cephedeki çatışmaların teknik ayrıntıları ön planda değildir. Troçki bu ayrıntılardan çok, onların gerisinde yatan siyasal, toplumsal ve ekonomik çatışmaları görür ve analiz eder. Bulgar sansürüyle Rus basınının Türklere karşı yürüttüğü yanlış bilgilendirme kampanyasını kıyasıya eleştirir.

Çağımıza damga vurmuş devlet adamı ve düşünürlerden olan Troçki’nin analiz yeteneğiyle uzak görüşlülüğü, bu kitaptaki pek çok saptamasında ve değerlendirmesinde dikkati çekmektedir. Daha 1909’da Kievskaya Misl’de Balkanlar’ın, Avrupa’nın Pandora kutusu olduğunu yazmış; 14 Ekim 1912 tarihli yazısında, emperyalist devletlerin ve Balkan politikacılarının izlediği siyasetlerin trajik bir felakete, “Bir Avrupa savaşından başka bir anlam taşımayacak, bütün Avrupa çapında bir kuvvet ölçme denemesine” yol açabileceği uyarısında bulunmuştur...

Balkan Savaşları Alıntıları - Sözleri

  • Avusturya Bosna-Hersek’i ilhak ettiği zaman statüko neredeydi? İtalya Trablusgarp’ı ele geçirirken Büyük Devletler statükoyu neden savunmadılar? Şurası açık ki Büyük Devletler söz konusu olunca, statüko mevcut değil.
  • Ve insan tabiatının zayıflığına bir özür olarak şöyle diyorum; Savaş zamanı insan her şeye katlanır!
  • Özel hayatta olduğu gibi politikada da ahlak dersi vermekten daha ucuz hiçbir şey yoktur.
  • Balkanlar'ın üzerine bir lanet gibi ağırlığı çöken şey, buradaki ulusal çeşitlilik değil, yarımadanın pek çok devlete bölünmüş olmasıdır.
  • Askılı pantolonlar giymeyi, akıllı başyazılar yazmayı ve sütlü çikolata yapmayı öğrendik, ama farklı birkaç kabilenin zengin bir avrupa yarımadasında nasıl bir arada yaşayacağına ilişkin ciddi bir karar vermemiz gerektiği zaman, kitlesel kıyımlardan daha iyi bir yöntem bulmaktan aciziz.
  • Esirlerin anlattıklarından Türk subay kadrolarının dağılması bozulması daha açık bir şekilde gözüküyor. Genel hoşnutsuzluk sayesinde iktidarı ele geçen subaylar, derhal kendilerini, ülkenin kültürel olarak en gelişmiş grubuna, yani tüm Hristiyan nüfusuna karşı konumlandırdırdılar; sosyal sorunlara dikkatini çevirme tenezzülünde bile bulunmadan kitlelerle ile bağlantılarını Kopardılar; Sonuçta içten içe çürümeye ve yozlaşmaya mahkum kapalı bir yönetici kasta dönüştüler. Savaşın hesabını verecek olanlar işte politik iktidar ele geçirmeyi başarmış bu subaylar.
  • Balkan Savaşı ihtimal ufukta kendisi Açıkseçik gösterdiği zaman Rusya Sırbistan'a ısrarla Bulgaristan'ı kendi kaderiyle baş başa bırakmasın tavsiyesinde bulundu. Ama Sırbistan geri adım atmadı. Petersburg İlhak krizinde oynadığı hazin rol, sırp politikacıların hafızalarında henüz tazeliğini koruyordu. Ayaklarının altındaki zeminin Tıpkı burada olduğu gibi çok kızgın hale geldiğini gören Nicole Paşiç kendi kendine şöyle demek zorunda kaldı: ya şimdi yada asla.
  • Balkanlar'ın üzerine bir lanet gibi ağırlığı çöken şey, buradaki ulusal çeşitlilik değil, yarımadanın pek çok devlete bölünmüş olmasıdır.
  • Balkan yarımadasını bugün işgal eden devletler, Avrupa diplomasisi tarafından 1879 Berlin Kongresi'nde masa başında üretilmiştir.
  • Balkanlar'da statüko, Rus diplomasisi için, padişahın hakları önünde mistik bir diz çöküş anlamına gelmez, yalnızca daha uygun zamanlar gelinceye kadar Türk mirasının korunması demektir.

Balkan Savaşları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Balkan Savaşları: Biz Türkler tarihi sarayın içerisinden, padişah biyografilerinden, abartılı askeri zaferlerden okumayı seviyoruz. Hele bir de konu balkan savaşları tarihiyse görmezden gelmeyi memnuniyetle yeğliyoruz. Örneğin wikipedia sitesinde; ayrı ayrı birinci ve ikinci Balkan Savaşları başlıklarına bakıldığında Türkçe kaynağın, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Rus kaynaklarından çok daha zayıf bir görünüme sahip olduğu göze çarpıyor. Kitaplarda da aynı durum mevcut. Her ne kadar yerli iyi birkaç akademik eser olsa bile… Troçki’nin sürgünde geçimini sağlamak için yaptığı yazarlık ve muhabirlik dönemindeki makalelerinden derlenen bu eser önemli bir kaynak. Fakat savaş taktik ve tekniklerine dair kitapta bir şeyler bulamayacaksınız. Troçki, kaynayan balkan siyasetini ve halkın durumunu gözlemliyor. Önemli saptamalar ve öngörülerde bulunuyor. Savaşta yaralanmış esir düşmüş Bulgar ve Türk askerleriyle, politikacılar ve gazetecilerle yapılan röportajları okuyoruz. Savaşın şiddetini, insanların insanlıklarını yitirişini okuyorsunuz. Yaptıkları katliamları marifetmişçesine anlatışlarına şaşırıyorsunuz. Bir Bulgar askeri: içerisinde insanların olduğu evi ateşe verişini en ufak insani ve vicdani emare göstermeksizin anlatıyor. örneğin; Kimisi katlettikleri çocukları, kadınları, yaşlıları ve tecavüzleri anlatıyor rahatlıkla, esir düşen yaralı Türk askerini süngüyle nasıl katlettiğini anlatıyor. Askerlerin bir kilo et için Türk ve Arnavut köylerinden gasp ettikleri koca koca sığırları nasıl devirdiklerini anlatıyorlar. O denli büyük bir yağma ki bozulmakta olan kendi askeri erzaklarını kuyular açıp gömüyorlar. Siyasi iklimi, Bulgar gazetelerinin abartılı zafer manşetlerini, katliamların sansürünü görüyoruz. Bulgar sansürü katliamların Avrupa medyasına yansımaması için elinden geleni yapıyor. Bir yanda yoksulluk sefalet, bir yanda hamasi politik hava… Sofya’nın yoksul, kirli arka sokaklarından da haberdar oluyoruz, ayrıca savaş meydanlarında yaralıların düzgün bir tedaviden bile yoksun oluşlarına, askerlerin yaralarının dahi kurtlanmasına tanık ediyor Troçki bizleri. Türk cephesinin basiretsiz komutanları, Kırklareli’nin kolayca elden çıkması, ordunun eğitimsizliği gibi nice detayla karşılaşıyoruz. Türk ve Arnavut katliamları ve bu durumu sansürleyen Bulgar yönetimi kitapta ağırlıklı bir yer kaplıyor. Dönemin Balkan siyaseti ve toplumsal durumuna ilişkin okunması elzem bir eser. Nitekim Balkan Savaşları 1. Dünya Savaşının bir çeşit tetikleyicisi gibi… Bu değerli eseri sitede yalnızca 7 kişinin okumuş olması, yorum ve alıntıdan yoksun olması, objektif ve real tarihe ne denli meraklı olduğumuzu gözler önüne seriyor. Tarih arka planlı masal anlatıcısı Mustafa Armağan’ın ‘’Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı’’ kitabında ise 1509 okuma, 65 inceleme, 610 alıntı yer alıyor. Bu da bize gösteriyor ki halen efsaneler ekseninde, kralcı, önderci, kurtarıcı beklentili ilkel bir zihinsel anlayışla hayatımızı sürdürüyor ve tarihe bakıyoruz. (İ. Sen)

Balkan Savaşları PDF indirme linki var mı?

Lev Troçki - Balkan Savaşları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Balkan Savaşları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Lev Troçki Kimdir?

Lev Troçki  (/ˈlʲef ˈtrot͡skʲɪj/) Bolşevik siyasetçi, devrimci ve Marksist teorisyen.

Sovyetler Birliği'nin ilk yıllarında etkili bir siyasetçiydi. Dışişlerinden Sorumlu Halk Komiseri görevini alan ilk kişi, Kızıl Ordu'nun kurucusu ve komutanı, Savaştan Sorumlu Halk Komiseri oldu. Ayrıca Bolşevik Parti'nin Politbüro üyesiydi. Josef Stalin ile giriştiği siyasi mücadeleyi kaybedince resmi görevlerden alındı ve Sovyetler Birliği'nden sürgün edildi.

Önemli Marksist teorisyenlerden biridir, görüşleri Troçkizm adıyla anılır, Stalin ve Mao'nun görüşlerine karşı en önemli muhalefet hareketini oluşturur.

Lev Davidoviç Bronştayn adıyla Yanovka’da küçük toprak sahibi bir Yahudi ailesinin çocuğu olarak doğdu. Troçki adını 1902 yılından itibaren kullanmaya başlamıştır.

1917 Rus devrimi'nin önde gelen isimlerindendir. Sovyetler Birliği'nin kurulmasında, ihtilâl sonrası iç isyanların ve ayaklanmaların bastırılmasında birinci derecede rol oynadı. Kızıl Ordu`nun kurucusu olarak kabul edilir. Lenin'in ardından Sovyetlerin ikinci adamı oldu. Lenin'in ölümünden sonra Stalin ile giriştiği iktidar mücadelesini kaybetti, uzun yıllar Sovyetler Birliği'nde Bolşevik Parti üyesi olarak kalan Troçki, Bolşevik Parti'ye karşı bir işçi ayaklanması örgütlenmesi ve işçi sınıfı iktidarına karşı silahlı ayaklanmayı teşvik etme suçlarıyla suçlandı ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Daha sonra kaleme aldığı "İhanete uğrayan devrim" analizi batı burjuvazisi tarafından ilgiyle karşılandı.

Hayatı 

Çocukluk Dönemi (1879-1895) 

 Troçki, 7 Kasım 1879  yılında Güney Ukrayna'da bulunan Kerson'da doğdu. Ailesi Yahudi olmasına rağmen evde konuşulan dil Rusça ve Ukrayna dili idi.[3] Annesi Anna Bronshtein (1850–1910), babası David Leontyevich Bronshtein'dir. (1847–1922) Troçki'nin kız kardeşi Olga, Bolşevik Parti'nin ileri gelenlerinden Lev Kamenev ile evlenmiştir. Dokuz yaşlarında iken Odessa'da bulunan teyzesinin yanına giderek burada eğitim gördü. Daha sonra eğitimine devam etmek gayesiyle Nikolayev'e gitti. Matematik ve hukuk alanında yüksek öğrenim yaptı. Troçki, Rusça, Ukraynaca, İbranice, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerini konuşabiliyordu. Troçki Hayatım adlı eserinde Rusça ve Ukrayna dili dışındaki hiçbir dili akıcı konuşamadığını belirtmiştir. Fakat Raymond Molinier, onun Fransızca'yı akıcı bir biçimde konuşabildiğini yazmıştır. 

9 yaşındayken babası onu Odessa'daki Alman okuluna gönderdi. Troçki, devam eden yıllarını burada eğitim görerek geçirdi.

Devrimci Faaliyet ve Sürgün Dönemi (1896-1902) 

Öğrenciliği sırasında sosyal demokrat çevrelerle temasa geçti ve devrimci gruplara dahil oldu. Marksizm görüşünü benimsedi. 1897 yılında Nikolayev şehrine taşındı. Burada Güney Rusya İşçi Birliği adlı gizli bir örgütün kurucuları arasında yer aldı. Sosyalist fikirleri halk arasında yaymak için çeşitli broşür ve bildiriler yazdı. Bu dönemde yazılarında Lvov ismini kullanıyordu. 1898 yılında bu gizli örgüte mensubiyetinden dolayı Çarlık polisi tarafından yakalanarak hapse konuldu. İki yıl tutuklu kaldı.

Hapis hayatından sonra Sibirya'ya sürgüne yollandı. Sürgünde iken Marksist bir felsefe öğrencisi olan Aleksandra Sokolovskaya ile evlendi. İkilinin Nina Nevelson ve Zinaida Volkova adlarındaki iki kızı bu dönemde dünyaya geldi. "Troçki" takma ismini bu süreçte kullanmaya başladı. Bu ismi Odessa Cezaevi'ndeki bir gardiyandan almıştı. Yaklaşık iki yıl sürgün kaldıktan sonra 1902 yılında Sibirya'dan firar ederek önce Viyana'ya, akabinde Londra'ya gitti. Burada Georgy Plekhanov, Vladimir Lenin, Julius Martov gibi devrimcilerin yer aldığı Iskra dergisinin editör grubuna katıldı ve "Pero" takma adıyla yazılar yazdı. Bir yıl sonra Londra'da toplanan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin kongresine katıldı. Bu kongrede parti içinde Bolşevikler ve Menşevikler olmak üzere iki hizip oluştu. Bolşevik Lenin'e karşı Troçki Menşevik kanatta yer aldı. Ancak, bir yıl sonra Menşeviklerin görüşlerine katılmadığını belirterek Menşeviklerden ayrıldı. 1905 devriminin yenilgisinden sonra Sibirya'ya sürüldü ama firar etti. Firarın öyküsünü 1905 adlı kitabına yaptığı ek bir bölümde anlatmaktadır. 1917 yılında devrim öncesinde Lenin'in davetiyle Bolşeviklere katıldı. Lenin'in Nisan Tezleri'ni kaleme almasından sonra aralarında teorik bir fark da kalmadığından 1917'de Bolşeviklere katılmıştır.

1897'de mücadeleye Narodnik (halkçılık hareketi) düşünceleri savunarak atıldı. Sürgün şartlarında okuduğu Marksist klasiklerin etkisiyle bir süre sonra kendisini dönemin devrimci akımı olan 'sosyal demokrat' ilan etti. 4 Mayıs 1917'de ülkeye döndüğünde geçici hükümete karşı Bolşevik Parti'ye yakın bir tutum aldı ve Enternasyonalistlerle birlikte hereket etti ve Bolşeviklere dahil oldu. Lenin "son yazıları" dahil olmak üzere iki metninde Troçki için "aramızdaki son Bolşevik olmasına karşın, kabul etmeliyiz ki en yetenekli Bolşevik odur" demiştir.

Rusya Devrimi (1917 )

Troçki, Rusya'ya döndükten sonra Petrograd Sovyeti Başkanlığı'na seçildi. Bu sıfatıyla Rus devriminin alt yapısının hazırlanmasında, ayaklanmaların örgütlenmesinde ve yönetiminde etkin ve önemli bir rol üstlendi. Devrimin gerçekleşmesinde ve Rus Çarlığı'nın yıkılmasında büyük pay sahibi oldu. Devrim sonrasında Sovyetler Birliği'nin önemli adamlarından birisi haline geldi. Önce Dışişleri, daha sonra Savaş Bakanlığı'na getirildi. En önemli faaliyeti ise Kızıl Ordu ile ilgili olanıdır. Başkumandan sıfatıyla Kızıl Ordu'nun kurulması görevi kendisine verildikten sonra bunu gerçekleştirdi. Devrim sonrası meydana gelen karışıklıklar ve iç ayaklanmalar boyunca bu orduyu idare etti. Troçki, Komünist Enternasyonal'in kurulmasında da önemli rol oynadı. İlk dört kongrenin programları ve bildirileri kendisi tarafından hazırlandı. Meydana gelen sorunların çözümünde sergilediği farklı tutum ve fikirler sebebiyle, parti çoğunluğuyla ters düştü.

1918 

I. Dünya Savaşı'nda Rusya’nın yenilgisini onaylayan Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalamak için görevlendirilmiştir. Lenin'e göre, ilerleyen yıllarda devrimin dünya çapına yayılması kaçınılmaz olduğu için yapılacak barış ve kabul edilen yenilgi de ancak geçici olacaktır. Troçki, Sovyetler Birliği'nin yer altı ve yer üstü kaynaklarını başka devletlere bırakmasını öngördüğü gerekçesiyle bu anlaşmayı imzalamadan geri döndü. İnşa aşamasında olan Sovyetler Birliği'nin iç sorunlarıyla uğraşırken, dışa karşı bu tavizin verilebileceği düşüncesiyle Brest Litovsk Antlaşması Troçki'nin yerine görevlendirilen Kamenev tarafından imzalandı. Bu antlaşma ile Rusya 1878 yılında ele geçirdiği Kars, Ardahan ve Iğdır'ı Osmanlı İmparatorluğu’na geri veriyordu.

Stalin'le mücadelesi ve sürgün 

Lenin'in 1924 yılındaki ölümünden sonra partinin elinde tüm yetkileri toplamaya başlamış olan Stalin ile iktidar mücadelesine girişti. Bu mücadelede giderek güç kaybetti ve teker teker elinde bulunan yetkileri kaybetti. Önce Savaş Komiserliği görevinden alındı. Daha sonra Siyasi Büro ve akabinde Komünist Enternasyonal yürütme kurulu merkez komitesinden alındı. Taraftarlarının St. Petersburg'da sokak gösterilerine kalkışmalarından sonra parti üyeliğinden de atıldı. Böylece iki yıl zarfında tüm yetkileri elinden alındı.

1927‘de yapılan XV. Komünist Kongre’de parti üyeliğinden atıldı ve sürgün hayatı Kazakistan'da Almatı yakınlarındaki Semyonov-Tiyanşansky bölgesinde başladı. Bu sürgün sırasında 9 Haziran 1928’te, 26 yaşındaki Nina adındaki kızını Moskova’da kaybetti. Nina’nın kocası da Troçki’nin sürgününden önce tutuklanmıştı. 18 Ocak 1929 tarihinde Sovyet Ceza Kanunu’nun 58/10 maddesine göre karşı devrimcilik ve yasa dışı Sovyet partisi kurmak suçlamasıyla Sovyetler'den kovuldu. Diğer, devletler onu kabul etmek istemezken Atatürk'ün davetiyle, 1929-1933 yılları arasında İstanbul Büyükada'da bulunduğu süre içinde, kitaplarını yayımlamasına da izin verildi.¹ Kaldığı yer çok sıkı güvenlik önlemleriyle korundu. Düzenli olarak balığa çıkardı, yemek seçmez, sigara içmez yanında da içilmesine izin vermezdi. Sakin bir hayat sürdü, bu sırada bazı hatıra ve düşüncelerini kaleme aldı ve yayınladı. Bu anlamda İstanbul yılları onun için verimli geçtiği gibi olaylı da oldu. 20 Şubat 1932’de Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından atıldığında İstanbul'daydı. İstanbul'da yazdığı kitapları; Sürekli Devrim, Stalin Grubunun Hatası, Rus Devrimi Tarihi, Çin Devrimi'nin Sorunları, Hayatım ve diğer bazı eserlerdir. 1933 Ocak ayında diğer kızı Zina, Hitler rejiminin altında Berlin’de intihar etmeye zorlandı. Bu olay onun ruh dünyasını sarsmış olmasına karşın, mücadele disiplininden hiç kopmadı. (Daha sonra oğlu Lev Sedov da öldürülecektir.) 17 Temmuz 1933’te aldığı vizeyle İstanbul'dan ayrılarak Fransa'ya giden Troçki burada 2 yıl kaldı ve sınırdışı edildi. Akabinde Norveç'e gittiyse de burada da 2 yıl kaldıktan sonra terk etmek zorunda kaldı. 9 Ocak 1937'de Meksika'ya sığındı ve Meksika'ya yerleşti. Dördüncü Enternasyonal'in inşasına başladı.

“Ekim Devrimi'nin kazanımları halka, o ancak daha önce Çarcı bürokrasi ve burjuvaziye karşı harekete geçtiği gibi Stalinist bürokrasiye karşı da harekete geçecek yetenekte olduğunu göstermesi şartıyla hizmet edecektir. (...) Bu ancak tek bir yolla olabilir: İşçilerin, köylülerin ve Kızıl Ordu askerlerinin; baskıcıların ve parazitlerin yeni kastının karşısına dikilmesiyle. Bu kitle kalkışmasını hazırlamak için, yeni bir parti gerekir, o da 4. Enternasyonal’dir. Mayıs 1940” (Aynı eser, s.302-303.)

Troçki bu yazıyı kaleme aldığında, Alman saldırısı başlamak üzeredir. Sovyetler Birliği içinde bulunan Nazi ajanları ve provokatörleri tarafından da dillendirildi. Ancak ne var ki Sovyetler Birliği Alman faşizmi karşısında savaşı kazandığında, dünya çapında bulunan Troçki yanlıları güç olarak eridiler. Troçki'nin dünyanın en büyük gücü olan Alman Nazi ordusu Sovyetlere saldırmak üzereyken gerçekleştirdiği Dördüncü Enternasyonal ve ayaklanma fikri, daha sonra Sovyetler Birliği'nde Troçki'nin Nazilerle işbirliği yaptığı şeklinde yorumlandı.

Öldürülüşü 

1940 yılında NKVD ajanı olan Ramón Mercader adlı Stalinist bir İspanyalı, gazeteci kılığında, röportaj yapmak bahanesiyle Troçki'nin kaldığı eve gitti. Fırsat bulunca başına kazmayla vurmak suretiyle ağır şekilde yaraladı. Troçki saldırganla boğuştuğu sırada odaya giren Troçki'nin korumaları Mercader'e saldırdı. Troçki korumalarına "Onu öldürmeyin, bu adamın anlatacak bir hikâyesi var." diye seslendi. Aldığı yaranın etkisiyle Troçki ertesi gün öldü. Ölümünden önce iki kez bilinci yerine geldi, ilkinde eşine "Burjuva basına iyi malzeme olduk" diyerek ölümle yüz yüze geldiği bir anda cesaretini yitirmediğini gösterdi. Bir sonraki bilincin geri gelişi ise son sözlerini sarf etmesini sağladı. Bu sözler: "Dördüncü Enternasyonal'in zaferinden eminim, ileri!" olmuştur. 

Cinayetten kısa bir süre sonra Joseph Stalin, Mercader'in annesi Caridad'a operasyondaki payı için Lenin Nişanı vermiştir.  1961'de Sovyetler Birliği'ne taşınan Mercader, dönemin KGB başkanı Alexander Shelepin tarafından Sovyetler Birliği Kahramanı madalyası almıştır. 

Eserleri  

1905

Bireysel Terörizmin İflası, 1909

Entelijensa ve Sosyalizm

Marksistler Bireysel Terörizme Neden Karşıdırlar?

Üçüncü Kongrenin Temel Dersi, Haziran 1921

Komünist Enternasyonal'in Taktikleri Üzerine, Aralık 1921

Dördüncü Dünya Kongresi Raporu, 28 Aralık 1922

Yoldaş McKay'e Mektup, 13 Mart 1923

Paris Komunü Üzerine

"Avrupa Birleşik Devletleri" Sloganı İçin Uygun Zaman mı?, Haziran 1923

Doğu'da Perspektifler ve Görevler, 21 Nisan 1924

Ekim Dersleri, 1924

Lenin'den Sonra Üçüncü Enternasyonal

Tek Ülkede Sosyalizm?

Katalan Milliyetçiliğinin İlerici Karakteri

İspanyol Komunizmi Ve Katalan Federasyonu

Katalonya'da ulusal Sorun

Rus Devrimini Savunurken

Sürekli Devrim-Sonuçlar ve Olasılıklar

Marxism ve Ekonomik Yaşam

Uluslararası Komünist Birliğin Temel Teorik Görüşleri Üzerine Bir Tartışmaya Katkı

Savaş ve Dördüncü Enternasyonal

Amerika Komunist Olursa

Merkezci Kombinasyonlar ve Marksist Taktikler

Merkezci Simya mı, Marksizm mi?

Güney Afrika Tezleri Üzerine

Terörizm ve Sovyetler Birliği'ndeki Stalinist Rejim

Komunist Manifesto'nun Doksanıncı Yıldönümü

Lenin ve Emperyalist Savaş

Grynszpan’dan Yana: Faşist Kıyım Çetelerine ve Stalinist Hainlere Karşı

Zamanımızda Marksizm

Bir Kez Daha "Marksizmin Krizi" Üzerine

1 Mayıs ve Enternasyonal

Demokratik Merkeziyetçilik Üzerine

Lev Troçki Kitapları - Eserleri

  • Balkan Savaşları
  • Sürekli Devrim
  • İhanete Uğrayan Devrim
  • Stalin
  • Hayatım
  • Rus Devriminin Tarihi Cilt 1
  • Onların Ahlakı ve Bizim Ahlakımız
  • Rus Devriminin Tarihi Cilt 2
  • Ezilmiş, Bastırılmış ve Tükenmiş Avrupa Halklarına Çağrı
  • Rus Devriminin Tarihi Cilt 3
  • Sanat ve Edebiyat
  • Sovyet Devletinin Sınıf Karakteri
  • Çarpıtılan Devrim
  • Emperyalist Çürüme Çağında Sendikalar
  • Sürgün Günlüğü
  • Faşizme Karşı Mücadele
  • Edebiyat ve Devrim
  • Ekim Dersleri
  • 1905
  • Stalinizme Karşı Bolşevizm
  • Bildirgeler Kapitalizmin Can Çekişmesi ve Dördüncü Enternasyonel'in Görevleri
  • Gündelik Hayatın Sorunları
  • Rus Devriminin Tarihi
  • Gündəliklər və məktublar
  • Çin Üzerine
  • Lenin'den Sonra Üçüncü Enternasyonal
  • Stalin'in Cinayetleri
  • Yeni Yol
  • Lenin
  • 1917 Yılı
  • İspanyol Devrimi
  • Emperyalist Savaş ve Dünya Proleter Devrimi
  • Komünist Enternasyonalin İlk Beş Yılı
  • From October to Brest-Litovsk

Lev Troçki Alıntıları - Sözleri

  • Para keyfi bir biçimde "kaldırılamaz", yada devlet ve eski aile "tasfiye" edilemez. Bunların tarihsel misyonlarını tamamlayıp, buharlaşmaları ve düşmeleri lazımdır. (İhanete Uğrayan Devrim)
  • Baylar, nasıl ki insanlar korktuklarında daha fazla terliyorlarsa gericiliğin zafer kazandığı dönemlerde de demokratlar, sosyal demokratlar, anarşistler ve solun diğer temsilcileri iki kat ahlak salgılarlar. (Onların Ahlakı ve Bizim Ahlakımız)
  • Marks'ın "ekonominin özünde zaman kazanılması yatar" sözünü hatırlatarak Troçki konuyu şöyle bağlar: "Sosyalizm ancak sömürüyü ortadan kaldırarak meşrulaşabilir; topluma kapitalizmde olduğundan daha fazla zaman kazandırabilmelidir." (İhanete Uğrayan Devrim)
  • ...oktobrist... ... (gouçkov tarafından yönetilen; çar'ın 1905 ekim manifestosuna dayanan, monarşist ve emperyalizm yanlısı parti) (1917 Yılı)
  • Devrimci Marksist bir parti reformlardan vazgeçmez. (Ekim Dersleri)
  • Bize bir şeyler öğretmeseydi eğer, tarihin hiçbir değeri olmazdı. (Rus Devriminin Tarihi Cilt 2)
  • ...saldırı hazırlığını çabuklaştırmak için sahip olduğu popülariteyi sonuna kadar sömüren kerenski, doğal olarak mülk sahiplerinin favorisi oldu... ... (1917 Yılı)
  • “ Avrupa proletaryasının görevi, sınırların devamını sağlamak değil, tam tersine onların devrimci bir şekilde yerle bir etmektir ; statükoyu devam ettirmek değil, Avrupa Birleşik Sosyalist Devletlerini kurmaktır ! “ (İhanete Uğrayan Devrim)
  • Gönül işlerini anlatırdı, bir keresinde cebinden kadının fotoğrafını çıkardı; kendimi tutamadım: - Dudakları sanki öpmek için varlar... (Hayatım)
  • Yapım aşamasındaki makina üretim için “amaç”tır, ki daha sonra fabrikaya yerleştirilince araç olur. Demokrasi bazı dönemlerde sınıflar mücadelesinde ardında koşulan “amaç”tır, ardından bir “araç” olur. (Onların Ahlakı ve Bizim Ahlakımız)
  • İnsanlarda hafıza kaybı var. (Ezilmiş, Bastırılmış ve Tükenmiş Avrupa Halklarına Çağrı)
  • Egemen sınıf kendi amaçlarını topluma dayatır ve toplumu bu amaçlara ters düşen araçları ahlaksızca olarak görmeye alıştırır. Resmî ahlakın asıl görevi budur işte. En yüksek düzeyde mutluluk peşinde koşar, ama bu, en çok sayıdaki insanın mutluluğu değil, giderek küçülen bir azınlığın mutluluğudur. (Onların Ahlakı ve Bizim Ahlakımız)
  • Komintern’in gazeteci ve propagandacı “şeflerinin” büyük bir kısmı su katılmadık fromagiste arpalıkçı, parazit tip örnekleridir: bunun tedavisi yoksa, bağlılık da yok demektir. (Sürgün Günlüğü)
  • Ve insan tabiatının zayıflığına bir özür olarak şöyle diyorum; Savaş zamanı insan her şeye katlanır! (Balkan Savaşları)
  • İnsanların döktüğü kanı savaş kârlarıyla altına dönüştüren bütün ülkelerin kapitalistleri, bu savaşın anayurdun korunması, demokrasi ve tahakküm altındaki ulusların kurtuluşu için yapıldığını ileri sürmektedirler. Yalan söylüyorlar! Aslında onlar, hem kendi insanlarının özgürlüğünü hem de diğer ülkelerin bağımsızlığını yıkım alanlarına gömmektedirler. Yeni esaret, yeni zincirler, yeni külfetler ortaya çıkıyor ve bunları yüklenecekler, ister yenmiş ister yenilmiş olsun, bütün ülkelerin proletaryalarıdır. (Ezilmiş, Bastırılmış ve Tükenmiş Avrupa Halklarına Çağrı)
  • Lenin'in "Emekçi ve Sömürülen Halkların Hakları Bildirgesi"nde yeni rejimin "temel ödevi"ni şöyle tanımlıyordu: "Tüm ülkelerde toplumun sosyalist örgütlenmesinin ve sosyalist zaferin yerleştirilmesi." Devrimin uluslararası karakteri böylelikle kayda geçiyordu. 1924 Nisan'ında Lenin'in ölümünden üç ay sonra Stalin, Leninizmin Temelleri adlı derleme broşüründe şöyle yazıyordu: "Burjuvazinin devrilmesi için bir ülkenin çabaları yeterlidir" (İhanete Uğrayan Devrim)
  • ...içişleri bakanı tseretelli, lenin, troçki ve diğerleri için çıkarılan tutuklama kararlarının dayanağı olan polis emrini yayınlayan ve yeni koalisyonu ''selâmet hükümeti'' olarak vaftiz eden kişidir... .... (1917 Yılı)
  • Nice eğilim ve tutkular, toplum yaşamı ortaya vurulmasını gerektirmediği için ortaya çıkmamışlardır. (Hayatım)
  • "Ne tarihe fazla abanmalıyız. ne de ona sırtımızı dönmeliyiz." (Sovyet Devletinin Sınıf Karakteri)
  • İşçiler! Sömürülmüş, oy hakkı elinden alınmış, aşağılanmış olan sizleri mezbahaya, yani ölüme sürebilmek için, sizlere savaşın başında kardeşler ve yoldaşlar diye hitap ediyorlardı. (Ezilmiş, Bastırılmış ve Tükenmiş Avrupa Halklarına Çağrı)

Yorum Yaz