Aykırı Yaşamak - Şükrü Erbaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aykırı Yaşamak kimin eseri? Aykırı Yaşamak kitabının yazarı kimdir? Aykırı Yaşamak konusu ve anafikri nedir? Aykırı Yaşamak kitabı ne anlatıyor? Aykırı Yaşamak PDF indirme linki var mı? Aykırı Yaşamak kitabının yazarı Şükrü Erbaş kimdir? İşte Aykırı Yaşamak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Şükrü Erbaş
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752891715
Sayfa Sayısı: 125
Aykırı Yaşamak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
GÜZ VE YILDIZ
Günler yağmur alacasını giyindi
Bulutlar indiler yere birer birer
Sabahlar düşlerimiz kadar kısa
Akşamlar ömrümüzün garipsi yükü
Havada gurbet sürgünü türküler.
Herkes kendi yalnızlığında yitik
Erir bir suskunluğun tüneklerinde
Hangi el aralar hangi yüz girer
İçimiz sevgilere kapalı nicedir
Dışımız eğreti yalan giysiler.
Bu çat ayazlarda günsüz güneşsiz
Unuttu gülmeyi nicedir yüzlerimiz
Aydınlığı kirli sislerde silik
Kan sularda yüreğimiz umut gemisi
Bir kuzey yıldızında kaldı gözlerimiz.
1980 S
Aykırı Yaşamak Alıntıları - Sözleri
- "Gün olur, Acı da yakışır insanın yüreğine.."
- Ben şiir yazmazsam Yitirir dilini içimdeki çocuk
- Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz Biçim veremedigimiz şeylerin Biçimini alıyoruz.
- Herkesin gerçeği kendine acı Herkesin acısı kendine biricik.
- Ben şiir yazmazsam, yitirir dilini içimdeki çocuk
- Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz Biçim veremedigimiz şeylerin biçimini alıyoruz
- “Yanlış aynalara yöneldik, görünmek için.”
- Yanlış aynalara yöneldik, görünmek için.
- Benim en güzel düşlerim içimde kaldı.
- Mavi bir kıyıya çıkıyorum
- Sır vermez derininden kalbim
- “Yanlış aynalara yöneldik görünmek için.”
- Ölüm her şeyi bitirir bir gün Biraz da sevgi biriktirin.
- -Evlendik evleneli şekerim, okuyamıyorum Zaman kalmıyor ki işten, hem kitaplar da çok pahalı ..
- Gelişin hayata bağlıyor beni Anlıyor musun Zaman yarat ve uğra ..
Aykırı Yaşamak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aynı kelimeye bir şiirde tekrar rastlamayacaksınız...: ÇAĞIRAN ÇİZGİ Süzme bal kıvamında, akarsu arılığında, yağmur duruluğunda, yıkanmış ten kokusunda, taze toprak diriliğinde, ilkyaz yeli serinliğinde, yaz güneşi yakıcılığında, köpüren süt uçuculuğunda, düş tadında, gülüş aydınlığında, gece gizeminde, iç sızısında, umut yoğunluğunda, içtenlik inceliğinde, bıçak keskinliğinde, güvercin uçuşunda, yıldız uzaklığında, dokunuş yakınlığında… ne varsa kısaca, insan yüreğine heyecan veren ve o denli kısa olan; öylesine alıp götüren bir ışık çizgisisin, belli belirsiz, bir görüp bir yitirdiğim; bu kara günlerimin ortasına çiy taneleri gibi serin, düşüp düşüp uçuveren, gerçeğin can bunaltan sarı sıcağıyla… Katlansam kalbim, uysam aklım dayanmıyor bu çizginin çağrısına… Okurken kendinizi kaybedeceğiniz bir çok dizeye rastlayacaksınız. Okuyacak ,okuyacak ve bıkmadan bir daha okuyacaksınız bundan eminim. Her bir şiirin kendine has güzelliği var. Birçok kitabını okuduğum yazar/sukru-erbas yine sizi büyülemeyi başaracak bu kitapta da . Beni şaşırtan bir konuya değinmesi ve bir genelevi kadınının hissettiklerini, duyurmak istediklerini öyle içten yazmış ki şaşırarak okudum...Bir erkeğin kadın ruhunu böyle güzel ifade edebilmesi bir kez daha hayranlığıma hayranlık kattı. Sizlerinde içinde kaybolduğunuz bir kitap olmasını diliyorum. Keyifli okumalar... (Nunu’nun kitap dükkanı)
Sen yazmazsan...: Şiirin Müslüm Babası Şükrü ERBAŞ. Yoo, arabesk tarzı olduğu gelmesin aklınıza, onun büyüsü iliğe kemiğe kadar hissetirmesi. Tıpkı Müslüm Babam gibi. Gece, yalnızlığıma çekilen gökperdeyse, ışığı oldu Şükrü Baba. Gelin çeyizi gibi işleyip duygularını, ince güzellikler içinde söyleyemez sevgisini kimse sen yazmazsan eğer Şükrü Baba. Buluşmaz her akşam dışardaki dünya ile içerdeki adam sen yazmazsan Şükrü Baba. Bir sonsuz yalnızlık içinde üşür ölülerimiz mezarlarında sevgiyle anılmamaktan eğer sen yazmazsan Şükrü Baba. Ve sen şiir yazmazsan çoğalmaz nar taneleri gibi görüntülerin güzelliği. Çocukluktan çıkar çıkmaz yaşlanır insanlar Şükrü Baba. SEVGİ BİLE YÜK OLUR ACEMİ YÜREKLERE! Bir sorular yığını olarak kavranmamış kalır dünya Şükrü Baba. Uzun gecelerimin nadide gülü. Bir jilet gibi olsa da çoğu zaman mısraların; kan veriyor, can veriyor ruhuma. Müzik ruhun gıdasıysa, iyi şiirler de ruhun vitamini, Redbull'u. Ne zaman ayağım takılıp tökezleyecek olsam aklımda ve aklınızda olsun, şiirin uzattığı eli sımsıkı tutup kalkın ayağa dimdik. Her zehirin bir panzehiri vardır. Amatör Şair Babam mezarında yattıkça ömrün uzun olsun Şükrü Baba. İyi okumalar :) (Çağlayan ASLAN)
Ne yazarsam yazayım dönüp sürekli eklemeler yapacağım, okudukça tadı tamadığımda kalacak olan şu kitaba insan nasıl kısıtlı cümleler kurabilir ki? Arkadaşlar, çok farklı. Acayip farklı ya. Nefis bir kalem. Her satırda “Eline, kalemine, yüreğine, Ömür Hanım’ına sağlık be adam!” demeden alamadım kendimi. Çok farklı duygular yaşattı bana, hoş her kitabında yaşadım ya bunu. Çok uzatmayacağım, zaten belleğimdeki kelimelerin yetebileceğini düşünmüyorum, okuyun okutturun, tavsiye edin, ettirin. Keyifli okumalar diliyorum.. (nur)
Aykırı Yaşamak PDF indirme linki var mı?
Şükrü Erbaş - Aykırı Yaşamak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aykırı Yaşamak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Şükrü Erbaş Kimdir?
7 Eylül 1953 tarihinde, Yozgat'ta dünyaya geldi. Annesi, Lalezar Hanım; babası Doğan Erbaş'tır. İlk ve orta öğrenimini Yozgat'ta tamamladı.
Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü'nden 1978'de mezun oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memurluk ve yöneticilik yaptı, bu kurumdan emekli oldu.
1984 yılında başladığı edebiyat hayatının ilk yıllarında, Yarın dergisinde kurul üyesi olarak yer aldı. Edebiyatçılar Derneği'nde 1993-1995 yılları arasında genel sekreterlik, 1998-1999 yılları arasında başkanlık yaptı. İlk şiiri 1978 yılında, Varlık Dergisi'nde yayımlanan sanatçı; "Yolculuk" adlı şiir kitabıyla, 1987'de Ceyhun Atuf Kansu şiir ödülüne layık görüldü. Şiir dışında deneme ve antoloji dallarında da eser veren Erbaş, halen PEN Yazarlar Derneği üyesidir.
Yarın dergisi yazı kurulunda görev yaptı (1984). Edebiyatçılar Derneği'nde yöneticilik görevinde bulundu (1993-1999). Şair, halen Antalya'da yaşamaktadır.
Şükrü Erbaş, ilk şiirini Varlık dergisinde, 1978 yılında yayınlandı. "Yolculuk" adlı şiir kitabıyla, 1987 Ceyhun Atuf Kansu şiir ödülüne değer görüldü. Ayrıca, "Dicle Üstü Ay Bulanık" şiir kitabıyla1996 Orhon Murat Arıburnu şiir ödülünü, "Üç Nokta Beş Harf" şiir kitabıyla 2002 Ahmed Arif şiir ödülünü ve "Gölge Masalı" adlı şiir kitabı ile de 2005 Ömer Asım Aksoy şiir ödülünü kazandı.
Şiir, edebiyat ve yaşam üzerine denemeler yazdı. Denemelerini "İnsanın Acısını İnsan Alır" (1995) ve "Bir Gün Ölümden Önce" (1999) adlı kitaplarında toplayan Şükrü Erbaş'ın, "Gülün Sesi Gül Kokar" (1998) adlı düzyazılarından oluşan bir kitabı da vardır.
Şükrü Erbaş Kitapları - Eserleri
- Bağbozumu Şarkıları
- Bütün Şiirleri 1
- Bütün Şiirleri 2
- Şairlerden Kürt Sorununa Çözüm Önerileri
- Çekilme Suları
- Unutma Defteri
- Bir Çınlama Boşlukta
- Bütün Şiirleri 3
- Pervane
- Gülün Sesi Gül Kokar
- Aykırı Yaşamak
- Eşik Burcu
- İnsanın Acısını İnsan Alır
- Kül Uzun Sürer / Derin Kesik
- Üç Nokta Beş Harf / Yalnızlık Heceleri
- Yolculuk / Kimliksiz Değişim
- Bütün Mevsimler Güz / Dicle Üstü Ay Bulanık
- Sarkacın Kalbi
- Sonsuzun Uçları
- Cam û Kevîr - Cam ile Taş
- Bir Gün Ölümden Önce
- Gölge Masalı
- Yaşıyoruz Sessizce
- Kum ile Su
- Kuş Uçar Kanat Ağlar
- Küçük Acılar
- Yolculuk
- Kimliksiz Değişim
- Dicle Üstü Ay Bulanık
- Bütün Mevsimler Güz
- Kül Uzun Sürer
- Derin Kesik
- Üç Nokta Beş Harf
- Yalnızlık Heceleri
- Toplu Şiirler 1
- Seçilmiş Şiirler
- Eşikler Kirpikler
- Otların Uğultusu Altında
- Çekilme Suları
- Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
- Bütün Şiirleri 4
- Toplu Şiirler 2
- İnsan Bir Eksik Sözdür
Şükrü Erbaş Alıntıları - Sözleri
- Dünyayı hafife almak kendi ağırlığını, şiiri hafife almak sözün ağırlığını bilmemektir. (Gülün Sesi Gül Kokar)
- Sahi yaşlılık, bir derin iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür Hanım? (Dicle Üstü Ay Bulanık)
- Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil... (Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya)
- ".. Sevmeyi özledim biliyor musunuz ? Kayıtsız şartsız bir gülüşü ..."~~°° (Bir Gün Ölümden Önce)
- Durmadan dinleyip anlamadan konuşuyoruz Hepimiz ayrı ayrı kendi kıyılarında Öyle kolay anlaşıyoruz ki… (Kum ile Su)
- "Yüzünü camlardan toplayıp dönmüştün uzun yolculuğundan. (Sonsuzun Uçları)
- Sesini öperim çocuk Yüreğinin, kirpiklerinden sızan O dilsiz ince türküsünü Öyle mahzun durma ne olur. (Kimliksiz Değişim)
- Yapilacak iş elbette yılmak değil, bilgi sahibi olmak. Hemen bir yığın kitap getirip okumaya, adam olmaya çalışacağım. (Gülün Sesi Gül Kokar)
- Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrü karşısında. (Dicle Üstü Ay Bulanık)
- Yüreğimin kanatları terli bir kumru Uçup Uçup kirpiğinin ucuna konuyorum... (Bütün Mevsimler Güz)
- Ölüm... Hepimiz senin için yaşıyoruz… (Otların Uğultusu Altında)
- Yazmasaydım Borçlu ölürdüm aşka. (Derin Kesik)
- kiminin kültürü yoksun ahlaktan kimi de ahlaktan yoksun kültüründe. (Çekilme Suları)
- 'İçim dışım uzaklık. kimseye anı olmadan geçtim.' (Yalnızlık Heceleri)
- Hiçbir sevgi tutsaklıkta yeşermez. (Bir Gün Ölümden Önce)
- İnsan bütün hayatını, sonunda yalnız kalmak için yaşıyor sanırım. (Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya)
- Bir kapı önündeyim Girsem suç Gitsem ayaz (Kül Uzun Sürer)
- Canı cehenneme başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin. (Kum ile Su)
- Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne cepler de tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. "İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!" (Eşikler Kirpikler)
- Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu; Toprağı rüzgârı denizi göğü O her zaman bir insanla anlamlı Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların Ve ucuz korkuların kör kuyularına Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz. Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan. Kurulmuş saatler gibi gün boyu çalışıp tekdüze Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz Unuttunuz başkalarının acısını duymayı Küçük çıkarların büyük kurnazları Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst Dışa vurmayı duygularınızı Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış. Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim -Ki bu en büyük kötülüktür size- Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz. Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim Koşaradım Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde.. (Bütün Şiirleri 1)