dedas
Turkcella

Atinalıların Devleti - Aristoteles Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Atinalıların Devleti kimin eseri? Atinalıların Devleti kitabının yazarı kimdir? Atinalıların Devleti konusu ve anafikri nedir? Atinalıların Devleti kitabı ne anlatıyor? Atinalıların Devleti kitabının yazarı Aristoteles kimdir? İşte Atinalıların Devleti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.03.2022 08:00
Atinalıların Devleti - Aristoteles Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aristoteles

Çevirmen: Ari Çokona

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053609551

Sayfa Sayısı: 88

Atinalıların Devleti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aristoteles (MÖ 384-MÖ 323): En önemli ve çok yönlü Antik Yunan filozoflarından biridir. Çağdaş felsefe eğitiminin ayrılmaz bir parçası olan görüşlerinin etkileri pek çok alanda sürmektedir. Dil, felsefe, sanat, fizik gibi çok çeşitli alanlarda, günümüzde dahi canlılığını koruyan pek çok kavram ve kuramsal ayrımla düşünce tarihine büyük katkısı olmuştur. Atinalıların Devleti, Aristoteles’in genel okur kitlesine hitaben yazılmış, devlet rejimlerini konu alan kapsamlı eseri Politeia’nın ilk ve en ayrıntılı kısmıdır. Aristoteles Atina tarihini anlattıktan sonra kendine has metodik ve bilimsel yaklaşımla Atina devletinin yapısını ve işleyişini anlatır. Atina demokrasisi ve kurumları hakkında bugün bildiklerimizin çoğuna kaynaklık eden Atinalıların Devleti, sadece içeriğiyle değil üslubuyla da çok değerli bir klasiktir

Atinalıların Devleti Alıntıları - Sözleri

  • Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun.
  • Halk yığınları aldatıldıkları zaman kendilerini kötü şeyler yapmaya özendirenlere karşı kin besler.
  • “Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun.”
  • .. Az sayıdaki yetkili, para ve bağışlarla kalabalıklardan daha kolay yozlaşarak satın alınabilirler.
  • “Halk yığınları aldatıldıkları zaman kendilerini kötü şeyler yapmaya özendirenlere karşı kin besler.”
  • “Arkhon göreve gelir gelmez, bir tellal vasıtasıyla, makamına geçmeden önce kim nelere sahipse makamından ayrıldığında da onlara sahip olmaya devam edeceğini duyurur.”
  • Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun.
  • “Bütün toprak bir azınlığın elindeydi ve toprağı işleyenler kirayı ödeyemediklerinde çocuklarıyla birlikte köle oluyordu. Halkın koruyucusu ilk devlet adamı yazar/solon’un zamanına kadar, borçlular alacaklılara kendi bedenlerini rehin olarak göstermek zorundaydı.”
  • Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun. Çünkü her isteğinizi kabul etmeyeceğiz ve bu işlerin sonu sizin için iyi olmayacak.
  • “Arkhonlar kayanın üzerine çıkarak, görevlerini adilce ve yasalara uygun olarak yapacaklarına, kendilerine mevkileri yüzünden verilecek armağanları kabul etmeyeceklerine ve herhangi bir armağan kabul ederlerse altın bir heykel yaptıracaklarına dair yemin ederler.”
  • Çünkü benim yerime bu güç başkasına verilseydi Halka hükmetmekten vazgeçmez, Sütü çalkalayıp kaymağını almadan durmazdı. Ama ben ikisinin arasında bir sınır taşı gibi durdum.
  • Ayrıcalıklarını ne azalttım ne de arttırdım, Halka kendisine yetecek kadar pay verdim. Güçlü olup zenginlik içinde yüzenlerin de Hak ettiklerinden fazlasını almalarını engelledim. Kalkanımı iki kesime karşı yüksek tutarak, hiç kimsenin Diğerine haksız yere üstünlük sağlamasına izin vermedim.
  • “Ayrıcalıklarını ne azalttım ne de arttırdım, Halka kendisine yetecek kadar pay verdim. Güçlü olup zenginlik içinde yüzenlerin de Hak ettiklerinden fazlasını almalarını engelledim. Kalkanımı iki kesime karşı yüksek tutarak, hiç kimsenin Diğerine haksız yere üstünlük sağlamasına izin vermedim.”
  • Halka kendisine yetecek kadar pay verdim. Güçlü olup zenginlik içinde yüzenlerin de Hak ettiklerinden fazlasını almalarını engelledim.
  • İlgili yasanın metni şöyleydi:”Atinalıların yasalarına ve geleneklerine göre,tiranlık kurmak üzere isyan eden,ya da tiranlık kurmaya kalkışanlara yardım eden herkes ve onların soyundan gelenler siyasi haklarını yitirir.

Atinalıların Devleti İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Atina'nın Yaklaşık 300 Yıllık Siyasi Tarihi: Atinalıların Devleti: Not: Aşağıdaki incelemede, yaşamış en bilgili insanlardan biri olan Aristoteles’in eseri ekseninde Antik Yunan zamanlarına bir yolculuk gerçekleştireceğiz. Bu kez edebiyat, mitoloji ve felsefe ağırlıklı değil, politika ağırlıklı olacak. Ve sadece kitaba dair değil, filozofun hayatına, felsefesine ve eserlerine de uzanan bir inceleme olacak aynı zamanda. Başlıklara ayırma sebebim, ilginizi daha fazla çeken başlıklara yönelmeniz içindir. Elbette bir bütün olarak okumak isteyenler de olacaktır. Şimdiden vakit ayıracak olan herkese teşekkür ederim. “İnsanlar doğal olarak bilmek isterler.” - Aristoteles 1. Aristoteles Kimdir? yazar/platon’un en parlak öğrencilerinden biri olarak bilinen yazar/aristoteles, ilkçağ felsefecileri arasında en büyük isimlerden biridir şüphesiz. M.Ö. 384'de Makedonya'nın Stageria'da kentinde doğdu. Aristokrat bir ailede büyüyen ve sayısız alanda ders gören Aristoteles, küçük yaşlarda annesi ve babasını kaybetti. 17 yaşında girdiği Platon'un okulunda 20 yıl aralıksız eğitim gördü ve burada öğrendikleri daha sonra kendi okullarını kurmasını sağladı. Aristoteles, bir tiran olan Hermias ve dünya tarihine yön veren devlet liderlerinden Büyük İskender’in de öğretmenidir aynı zamanda. Antik Yunan'da özgür bir düşünce ortamı bulunduğu için birçok felsefe akımı doğmuş ve gelişmiştir fakat buna rağmen zaman zaman felsefe tarihine geçecek ikonik olaylar da yaşanmıştır. Bunlardan en önemlisi şüphesiz yazar/sokrates'in dinsizlikle suçlanarak idama mahkum edilmesidir. Hocası Sokrates'i ölümsüzleştiren yazar/platon, eserlerinde onun diyalogları üzerinde durmuş ve kitap/sokratesin-savunmasi--1582 adlı eseriyle de antik bir başyapıta imza atmıştır. Aynı şeyi yine Sokrates'in öğrencilerinden olan ve kitap/anabasis--18319'in yazarı olarak tanıdığımız filozof yazar/Ksenophon da yapmıştır. O da bazı eserlerinde hocasını konuşturmuş ve yine o da Sokrates'in Savunması adlı bir eser kaleme almıştır. Bu ek bilgilerin ardından Aristoteles'in de benzer bir durumla karşı karşıya kaldığını söylemek mümkün. Atinalı olmamasına rağmen ömrünün birçoğunu Atina'da geçiren Aristoteles, M.Ö. 323'te Makedon karşıtlarının iktidara gelmesinin ardından hedef haline getirilmiş ve yazdıkları üzerinden dinsizlikle suçlanmıştır. Bunun üzerine Aristoteles'in felsefe tarihine geçen şöyle bir cümle söylediği rivayet edilir: "Atinalıların felsefeye karşı ikinci bir suç işlemelerini engelleyeceğim." yazar/sokrates'e atıfta bulunan Aristo, şehirden ayrılmasının gerekçesi olarak bağnaz insanlar tarafından öldürülmek istemediğini açıkça belirtmiştir. Fakat kalbi kırıktır yine de. Atina'dan, onu yazar/aristoteles yapan şehirden uzaklaşmak zorunda kalmak onu bir hayli üzer. Aynı yıl hem Büyük İskender hem de Aristoteles ölür. 2. Kurduğu Okullar ve Felsefesi Üzerine: “Halk yığınları aldatıldıkları zaman kendilerini kötü şeyler yapmaya özendirenlere karşı kin besler.” Khalkedonlu (günümüzde Kadıköy) Ksenokrates ile birlikte Assos'ta (günümüzde Çanakkale sınırları içinde) ilk okulunu açan filozof burada tam 3 yıl öğrencilerine eğitim verdi. Ardından Mytilene'ye döndü ve yazar/theophrastos'la birlikte orada da bir felsefe okulu kurdu. Burada biyolojiye de merak sardı ve hocası yazar/platon'un aksine ruh ve beden kavramlarını farklı açılardan ele aldı. Ruhun bedenin biçimi olduğunu, bedenin ise ruhun maddesi olduğunu, ikisinin farklı şeyler olmadığını, birlikte bireyi oluşturdukları fikrini ortaya attı ve bunu destekleyici çalışmalarda bulundu. Atinalı olmaması ve Atina ile Makedonya'nın siyasi olarak aralarının açılması sebebiyle Yunanistan topraklarından ayrılmak zorunda kalan Aristoteles, 12 yıl sonra Atina'ya döner ve tıpkı Platon’un Akademia’yı kurması gibi, Aristoteles de “Lykeion” ismini verdiği bir başka okul kurar. Zengin bir kütüphanesi olan okulda öğrencilerine dersler verir. Düşünceleri ve eserleriyle Müslüman ve Hristiyan dünyasını en çok etkileyen filozoflardan biri olur. Ek olarak, hocası Platon’un aksine akılcılığı değil, deneyciliği savunur ve bilimsel düşünceyi başlatır. Dil, felsefe, fizik, biyoloji, siyaset felsefesi, kimya, etik, retorik, bilim felsefesi, şiir sanatı, mantık, zooloji, psikoloji, botanik gibi birçok farklı alanda eserler kaleme alan Aristoteles, adı geçen bütün dalların kurucu metinlerine imza atan ve ününü binlerce yıl öteye taşıyan büyük bir kişiliktir. 3. Eserleri Hakkında Kısaca: “Dolayısıyla hoş şeyler şimdi algılanan, geçmişten anımsanan ya da gelecekte umut edilecek şeyler olmalıdır, çünkü şimdiyi duyar, geçmişi anımsar ve geleceği umut ederiz.” (kitap/retorik--190598 adlı kitabından) Bilgileriyle çağlar öncesinden gelerek günümüz dünyasını aydınlatmaya devam eden yazar/aristoteles aynı zamanda eserleri en çok korunmuş olan antik filozoflardan biridir. M.S. 3. yüzyılda yazar/Diogenes-Laertios, “kitap/unlu-filozoflarin-yasamlari-ve-ogretileri--29396” isimli kitabında Aristoteles’in eserlerinin tümünün 440 bin satırdan oluştuğunu söylemiştir. Totalde kaç kitap olduğunu net olarak bilemesek de, günümüze kadar gelen kitaplarının sayısının 47 olduğunu biliyoruz. Fakat antik çağlardaki “kitap” kavramının, bir kitabın içinde yer alan “bölüm” olarak da kullanıldığını belirtmekte yarar var. Bu sebeple tamamı basıldığında elbette bu rakam 47’nin de altına düşmektedir. Aristoteles’in birçok farklı alanda yazdığını söylemiştim yukarıda. Şiir sanatı üzerine düşüncelerini merak edenlerinkitap/poetika--128333’yı okuması gerekir. Oğlu Nikhomakhos için yazdığı ve onun adını verdiği “kitap/nikomakhosa-etik--15830” de yine adından anlaşıldığı üzere etik kavramı üzerine bir yapıttır.kitap/retorik--190598 isimli kitabında ise güzel konuşma üzerinde durur Aristo ve bunun bir sanat olduğunu ifade eder. Antik Yunan’da eğitimin ana temellerinden birinin güzel konuşma olduğunu bildiğimiz için, döneminde okullarda okutulan bir kaynak olduğunu tahmin etmek zor olmaz elbette. kitap/metafizik--70059, Aristoteles’in en zor okunan yapıtlarından biridir. Yaklaşık 2300 yıl önce kaleme alınan bu eserin günümüz fizikçileri tarafından hâlâ büyük bir dikkatle okunuyor olması hem eseri hem de Aristoteles’i ölümsüzleştiren noktalardan biridir.kitap/ruh-uzerine--17640 isimli kitabında ruh ve beden kavramlarını detaylıca çözümlemiş, kitap/ekonomi--120192’de ekonomi kavramı üzerine düşüncelerini dile getirmiştir. yazar/Ksenophon'un kitap/iktisat-uzerine--251969 adlı eseriyle (incelemesi için bakınız: gonderi/146255185) birlikte antik çağda bu konu üzerine yazılmış en etkili eserlerden birine imza attığını söylemek mümkündür.kitap/politika--7742’da ise siyaset felsefesi üzerine düşüncelerini açıklayan filozofun adını anmadığım daha birçok kitabı mevcuttur. Politika’nın içinde sayılabilecek eserlerinden biri de kitap/atinalilarin-devleti--128137'dir. 4. Siyaset Felsefesine Giriş ve Aristoteles: “Arkhon göreve gelir gelmez, bir tellal vasıtasıyla, makamına geçmeden önce kim nelere sahipse makamından ayrıldığında da onlara sahip olmaya devam edeceğini duyurur.” Siyaset Felsefesi, tıpkı diğer felsefe türleri gibi Antik Yunan’da doğmuş ve gelişmiştir.yazar/platon'un kitap/devlet--325'i ve yazar/aristoteles'in kitap/politika--7742'sı ile başlayan süreç binlerce yıla yayılmıştır. Günümüzde de siyaset ve felsefe üzerine bilimsel çalışmalar yürütülmektedir. Fakat mavcut dünya devletlerinin çıkarcılığı her şeyden üstte tutması sebebiyle hiçbir şekilde uygulanamayan bir düşler topluluğu haline geldiğini ve özünde bir ütopyayı temsil ettiğini de söylemek mümkündür. Nitekim "Devlet" de "Politika" da ilk ütopik eserler arasında gösterilir. yazar/Thomas-Hobbes’un "kitap/leviathan--9251"ı, yazar/jean-jacques-rousseau'nun "kitap/toplum-sozlesmesi--7042" adlı kitabı, yazar/karl-marx ve yazar/friedrich-engels'in birlikte yazdıkları "kitap/komunist-manifesto--9540" isimli eseri siyaset felsefesi üzerine modern dünyamız için verilebilecek örneklerden yalnızca bazılarıdır. Fakat hiçbir düşünürün ve filozofun eserinin yazar/aristoteles’in binlerce yıl önce yapmaya çalıştığı projeden daha kapsamlı olmadığı biliniyor. Aristoteles, yazar/Diogenes-Laertios ’un aktardığı bilgiye göre tam 158 devlet yönetimini tek tek ele almış ve uzun uzun yazmıştır. Bunlardan en kapsamlısı ve ilki olan Atinalıların Devleti’dir, geri kalanı ise ne yazık ki kayıptır. 5. Atinalıların Devleti’nin Bulunma Macerası: "...az sayıdaki yetkili, para ve bağışlarla kalabalıklardan daha kolay yozlaşarak satın alınabilirler." (sayfa 47) Aristoteles’in 1891 yılına dek kayıp olan yapıtı kitap/atinalilarin-devleti--12997, o yıl bir tesadüf sonucu ortaya çıkarıldı. Bulunma macerası ise yazar/bakkhylides'in "kitap/butun-siirleri-ve-fragmanlari--73014" kitabının bulunmasına (incelemesi için bakınız: gonderi/152790149) bir hayli benziyor. İngiltere’de bulunan ve dünyanın en ünlü müzelerinden biri olan British Museum’da 1891’in şubat ayında bir keşif yapılır. Müzeye ne zaman ve kim tarafından getirildiği bilinmeyen bir papirüs parçasında Aristoteles’in en temel yapıtlarından biri olan Atinalıların Devleti yazılıdır. Daha sonra ise bu papirüsün Mısır'dan getirildiğine dair söylentiler dolaşır. 4 farklı el yazmasıyla yazılan bu papirüs parçasının M.S. 78-79 yıllarına ait olduğu ortaya çıkarılır çünkü arka tarafından o yıllara ait bir çiftlik hakkında bilgiler mevcuttur. Aynı yıl, Frederic G. Kenyon tarafından okunan ve editörlüğü yapılan eser, nihayet okuyucuyla buluşacak bir hale gelir. Kitapta bulunan kimi eksiklikler ise günümüze kadar yazılmış olan başka eserlerde bu eserden kullanılan alıntıların taranması sonucu giderilir ve "kitap/atinalilarin-devleti--128137" kusursuza yakın bir şekilde ortaya çıkar. Yalnızca ilk sayfada yer alan kayıp kısım ise dipnot ile tamamlanır. Aslında kitabın Roma ve Bizans dönemlerinde mevcut olduğu da bilinen bir gerçektir. Romalı devlet adamı ve filozof yazar/Marcus-tullius-cicero’nun kütüphanesinde bulunan Atinalıların Devleti hakkında Cicero çalışmalar yapmış ve eserin büyüklüğü karşısında şaşkınlığını da dile getirmiştir. Antik Romalı yazar ve tarihçi yazar/plutarkhos-1 da Cicero’nun kütüphanesinden bu eseri ödünç alarak yazar/solon, Theseus, kitap/perikles--292747 ve Nikias gibi Atinalı devlet adamları hakkında biyografiler hazırlarken yararlanmıştır. Eserin Bizans döneminde de yer aldığı ve okunduğu biliniyor olsa da, onlardan hiçbir kopya günümüze ulaşamamıştır. Neyse ki 1891’de düşünce dünyası bu kıymetli esere yeniden kavuşabildi. 6. Atinalıların Devleti Ne Anlatır? “Arkhonlar kayanın üzerine çıkarak, görevlerini adilce ve yasalara uygun olarak yapacaklarına, kendilerine mevkileri yüzünden verilecek armağanları kabul etmeyeceklerine ve herhangi bir armağan kabul ederlerse altın bir heykel yaptıracaklarına dair yemin ederler." (sayfa 63) Siyeset felsefesinin ana unsurları arasında bir devletin nasıl olması gerektiği, devleti kimlerin yönetmesi gerektiği, devleti yönetenlerin egemenliği ve devlet ile bireyin ve toplumun arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiği gibi konular yer alır. yazar/aristoteles’in siyaset felsefesi de bu ölçüttedir ve kitap/politika--7742’da detaylarıyla okunabilir. "Atinalıların Devleti"nde ise var olan ve geçmişte kalmış olan rejimlere yönelik bir çalışma yürütür Aristo ve detaylarıyla Atina’nın siyasi tarihini ortaya çıkarır. Aristo, M.Ö. 594 yılından başlayarak, kitabını yazmaya başladığı yıl olarak bilinen M.Ö. 328’e kadarki Atina şehir devletinin yönetim biçimlerini ve yöneticilerini ele alıyor. Girilen savaşları, yöneticilerin icraatlarını ve halkın hangi koşullarda yaşadığını tek tek aktararak büyük bir işe imza atıyor. Aynı zamanda tarihi bir belge olarak da okunabilecek olan Atinalıların Devleti, bizleri binlerce yıl önceki devlet şekillerini görmemiz için uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Dikkat çeken unsurlardan birisi şüphesiz Atina’nın yönetiminin sürekli olarak el değiştirdiği ve bir istikrar sağlanamadığı. Siyaset felsefesiyle ilgilenenlerin de bildiği üzere, istikrarsız bir devletin gelişmesi daha yavaş olur ve anlatılan tarihlerde Atina’nın bu durumu sıkça yaşadığını görüyoruz. Oligarşi, demokrasi, aristokrasi, monarrşi, ditatörlük gibi çok farklı yönetim şekillerinin art arda gelip gidiyor olması, Atina’nın çevresinde egemen güç olmasını engellemiş ve devlet kendisini sık sık savaşların ortasında bulmuştur. Modern dünyadan da tecrübe ettiğimiz üzere yine bu durumun en kalıcı etki bıraktığı nokta ise tartışmasız bir şekilde halktır. Adeta oyuncağa dönen Atina halkının olan bitenleri izlediği ve ayak uydurmaya çalıştığını gözlemliyoruz. Oligarşiye geçiş, tiranlık dönemleri, yeniden demokratik bir yönetim anlayışının gelmesi ve ardından yine tiranlık ve oligarşik yönetimlerin üst üste Atina’ya egemen olduğunu görüyoruz. yazar/solon haricinde Aristoteles’in en çok üzerinde durduğu dönemler arasında ise Drakon dönemi, Peisistratos ve oğullarının tiranlık dönemleri, Kleisthenes yönetimi ve tabii ki en çok bilinen Antik Yunan simalarından Perikles ve Ephialtes dönemleri. Devlet adamlarının nasıl niteliklere sahip olmaları gerektiğine dair de birçok alıntı ve cümleyle karşılaştığımız kitapta, binlerce yıl önce rüşvetle nasıl mücadele edildiğine de tanıklık ediyoruz. "Arkhon" adı verilen yöneticilerin taşıması gereken özellikler ve yapmamaları gereken şeyler yasalarca belirlenir ve yapmaları halinde ise cezalarla karşılaşırlar. Eserde anlatılanlar arasında vatandaşlık hakları, meclislerin oluşturulması ve üyelerin seçilmesi, insanların hukuk önünde nasıl yargılanmaları gerektiği, yargıçların tarafsızlığı gibi konular da bulunuyor. Atina’nın birçok açıdan günümüz devletlerinden daha iyi zamanlar geçirdiğini okuyarak şaşkınlığımızı gizleyemesek de, zaman zaman oldukça baskıcı rejimlerin yönetimde bulunduğunu da görüyoruz. Hemen her şekilde yönetildiğine tanıklık ettiğimiz Atina, günümüzde Yunanistan toprakları içinde bulunmaya ve başkentlik yapmaya devam ediyor. Dünya medeniyetinin en fazla bilim, felsefe, sanat üreten şehri olma unvanını da büyük bir gururla taşımaya devam ediyor elbette. Arkhon, Bule, Apodektes, Logistes, Tiran gibi daha birçok terimle karşılaştığımız anlatıda Aristoteles kendinden önceki birçok tarihçi, şair ve yazardan da esinleniyor elbette. Bunlar arasında belki de en önemlisi "kitap/tarih--7895" isimli kitabıyla bildiğimiz yazar/Herodotos’tur. Aynı zamanda bir şair olan yazar/solon’un dizelerinden (bakınız: kitap/siirler--71690 Antik Yunan’ın diğer tarihçileri yazar/thukydides ve Theopompos’un yazdıklarından da yararlanıyor. 7. Atatürk ve “Fatih” Kalibresinde Bir Devlet Adamı: Solon “Bütün toprak bir azınlığın elindeydi ve toprağı işleyenler kirayı ödeyemediklerinde çocuklarıyla birlikte köle oluyordu. Halkın koruyucusu ilk devlet adamı Solon’un zamanına kadar, borçlular alacaklılara kendi bedenlerini rehin olarak göstermek zorundaydı.” (sayfa 2) Toplamda 69 madde şeklinde yazdığı kitabını 18 farklı başlığa ayırıyor yazar/aristoteles ve ilgili konu başlıklarıyla bahsi geçen dönemlere detaylıca eğiliyor. En çok üzerinde durduğu dönemlerden biri yazar/solon’un dönemidir. Bir devlet adamı olmasının yanı sıra entelektüel bir kişiliktir Solon ve klasik devlet adamlarından bu şekilde ayrılmayı başarır. Yazdığı şiirlerin büyük bir kısmı da yine devlete ve halka dair pasajlardan oluşur. Solon, azınlığın iktidarına karşıdır. Peki ne anlama gelmektedir bu? Zengin kısmın azınlığı oluşturduğu Atina toplumunda geriye kalan kısmın ezilmesine göz yummaz ve zengin kesime şu sözlerle seslenir: “Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun.” (Solon) Onlara kibirden uzak durmaları gerektiğini, zaten refah içinde yaşadıklarını ve fazlasını arzulamamalarını öğütler. Nispeten daha fakir kesimi aşağılamamalarını ve onların da halkı oluşturan bireyler olduklarını ifade eder. Solon bu yönüyle hümanist bir devlet adamı rolüne bürünür ve yayımladığı Solon Yasaları’yla birlikte de Atina devletinin en önemli dönem noktalarından birine imza atar. Halkın refahı ve çıkarlarını her şeyin üzerinde tutar Solon. Yönetime gelir gelmez, tepkilere göğüs gererek bütün borçları siler ve tiran olmayı reddeder. Yönetimi kullanarak kendisine çıkar sağlamaz ve yalnızca bireyi ve toplumu ilgilendiren çalışmalar yapar. Solon Yasaları, yüzyıllarca yürürlükte kalır ve Atina önceki liderlere oranla daha iyi bir şekilde yönetilir. Fakat Solon’un Mısır’a gitmesi ve sonrasında gelişen olaylar onun iktidarda düşmesine sebep olur. Özetle Solon’un devrinin çok ötesinde bir lider olduğunu ve Türk tarihinden yazar/mustafa-kemal-ataturk ve Fatih Sultan Mehmet kalibresinde bir adam olduğunu söylemek mümkündür. Bir devletin başına gelebilecek en iyi şeylerden biridir iyi bir siyasi lidere sahip olmak. Tarihimizde ne yazık ki böyle yüksek donanımlı çok fazla isim yok. Atina’yla ortak yönümüz de burası. Solon’un dahi bir adam olması ve önünün kesilmesi pek tabii Atina’nın geleceğine de büyük etkisi olmuştur. 8. Son Söz: Filozof ve yazar yazar/Bryan-Magee’nin “Herhangi bir insanın onun kadar bilgili olduğu şüphelidir,” dediği Aristoteles’i sadece felsefeye gönül vermiş olanlar değil, okumayı seven her bireyin tanıması elzemdir. Birçok konuda eser yazmış olan Aristoteles’i okumaya ilginizi çeken herhangi bir eserinden başlayabilirsiniz. Keyifli okumalar diliyor ve sözlerimi yazar/solon’un dizeleriyle bitiriyorum: “Ayrıcalıklarını ne azalttım ne de arttırdım, Halka kendisine yetecek kadar pay verdim. Güçlü olup zenginlik içinde yüzenlerin de Hak ettiklerinden fazlasını almalarını engelledim. Kalkanımı iki kesime karşı yüksek tutarak, hiç kimsenin Diğerine haksız yere üstünlük sağlamasına izin vermedim.” (sayfa 13) (Bahri Doğukan Şahin)

Kitabın tümü hakkında konuşmaya kalkışmayacağım çünkü bu kitap bir felsefe kitabı değil tarih kitabı,tarih eleştirmenliği yapabileceğimi düşünecek kadar egoist değilim.Yalnızca seçtiğim birkaç konu hakkında konuşacağım. Bahsetmek istediğim ilk kişi Solon,Solon bir devlet adamı ve müthiş bir insan,yaşadığı dönemde en çok korktuğu şey güç zehirlenmesi ve açgözlü birine dönüşebilme ihtimali,ancak böyle birine dönüşmüyor.İki taraf arasında seçim yapması gerekiyor * detaylı tarih anlatısını ben yapmayacağım,kitabı okuyabilirsiniz. * ama yapmıyor,bir tarafa sırtını dayayıp güç kazanmak yerine adil olanı yapıyor. ''Halkı etrafıma neler vaat ederek topladıysam, Herhangi birini başarmadan durup dinlendim mi?'' ''Halkı açıkça suçlamak gerekirse,bugün sahip olduklarını Rüyalarında bile görmediklerini söyleyebilirim.'' ''...Çünkü benim yerime bu güç başkasına verilseydi, Halka hükmetmekten vazgeçmez, Sütü çalkalayıp kaymağını almadan durmazdı. Ama ben ikisinin arasında bir sınır taşı gibi durdum.'' Atatürk ile kader ortağı olduklarını düşünüyorum Solon'un,benzer şartların bir araya gelmesi ile varolmuş aynı adam,biri diğerinin reankarnasyonu sanki. Tarihte bir takım olaylar yaşanıyor ve bu olaylar,belli aralıklarla tekrar eden olaylar,her ne kadar her defasında ufak değişiklikler ve zaman içerisinde ufak değişikliklerin birikmesiyle büyük değişiklikler yaşansa da. Bu tarihteki büyük adamların tekrar tekrar varolmasına sebebiyet veren şey,olumsuz durumlar zinciri elbette. Olumsuz durumlar tekrar ediyor ve bu önemli adamlar da tekrar ediyor. Resmen doğanın * ya da iyinin * elindeki tek koz dehalar,dehaların bir koz olabilmesini sağlayan şey ise tarihi net bir şekilde içine girerek gözlemleyemiyor oluşumuz. Atatürk daha sonrasında yaşanacak şeylerin bunlar olacağını tahmin edemezdi çünkü gerçekten de büyük şeyler yapmıştı ve bu büyük şeyleri yaptıktan sonra ister istemez bir şeylerin daha iyiye gideceği beklentisi doğuyordu içine. ''...Solon halkı ikna etmeyi başaramayınca,silahlarını çıkarıp evinin dış kapısının önüne asarak,şimdiye kadar vatanı için elinden gelen her şeyi yaptığını - artık çok yaşlanmıştı- ve bundan böyle başkalarının da aynı şekilde davranmalarını beklediğini söyledi.'' Atatürk'ün ölmeden önceki hali ortada,etrafında koşuşturan yalakaların ardı arkası kesilmiyor,hasta ve yorgun olduğu halde sürekli yanına birileri geliyor ve onu asla rahat bırakmıyorlar ve bedeni artık bu stresi tek başına yüklenemez hale geliyor. Bir anlamı olmadığını hissedecek olsalardı bu daha da beter olurdu onlar için,ancak onların uğraşlarının boşa gittiğini gördüğüm zaman,onların kendilerini başkaları uğruna harcamamış olduğu bir dünyayı diliyorum. Bu büyük adamlardan sonra ise,onların aksine halk için değil kendileri için çalışanlar gelir,tiranlar,hem de başlangıçta gayet iyi insanlar gibi duran tiranlar,halkın her türlü kesiminin desteğini toplayabilmiş olan tiranlar.Bu tiranların ana özelliği,şu anda anadolu coğrafyasında da görülen liderin de uygulamış olduğu özellik. Başlangıçta hep çok iyi oluyorlar ve halkı,halka yardım ederek kandırıyorlar. Çok garip dimi? Yüzlerce savaş ve siyasi stratejiye o kadar da ihtiyaç yok,en iyi taktik her zaman için iyi olmak ve halka,onun çıkarlarını gözeteceğini hissettirmek. Sonuçta bir siyasinin yapması gereken çok bir şey yok,yeterince iyi olursa fazla akıllı olmasa da ülkeye kısmi fayda sağlayabilir,sorun kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarından daha üstte tutanlar. Sorun şu ki onlar da uzun vadede kar elde etmiyorlar,başlarına her zaman kötü şeyler geliyor eninde sonunda,halk onları def ediyor. Tabi insan bu durumda düşünmeye başlıyor,neden bu kadar sahtekarlığı yaptılar diye. Çünkü bütün bu sahtekarlıklar ile uğraştıkları bölüm zaten kendileri için yorucu,üzerine bir de hiçbir zaman o sahtekarlıkların sonucunda bekledikleri karı da elde edemiyorlar. Günün sonunda kişisel çıkar ise konu,yine Solonlar ve Atatürkler,yaptıkları şeylerden dolayı huzur içinde uyuyabiliyorlar,diğerleriyse iğrenç biri olduklarının bilincinde olarak,huzursuz biçimde,arkasından nefretle anılmak üzere öbür tarafa yol alıyorlar. (Polycephaly)

Atina demokrasisinin işleyişi ve devlet rejimlerini konu alan, bir kitap. Platon'un öğrencisi, Büyük İskender'in hocası Aristoteles tarafından yazılmıştır. Çok uzun olmayan ancak antik Atina demokrasisine ilişkin çok şey barındıran bir kitap. İyi okumalar (Oğuz Gümüş)

Kitabın Yazarı Aristoteles Kimdir?

Aristoteles ya da kısaca Aristo (Yunanca: Ἀριστοτέλης Aristotelēs; Eski Yunanca /aristoˈtelɛːs/; Yeni Yunanca /ˌaris̩toˈteʎis̩/)

Antik Yunan filozof. Platon ile Batı düşüncesinin en önemli iki filozofundan biri sayılır. Fizik, gökbilim, ilk felsefe, zooloji, mantık, siyaset ve biyoloji gibi konularda pek çok eser vermiştir.

MÖ 384 veya 385'te, günümüzde Athos tepesi olarak adlandırılan tepenin yakınlarında ufak bir Makedonya kenti olan Stageira'da, Makedonya kralı II. Amyntas'ın (Philippos'un babası) hekimi olan Nikomakhos'un oğlu olarak dünyaya gelir. MÖ 367 veya 366 'da 17 yaşında Platon'un Atina'daki akademisine (Akademeia) girmesiyle Platon'un en parlak çömezlerinden biri olur. Tütör yahut yardımcı hoca olarak çalıştığı dönemde, okuma tutkusuyla tanınır; (Platon, belki de bir tür tenezzülle, ona "okuyucu" lâkabını takar) Daha sonraları Akademia'daki öğretime kendisi de katkıda bulunur: kimi zaman Platoncu savları rakip Isokratos okuluna karşı savunmak için geliştiren, hatta zaman zaman da Evdamos ya da Can üzerine (Peri tes Psykhes) yazılarında olduğu gibi, bu tezleri büyükseyen diyaloglar yazar. Gryllos yahut Retorik üzerine Aristoteles'in diyalog yazarlığı dönemine aittir.

Platon MÖ 347'de öldüğünde, Akademeia'nın başına ardılı olarak Spevsippos'u atamıştır. Antik Çağ'dan itibaren yaşamöyküsü yazarları -herhalde kötücüllüklerinden- Platon'un bu seçiminde Aristoteles'in Akademeia'yı terk etmesinin asıl nedenini görüyorlar. Aristoteles'in en azından Spevsippos'a karşı kalıcı bir garez duyduğunu biliyoruz. Aynı yıl, belki de ustasının teşvikiyle, Ksenokratos ve Theophrastos ile bugün Biga Yarımadası olarak anılan Troas bölgesindeki Assos kentine gönderilir. Orada Tiran Atarnevs'li Hermias'ın siyasî danışmanı ve dostu olur. Aynı esnada, özgünlüğünü daha o zamandan belli eden bir okul kurar. Bu okuldaki girişimleri arasında yaşambilim üzerine çalışmaları yer alır. 345-344 yıllarında, belki de Theophrastos'un daveti üzerine, komşu Lesbos (Midilli) adasının Doğu kıyısındaki Mytilene (Midilli) kentine varır. 343'te Pella'daki (Bugün Ayii Apostili) Kral Makedonyalı Philippos'un sarayına, oğlu İskender'in eğitimini üstlenmek üzere çağırılır. 341 yılında Perslerin eline düşen Hermias'ın feci sonunu Pella'da öğrenir, anısına bir ağıt düzer. Gerek Pella'da ikamet ettiği sekiz senelik dönem, gerek eğitmenlik vazifesinin içeriği hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Philippos'un ölümüyle M.Ö. 335 İskender tahta oturur. Aristoteles Atina'ya dönüp Akademeia'ya rakip olarak Lykeion'u, ya da diğer adıyla Peripatos 'u (öğrencileriyle içinde dolaşarak tartıştıkları bir tür çevresi sütunlarla çevrili avlu ya da galeri) kurar. Lykeion'lulara verilen Peripatetikoi adı buradan geliyor. Burada on iki sene ders verir. M.Ö. 323'te Büyük İskender'in bir Asya seferi esnasında ölmesi üzerine Atina'da Makedon karşıtı bir tepki dalgası peydah olduğu vakit, aslında Makedonculuk zannı taşıyan Aristoteles'e karşı, dine saygısızlık davası açılması söz konusu olur. Bir ölümlüyü -Hermias'ı- anısına bir ilâhi yazarak ölümsüzleştirmekle itham edilir. Bunun üzerine Aristoteles, Sokrates'in yazgısını paylaşmak yerine Atina'yı terk etmeyi seçer: kendi deyişiyle, Atinalılar'a "felsefeye karşı ikinci bir suç işlemeleri" fırsatını tanımak istemez. Annesinin memleketi olan Eğriboz (Evboia) adasındaki Helke'ye Khalkis sığınır. Ertesi yıl M.Ö. 322'de, altmış üç yaşında hayatını kaybeder.

Aristoteles Kitapları - Eserleri

  • Poetika
  • Atinalıların Devleti
  • Nikomakhos'a Etik
  • Politika
  • Retorik
  • Metafizik

  • Organon 1 - Kategoryalar
  • Hayatı Her Gün Yeni Baştan Keşfetmek
  • Ruh Üzerine
  • Hayvanların Hareketleri Üzerine
  • Fizik
  • İkinci Çözümlemeler
  • Ekonomi

  • Organon 2 - Önerme
  • Organon 6 - Sofistçe Çürütmeler
  • Oluş ve Bozuluş
  • Magna Moralia
  • Eudemos'a Etik
  • Gökyüzü Üzerine
  • Organon 3 - Birinci Analitikler

  • Yorum Üzerine
  • Doğa Bilimleri Üzerine
  • Aristoteles Eğitim Üzerine
  • Felsefe Yapmaya Çağrı Protreptikos
  • Organon - Topikler
  • Theta
  • Felsefeye Çağrı

  • Protreptikos - Evren Üstüne
  • Problemeta Physica
  • Politics & Constituion of the Athens
  • Poetika

Aristoteles Alıntıları - Sözleri

  • Resimlere bakmaktan hoşlanırız; çünkü onlara bakarken öğrenebiliriz. (Poetika)
  • "...Gerçi kendi başına gökyüzü olmakla bu gökyüzü olmak birbirinden farklıdır." (Gökyüzü Üzerine)
  • Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun. (Atinalıların Devleti)
  • eğer hakikati hakikat olduğu için ararsak ulaşırız. (Protreptikos - Evren Üstüne)
  • İlkin ismin ve fiilin, sonra inkar ve tasdikin, önerme ve sözün ne olduğunu ortaya koymak gerekir. Sesin çıkardığı sadalar ruh hallerinin işaretleridir. Yazılmış kelimeler sesin çıkardığı kelimelerin işaretleridir. Yazı her insanda (bir olmadığı gibi, konuşulan kelimeler de bir değildir; her ne kadar bu deyimlerin doğrudan doğruya işaretleri oldukları ruh halleri herkeste bir ise de; tıpkı bu hallerin, hayalleri oldukları şeylerin aynı oldukları gibi. (Organon 2 - Önerme)
  • Mutluluk nedir? Bilgili insanlar ve çoğunluk bu konuda aynı görüşte değil. Buna göre zenginlik ya da haz gibi şeyler mutluluktur. Bazen mutluluk duruma göre değişir, Örneğin hastayken sağlık fakirken zenginlik, bilgisizken bilmek ya da bizden daha iyi durumda olanlar mutlu olarak düşünürler. (Nikomakhos'a Etik)

  • Gerçekte, biz tartışmada iki şeyin aynı veya ayrı olduklarını ortaya koyabilirsek, aynı tarzda tarifler için de bol bol deliller bulmaya muktedir olacağız. Böylece nesnelerin özdeş olmadıklarını gösterdik mi, tarifi yok etmiş olacağız. Bununla beraber şimdi koyduğumuz kaide için karşılıklılık bulunmadığını kaydedelim. Çünkü tarifi teşkil etmek için iki nesnenin özdeşliğini ispat etmek yetmez, halbuki tarifi yok etmek için bu özdeşliğin bulunmadığını ispat etmek yeter. (Organon - Topikler)
  • Var olan bütün şeylerden bazıları hiçbir başka şey hakkında doğrulukla bütüncül olarak tasdik edilmeyecek bir tabiattadırlar (sözgelimi Kleon ve Kallias, başka deyişle ferdî olan ve duyulabilen); halbuki başka şeyler o şey hakkında tasdik edilebilirler (çünkü bu ferdî şeylerden her biri hem insandır, hem de hayvan); daha başka şeyler de başka şeyler hakkında tasdik edilirler, halbuki onlar hakkında, önce olan hiç bir şey tasdik edilmez; nihayet daha başkaları da daha başkaları, başkaları da onları kendileri hakkında tasdik edilirler, sözgelimi, insan, Kallias hakkında, hayvan da insan hakkında. (Organon 3 - Birinci Analitikler)
  • Zaman vardır, ama ancak devinim varsa, çünkü zaman yalnızca devinimin ölçüsüdür. (Gökyüzü Üzerine)
  • Birçok olayın olasılığa aykırı gerçekleşmesi olası bir şeydir. (Poetika)
  • Bize kötü olan şeyi yaptıran hazdır ve bizi doğru olandan uzak tutan acıdır. (Aristoteles Eğitim Üzerine)
  • "Eylemse, zamanı da imleyen, parçası ayrı olarak hiçbir şey imlemeyendir." (Yorum Üzerine)
  • "Her şeyi kendi anlayan iyidir, doğruyla ikna edilen de iyidir, hem kendi anlamayıp hem de başkasını dinlemeyen boş insandır."* (Nikomakhos'a Etik)

  • Söz edilebilir bence. Peki her birinin iyileri acaba onun uğruna yaptığımız şey mi? Yani hekimlikte iyilik sağlıkken, askerlikte başarı, mimarlıkta ev ya da başka şeyler; iyi için amaca göre farklı şeylerden söz edebilir miyiz ? (Nikomakhos'a Etik)
  • Bir kentte kadınların durumu iyi bir şekilde düzenlenmediyse, o kentin yarısı için iyi bir anayasa yok demektir. (Politika)
  • ... senin için küçük bir şey ama benim için büyük. (Eudemos'a Etik)
  • Hiçbir şey sevgiye alışkanlıkların olmasından daha çok Zarar veremez. (Ekonomi)
  • "...Zira kimilerinin dediğine göre, başkanın başkayla karışması imkânsızmış, çünkü karışmanın ardından var ve başkalaşmamış olmalarından ötürü, o an daha önce olduğundan daha karışmış değillermiş, hatta benzer durumdaymışlar, ikisinden biri bozulsaymış, bu karışmak olmazmış, biri var biri yok olurmuş, karışım ise benzer durumdaki şeylerin karışımıymış.İki şey birleştiğinde karışanların her biri bozulmuşsa, yine aynıymış, çünkü bütünüyle var olmayanlara 'karışanlar' denemezmiş. (Oluş ve Bozuluş)
  • Yaşlı bir adama şöyle bir göz verseler genç biri gibi görmeye başlar. Dolayısıyla yaşlılık, ruhun değil, ruhu olanın maruz kaldığı bir şey. Sarhoşlukta ve hastalıklarda olduğu gibi. İçeride başka bir şeyler bozulunca akletme ve temaşa etme de zayıflar, oysa kendisi hiçbir özelliğe ya da etkilenime sahip olmayan bir şeydir. (Ruh Üzerine)
  • Bilgelerin şu deyimi tanrısaldır: "Ruhun cezasını çekmesi gerekmektedir ve bizler ne olduğu bilinmez büyük suçların cezası içinde yaşamaktayız." (Felsefe Yapmaya Çağrı Protreptikos)

Yorumlar

Image
Ziyaretçi
15.07.2024 / 12:49

Atinalıların Devleti kitabına dün başlamıştım bu sabah bitirdim. İnanılmaz güzel ve geçmişteki uygulamaların neredeyse hiç biri şu anki devlet yönetiminde maalesef yok,ne kadın hakları , ne adalet ne de denetleme... Maalesef. Böyle olmasının büyük bir sebebi öncelikle Halk. Çünkü okumayan araştırmayan sadece güdülen bir toplum var. Tiranlık sistemi mevcut, kölelik var. Halkın çıkarlarını gözeten bir yönetim yerine kendi menfaatlerini korumaya çalışan bir sistem var. Solon'un yönetimi gibi şu an Allah bir Solon çıkarsa diye dua ediyorum . Adalet sahibi ve gerçekten Hakkı savunan kişilerin ortaya çıkmasını istiyorum inşaAllah

Yorum Yaz