Ateist Manifesto - Michel Onfray Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ateist Manifesto kimin eseri? Ateist Manifesto kitabının yazarı kimdir? Ateist Manifesto konusu ve anafikri nedir? Ateist Manifesto kitabı ne anlatıyor? Ateist Manifesto PDF indirme linki var mı? Ateist Manifesto kitabının yazarı Michel Onfray kimdir? İşte Ateist Manifesto kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Michel Onfray

Çevirmen: Mustafa Kızıltan

Yayın Evi: Yurt Kitap Yayın

İSBN: 9789759025809

Sayfa Sayısı: 308

Ateist Manifesto Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Tanrı Önünde Özgür ve Bir Süre Sonra de Onun Varlığını İnkâr Etmek İçin Bağımsız Olan İnsandır Ateist”

TANRI öldü mü?.. Bakıp görmek lazım... Her zaman boşu boşuna beklediğimiz ve kanıtı olmayan bu haber, aslında güneşsel etkiler yaratmış olmalıydı. Oysa Tanrı’nın ölümünün ortaya çıkması için işaretler, kanıtlar gerekiyordu. Ama tüm bunlar eksikti.

Cesedi kim gördü? Nietzche’den başkası görmedi ve onun görmesi de yetersizdi...

Baal ve Yahve, Zeus, Tanrı ve Allah, Ra ve Wotan, aynı zamanda Manitu, isimlerini coğrafyaya veya tarihe borçludur. Hâlbuki hiçbiri diğerinden daha gerçek değildir; hepsi Odysseus’un ve Zerdüşt’ün, Diyonisos ve Don Kişot’un içinde evrimleşmiştir...

Ateist Manifesto Alıntıları - Sözleri

  • İnsan sevgisinin sınırı yoktur...
  • “Tanrı” kavramı yaşamın antitezi olarak uyduruldu. Bu kavram için de, yaşama zararlı, ağulu, kara çalıcı her şey, yaşama karşı duyulan kin ürkütücü bir birlik oluşturur. “Öteki dünya”, “gerçek-dünya” kavramı sadece var olan tek dünyayı değersiz kılmak ve dünyevi gerçekliğimizden her türlü amacı, akılı ve yaşamda önemsemeye değer ne varsa silip atmak için uyduruldu! “Ruh", “tin" ve hatta nihayetinde “ölümsüz ruh” kavramı, bedeni hor görmek, onu hasta -ama gene de “kutsal”- ilan etmek, yaşamda ciddiye alınmayı hak eden -beslenme, konut, düşünce sistemi, hastaların bakımı, temizlik, havanın nasıl olduğu- her şeyin yerine en ürkünç kayıtsızlığı koymak için uyduruldu! Sağlık yerine, “ruhun selameti” yani tövbe çırpınmaları ve selamete ermenin histerisi arasında gidip gelen dönemsel delilik! “Günah ” kavramı, içgüdüleri sapıttırmak ve onlara karşı güvensizliği bizde ikinci bir doğamız haline getirmek için, onu tamamlayan işkence aleti olan “özgür istem ” kavramı ile aynı zamanda uyduruldu!"
  • Anlama ve muhakeme yeteneğinin iyi kullanımı, düşüncenin nedenler zincirine göre yönlendirilmesi , gerçek bir eleştirisel iradenin ortaya konulması , zekânın genel seferberliği, ayakta kalarak ilerleme hırsı, işte hayaletlerin gerilemesi için bize verilen bir o kadar fırsat..
  • Insanların saflığı hayal edebileceğimizden de ötedir. Gerçeği görmeme arzulan, en mutlak fiksiyondan kaynaklansa bile daha neşelendirici bir gösteriye olan hevesleri, körlük eğilimleri -istemleri- sınır tanımaz. Bizi dünyanın trajik gerçekliğine katlanmamıza zorlayan gerçek acımasızlığın gözler önüne serilmesine katılım yerine; daha çok fabulalara, fiksiyonlara, efsanelere inanç tercih edilir. Ölümü, dini ve büyülü ritüellerle ötelemek için, homo-sapiens onu başından savar. Sorunla yüzyüze gelmekten sakınmak için, sorunu ortadan kaldırır. Ölümün kaçınılmazlığı sadece ölümlüleri ilgilendirir: mümin olarak o, saflık ve bönlükle ölümsüz olduğunu, dünyevi kırımdan kurtulacağını bilir...
  • Ateizm bir terapi değil.yeni den kazanılmış mental sağlıktır.
  • ... ilahi şekillerin olasılıklarının alanını genişlet­mek için insanlar tarafından icat edilmemiş şaklabanlık yok gibidir... Neyin üzerine dayandıkları konusunda dinlerin müm­kün zırvalıklarından hâlâ şüphesi olanlara, Yeni-Meksika’da Zunilerin sidik dansını, Tibet’te büyük Lama’nın dışkısın­dan yapılan muskaları, Hinduistlerde arınma yıkanmaların­ da kullanılan inek tezeğini hatırlatalım.
  • Ölümlü, sonlu, sınırlı ve bu engellerin acısını duyan, eksiksiz olma duygusu içindeki insanlar, tamamen zıt ni­teliklerle donanmış bir güç icat ederler: bir eldivenin par­maklarının ters yüz edilmiş hali gibi kendi yetersizlikleri ile önünde diz çöktükleri ve sonra secdeye vardıkları nitelik­ler üretirler. Ben ölümlü müyüm, Tanrı ölümsüzdür... Sonu olan bir varlık mıyım, Tanrı sonsuzdur... Sınırlarım var mıdır, Tanrı sınırsızdır... Ben her şeyi bilmeye muktedir de­ğil miyim, Tanrı her şeyi bilir... Her şeyi yapamaz mıyım, Tanrı her şeye kadirdir... Her yerde aynı anda var olma ye­teneğim yok mudur, Tanrı her yerdedir... Ben yaratıldım mı, Tanrı yaratılmamıştır... Ben güçsüz müyüm, Tanrı mut­lak gücü temsil eder... Ben yeryüzünde miyim, Tanrı gök­tedir... Ben kusurlu muyum, Tanrı kusursuzdur... Ben hiç­ bir şey değil miyim, Tanrı her şeydir.
  • Kim, gerçekte kendi dini kitabını baştan aşağı okudu ? Kim , okuduktan sonra detaylar ve okuduğunun bütünlüğü üzerinde aklını , hafızasını , zekasını , eleştirel ruhunu çalıştırdı . Okumak , sayfaları ellerinin arasından kaydırmak , onları tek düze sesle dönen dervişler gibi okumak , bir kataloğa göz atar gibi incelemek , arada sırada şurasından burasından bir hikaye için bölümler almak değildir ama birlikte derin düşünmek için gerekli zamanı harcamaktır. Bu şekilde yaparak , inanılmaz tuhaflığı, iki bin yıldan beri imparatorluklar , devletler , milletler kurmuş bu üç kitabın tutarsızlıklar dokusunu keşfederiz…

Ateist Manifesto İncelemesi - Şahsi Yorumlar

TANRI öldü mü?.. Bakıp görmek lazım... Her zaman boşu boşuna beklediğimiz ve en ufak bir kanıtı olmayan bu haber, aslında güneşsel etkiler yaratmış olmalıydı. Oysa Tann'nın ölümünün ortaya çıkması için işaretler, kanıtlar gerekiyordu. Ama tüm bunlar eksikti. Cesedi kim gördü? Nietzche'den başkası görmedi ve onun görmesi de yetersizdi... Tanrı'nın ve üstün dünyaların varlığının reddi muhtemelen inanan ilk insanın içinde de vardır. Şüphe etmek inanmakla birlikte var olmuştu. Dini inanç; bir taraftan içini şüphe kemiren diğer taraftan da afaroz edilme korkusuyla yaşayan aynı insanda yaşar. Doğrulamak veya inkâr etmek, bilmek veya bilmemek, diz çökmek için bir zaman, isyan için bir başka zaman... Baal ve Yahve, Zeus, Tanrı ve Allah. Ra ve Wotan, aynı zamanda Manitu, isimlerini coğrafyaya veya tarihe borçludur. Hâlbuki hiçbiri diğerinden daha gerçek değildir; hepsi Odysseus'un ve Zerdüşt?ün, Diyonisos ve Don Kişot'un içinde evrimleşmiştir... (Enes)

Ateist Manifesto PDF indirme linki var mı?

Michel Onfray - Ateist Manifesto kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ateist Manifesto PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Michel Onfray Kimdir?

Michel Onfray Fransız filozofudur. Norman çiftçilerinden bir aileye doğdu ve doktora derecesi ile mezun oldu. Felsefede. Kendisi ve taraftarlarının Université populaire de Caen'i kurmadan önce, Caen'de bir teknik lisede kıdemli öğrencilere ders verdi. Hem yazarlığı hem de konuşmasında Onfray'in yaklaşımı hiyerarşik ve elitisttir. "Üniversite", "Felsefe-for-Well-being" gibi kolay okunan kitaplar vasıtasıyla felsefi kavramların vahşileştirilmesi konusundaki ortak yaklaşımın aksine kitlelere üst düzey bilgi sunmayı tercih ediyor. Onfray, psikanaliz olmadan felsefenin bulunmadığını yazıyor. Belki de çelişkili bir tavırla, kendisini sağlam bir ateist olarak ilan eder (Fransa'da başka yerlerden daha yeni bir şey - aslında Atheist Manifesto adlı kitabı kısaca Fransa'daki en çok satanlar listesinde) ve dini inkar edilemez olarak görüyor. Bunun yerine kendisini, bireyselci anarşizm geleneğinin bir parçası olarak görüyor. Yazıları hazcılık, akıl ve ateistliği kutluyor

Michel Onfray Kitapları - Eserleri

  • Nietzsche - Özgürlüğü Yaratmak
  • Ateist Manifesto
  • Filozofların Karnı
  • Yolculuğa Övgü
  • Bir Putun Alacakaranlığı
  • Gerçekleşmeyen Gerçeklik
  • Bir Putun Alacakaranlığı

Michel Onfray Alıntıları - Sözleri

  • Bedenin denetimi olmadı mıruhun hepten yolunu kaybetmesinden korkmak gerek. (Yolculuğa Övgü)
  • Bir mizaca yönelik coğrafya vardır hala. Geriye onu bulmak kalır. (Yolculuğa Övgü)
  • Öğrendim ki, tıpkı yeni dünyanın dolarlarla yönetilmesi gibi, bu yaşlı dünyayı yönetmenin yolu da makam sahibi olmak imiş. (Bir Putun Alacakaranlığı)
  • Bir varış yeri hayal etmek içimizde yabancı bir sesle konuşan buyruğa itaat etmektir. Zira bir tür Sokratik daimon bizim yerimize iç benliğimizde kararsız, belirsiz ya da bulanık olanı ateşiyle harlayan bu parlamayı ifade eder ve hatlarını çizer. (Yolculuğa Övgü)
  • İnsan, hangi dozajda hakikate dayanabilir? (Nietzsche - Özgürlüğü Yaratmak)
  • Kim, gerçekte kendi dini kitabını baştan aşağı okudu ? Kim , okuduktan sonra detaylar ve okuduğunun bütünlüğü üzerinde aklını , hafızasını , zekasını , eleştirel ruhunu çalıştırdı . Okumak , sayfaları ellerinin arasından kaydırmak , onları tek düze sesle dönen dervişler gibi okumak , bir kataloğa göz atar gibi incelemek , arada sırada şurasından burasından bir hikaye için bölümler almak değildir ama birlikte derin düşünmek için gerekli zamanı harcamaktır. Bu şekilde yaparak , inanılmaz tuhaflığı, iki bin yıldan beri imparatorluklar , devletler , milletler kurmuş bu üç kitabın tutarsızlıklar dokusunu keşfederiz… (Ateist Manifesto)
  • Diogenes, beslenme konusunda, yaygın olarak uygulanan pişmiş yiyecek olgusunun karşısına, öncelikle uygarlığın simgesi olarak Prometheus'un, ateşin reddedilmesiyle kendini gösteren en çılgın beslenme nihilizmini koyar. Kinik diyetetiğin baş ilkesi, çiğ yiyecek tüketmektir. Kinik filozofun yabancılaşması -bu deyim Plutarkhos'a aittir-, uygarlığın temel aldığı değerler sisteminin yapı bozucusu olarak omophagia'yı, yani çiğ et yeme olgusunu öne çıkarır. "Çiğ et yeme, aslında (..), Prometheus'un kendini feda etmesiyle tanımını bulan ve bize iyi yaşama kuralı olarak, yemek hazırlarken şiş ve kazan kullanmayı dayatan insanlık durumunu yadsımanın bir biçiminden başka nedir?" diye yazar Marcel Détienne. Çiğ et yiyenler için söz konusu olan, "siyasal dinsel koşullardan kaçabilmek için (.) hayvan gibi dav ranmak (...), bunu alt düzeyde, hayvancılık düzeyin gerçekleştirmektir." (Filozofların Karnı)
  • Nedir bir başyapıt? Herkesin bildiği, sözünü ettiğini ve pek azının gerçekten okuduğu bir kitap... (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • İnkar ve reddetme hastalığına yakalanan herhangi biri için gerçekliğin gördüğü şey, gerçeğin gerçekliğinden daha gerçektir; gerçek olanı ise gerçek değil, diye değerlendirecektir. (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • - " (…) Nedir bir şaheser? Herkesin bildiği, sözünü ettiği ve pek azının gerçekten okuduğu kitap..." (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • ""İnsanlığın selameti' için o Tanrıbilimci antikalıklarının hepsinden çok daha önemli bir sorun var ki, beni daha başka türlü ilgilendirir: beslenme sorunu. NIETZSCHE, Ecce Homo (Filozofların Karnı)
  • Freud, dünyayı kavramak için iki farklı yol olduğundan söz eder: Bir yandan sanat, din ve felsefe yoluyla (ki bunlar, kaleminin ucundan vefasızca dökülürler); bir diğer yandan da psikanaliz (yani onun "psikanalizi") yoluyla ... İlk gruba girenler, biçimsel güzelliği ön planda tutan masallar, edebi alegoriler, dini mitolojiler, felsefi kurgulamalar önerirken; ikinci gruptaki kişiler de primısin ter pares (eşitler arasında birinci) yasasına uygun olarak, klinik gözlem sonucu elde edilen bilimsel gerçeklik­leri sunarlar. Ontolojik işeyicinin idrarı veya konserdeki çalıcının osuruğu söz konusu olduğunda, bunu oldukça net bir şekilde gözlemlemek mümkün elbette ... (Bir Putun Alacakaranlığı)
  • Bilgili diyetetik, kısmen besinler aracılığıyla insanları kendi isteklerine boyun eğdirme peşinde olan Rousseau, bir beslenme tipinin bir insan tipi yaratacağını bilir.Bu düşüncesini Yeni Héloïse'de geliştirir: "Insanların ka karakter özelliklerini," diye yazar, "onların yeğlediği besinlerin seçiminden çıkarabileceğimizi düşünüyorum. Fazlasıyla ot ve sebze yedikleri için Italyanlar kadınsıdır ve siz hepiniz, İngilizler, büyük et yiyicileri, sizin sarsılmaz erdemlerinizde sert ve barbarlığı andıran bir taraf var.Doğal olarak soğuk, sakin ve yalın olan Isviçreli, öfkeye kapıldığı zaman serttir ve çabuk parlar, aynı zamanda her iki tür besini tüketir, hem süt, hem şarap içer. Esnek ve değişken Fransız, her türlü besini tüketir ve her karakterde olabilir."Bu düşünceyi -insan, yediği seydir İtiraflarda da buluruz,.. (Filozofların Karnı)
  • Kimsenin inanmak için görmeye gereksinimi yoktur, görmek için inanmak yeter. (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • Gidişler, dönüşler, dönüşsüz gidişler. Gezegenin tüm yüzeyi insanların, nesnelerin, bilgilerin ve tasarıların değiş tokuşuyla uğuldamakta. (Yolculuğa Övgü)
  • Demek ki seyahat etmek, medeniyetin emek isteyen zaman ayarlamasını, icada yönelik neşeli boş vakitten yana reddetmeyi gerektirir. (Yolculuğa Övgü)
  • Başlangıç. Sondur, çünkü başta hep "Ebedi Dönüş" vardır. Böylece o aynı zamanda hem ortada hem sondadır. (Nietzsche - Özgürlüğü Yaratmak)
  • Zavallı kardeşim, kusura bakma ama sen benim yazdıklarımı anlayabilmek için fazla salaksın. O geri kalmış zekânın anlamaktan aciz olduğu kitapları okumasan daha iyi edersin. (Nietzsche - Özgürlüğü Yaratmak)
  • Ateizm bir terapi değil.yeni den kazanılmış mental sağlıktır. (Ateist Manifesto)
  • Samsatlı Lukianos, Diogenes'e şunu söyletir: "Bizim düşünme tarzımız (...) öteki insanların sansür ettiği şeydir," daha ileride de: "Ben sadece hoşuma giden şeyi yapıyorum, görüştüğüm insanlar sadece keyif aldıklarım." İşte bu nedenle, filozofun tiyatroya çıkış kapısından girdiğini ya da giriş kapısının altında geri geri yürüdüğünü görmek bizi şaşırmamalı. Kendisine karşı çıkanları şöyle yanıtlıyordu: "Ben yaşamımda, herkesin yaptığının tersini yapmaya çalışıyorum." (Filozofların Karnı)