Aşk Üzerine - Alain de Botton Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aşk Üzerine kimin eseri? Aşk Üzerine kitabının yazarı kimdir? Aşk Üzerine konusu ve anafikri nedir? Aşk Üzerine kitabı ne anlatıyor? Aşk Üzerine PDF indirme linki var mı? Aşk Üzerine kitabının yazarı Alain de Botton kimdir? İşte Aşk Üzerine kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Alain de Botton
Çevirmen: Ahu Antmen
Orijinal Adı: Essays In Love
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755701820
Sayfa Sayısı: 225
Aşk Üzerine Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Alain de Botton, insanoğlunun yaşadığı en yoğun duygunun haritasını Aristo, Marx, Nietzsche, Wittgenstein, Tolstoy ve Stendhal’ın rehberliğinde çıkartıyor. Yazarın hınzır, duyarlı, gerçekçi ve bilge kaleminden aşkın tetiklediği ruh halleri birer birer dökülüyor.
Bize çok tanıdık gelen bu ruh halleri, derinlikleri, çelişkileri ve sırları ile karşımıza çıkıp aşka dair söylenen, düşünülen ve yaşanan her şeyi aydınlatıyor.
Felsefenin, statü endişesinin, çalışmanın ve seyahat etmenin inceliklerinden sonra sıra aşık olmanın zorlu, ancak bir o kadar da keyifli anları ile tanışmaya geldi.
Aşk Üzerine Alıntıları - Sözleri
- Olgun bir insan ilk görüşte aşık olmaz.
- Yanında zayıf davranabileceğim kadar seviyor musun beni? Herkes gücü sever, ama sen beni zaaflarımla seviyor musun? Asıl sınav budur. Yitirebileceğim her şeyden arınmış olsam, yalnızca ömür boyu sahip olacağım şeyler için sever misin beni?
- Güzellik mi aşkı doğurur, aşk mı güzelliği?
- Seni yalnızca esprilerin, yeteneğin ve güzelliğin için değil, ama salt sen olduğun için, hiçbir özelliğini göz önüne almadan seveceğim. Seni ruhunun derinlikleri için seveceğim, gözlerinin rengi, bacaklarının uzunluğu ya da çek defterin için değil.
- Aşkın çılgınlığı, aşık olunan kişinin özündeki normalliği görmeyi reddetmesinden bellidir.
- Aşkın sonu başında saklıdır aslında, yıkımın ipuçları aşk doğduğu sırada önceden kendini göstermiş gibidir.
- Güzel olduğu için mi beni mutlu ediyordu, yoksa beni mutlu ettiği için mi güzeldi?
- Aşkı trajik kılan geçiciliğidir.
- Ben Chloe'yi vücudu için sevmiyordum, vücudunu bana vaat edilen kişiliği taşıdığı için seviyordum. Son derece esin verici bir vaatti bu.
- Yaşamımı paylaşacak biri olmadan yaşama hakkının, sesimi duyacak biri olmadan düşünce özgürlüğünün ne anlamı vardı ki?
- Aşık olmak, insanın atlayacağı suyun ne kadar derin olduğunun bilincinde olmasıyla başlar.
- Doyurulmayı bekleyen gereksinimler kimi zaman halüsinasyonlar doğurur: Susuzluk suyu hayal eder, aşka duyulan gereksinim de ideal bir erkek ya da kadını...
- Aşık olunan kişiyle henüz bir samimiyet kurmadan önce bile onu zaten tanıyormuşuz gibi tuhaf bir duyguya kapılabiliriz. Onunla daha önce bir yerde, bir önceki yaşamımızda ya da belki rüyalarımızda tanışmışızdır sanki. Platon'un Şölen'inde Aristofanes, bu aşinalık duygusuna ilişkin aşık olduğumuz kişinin bir zamanlar yapışık olup da sonra yitirdiğimiz "öteki yarımız" olduğu iddiasını ortaya atar. Başlangıçta, bütün insanlar çift sırtlı, çift böğürlü, dört elli, dört bacaklı ve aynı başta zıt taraflara bakan iki suratlı, çift cinsiyetli canlılarmış. Bu çift cinsiyetliler öyle güçlü, öyle gururluymuşlar ki Zeus onları ikiye ayırmak zorunda kalmış, -erkek ve dişi olmak üzere- işte o gün bugündür, her erkek ve kadın, öteki yarısıyla yeniden birIeşebilmek için çabalayıp duruyor demek ki.
- Hoşgörüsüzlüğün temelinde neyin doğru neyin yanlış olduğuna ilişkin belli kavramlar ile başkalarına ille de doğru yolu gösterme arzusu yatar.
- İnsanlar eşit oldukları, her iki tarafın da eşit düzeyde özveride bulunmaya hazır olduğu ilişkilere girmeli -biri gerçek aşk, öteki geçici bir ilişki arıyorsa olmaz. Bence bu tür dengesizlikler ilişkilerde acının asıl kaynağı oluyor, insanlar ne istediklerinden tam olarak emin alamıyorlar bir türlü.
Aşk Üzerine İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Her satırında kendinizi bulabileceğiniz, fark edebileceğiniz bir kitap. Kitabın temeli aşkın felsefesi ve psikolojisine dayanıyor. Roman şeklinde yazmış ve felsefe ve psikoloji ile harmanlamış, ortaya çok güzel bir kitap çıkmış. Çözümlemelerini beğendim. Aslında kitaptaki olaylara bakınca aşkın bu olmadığını anlıyorsunuz. Modern insanın, aşkı biraz daha yavan hale getirdiği görülebiliyor. Birkaç güzel alıntı: ~ "İnsanlar eşit oldukları, her iki tarafın da eşit düzeyde özveride bulunmaya hazır olduğu ilişkilere girmeli -biri gerçek aşk, öteki geçici bir ilişki arıyorsa olmaz. Bence bu tür dengesizlikler ilişkilerde acının asıl kaynağı oluyor, insanlar ne istediklerinden tam olarak emin olamıyorlar bir türlü." (s.30) ~ "Olgun bir insan ilk görüşte aşık olmaz. Aşık olmak, insanın atlayacağı suyun ne kadar derin olduğunun bilincinde olmasıyla başlar. İki insan, kendi geçmişleri ve siyaset, sanat, bilim ve yemek üzerine düşüncelerini paylaştıktan sonra ancak birbirlerini sevmeye hazır hale gelirler; bu yakınlık, karşılıklı anlayış temeline oturur. Böylesi olgun ilişkilerde, kişi eşini gerçekten tanıdığı zaman serpilip büyümeye başlar aşk. Gerçi aşkın insanın aklını da çelebildiği düşünüldüğünde (genelde tanımadan aşık olanların içine düştüğü bir durumdur bu) birbirini tanımak, engel de oluşturabilir- ütopya ile gerçek arasında çatışma yaşanabilir." (s.64) (Büşra)
Aşk bu yaşanması gereken olgu: Aşkın olumlu yanının yanı sıra olumsuz yanlarının suratıma suratıma vuruşunu okudum kitapta. Aşk deyince geçici olarak algılanır aslında doğru aşk belli süre sonra alışkanlık haline geldiği için sürdürmekte zorlandığı anlar vardır. İşte bu da bana göre bir sınav. Ve elbet kazanırız o sınavı. Kitapta bir adamın Chloe ile yaşadığı aşkı analiz ediyor. Aşkın o tatlı yanları, ağızda güzel tat bırakan anları, bitmeyecek sanılan ( yada sonsuz sürecek) mutluluklar, aşkı yaşarken bizim dile getiremediğimiz ama aklımızın düşündüğü gerçekler, ve sınavın sonucunu anlatıyor. Gözümün önüne geldi hep duygularım. Romanda sinir olduğumu taraf Chloe oldu. Çok hoş ve zevkle okudum. Yazarla ilk kez tanıştım ve okumaya devam edeceğim. Anlaşılır dili ve roman içinde psikanaliz dersi veren birazda felsefe iliştirilmiş bir aşk romanı. Şimdiden okuyanlara aşk dolu, musmutlu günler dilerim (Nisan T.)
Aşk da öğreniliyor.: Romantik yazgıcılığın her satırında kendini hissettirdiği, aşk üzerine hayli düşündüren ve satır aralarında; aşkın başlangıcında, ortasında, sonunda insanın yaşadığı duygusal holocaust ataklarını teşhis edip anlamlandıran güzel kitaplardan. Özellikle felsefeci bakış açısıyla aşk kavramı ve bu kavramın insan psikolojisindeki yansımaları, reaksiyonları ele alındığından okuyucuyu yormayan, konuyu muğlaklaştırmayan, Tolstoy, Marks, Nietzsche, Aristo ve adını unuttuğum bir çok yazar ve düşünürün perspektifini de katarak hazırlanmış olması oldukça başarılı bir kitabın ortaya çıkmasını sağlamış. Alt yapısı oldukça iyi olduğu için o kadar çok alıntı paylaşacak bölüm var ki artık bir süre sonra kitabı çize çize murdar edebilirsiniz. Pdf hali ise gök kuşağına dönüşebiliyor. En sevdiğim bölümlerden birini ise incelemeye sakladım. ''Herkes gücü sever, ama sen beni zaaflarımla seviyor musun? Asıl sınav budur. Yitirebileceğim her şeyden arınmış olsam, yalnızca ömür boyu sahip olacağım şeyler için sever misin beni?" çok sevdiğim bu söz kitabın özeti gibidir. Aşka, karşındakine olan bu yaklaşımın insan öz yaklaşımı olması gerektiğini düşünüyor Alain de Botton ve kitabın tüm kurgusunu bu sözün zıtlıkları sayılabilecek psikolojik, felsefi ve ilişkisel konuları irdeliyor. Aşkın ne olduğunu değil de ne olmadığını anlatıyor bu kitabında. Dolayısıyla dolayımlı bir modern insan eleştirisi de var gerçeklerle alakalı olarak hem de. Genelde felsefe içerikli kitaplarda modernizm, bir ideoloji, akım, kuram olarak kabul görülüp de ona karşı çıkışlar yapılır. Alain de Botton felsefesiyle bu soyutlanmış tutumu da bozarak gerçek hayatta olan olay ve durumlar üzerinden felsefesini gerçekleştirmiş. Kitabın eleştirdiği tek yanı ise en başta bahsettiğim romantik yazgıcılık düşüncesinin hakim olması. Aşk konusunda yazgıcı yaklaşım tam anlamıyla onu tanımlaya yetmez diye düşünüyorum. Belki romantik realizm akımına göre yazılmış olsa daha da gerçekçi olabilirdi. Aşk hayalci bir gerçeklik halidir çünkü. Neyse ki yazarımız bu noktayı Tolstoy, Marks, Nietzsche, Aristo ile kapatmış. Aşk üzerine düşünceler içerisinde kaybolmak isteyenler için birebirdir, okuyunuz. Keyifli okumalar. (Uğur De Molinari)
Aşk Üzerine PDF indirme linki var mı?
Alain de Botton - Aşk Üzerine kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aşk Üzerine PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Alain de Botton Kimdir?
Yahudi asıllı yazar ve televizyon programları yapımcısı.
1969 yılında İsviçre’de doğdu. Eğitimini Cambridge’de tamamladı. Yapıtları on altı dile çevrildi. Hâlâ Londra’da yaşıyor. Türk okurunun Aşk Üzerine, Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir, Romantik Hareket, Öp ve Anlat, Seyahat Sanatı, Felsefenin Tesellisi, Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı, Ateistler İçin Din, Havaalanında Bir Hafta, Görmek ve Fark Etmek, Hayat Okulu Kitapları ve Statü Endişesi adlı kitaplarıyla büyük beğeni kazandı.
Alain de Botton Kitapları - Eserleri
- Felsefenin Tesellisi
- Aşk Üzerine
- Statü Endişesi
- Aşk Dersleri
- Mutluluğun Mimarisi
- Görmek ve Fark Etmek
- Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir
- Romantik Hareket
- Ateistler İçin Din
- Seyahat Sanatı
- Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız
- Öp ve Anlat
- Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı
- Haberler
- Havaalanında Bir Hafta
- Terapi Olarak Sanat
- Hayat Okulu Kitapları (6 Kitap Takım)
Alain de Botton Alıntıları - Sözleri
- İlişkilerin en can sıkıcı yanlarından biri, ilk tanıştığımız gün daha görür görmez tutulduğumuz insanlara çok çabuk alışmamızdır. Eskiden sadece bileği ya da omzuyla bizi tahrik edebilen kişi şimdi önümüzde çırılçıplak soyunsa en ufak bir heyecan kıpırtısı duymadan bakabiliriz. (Terapi Olarak Sanat)
- İyi kitaplar yalnızca duygularımızı ve çevremizdekilere benzer insanları betimlemekle kalamaz, bunların bizim betimledigimizden çok daha güzel betimlenmesini sağlayan bir becerinin varlığına işaret ederler. Bu kitapların istedikleri gerçeklerin bizim de gerçeğimiz olduğunu düşünür, ancak bu gerçekleri kitapları okumadan kendi kendimize dile getirmeyi başaramayız. (Görmek ve Fark Etmek)
- Doğuştan getirdiğiniz tek bir kusur var: hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimize inanıyoruz... (Felsefenin Tesellisi)
- ...Tatmin olamayışımızın nedeni kendi hayatlarımızın baştan beri kusurlu olmasından değil, kendi hayatlarımıza gerektiği gibi bakmamamızdan kaynaklanır. (Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir)
- Mutluluk beden için iyidir," diyor Proust, "ama zihnin gücünü artıran şey kederdir." (Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir)
- Yaşamımı paylaşacak biri olmadan yaşama hakkının, sesimi duyacak biri olmadan düşünce özgürlüğünün ne anlamı vardı ki? (Aşk Üzerine)
- Erdemli olmaya giden yolun başında burjuvalara duyulan nefret vardır. (Görmek ve Fark Etmek)
- "Yaptığımız işin kişiliğimizi tanımlamasına tarihte izin veren ilk toplum da biziz; yeni tanıştığımız birine ilk sorduğumuz nereli olduğu ya da ailesi değil, ne iş yaptığıdır, sanki bir insanı ötekilerden ayıran özelliği bilmek için işini sormak yeterlidir." (Havaalanında Bir Hafta)
- Bir kütüphane kadar sessizdi ortalık. (Seyahat Sanatı)
- Sanat, kırılgan hayallerimize destek olur. (Terapi Olarak Sanat)
- Doğamızdaki rastlantısal özellikler ve çocukluğumuzdaki tuhaflıklar nedeniyle yetişkin olduğumuzda kendimizi dengesiz bir ruh halinde buluruz, bazı alanlarda çok iyiyizdir, bazılarında ise çok eksik, ya fazlasıyla endişeli ya da fazlasıyla sakinizdir, ya fazlasıyla iddialı ya da fazlasıyla pasifizdir, ya düşünce geliştirmeye fazlasıyla eğilimli oluruz ya da pratik yaşamı fazlasıyla önemseriz, ya fazlasıyla eril ya da fazlasıyla dişil yaklaşımları benimseriz. Kendimizde olmayan özellikleri gördüğümüz kişileri ‘seksi’ olarak niteleriz, bizi zaten var olan aşırılıklarımıza daha da itecek gibi görünen kişilerden de kaçarız. (Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız)
- Özellikle de öfkenin ana sebebinin umut olduğu tezi. Kizgınız çünkü haddinden fazla iyimseriz; varoluşun içerdiği hüsran hastalığına yeterince hazırlıklı değiliz. Anahtarlarını her kaybettiğinde ya da bir havaalanında her geri çevrildiğinde bağıran bir adam anahtarların asla kendiliklerinden kaybolmadığı ya da seyahat planlarımızın daima garantili olmadığı bir dünyada dokunaklı ama düşüncesizce ortaya konan saf bir inanç sergiler (Havaalanında Bir Hafta)
- " Arkadaşlarıyla inanılmaz derecede ilgilenirdi. Bu kadar az bencil ya da bu kadar az kibirli birini hiç tanımadım ... Karşısındakini eğlendirmek isterdi. Başkalarını güldürmekten ve gülmekten çok hoşlanırdı." -Georges de Lauris (Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir)
- İyi düşünceler kitapların içinde hapsedildiği sürece gelişemezler. (Ateistler İçin Din)
- Whistler’dan önce kimsenin Londra’daki sisi fark etmemiş olması ya da Van Gogh’tan önce kimsenin Provence’taki selvilere ilgi göstermemiş olması imkânsızdı. (Seyahat Sanatı)
- Doğa manzaraları bizlere birtakım değerler aşılama gücüne sahiptir: meşeler gururu, çamlar azmi, göller de sakinliği öğretir, erdemli olma yolunda bizlere sessiz sedasız ilham verirler. (Seyahat Sanatı)
- "Yetmişimden fazla yaşadım. Aç kalmadım. Keyif aldığım pek çok şey oldu. Bir iki kere de beni iyi kötü anlayan biriyle karşılaştım. Daha ne isteyebilirim ki?" (Öp ve Anlat)
- ..Freud'un deyişiyle Rilke, “Kış gelince baharın güzelliğinden geriye hiçbir şey kalmayacağını, bu güzelliğin de insanın yarattığı her güzel şey gibi yok olup gitmeye mahkûm olduğunu” unutamıyordur. Freud bu yaklaşım hiç onaylamıyordu.Ona göre yok olmaya mahkûm olsa bile çekici, güzel bir şeyi sevebilme yetisi sağlıklı bir ruhun göstergesiydi. (Mutluluğun Mimarisi)
- Konuşacak kimse bulamadıkları için kaç kişinin yazar olduğuna ve bu yüzden kaç kitap yazılmış olduğuna şöyle bir bakarsak, kitapçıların yalnız insanlar için gidilebilecek en iyi yer olduğunu anlarız. (Felsefenin Tesellisi)
- "Yas ve günaha çağrının zamanı bu, Gözyaşları, kıskançlık ve işkencenin devri, İsteyipte elde edememenin, lanetlenmenin zamanı..." (Statü Endişesi)