Aşk Oyunu - Osman Aysu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aşk Oyunu kimin eseri? Aşk Oyunu kitabının yazarı kimdir? Aşk Oyunu konusu ve anafikri nedir? Aşk Oyunu kitabı ne anlatıyor? Aşk Oyunu PDF indirme linki var mı? Aşk Oyunu kitabının yazarı Osman Aysu kimdir? İşte Aşk Oyunu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Osman Aysu
Yayın Evi: Evrim Yayınevi
İSBN: 9789755031323
Sayfa Sayısı: 418
Aşk Oyunu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Genç iş adamının babasının ölümü bir anda hayatının büyük ölçüde değişmesine ve içinden çıkılmaz bir girdaba kapılmasına neden olacaktır. Bunca yıllık yargıları bir anda değişecek, ahlak ve değer ölçüleri zedelenecek, hayatının bundan sonrası için ne denli sağlıklı ve isabetli bir karar vereceğini bilemeyecektir.
Bir anda erişilmesi çok zor bir servetin mirasçısı haline gelmiştir. Kendi halinde bir doktor olarak tanıdığı babasının ölümüyle birlikte onun holding sahibi çok zengin bir işadamı olduğunu öğrenmek yeterince şaşırtıcı olmuştur. Ama asıl sorun bu değildir. Babası açılan vasiyetnamesinde geride bıraktığı genç eşiyle evlenmesini ve holdingi birlikte yürütmelerini şart kılmıştır.
(Arka Kapak)
Aşk Oyunu Alıntıları - Sözleri
- Bir erkeğe yakışmayacak kadar duygusal yapım vardı.
- Kıskanmanın kökünde insanın kendine olan zaafı, acımasızlığı ve güvensizliği yatardı. Özellikle de itimatsızlığı. Pek tabiidir ki aşk olmadan kıskançlık da olmazdı.
- Müthiş bir aktristti. Duygularını mükemmel saklayabiliyordu. Sanki bir anda iyi anlaşan iki arkadaş kesilmiştik.
Aşk Oyunu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Osman Aysu'dan sürükleyici bir kitap. Doktor Reha Beyin vefatıyla hayatı değişen bir evlat Atilla Şahin. Vefat ile hayatı büyük bir girdaba girmiş ve büyük bir mirasa konmuştur. Ancak kendisine oynanan oyunun farkına çok sonra varmıştır. (İbrahim Teke)
Konusuna baktığımda pek bir yabancılamıştım kitabı. Bana hitap etmediğini düşünmüştüm. Sonra okumama ne sebep oldu, gelin hep beraber bakalım kısaca. Bir adam ölüyor, oğluna büyük bir servet kalıyor ancak bir vasiyetname var ortada ve bu vasiyetnamede babası ona genç karısıyla yani üvey annesiyle evlenmesini söylüyor. Bende dedim en azından bu kısma kadar başlayayım nasılsa beğenmezsem atarım ve kitabın sonundayız: Tebrikler... Aç artık şu lanet kutuyu diye söylenerek başladığım kitapta, o kutunun içinden çıkan defterle merakım oldukça artmıştı. Nesne bulma oyununda gibiydim adeta okurken. Attila Şahin babasının notlarını bulmuş, okuyor. Babasından kendisine kalanlar dudaklarını uçuklatıyor ve ‘şu kadın’ diye tabir ettiği kadınla yaşayacaklarını tek tek planlıyor. Bu plan beni de içine çekti haliyle. Attila Şahin’in Berrin ve Merve arasında gidip gelen doğruda yaşadıkları o kadar ilgimi çekmişti ki kafamı en son kitaptan kaldırdığımda güneş çoktan doğmuştu. Çok fazla dalmışım sanırım olaylara ve bu da merakımı cezbetmişti. Korkuyorum bu gidişle aşk romanları falan okumaya başlayıp aşk adamı falan olup çıkıcam Allah korusun. Finale kadar nasıl geldiğimi bilmiyorum (ki saatlerdir uyuyorum, çaktırmayın) ve finalin çok çabuk olduğu kanaatindeyim. Çünkü beklentim devam edeceği yönündeydi ve aniden bitmesi bende bir gariplik etkisi yaptı, hayret ettim. Gene de severek okudum ve tavsiye ederim. Keyifli okumalar iyi günler dilerim efendim.. (Sadık Kocak)
Aşk Oyunu: Genç iş adamının babasının ölümü bir anda hayatının büyük ölçüde değişmesine ve içinden çıkılmaz bir girdaba kapılmasına neden olacaktır. Bunca yıllık yargıları bir anda değişecek, ahlak ve değer ölçüleri zedelenecek, hayatının bundan sonrası için ne denli sağlıklı ve isabetli bir karar vereceğini bilmeyecektir. (Vacip Örger)
Aşk Oyunu PDF indirme linki var mı?
Osman Aysu - Aşk Oyunu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aşk Oyunu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Osman Aysu Kimdir?
Osman Aysu, Türkiye’de polisiye-gerilim türünde romanları ile en bilinen yazarlardan biridir. İstanbul’da doğmuş ve İstanbul’da büyümüştür. Soyu Osmanlı’dan gelen ailesi de 3 asırdan beri İstanbul’da yaşamaktadır. İlk ve orta öğretimini İstanbul’da tamamlayan yazar üniversite eğitimini de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde devam ettirmiştir.
Öğrenimini tamamlayan yazar, uzun süre avukatlık mesleğini icra etti. Bu sürede Mike Hammer ve Philip Marlowe gibi yabancı polisiye roman yazarlarının eserlerinin müdavimi olan yazar, yerli polisiye roman bulamamanın sıkıntısını yaşamıştır.
1955 yıında Haydarpaşa Lisesi'ni tamamlamasının ardından, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1961 yılında mezun olmuştur. 1972’de başlayarak altı yıl kadar serbest avukatlık yaptıktan sonra ilk kitabını 1994 yılında yayımlamıştır.
Sorumluluk sahibi bir Türk olarak yabancı kaynaklara mahkûm kalmamak için suç edebiyatını ele almayı gerek görmüştür. Bu süre zarfında beş altı polisiye roman yazmıştır. İlk kitap taslağından birini okuyan eşinin tavsiyesi ile kitaplarını yayınlatmaya başlamıştır.
Tüm eserleri mesleğinin ve merakının da etkisi ile suç edebiyatından olmuştur. Eserlerinde akıcılık özelliğine önem veren yazar, bunun okurun sıkılmadan kitabı okuyabilmesi, yarıda bırakmadan merakla kitabın sonuna gelebilmesi için önemli olduğunu düşünür. Yazar sezgilerinin de etkisi ile gerek yaşanılan ya da gelecekteki olayları tahmin ederek eserler yazabildiğini dile getirmektedir. Buna örnek olarak Cellât kitabını gösterir. Susurluk kazasının başka bir görünümü olduğunu iddia eder ve yaşadığı çağın olaylarını dikkatle gözlemleyen her insanın, çevresinde neler olup bittiğini ve yakın gelecekte neler olabileceğini kolaylıkla kestirebileceğini söyler.
Türkiye’de polisiye-gerilim romanlarının öncüsü sayılan yazar günümüze kadar birçok eser üretmiştir. Bu eserler ile kendisinden sonra gelenlere de örnek teşkil eder. Yazarın kitaplarının başlıca karakterlerini dedektifler, casuslar ve ajanlar oluşturur.
Yazar, günümüzde daha ince hesaplanmış olayları ve suçları içeren, psikoloji ağırlıklı polisiye romanlarını yazmaya devam etmektedir. Yazar, eserlerindeki bu sıçrayışı ?birinci kategori eser yazma? olarak tanımlar.
Gençliğinde gazeteci olmak isteyen yazar, muhabirliğin yazarlık için ön aşama olduğunu düşünür. Polis muhabirlerinin, mesleklerindeki gözlemleri ve deneyimleri ile ileride iyi bir polisiye yazarı olabileceklerini söyler.
Osman Aysu Kitapları - Eserleri
- Çıkış Yok
- Kayıp
- Casus
- Soğuk Taşlar
- Kanlı Tutku
- Kartopu
- Tavşan Uykusu
- Devlet Sırrı
- Bıçak Sırtı
- Kutsal Resim
- Bir Aşk Masalı
- Yalıdaki Sır
- Travma
- Sır
- Kanlı Rüya
- Çöl Akrebi
- Kayıp İncil
- Kanlı Pazar
- Çifte Tehlike
- Kerpeten
- Sınır Ötesi
- Gölgede Kalan Sırlar
- Bir Beyazperde Masalı
- Özgürlük Tuzağı
- Ölüm Meleği
- Cinayet Sancısı
- Elissa
- Doğum Günü:15 Aralık
- Kapan
- Cennete Açılan Kapı
- Vahşi Tutku
- Gece Baskını
- At Kuyruklu Adam
- Ahtapotun Kolları
- Karanlıklar Hakimi
- Mütareke Yıllarında Aşk
- Taş Plak
- Tehlikeli Cazibe
- Miras
- Güvercin Kayalıkları
- Sahte Ajan
- Ölüm Oyunu
- Yedinci Uzman
- Aşk Oyunu
- Korku Evi
- Cellat
- Şeytanın Maskesi
- Ay Işığı
- Londra-Moskova Hattı
- Büyük Hesaplaşma
- Uzun Gece
- Şantaj
- Kurt Sığınağı
- Yazar ve Aşkı
- Küçük Tatlı Kız
- Yanık Yüz
- Sessiz Çığlık
- Karadul
- Karla Gelen Adam
- Mor Salkımlı Köşk 1
- İktidar Merdiveni
- Leoparın İzleri
- Karanlık Zeminde Pembe Noktalar
- Tamara'nın Gözyaşları
- Sınırların Ötesinde
- Osman Hilmi Efendi'nin Laneti
- Şok Dalgası
- Sır Duvarları
- Odak Noktası
- Lenin'in Mangası
- Mavi Beyaz Rapsodi
- Nikahta Keramet Vardır
- Kargaların Çığlığı
- Puslu Anılar
- Yüreğimde Yare Var
- Havyar Operasyonu
- Sorguç
- Kuşku Zinciri
- Nemrut'un Gazabı
- Karanlıkta Fısıltılar
- Kuş Kafesi
- Önce Aşk
- Sevdim Bir Genç Kadını
- Terörün Gölgesinde
- Tutkunun Esiri
- Saklı Gerçek
- Darbe
- Fidye
- Kuşkunun Ötesi
- Mor Salkımlı Köşk 2
- Sönmeyen Ateş
- Tilkiler Savaşı
- Bir Hadise Var - Can İle Canan Arasında
- Ölü veya Diri
- Mönüde Komplo Var
- Türk Gramerinin Sorunları Toplantısı
Osman Aysu Alıntıları - Sözleri
- Romantik çağdan kalma gibisiniz. Şövalye ruhlu, soylu, her zaman kadınları korumayı görev sayan, kibar ve ince biri... (Havyar Operasyonu)
- "Kin mi, nefret mi, pişmanlık mı, yoksa bir türlü koparıp yüreğimden atamadığım sevgi miydi?" (Önce Aşk)
- Fakat hayal gücü ona ihanet etmişti (Çıkış Yok)
- Sanırım aşk denen şey buydu; insanın kimyasının değişmesi, bilinçsiz bir heyecana kapılması, onu görünce feleğini şaşırması gibi bir şey. (Yalıdaki Sır)
- Pek çok sevgide olduğu gibi, duygular tek taraflı kaldığı sürece, sonunda içteki ateşin sönmeye mahkûm olduğunu genç kız da biliyordu. (Özgürlük Tuzağı)
- Niye bu yaşa kadar evlenmediniz?" diye sordu damdan düşer gibi. Gülümsedim. "Beni yeni tanıyan çoğu insan bu soruyu sorar. Herhalde kısmet meselesi. Belirli bir nedeni yok. Zahir aklımı başımdan alacak birine henüz rastlamadım." (Bir Aşk Masalı)
- " Cami yıkılsa bile mihrap yerinde kalır derlerdi..." (Bir Beyazperde Masalı)
- Sen bir vatan hainisin ve ülkene ihanet ettin. Cezanı yasaların vermesini isterdim ama seni vurmaktan hiç vicdan azabı çekmeyeceğim. (Tamara'nın Gözyaşları)
- Şu erkek milleti çok aptaldı; bazen en basit gerçekleri göremezdi. (Karanlıklar Hakimi)
- Gençtim, ailemden intikal eden büyük bir servetin sahibiydim ve çok da yakışıklıyım. Etrafımda yüzlerce güzel kadın cirit atıyordu... Benim yaşımdaki bir gencin sahip olmayı hayal bike edemeyeceği gayrimenkullerim, şirketlerim, Boğaz'da nefis bir yalım, Akdeniz sahillerinde üç yazlığım ve bankalarda torunlarımın çocuklarına dahi rahat bir hayat sağlayacak nakitim vardı. Ama ben mutlu değildim... Ölmek istiyordum... (Ölüm Meleği)
- "İhanet affedilmez." (Soğuk Taşlar)
- "Güzel görünmek arzusu bir kadının kendisine olan saygısından kaynaklanırdı." (Güvercin Kayalıkları)
- Alabildiğine karanlık ve korkunun sessizliği kaplamıştı etrafı. Tıpkı o uğursuz gece de olduğu gibi... (Bıçak Sırtı)
- "Şüphe insanı olmayacak kuşkulara sürüklüyordu." (Çöl Akrebi)
- “Affedersiniz” diye mırıldandı Evelyn “Yaranızı deşmek istemezdim” "Önemli değil, Miss Joyce. Yaramı deşmediniz , çünkü o yara içimde daima kanıyor ve ben ölünceye kadar da kapanmayacak.". (Kartopu)
- Zira hic bir fani ilahîyane yasamayacaktir,zira ölüm tabiatın kaçınılmaz sonucudur (Yalıdaki Sır)
- "Bazen en güvendiğimiz kişiler bile bizi yanıltabilir." (Soğuk Taşlar)
- Bu yeni hayatına alışmak zorunda olduğunu gayet iyi biliyordu. (Vahşi Tutku)
- Ne de olsa yaşım itibarıyle eski kafalı bir adamdım, Genç kızların rahatlık kisvesi altında moda diye sürdürdükleri erkeğimsi giyim kuşamlarından nefret ediyorsun. Kadınlara Has Zarafet artık tarihe karışmıştı Belli ki (Malesef) (Karanlık Zeminde Pembe Noktalar)
- Yapacağı isten nefret de etse , bu kadını öldürmeliydi. (Kapan)