Aşk İki Kişiliktir - Ataol Behramoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Aşk İki Kişiliktir kimin eseri? Aşk İki Kişiliktir kitabının yazarı kimdir? Aşk İki Kişiliktir konusu ve anafikri nedir? Aşk İki Kişiliktir kitabı ne anlatıyor? Aşk İki Kişiliktir kitabının yazarı Ataol Behramoğlu kimdir? İşte Aşk İki Kişiliktir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ataol Behramoğlu

Yayın Evi: Tekin Yayınevi

İSBN: 9789944610223

Sayfa Sayısı: 144

Aşk İki Kişiliktir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Bu 'on ayrılık şiiri', ayrılık izleğine öylesine yalın, öylesine kırık, öylesine suskun yaklaşıyor ki, ayrılığın kavurucu acısı olanca duyumsanıyor. (...) 'Anlaşılmaz', 'okunamaz' şiirlerin sanatlık değer taşıdığı iddiasındaki günümüzde, Ataol Behramoğlu herkes için, hepimiz için şiir ülküsünü koruyor." -Selim İleri- Cumhuriyet, 19 Mayıs 1999 "

'Aşk İki Kişiliktir' şiiri, bir yandan, yaşamdaki sürekli değişim içinde yaşanmış, anısı bile kalmamış bir sevginin bıraktığı, ölümü de düşündüren büyük acıyı dile getirmekte, bir yandan da ölüm ve aşk arasındaki karşıtlığı belirleyen bir karşılaştırmaya giderek ölümün tek başına, aşkın ise mutlaka bir başkasıyla yaşanan bir gerçek olduğunu vurgulamaktadır. (...) Bu şiirin etki gücünü, oluşturduğu ritim ve ses yakınlıklarının yanı sıra anlatımındaki içtenlikten aldığını söyleyebiliriz." -Prof. Dr. Doğan Aksan- Şiir Çözümlemeleri, Bilgi Yayınevi 2003 "Kendi yaşantısının hangi kesitini Attila Jozsef ile buluşturuyor. Bulmak size kalıyor. Sayfalarda yavaş yavaş ilerleyin. Akıp giden hayatlar gibi. 'On Ayrılık Şiiri'ne gelene kadar. Lirizmin etkisine iyice kapılarak, onunla beraber yaşadığınız ayrılıkları hatırlayın. Biraz hüzün, biraz da yeni umutlar besleyerek." -Hale Seval- Kitap Rehberi, Ağustos 1999

Aşk İki Kişiliktir Alıntıları - Sözleri

  • "Aşk, iki kişiliktir."
  • Yeniden öğrenmek için herşeyi Bildiklerimi unutarak gelirim sana
  • Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
  • İçimde cam kırıklarına benzeyen bir gönül kırıklığı Kapatıyorum sayfalarını eskimiş bir kitabın Tozlu hüzünler, solgun bir gülümseyiş tadı Artık eskimiş bir hayatın sayfalarını kapatıyorum Kapatıyorum geçmiş bir denizin kapılarını
  • Sonuçta yalnızlığımı seçiyorum Savruk aranışlarını kalbimin Aşk ola da bilir olmaya da Sonuçta kendim kalmayı seçiyorum Gurbetin yani şu dünyanın yollarında
  • Öylesine güçlüydü ki yaşamak duygum Bir kavramdı ölüm, onu sadece düşündüm
  • Bir ölüme alışmak gibi Geçecek birbirimize olan sevgimiz İnsanın tek bir yüzü yoktur ki Ya da tek bir geleceği
  • Yiten bir aşk Yiten çocukluk gibidir Hüzün çırılçıplaktır bir yaz öğlesinde Ve gölgesizdir
  • Öylesine yalnızım ki Sanki yokum Eriyor eski ben Ve yeni biri olamıyorum
  • "Sadece ikimize değil Bütün hayata üzgünüm Fotoğraflarda Bir gece hatırası..."
  • Sözün bittiği yerde Yürek kendi kendine konuşmaya başlar
  • Yaşamak bu yangın yerinde Her gün yeniden ölerek
  • Dilimin altında özlem var Ve karışık bir dua Boğulmuş anılar Seni getirmez bana
  • Bir gün Yolumu yitirecek olursam bu kargaşada Yitirecek gibi olursam sağlığını aklımın Nelere tutunarak Ayakta kalabilirim Bulutlara ve otlara...
  • Günümüzde insan olmanın Çok ağır bedeli var Ya parçası olacaksın alçaklığın Ya seni parçalarlar

Aşk İki Kişiliktir İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Aşk İki Kişiliktir Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Avutamaz olur artık Seni, sevdiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiçbir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. "Bu 'on ayrılık şiiri', ayrılık izleğine öylesine yalın, öylesine kırık, öylesine suskun yaklaşıyor ki, ayrılığın kavurucu acısı olanca duyumsanıyor. (...) 'Anlaşılmaz', 'okunamaz' şiirlerin sanatlık değer taşıdığı iddiasındaki günümüzde, Ataol Behramoğlu herkes için, hepimiz için şiir ülküsünü koruyor." -Selim İleri- Cumhuriyet, 19 Mayıs 1999 " 'Aşk İki Kişiliktir' şiiri, bir yandan, yaşamdaki sürekli değişim içinde yaşanmış, anısı bile kalmamış bir sevginin bıraktığı, ölümü de düşündüren büyük acıyı dile getirmekte, bir yandan da ölüm ve aşk arasındaki karşıtlığı belirleyen bir karşılaştırmaya giderek ölümün tek başına, aşkın ise mutlaka bir başkasıyla yaşanan bir gerçek olduğunu vurgulamaktadır. (...) Bu şiirin etki gücünü, oluşturduğu ritim ve ses yakınlıklarının yanı sıra anlatımındaki içtenlikten aldığını söyleyebiliriz." -Prof. Dr. Doğan Aksan- Şiir Çözümlemeleri, Bilgi Yayınevi 2003 "Kendi yaşantısının hangi kesitini Attila Jozsef ile buluşturuyor. Bulmak size kalıyor. Sayfalarda yavaş yavaş ilerleyin. Akıp giden hayatlar gibi. 'On Ayrılık Şiiri'ne gelene kadar. Lirizmin etkisine iyice kapılarak, onunla beraber yaşadığınız ayrılıkları hatırlayın. Biraz hüzün, biraz da yeni umutlar besleyerek." -Hale Seval- Kitap Rehberi, Ağustos 1999 Şair okuyucuları yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide bir yolculuğa çıkarıyor. İnsanın ruh halinin dolaşımındaki bütün duygular kitap boyunca gezinip duruyor. Yaşam, ölüm, keder, hüzün, sevinç, mutluluk, mutsuzluk, hayal, heyecan, coşku, umut, umutsuzluk… (Mahmut Keçeci)

Aşk İki Kişiliktir: Ataol Behramoğlu'nun karamsarlık hüzün kokan şiirlerinin yer aldığı kitabıdır.. Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden Binlerce yıl uzaktadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir Avutmaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. yazar/ataol-behramoglu (Merve ce)

Ataol Behramoğlu'nun imgelerini muntazam kullandığı onlarca şiirler toplamı. Okurken bir yandan hemen bitsin istediğim ama her şiir sonunda da oturup derin bir nefes almam gerektiğini hissettiren, neden şiirleri sevdiğimi hatırlatan, sayfalarda kendimi aramadan bulduğum kitap. (kitapkurdu)

Kitabın Yazarı Ataol Behramoğlu Kimdir?

Ataol Behramoğlu (d. 13 Nisan1942, İstanbul), şair, yazar, çevirmen, edebiyatçı.

Edebiyat ve kültür üzerine yazdıkları, antoloji ve diğer çalışmalarıyla kuşağının önde gelen yazarları arasında yer alan bir edebiyatçıdır.

1942'de babasının askerlik görevini yaptığı Çatalca'da dünyaya geldi. Azerbaycan kökenli olan ailesinin soyadı 'Gürus' idi. Aile, soyadını daha sonra Behramoğlu olarak değiştirmiştir. Babası yüksek ziraat mühendisi Haydar Behramoğlu, annesi İsmet Hanım'dır. 'Nihat Behram' olarak tanınan gazeteci ve şair Mustafa Nihat Behramoğlu'nun ve avukat Namık Kemal Behramoğlu'nun ağabeyidir.

İlkokul üçüncü sınıfa kadar Kars'ta öğrenim gördükten ilk, orta ve lise öğrenimini babasının Ziraat Müdürü olarak görev yaptığı Çankırı'da tamamladı. İlk şiirleri "Ataol Gürus" adıyla Yeni Çankırı, Yeşil Ilgaz, Çağrı gibi yerel gazete ve dergilerde yayınlandı.

1960 yılında lise öğrenimini tamamlayan Ataol Behramoğlu, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1966 yılında mezun oldu. 1962'de üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi'nin (TiP) örgütlenme çalışmalarına katıldı. Yükseköğrenimi sırasında Yapraklar, Dost, Evrim, Ataç gibi dergilerde çıkan şiirleriyle dikkat çekti. Bu dönemin şiirlerini biraraya getiren ilk şiir kitabı "Bir Ermeni General", 1965'te Ankara'da Toplum Yayınevi'nce basıldı. Gençlik dönemi şiirlerinde Orhan Veli, Attilâ İlhan ve İkinci Yeni şiirinin ortak özellikleri etkindir.

Gerçek şiir kimliği 1965-1971 arasında Papirüs, Şiir Sanatı, Yeni Gerçek, Yeni Dergi ve Halkın Dostları'nda çıkan şiirleriyle oluştu. Bu şiirlerde toplumcu, etkin bir edebiyat anlayışının örnekleri yer aldı. 1965'te yayımlanan 'Bir Gün Mutlaka' adlı kitabı 60'lı yıllar toplumcu kuşağının manifestosu niteliğindeki şiirlerden oluşmaktaydı[2]. Kitaplaşan ilk çevirisi 'İvanov' (Anton Çehov) 1967'de basıldı. Mihail Yuryeviç Lermontov'dan ilk şiir çevirilerini de bu dönemde yaptı.

1970 yılında siyasi nedenlerle yurtdışında çıkan Behramoğlu, 1972'ye kadar Londra ve Paris'te yaşadı. Paris'te Louis Aragon ve Pablo Neruda ile tanıştı. Aragon'un yönetimindeki "Les Lettres Françaises"de, Abidin Dino çevirisiyle, "Bir Gün Mutlaka" dan bir bölüm yayımlandı. 1971'de Paris'te Théatre de Liberté'nin kuruluş çalışmalarına katıldı. İlk oyun "Légendes à Avénir / Geleceğe Masallar" için bölümler yazdı.

Sovyet Yazarlar Birliği'nin davetlisi olarak 1972'de gittiği Moskova'da yaklaşık iki yıl kaldı. Bu dönemde Moskova Devlet Üniversitesi'nde stajyer olarak Rus Edebiyatı üzerine çalıştı. Daha önceki dönemin ürünü çevirileri (Puşkin, Bütün Hikâye ve Romanları, 1972) ve yurtdışı dönemin ürünü şiirlerden oluşan üçüncü şiir kitabı "Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga Şiirleri" 1974'te Türkiye'de yayımlandı.

1974'te af yasasından yararlanarak ülkeye dönen Behramoğlu, Muhsin Ertuğrul yönetimindeki İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda dramaturg olarak çalışmaya başladı. 1975'te kardeşi Nihat Behram ile çıkardıkları edebiyat-kültür dergisi 'Militan' büyük ilgi gördü. Bu dönemde Ataol Behramoğlu'nun "Ne Yağmur Ne Şiirler'(1976)", 'Kuşatmada (1978)', 'Mustafa Suphi Destanı" (1979), "Dörtlükler" (1980) adlı kitapları yayımlandı.

1979'da Türkiye Yazarlar Sendikası genel sekreteri oldu. Rus asıllı Ludmila Denisenko ile evliliğinden kızı Barış o yıl dünyaya geldi.

1980 darbesi sonrasında dramaturgluk görevinden ayrılmak zorunda kaldı. "Ne Yağmur'Ne Şiirler'"'in yeni basımının mahkemece 'toplatılması ve imhası'na karar verilen Ataol Behramoğlu bir hafta göz hapsinde tutuldu; kitap daha sonra beraat etti. 1981'de "İyi Bir Yurttaş Aranıyor" başlığı altında topladığı şiirler Türkiye'de 'siyasal kabare' türünün ilk örneklerinden biri olarak birçok kez izleyiciye sunuldu. Aynı yıl Yunanistan'da şiirlerinden seçmeler "Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum" adıyla yayımlandı. Dünya şairlerinden Rusça, İngilizce, Fransızcadan yaptığı çevirileri "Kardeş Türküler" adlı bir kitapta topladı (1981). "Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi"nin ilk çalışmalarına başladı.

1982'de Barış Derneği kurucu ve yöneticisi olarak tutuklandı, on ay tutuklu kaldı. Cezaevinde bulunduğu sırada, Asya-Afrika Yazarlar Birliği 1981 Lotus Ödülü'nü kazandı.1983'te 8 yıl hapse mahkum edildi. 1984'te ülkeden gizlice ayrılarak Fransa'ya gitti. Bir süre sonra pasaport verilmeyen ailesini de gizlice yurtdışına çıkardı.

Hayatının 1989 yılında kadar süren bu döneminde Paris Sorbonne Üniversitesi'nde Rus edebiyatı ve karşılaştırmalı edebiyat konularında lisans üstü bir çalışma yaptı. 1986'da Paris'te ressam Yüksel Aslan ile birlikte Fransızca Türk edebiyatı dergisi 'Anka'yı kurdu ve yönetti. Birçok ülkede katıldığı toplantılarda konuşmalar yaptı, şiirlerini okudu.

Almanya'da "Kızıma Mektuplar (1985)", "Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum" (1985) adlı şiir kitapları ve "Mustafa Suphi Destanı"nın yeni bir basımı yayımlandı. Şiirlerinden Macarcaya yapılan bir seçmeler 1988’de Budapeşte'de 'Europa' yayınevince yayımlandı Antoloji çalışmalarına da devam eden Behramoğlu bu dönemde "Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi"; "Dünya Şiiri Antolojisi" (Özdemir İnce ile birlikte); "Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi"'ni yayımladı. Ayrıca 'Çehov-Bütün Oyunları (1. Cilt)', şiir üstüne yazılarını biraraya getiren 'Yaşayan Bir Şiir' (1986) ile 'Eski Nisan', 'Bebeklerin Ulusu Yok' adlı şiir kitapları yayımlandı. Hakkındaki davaların beraatla sonuçlanması üzerine Haziran 1989'da Türkiye'ye döndü.

Türkiye'ye dönüşünden sonra Pendik Belediyesi'nde kültür danışmanlığı, ardından Simavi Yayınları'nda editörlük yaptı. 90'lı yıllarda 'Sevgilimsin' (1993) adlı şiir kitabını ve çeşitli yazılarını biraraya getiren, "İki Ateş Arasında" (1989), "Nâzım'a Bir Güz Çelengi" (1989), "Mekanik Gözyaşları" (1990), "Şiirin Dili-Ana Dil" (1997) yayımlandı. Aziz Nesin ile ilgili anılarını "Aziz Nesin'li Fotoğraflar" (1995); yurt dışı gezi yazılarını "Başka Gökler Altında" (1996) adlı kitaplarda topladı. Vera Tulyakova'nın anılarından ve Nâzım Hikmet'in şiirlerinden oluşturduğu "Mutlu ol Nâzım" adlı bir oyunu; belgesel bir oyun çalışması olan 'Lozan' adlı eseri vardır.

1995'te Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı seçilen şair; bu görevi 1999'a kadar iki dönem sürdürdü. 2002'de Türkiye P.E.N. Yazarlar Derneği "Dünya Şiir Günü Büyük Ödülü"'nü aldı. 2008 yılında şiirlerinden geniş bir seçmeler Amerika Birleşik Devletlerinde yayınlandı. Aynı yıl kendisine Rusya Federasyonunca uluslararası Puşkin Nişanı verildi.

1992'de İstanbul Üniversitesi'nde başladığı Rus Dili ve Edebiyatı öğretim üyeliğini 2003'te aynı üniversitede doçent, 2009'da Beykent Üniversitesi'nde profesör olarak sürdürdü. Şimdi İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim kadrosundadır. Cumhuriyet Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Ataol Behramoğlu Kitapları - Eserleri

  • Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
  • Sevgilimsin
  • Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği
  • Benim Prens Adalarım
  • Aşk İki Kişiliktir
  • Üşür Bir Deniz Kabuğu Belki

  • Bir Gün Mutlaka
  • Sivil Darbe
  • Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar
  • Yalancının Ampulü
  • Kendin Olmak Ya da Olmamak
  • Yarım Yüzyıldan Şiirler
  • Uçur Diye Ey Aşk

  • Aziz Nesin'li Anılar
  • Şiir Hayatın Neresinde?
  • Hayata Uzun Veda
  • İki Ağıt
  • Rus Edebiyatı Yazıları
  • Dünya Halk Masalları
  • Rus Edebiyatının Öğrettiği

  • Okyanusla İlk Karşılaşma
  • Sali Antik Kentlerde
  • Mustafa Suphi Destanı
  • Kardeş Türküler
  • Nazım Hikmet Tabu ve Efsane
  • Kimliğim: İnsan
  • Yiğitler Yiğiti ve Uçan At Masalı

  • Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi
  • Seçme Şiirler
  • Kızıma Mektuplar
  • Yurdu Teninde Duymak
  • Yeniden Yaratılmanın Coşkusuyla
  • Yeni Ortaçağın Saldırısı
  • Yeni Aşka Gazel

  • Yaşayan Bir Şiir
  • Toplu Oyunları 1
  • Özlem ve Yaz
  • Mekanik Gözyaşları
  • Gerçeklik Duygusunun Kaybolması
  • Düşler Kuruyorum
  • Biriciktir Aşk

  • Bir Çocuğa Layık Olmak
  • Başka Bir Açı
  • Ne Çok Hain
  • Şiirin Dili Anadil
  • Ne Yağmur... Ne Şiirler...
  • Ataol Behramoğlu Şiirler 1959-1982
  • Utanıyorum

  • Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga Şiirleri
  • Başka Gökler Altında
  • Eski Nisan
  • Bebeklerin Ulusu Yok
  • Dörtlükler
  • Şiirin Kanadında Mektuplar
  • Ali Suavi

  • İyi Bir Yurttaş Aranıyor
  • İki Ateş Arasında
  • Çağdaş Bulgar Şiiri Antolojisi
  • Kuşatmada
  • Çocuklar İçin 1920 Dersleri
  • Nazım'a Bir Güz Çelengi
  • Türkiye Üzgün Yurdum Güzel Yurdum

  • Köprülere Şiirler

Ataol Behramoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Puşkin "Çingeneler'de, (toplumsal bağımlılıktan tam ve sınırsız bir özgürlüğe sıçramayı kendilerinin organik ödevi olarak gören romantiklerin tersine), hiç kimsenin, toplumsal önbelirlenmişliğinden hiçbir yere sıçramayacağını gösteriyor..." (Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği)
  • ''Yetenek ne kadar büyük ve kendine özgüyse, o ölçüde bilinmez kalacaktır.'' (Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği)
  • Dünya daha güzel olacak İnanıyorum buna. (Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga Şiirleri)
  • Dünya daha güzel olacak İnanıyorum buna. Bir insan kalbinin güzelliğine Çocukluğuna Sonsuz cesaretine, olanaklılığına İnandığım kadar. (Seçme Şiirler)
  • Cellat uyandı yatağında bir gece "Tanrım" dedi "Bu ne zor bilmece : Öldürdükçe çoğalıyor adamlar Ben tükenmekteyim öldürdükçe..." 1974 (Dörtlükler)
  • Aleksandr Sergeyeviç Puşkin 26 Mayıs (6 Haziran) 1 799'da, köklü, aydın bir soylu ailesinin çocuğu olarak Moskova'da doğdu. Anne tarafından büyük dedesi, çocukluğunda Osmanlılarca tutsak edildikten sonra Rus sarayına armağan edilerek, Büyük Petro'nun sevgisini kazanarak gene­ralliğe kadar yükselen, Petro devrimlerinin savunucuların­dan ve çarın en yakın yardımcılarından Habeşistanlı prens Hannibal'dir. (Aleksandr Puşkin'in farklı, özellikli kişilik yapısında, birinci derecede olmasa bile, bu "genetik" öz­günlüğün de bir etkisi olduğu düşünülebilir.) (Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği)

  • Bırakın, beyaz İpek gibi yağan karın altında Hayallerimiz olsun. (Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga Şiirleri)
  • Taşa biçim veren sanatçı gibi Görünmez bir elle yontuyorum Kendi ses tonumun biçimini (Okyanusla İlk Karşılaşma)
  • Bir bakıma her şey boş ve aptalca belki Ama her şey korkunç anlamlı ve korkunç güzel bir bakıma... (Dörtlükler)
  • Sevgilimsin, arasına bir kağıt koyup erteliyoruz aşkı Otobüslerde ve trenlerde kaçamak yaşanan Ve bedenlerimiz kana kana kanayamadan yan yana (Yarım Yüzyıldan Şiirler)
  • Düşündüm sonra Belki dedim, insanca gereksinimlerimizi hiçbir zaman insanca doyumuyla yaşayamadık. Hep bir şeyler burktu, çelmeledi. Ama çırpındık yine de insanca bir şeyler için. Ömrümüzün tarihi böyle.. Öyleyse yitirilmiş zamanımız yok... Acıların, kederlerin bulandırdığı zamanlarla dolu da olsa ömrümüzün tanımı yitirilmiş diye yapmamalıyız... Böyle bir düşünceler yumağı işte. (Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var)
  • Zaman, yeni koşullar, yaraları az çok onaracak, fakat sızlayan bir şey hep kalacaktır. (Biriciktir Aşk)
  • Ve ben - - aptal gibi-- hala <> diye düşünüyorum.. (Türkiye Üzgün Yurdum Güzel Yurdum)

  • Dilimin altında özlem var Ve karışık bir dua Boğulmuş anılar Seni getiremez bana (Yarım Yüzyıldan Şiirler)
  • Ve eğer Tek bir hayatın Önemi yoksa Bütün bir evrenin Bütün bir geçmişin Ve geleceğin Önemli olduğunu Bana kim kanıtlanabilir? (Bir Gün Mutlaka)
  • Adı Kars Çayı Köprüsü müydü Çocukluğumdaki o köprünün? Biliyorum hâla yerli yerinde Belki biraz daha yoksul ve üzgün (Köprülere Şiirler)
  • Hayatım benim, kırk yıllık hayatım Seni başarabildiğimce dürüst yaşadım İçim burada da pırıl pırıl şimdi Geçer, güzelim, bu günler de geçer Sökülüp atılır dikenli teller Koparır halk bir gün zincirlerini (Üşür Bir Deniz Kabuğu Belki)
  • Şili artık tanıyordum seni Koklamış olmasam da bir çiçeğini yağmurunda ıslanmasam da (İki Ağıt)
  • Ruhi Su, bütün kır çiçeklerini, bitkileri, yaban otlarını tek tek tanıdığını, adlarını bildiğini söylemişti bir gün. Bu bilgiye sahip olan kişiyle olmayanın doğadan aynı hazzı alabileceği söylenebilir mi? (Kimliğim: İnsan)
  • Bazen yıkık dökük olmaya hakkım yok mu Kırık, yıkık dökük olmaya Hayatım baştanbaşa hatalarla yüklü Ve onları düzeltme çabasıyla (Hayata Uzun Veda)