diorex
sampiyon

Araf - Vladimir Bartol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Araf kimin eseri? Araf kitabının yazarı kimdir? Araf konusu ve anafikri nedir? Araf kitabı ne anlatıyor? Araf kitabının yazarı Vladimir Bartol kimdir? İşte Araf kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.02.2022 14:37
Araf - Vladimir Bartol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Vladimir Bartol

Çevirmen: Uğur Merter

Yayın Evi: Koridor Yayıncılık

İSBN: 9786059702379

Sayfa Sayısı: 416

Araf Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Fedailerin Kalesi Alamut’taki sıra dışı anlatım tekniği ve muazzam düşünce derinliğinden sonra Bartol bu kitapta usta bir hikayeci olarak karşımıza çıkıyor. Aykırı karakterler ve merak uyandırıcı olay örgüleri içeren hikayeleriyle çağına tanıklık eden, üzerine uzun uzun düşüneceğiniz tespitler sunan ve modern insanın ruhsal portresine yeni katkılarda bulunan bu eser size psikoloji, tarih ve felsefe gibi pek çok alanda yeni ufuklar açacak.

İnsanın hem kıyametvari şizofrenisinin bir resmi hem de gelecek haritası olan Araf, bir kez kötülüğün kapısından içeri girdiğinizde ruhunuzdan bir şeyleri geride bırakacağınızın, ancak hep umut edilecek bir şeyler olduğunun altını çiziyor ve sizi yeryüzündeki kendi Araf’ınızla baş başa bırakıyor. Şimdi içinize dönme zamanı. Şimdi kendinizle hesaplaşma zamanı.

Araf Alıntıları - Sözleri

  • “Hayattta vicdanımız ve bilincimizden başka kesin olan hiç birsey yoktur.”
  • Hayatta vicdanımız ve bilincimizden başka kesin olan hiçbir şey yoktur.
  • Filozof bir tek şeyden emin olabileceğimizi söylerken haklıydı: Vicdanımız.
  • Çünkü özgürlüğün tadını aldıktan sonra toplumun boynuna dizginleri geçirmesine izin veren birinden daha zavallısını düşünemiyorum. Böylesi eyeri bin kere hak ediyor..
  • Sadece bugün için yaşa. Yarını Tanrı'ya ve iyi şansa bırak.
  • İnsan özgür olduğu sürece dilediğini hayal edebilir
  • Ve acılar bir arkadaşla paylaşıldığında merhemini buluyor.
  • Elinde iki iskambil kağıdı kaldığı halde birini masaya koyarken diğerini göğsünde kapalı tutan kumarbazlar gibiydik.
  • Hayat, değişmez doğa kanunlarına itaat ederek bütün gücüyle akan bir nehir gibi bildiğini okumaya devam ediyordu. Yüzmeyi bilmeyenler eninde sonunda bu sularda boğulmaya mahkumdu.
  • Tek bir hayatımız var, sonu belli: Ölüm.
  • Birbirimize verebileceklerimizi tükettiğimizde geriye hep sıkıntı ve art niyet kalır..
  • Tecrübe ve şüphe artık kanına işlemişti, çocukluğunun kusursuz mutluluğunu bir daha tadamayacaktı.
  • Asla senden daha güçlü bir düşmana saldırma

Araf İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Araf kitabı üzerine…: Alamut’dan sonra tam bir hayal kırıklığı. Yazar, felsefi alt yazıları olan minik öykü derlemeleri yerine bir önceki kitabında olduğu gibi tarihi araştırmalarına dayanan yek bir konu üzerine eğilip devam eden, romanlar yazmaya devam etmeli. Kalemi yine çok akıcı ve güzel fakat bu kitabın sıkıcılığını gideremiyor. Alamut gibi başka tarih, macera eserleri yazmasını dileğiyle… (Fatma Dönmez)

Fedailerin Kalesi Alamut kitabını okuyup kalemine hayran kaldığım bir yazardı Vladımır Bartol. Diğer kitabı olan Araf ise bana aynı hissi verir diye düşünmüştüm ama tamamen hayal kırıklığı yaşadım. Fedailerin Kalesi Alamut ile bu kitabı yazan aynı insan değildi sanki. Çok sıkıcı, içine çekemeyen felsefik konuşmalarla dolu, aynı karakterler üzerinde yazılmış 26 öyküden oluşan bir kitap. Okumayan hiçbir şey kaybetmez. Fedailerin Kalesi Alamut kitabını okuyup bu kitabı okumak isteyenlere tek önerim beklentinizi yüksek tutmayın. Bu kitabı önermem ama yazarın diğer kitabı olan Fedailerin Kalesi Alamut kitabını kesinlikle öneriyorum, kitapla kalın. (•Sema Okay)

İftara dakikalar kala ben kitabı bitirerek, duygu dolu düşüncelerle usulca kapağını kapattım. Okumaya başladığım ilk zamanlar derin düşüncelerden ve anlamdan yoksun bir şekilde özüne inmeyerek okuyormuşum. Ama ne zamanki Araf kelimesinin anlamını bir kaç paragraftan idrak ettim, iste o zaman da kitabın içinde barındırdığı hatta özünü oluşturduğu o derin insan psikolojisine ve düşüncelerine de inebildim . Araf kelimesinin anlamını kendimce en iyi özetleyen kitaptaki bir paragrafı sizinle paylaşmak istiyorum. "Hem şimdi El Araf denilen duvarın üstünde durmuyor muydu? Cennet bir yanında, Cehennem öteki yanındaydı. Dahası cehennemden cennete, cennetten cehenneme geçemeyenleri görmek lanetiydi. Herşeyden şüphesi onu cehenneme gitmekten alıkoyuyordu. Ama tarif edilemez sessiz bir acıyla cennete giden bütün yolların da ona kapalı olduğunu hissedebiliyordu. Artık insanlığa karşı hissettiği kaygısız güven bir daha hiç geri gelmeyecekti." Beni ve bana göre bu kitapta araf kelimesini en iyi özetleyen bir paragrafı . Belki sizin için araf kelimesi çok farklı anlamlar taşıyor . Benim içinse paragrafta bahsedilenle aynı anlamı karşılıyor. Çoook fazla uzatmadan bitireyim. Kısacası arkadaşlar sorgulamayı, düşünmeyi, kelimelerin ve hayatin bize sunduklarindan ziyade arkasindaki derin anlamlara inmeyi aramayı, insan psikolojilerini analiz edip yorumlamayı sevenler için bu kitap çok uygun. Ben çok beğendim ve severek okudum. Umarım sizde içinden kendinize güzel dersler, düşünceler çıkararak ve severek okursunuz. İyi okumalarr :) (Şeyma Dal)

Kitabın Yazarı Vladimir Bartol Kimdir?

Vladimir Bartol (24 Şubat 1903 – 12 Eylül 1967) Sloven yazar. En meşhur eseri olan Alamut romanı ile tanınmıştır. Alamut romanı 1938 senesinde yayınlanmış sonradan birçok dile çevrilmiştir ve dünya çapında Slovenya edebiyatının en popüler edebi eserleri arasında sayılmaktadır. Bartol, 24 Şubat 1903 tarihinde şuanda Trieste’nin dış mahallesi olan Sveti Ivan köyünde doğdu. O zamanlar Trieste, Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna bağlı olmakla birlikte şu anda İtalya sınırları içindedir. Posta memuru Gregor Bartol’un ve feminist yazar, editör ve öğretmen Marica Bartol Nadlišek’in üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Ebeveynleri çocuklarına son derece kapsamlı bir eğitim verdi. Annesi tarafından resim ve babası tarafından biyoloji eğitimi aldı. Otobiyografi şeklinde keleme alınmış kısa hikâyelerinde Bartol, hikâyelerinde kendisini aşırı duyarlı zengin kurgusal hayal gücü olan ve biraz da tuhaf çocuk olarak tanımladı. Otobiyografi kısa hikâyelerinde Bartol birçok farklı konu ile ilgilendi: biyoloji, ruhbilim, sanat, tiyatro ve edebiyat. Bir bilim adamı olarak kelebekleri topladı ve onları araştırdı. Vladimir Bartol, ilkokula ve ortaokula Trieste’de başladı ve sonra biyoloji ve felsefe tahsili göreceği Ljubljana Üniversitesinin de bulunduğu Ljubljana’da tamamladı. Ljubljana’da kendisine genç Friedrich Nietzsche’nin çalışmalarını veren Sloven felsefe profösörü Klement Jug ile tanıştı. Bartol ayrıca Sigmund Freud’un çalışmalarını dikkatle okudu. 1925 yılında mezun oldu ve çalışmalarına bilim adamı ehliyeti aldığı Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde (1926–1927) devam etti. 1928 senesinde şimdiki Sırbistan’da bulunan Petrovaradin’de askerlik görevini yaptı. 1933 ve 1934 yıllarında Belgrad’da yaşadı ve “Sloven Belgrad Haftalık” dergisini çıkardı. Sonra Ljubljana’ya döndü ve 1941 senesine kadar serbest yazarlık yaptı. II. Dünya Savaşında faşist hükümete karşı Yugoslavya Partizanları direniş hareketine katıldı. Savaştan sonra 1946’dan 1956 ya kadar yaşayacağı doğduğu kasabaya Trieste’ye döndü. Sonra Slovenya Bilimler ve Sanatlar Akademisi’ne üye seçildi, Ljubljana’ya geri döndü ve 12 Eylül 1967 tarihine kadar burada çalışmalarına devam etti. Kabri Ljubljana’daki Žale mezarlığında bulunmaktadır.

Vladimir Bartol Kitapları - Eserleri

  • Fedailerin Kalesi Alamut
  • Araf

Vladimir Bartol Alıntıları - Sözleri

  • Hepimiz geleceği çok fazla düşünüyoruz. Bu sebeple de bugünümüzü heba ediyoruz. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Filozof bir tek şeyden emin olabileceğimizi söylerken haklıydı: Vicdanımız. (Araf)
  • Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • "...en büyük acıyı kendisi çekiyor olsa da gururunun kölesi olmuş durumda." (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • İnsan dünyadaki en garip yaratık. Kartallar gibi uçmak istiyor ama kanatları yok. Aslan gibi kuvvetli olmak istiyor ama pençeleri yok. Ne kadar kusurlu yaratmışsın bizi, Allah'ım. Bir de yetmezmiş gibi bizlere kendi acizliğimizi idrak etme gücü vermişsin. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Bakir bir adamdan daha safı yoktur dünyada. Çünkü ancak bir kadın bir adamı gerçek bir erkek haline getirebilir. (Fedailerin Kalesi Alamut)

  • Tecrübe ve şüphe artık kanına işlemişti, çocukluğunun kusursuz mutluluğunu bir daha tadamayacaktı. (Araf)
  • Asla senden daha güçlü bir düşmana saldırma (Araf)
  • Hepimiz geleceği çok fazla düşünüyoruz. Bu sebeple de bugünümüzü heba ediyoruz. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Hayat, değişmez doğa kanunlarına itaat ederek bütün gücüyle akan bir nehir gibi bildiğini okumaya devam ediyordu. Yüzmeyi bilmeyenler eninde sonunda bu sularda boğulmaya mahkumdu. (Araf)
  • “Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür” (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • İnsan özgür olduğu sürece dilediğini hayal edebilir (Araf)
  • Tek bir hayatımız var, sonu belli: Ölüm. (Araf)

  • Birbirimize verebileceklerimizi tükettiğimizde geriye hep sıkıntı ve art niyet kalır.. (Araf)
  • "Biliyoruz ki ancak zerre kadar bir bilginin efendisiyiz.Kalan sonsuz büyüklükteki bilinmezliğin ise kölesiyiz." (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Sadece bugün için yaşa. Yarını Tanrı'ya ve iyi şansa bırak. (Araf)
  • Ve acılar bir arkadaşla paylaşıldığında merhemini buluyor. (Araf)
  • Yaşadığım hayal kırıklığının açtığı yara hâlâ kanıyor. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Hayatta vicdanımız ve bilincimizden başka kesin olan hiçbir şey yoktur. (Araf)
  • Oku, dünyayı tanı. Hiçbir şeyden korkma. Her türlü önyargıdan uzak dur. Hiçbir şeyi aşırı yüceltme gözünde. Hor da görme. Her şeyi araştır. Cesur ol... (Fedailerin Kalesi Alamut)

Yorum Yaz