Antikacı Dükkanı - Charles Dickens Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Antikacı Dükkanı kimin eseri? Antikacı Dükkanı kitabının yazarı kimdir? Antikacı Dükkanı konusu ve anafikri nedir? Antikacı Dükkanı kitabı ne anlatıyor? Antikacı Dükkanı kitabının yazarı Charles Dickens kimdir? İşte Antikacı Dükkanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Charles Dickens
Çevirmen: Metin İlkin
Orijinal Adı: The Old Curiosity Shop
Yayın Evi: Oda Yayınları
İSBN: 9753852355
Sayfa Sayısı: 558
Antikacı Dükkanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Toplumsal altüst oluş ve değişim dönemlerinde insanın dramı daha bir derinleşir. Dickens manifaktürden fabrikaya geçiş, emeğin sömürülmesine dayanan sermayenin yoğunlaşması döneminin romancısı. Antikacı Dükkanı'nda tüm toplumsal sınıfların tipik temsilcilerini işleyerek, onların maddi yaşamlarındaki değişmelerle tinsel direnmeleri ve çatışkılarını dile getiriyor. Başka bir deyişle altyapı ile üstyapıyı birlikte irdeleyerek yeni insanın önünü açıyor. Okurlarımızın yararlanacağını bildiğimiz bu temel klasiği Metin İlkin'in Türkçesinden sunuyoruz.
Antikacı Dükkanı Alıntıları - Sözleri
- "İnsanlara hiç fazla güven duymaya gelmez."
- "Gece gündüzden çok daha merhametlidir"
- Bir beyin sözü, senedi kadar değerlidir..
- O, hayatta hiçbir şeyle ilgilenmeyen, hiçbir şeyi sevemeyen, kalbi kırılmış bir insandı.
- Büyük gereksinme zamanlarında gerçek vatanseverler, ormanıyla, deresiyle sahip oldukları araziye tapanlar mi, yoksa ülkede bir avuç toprağı olmayanlar mıdır?
- Her günün ölen umudundan ertesi gün yaşayacak olan yeni bir umut doğuyordu.
- Her günün ölen umudundan ertesi gün yaşayacak olan yeni bir umut doğuyordu.
- Çok şükür başkalarının masum sevinçleri bize derin bir mutluluk verebilir ve ne kadar katılaşmış bile olsak Tanrı'nın ödüllendirdiği saf bir heyecan kaynağına sahibiz.
- Haydi bakalım kör talih; sen mi yorulursun, ben mi?
- "..ama merak ve kuşku kadınların zayıf yanıdır"
- Uzun bir yolculuğa çıkarken, yıllarca sürecek bir uzaklaşmanın arifesinde, birbirine bağlı olanlar aynı bakışlar ve aynı el sıkışıyla ertesi gün için son bir veda tasarladıklarında, bir daha buluşamayacaklarını bilerek "Allahaısmarladık" demek acısından çekinirler.
- Ben böyle her zaman ağlamam; fakat çoktan beri göz yaşlarımı tuttum. Herhalde biraz da hasta olmalıyım...
- “Dünyanın bütün servetleri ikimizin arasında pay edilse birbirimizden ayrılamayız.”
- Tüm üzüntü ve kederlerden kurtulduğumuzu, ne sakin geceler ve günler, ne hoş zamanlar geçirdiğimizi, ne denli mutlu olduğumuzu düşün.
Antikacı Dükkanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öksüz Nelly ile dedesinin yaşam mücadelesini ve bu mücadelede gerçekleşen olayları anlatan bu roman, insanların yaşayış tarzını günümüze sergilemekte ve bir çocuğun dedesi ile nasıl güçlü bir sevgi bağı oluşturduğunu yaşamlarının sonlarına kadar okuyucuya sunacaklardır. Nelly ile tanışmanız dileğiyle iyi okurlar.. (A.Topcu)
Uzun zaman sonra Charles Dickens kitaplarına geri döndük ve o da nesi? Çok uzun bir kitapla başladık. Zaten yorucu dönemde olunca biraz sündürerek okudum tabi. Gene de işte PDF olunca sayfalar akıp gidiyor. Tuttum bu işi ben ya. 2 kitapta da Nelly adındaki öksüz bir çocuğun dedesiyle verdiği yaşam mücadelesi anlatılıyor. Diğer kitabın incelemesine de bu yazıyı eklemeyi düşünüyorum. Çünkü verilmek istenen mesajı anladıktan sonra çok farketmiyor farklı cümleler kurarak aynı şeyleri anlattıktan sonra. Başlarda çok sıkılacağınızı biliyorum, kitabın geneli de etkileyici gelmiyor ama kötülüğünden değil. Bir aksiyon filmi seyrettiğinizi düşünün. İlk başlangıç çok önemlidir ve yavaş başlarsa sevmezsiniz. Tabi sonra aniden hızlanır ve durmazsa filmin sonunda ‘iyiydi be’ diyebilirsiniz. Tamam kabul ediyorum çok iyi değildi ama dede torun kaçıp hayata tutunmaya başlayınca öyle iyiye gitti ki, bence diğer cilt biraz da bundan geldi yani. Gerçi İki Şehrin Hikayesi kitabını okuyanlar da başlangıçtaki o sıkıcılık sonrası iyileşen bir kitap olduğunu hatırlayacaklardır. Bu yüzden bence şans verilebilir diyorum ben. İyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)
Daha önce başka bir Charles Dickens eserinin çevirisini sentez yayınlarından okumuştum. Gayet açık ve rahat okumaydı.ELİF Zincirkıran çevirisiyle okuduğum Antikacı Dükkanını anlamakta biraz zorlandığımı ve cümlelerin oluşumundan çok keyiflenmediğimi bununda olayları anlamada ve olayları bağdaştırmada muğlaklık meydana getirdiğini söyleyebilirim. Bunun yanında eser çok çarpıcı bir hikayeye sahip olmasa da sürekli "sonra ne olacak acaba?" dedirttiğinden hızlı bir okuma sağlıyor. İçerik olarak da belki kısaca da şunu söylemek mümkün;yaşanılan hayat şartları bazı insanları yoldan çıkarırken bu eserde küçücük bir kız olan Nell'in yaşadıkları zorlukları büyük bir insanmışçasına sırtlanışı ve hayatına devam etmedeki istikrar ve kararlılığı, karakterin ve vazgeçmemenin güzel bir örneği. Bunun yanısıra diğer karakterlerden son derece etraflıca ve detaylandırarak anlatım sağlanmış buda olay örgüsünün ne kadar incelikli planlandığının göstergesi olmuş. Ancak ana karakter Nell ve dedesiyken eserde uzunca bir süre onlarla ilgili anlatım kesilmiş olduğundan her ne kadar eserin sonunda bir sonuca bağlasa da çok yeterli olduğunu hissedemedim. Elimde olduğu için bu çeviriyi okudum. Diğer çevirilerinin yorumları doğrultusunda onlardan da tercih edilebilir. (BÜŞRA)
Kitabın Yazarı Charles Dickens Kimdir?
Charles Dickens (7 Şubat 1812 – 9 Haziran 1870), İngiliz yazar.
Memur bir babanın oğlu olarak 1812 yılında doğan Dickens'ın ilk yılları refah içinde geçse de babasının borçları yüzünden hapse girmesiyle sefaletle tanıştı. Henüz 11 yaşında iken bir boya fabrikasında çalışmak zorunda kaldı. 15 yaşında bir avukatın yanına giren genç Dickens, öğrenmeye meraklı olduğu için boş zamanlarında stenografi öğrendi. 1835 yılında Morning Chronicle gazetesine stenograf olarak girdi ve 1835'te 'Boz' takma adıylaBoz'un Karalamaları başlığında notlar yayımlamaya başladı.
1837'de ise esas onu ünlendirecek olan Bay Pikvik'in Serüvenleri adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl içinde Catherine Hogarth ile evlendi. 1840 yılında ölen baldızı Mary'e ithaf ettiği Antikacı Dükkanı romanını yayımladı.
1840'ta Amerika'ya gitti ve burada büyük bir coşkuyla karşılandı, ama Genel Okur İçin Amerika Notları kendisini o kadar içtenlikle ağırlamış olanlarda şiddetli tepkilere yol açtı. 1843 ile 1846 arasında bol bol seyahat eden Dickens, bu seyahatlerde dönemin ünlü yazarlarıyla tanışma fırsatı buldu. Bu dönemde yine Daily News gazetesini ve Household Words dergisini çıkardı.
1858 yılında karısından ayrılan Dickens, bu dönemden itibaren yine sık sık seyahate çıktı, konferanslar verdi. Ama sonunda çok yoruldu ve Gadshill'deki evinde istirahate çekilmek zorunda kaldı. 1870'te de şöhretinin zirvesindeyken öldü. Mezarı Londra'daki Westminster Kilisesi'nde bulunmaktadır.
Charles Dickens Kitapları - Eserleri
- İki Şehrin Hikâyesi
- Antikacı Dükkanı
- Oliver Twist
- Yedi Yoksul Gezgin
- Perili Ev
- Gelin Odasındaki Hayalet
- Zor Zamanlar
- Mister Pickwick'in Serüvenleri
- Bir Noel Şarkısı
- Büyük Umutlar
- David Copperfield
- Edwin Drood'un Gizemi
- Martin Chuzzlewit
- Gizemli Öyküler
- Kasvetli Ev (2 cilt)
- Müşterek Dostumuz
- Büyük Macera
- Gece Yürüyüşü
- Doktor Marigold
- Oliver Twist - Define Adası
- Denizden Gelen Haber
- Dedektifler
- Barnaby Rudge
- Nicholas Nickleby
- Küçük Dorrit
- Antikacı Dükkanı - 2. Cilt
- The Haunted Man and the Ghost's Bargain
- İşaret Memuru
- Dickens at Christmas
- Gulyabani
- Çaydanlık ile Cırcır Böceği
- Classic Detective Stories
- The Trial of William Tinkling
- Çanlar
- Christmas Books
- Dombey and Son
- Pictures from Italy
- Mugby Junction
- The Life of Our Lord
- The Mudfog Papers
- Supernatural Short Stories
- Sketches of Young Ladies, Young Gentlemen and Young Couples
- Poems
Charles Dickens Alıntıları - Sözleri
- "Her şey uçup gitti, bir hüzün baki." (Müşterek Dostumuz)
- Bütün suskun adamların bir ağırlığı olur. Bütün suskun, ağzı bağlanmış adamlara inanılır. Bağları çözmenin saklanmış ve asla kullanılmamış gücü mü insanlığı büyüler, yoksa bilginin eli kolu bağlandığı zaman yoğunlaşıp artar mı ya da çözüldüğü zaman buharlaşır mı bilinmez: Ama şurası kesindir ki önem, ağzı bağlı kişiye atfedilir. (Küçük Dorrit )
- Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.. (İşaret Memuru)
- Ve ne büyük mutluluktu uyanıp bunların kaybolan gölgeler olduğunu görmek. (Martin Chuzzlewit)
- ..."Onun yaşamı 1ölünün arkasından sonsuza dek yas tutanların yaşamı gibiydi. Ölen kendisiydi."... (Gizemli Öyküler)
- Fielding der ki, erkek ateş, kadın kavdır; Şeytan onları tutuşturur. (Mister Pickwick'in Serüvenleri)
- Ben münzevi hayatı yaşayan bir adamım. Kendimden başka güvenebileceğim kimse yok. (Müşterek Dostumuz)
- Eğer hırsızlık sanatsa, hırsız yakalama bir bilimdir. (Dedektifler)
- Biz yoksullar neden dünyaya gelmişiz; bilmiyorum. (Çanlar)
- "Özel bağlar olmadan toplum hayatının ne anlamı var?" (Kasvetli Ev (2 cilt))
- "Birçok fiziksel hastalık gibi insanların kötülüğünde yetişen, sonra da cehaletleriyle yayılan bu salgınlar bir zaman sonra ne cahil ne de kötü olan birçok mağdura bulaşır. " (Küçük Dorrit )
- "Şu suyun akışını durdurmak nasıl elimizde değilse (...) bu saatlerin akışını durdurmakta elimizde değil." (Büyük Umutlar)
- Bize biner, arabaya koşarlar. Döver, söver, kendi zevkleri için sakatlarlar bizi, ama ölüyorlar, yaşasın ölüyorlar! (Martin Chuzzlewit)
- "Ama insan yemek yemeden önce parasını kazanmak zorundadır!" (Dedektifler)
- Ahlaksal bir hastalığın fiziksel olan kadar engellemesi zor bir şey olduğu; böyle bir hastalığın veba kadar habis ve hızlı bir şekilde yayılacağı, bir kere ilerlemiş olan salgının sınır tanımadan, en sağlıklı insanları bile ele geçirebileceği ve en olmadık bünyelerde gelişeceği insan denen mahlukun bir atmosferde nefes alması kadar tecrübeyle sabittir. Bu ölümcül bozuklukların zayıflık ya da kötülükleriyle beslendiği lekeliler, zehrin bulaşmasına fırsat vermeden anında yakalanıp tecrit edilebilse ( hatta fazla uzatmadan boğazlansa), insanlık takdir ötesi bir hayır duası alırdı. (Küçük Dorrit )
- Sahnede ışık ve müzik neyse, hayatta şiir odur. (Mister Pickwick'in Serüvenleri)
- "Talihsiz bir kadını dünyaya getirmekten tek çıkarlarının bunu onun burnundan getirme özgürlüğü olduğunu sanıyorlar." (David Copperfield)
- Zararsız bir neşe ve iyi huyun cennette gömlek yakasından daha büyük bir günah olduğuna inanmıyorum. Takan da bir, takmıyan da... (Antikacı Dükkanı - 2. Cilt)
- Hiçbir sözcük duygularımı tam anlatamaz. (Gizemli Öyküler)
- Fakat her saadetin bir sonu vardır, ikinci bir saadetin zevki da burada değil midir? (Antikacı Dükkanı - 2. Cilt)