diorex
ARTUKBEY

Analitik Psikoloji Sözlüğü - Carl Gustav Jung Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Analitik Psikoloji Sözlüğü kimin eseri? Analitik Psikoloji Sözlüğü kitabının yazarı kimdir? Analitik Psikoloji Sözlüğü konusu ve anafikri nedir? Analitik Psikoloji Sözlüğü kitabı ne anlatıyor? Analitik Psikoloji Sözlüğü PDF indirme linki var mı? Analitik Psikoloji Sözlüğü kitabının yazarı Carl Gustav Jung kimdir? İşte Analitik Psikoloji Sözlüğü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.06.2022 07:00
Analitik Psikoloji Sözlüğü - Carl Gustav Jung Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Carl Gustav Jung

Çevirmen: Nur Nirven

Yayın Evi: Pinhan Yayıncılık

İSBN: 9786055302832

Sayfa Sayısı: 88

Analitik Psikoloji Sözlüğü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Özellikle psikolojiyi konu edinen eserlerde kullanılan kavramlar ve tanımlar için çok temkinli davranılmadığını öğrenecek kadar yeterli deneyim edindim: Zira psikoloji alanından başka hiçbir yerde çok sık yanlış anlaşılmaya ısrarla yol açan bu kadar büyük anlam farkı yok. […] Araştırmacı, kavramlara en azından biraz sabitlik ve kesinlik getirmeye çalışmalıdır; bunu en iyi şekilde kullandığı kavramların anlamını tartışarak yapar, öyle ki herkes bunlarla onun ne demek istediğini anlayabilecek duruma gelsin. Bu ihtiyacı karşılamak için belli başlı psikolojik kavramlarımı alfabetik sırayla tartışmayı öneriyorum ve okurun kuşku duyduğu takdirde bu yorumlara başvurmasını istiyorum.

Analitik Psikoloji Sözlüğü Alıntıları - Sözleri

  • Enantiodromia: "zıddına dönüşmek" demektir. Herakleitos'un felsefesinde bu kavram zıtlıkların zaman içindeki oyununu belirtmek için kulanılır.- var olan her şeyin zıddına dönüşeceği görü­şü-
  • Bireyin psikolojisi sadece ona bakarak asla etraflıca açıklanamaz: Tarihsel ve çevresel koşulların onu nasıl koşullandırdığını da iyice anlamak gerekir. Kişinin bireysel psikolojisi hem fizyolojik, biyolojik veya ahlaki problem hem de çağdaş bir problemdir.
  • Bireyleleşme farklılaşma sürecidir, amacı bireysel kişiliğin gelişmesidir. Bireyselleşmeyi ciddi denetlemek yapay bir engellemedir. Engellenmiş bireylerden oluşan toplumsal grubun sağlıklı ve yaşayabilir bir kurum olmadığı bellidir.
  • ...birey fikri fark etmez, fikir kendini sadece "her isteğin ve her bireyliğin dışında kalan" "saf biliş" olarak ortaya koyar.
  • İçte, hisseden erkek, muhakeme eden kadındır.Bu nedenle kadın her zaman rahatlık ve umut bulabilirken erkek topyekun umutsuzluğa daha çok eğilimlidir; benzer şekilde erkek kendini bitirmeye kadından daha eğilimlidir.
  • Bireyleşme topluma yönelimi ve bireyin toplumla son derece gereken ilişkisi için norm gerekir.Bireyleşme kolektif norma doğal saygıya neden olur ama yönelim özellikle kolektifse norm giderek gereksiz duruma gelir ahlak bozulur.Kolektif norm insan yaşamını ne kadar biçimlendirirse bireysel ahlaksızlık o kadar artar.
  • Etkin fantezi sanatsal zihniyetin başlıca işareti olduğu için sanatçı hem görünenleri yeniden üretir hem de yaratıcı ve eğitmendir, zira çalışmaları gele­cekteki gelişim çizgilerini sezdiren birer simge değerini taşır. Simgelerin sınırlı veya genel bir toplumsal geçerliliğinin bulunması yaratan bireyin yaşama gücüne bağlıdır. Ya­ratan birey ne kadar anormalse yani yaşama gücü ne kadar azsa ürettiği simgelerin toplumsal geçerliliği o kadar sınırlı­dır, gerçi bunların değeri birey için mutlak olabilir.
  • Özdeşleşme öznenin nesne uğruna kendine yabancılaşmasıdır, deyim yerindeyse özne kılık değiştirir. Örneğin babayla özdeşleşme pratikte babanın davranışını benimsemektir, sanki oğul ayrı bir bi­rey değil babasıyla aynıdır. Özdeşleşme taklitten farklıdır, özdeşleşme bilinçdışı taklittir, taklitse bilinçli kopya etmektir.
  • Personayla özdeşlik otomatik olarak animayla bi­linçdışı özdeşliğe neden olur, çünkü Ben personadan farklı­laşmadığında bilinçdışı süreçlerle bilinçli ilişkiye giremez. Dolayısıyla bu süreçler haline gelir, onlarla özdeşleşir. Dışa­rıya oynadığı rol haline gelen insan iç süreçlere tamamıyla yenik düşer; dışarıya karşı oynadığı rolü ya mutlak iç zorun­luluk engeller ya da enantiodromia süreci onu saçmalığa indirger. Bireyliğini artık sürdüremez ve yaşamı birbiri ardına çıkmaza girer. Dahası neredeyse mutlak bağımlılık ilişkisine girdiği gerçek nesneye anima kaçınılmaz şekilde yansır. Bu nesnenin gösterdiği her tepkinin öznenin üze­rinde içten içe güçsüz düşüren dolaysız bir etkisi vardır. Trajik bağlar genellikle bu yolla oluşur.
  • Bilincin faaliyeti seçicidir. Seçme yönlenme gerektirir. Fakat yönlenme ilgisiz her şeyin dışlanmasını ister. Bilinç yönelimini tek taraflı duruma getirir bu. Seçilen yönlendirmenin dışlayıp ket vurduğu içerikler bilinçdışına gömülür, burada bilinçli yönelimin karşı ağırlığını oluşturur­lar. (...) Bilinçli davranış ne kadar tek taraflıysa bilinçdışından ortaya çıkan içerikler o kadar zıttır, öyle ki bilinçle bilinçdışı arasında gerçek bir karşıtlıktan söz edebiliriz.
  • Sezgisel bilginin özünde bir kesinlik ve inanç vardır, Spinoza'nın (ve Bergson'un) en yüksek bilgi formu diye scientia intuitiva'yı savunmasını sağ­layan budur.
  • Özne şu veya bu nedenle -örneğin kendini değersiz hissetme- kendisine ulaşamayan olumlu değerler kadar acı veren aykırı içerikleri de yansıtarak bunlardan kurtulur

Analitik Psikoloji Sözlüğü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Jung’u anlamak için zaruri bir kitap. Jung’un neredeyse kullandığı tüm terimleri, hangi anlamda kullandığını açıkladığı bir kitap. Örnek olarak; “akıldışı” kelimesini düşünelim. Jung akıldışı kelimesini akla aykırı olarak değil de aklın işlevini aşan, aklın ulaşamadığı bilgi olarak kullanıyor. Biz Jung’un herhangi bir eserinde “Tanrı akıldışıdır.” cümlesini okusaydık, Jung’un Tanrı’ya olumsuz bir yaklaşıma sahip olduğunu düşünebilirdik. Oysa bu kitaptaki tanımını bilen biri aynı cümleyle Jung’un olumlu ya da olumlu bir tavır takınmadığını sadece Tanrı’nın aklın işlevini aşan, akılla kavranamayacak bir şey olduğunu ifade etmek istediğini anlar. İşte bu yüzden bu kısa ama yoğun kitap, her Jung’u anlamak isteyen insanın ilk okuması gereken kitaplardan biridir. (Erk Deliormanlı)

Psikoloji kitaplarını daha iyi anlamanız için yardımcı olacak kitapdır.Hatta psikoloji kitaplarını okuduğunuzda yanınızda bulunduracak kitapdır. (Aysel Allahverdiyeva)

Yung'ın psikolojisini daha iyi anlayabilmek, sözlük tarzında bir ihtiyaç doğuruyor şüphesiz. Diğer eserlerinde de deyindiği birçok kavramı bulabileceğiniz için sonrası için kısmen ihtiyacı giderebilecek eser ama çeviri beni rahatsız etti.Tekrar tekrar okuyacağımı biliyorum. (Alican)

Analitik Psikoloji Sözlüğü PDF indirme linki var mı?

Carl Gustav Jung - Analitik Psikoloji Sözlüğü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Analitik Psikoloji Sözlüğü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carl Gustav Jung Kimdir?

Carl Gustav Jung. (d. 26 Temmuz 1875 Kesswil, Thurgau, İsviçre. ö. 6 Haziran 1961 Küsnacht ZH, Zürih, İsviçre). İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusu. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan birisi.

Basel Üniversitesi'nde tıp profesörü olan büyükbabasının adını taşıyan Carl Gustav Jung İsviçreli bir papazın oğludur. 1895 yılında Basel'de tıp eğitimi almaya başladı ve 1900 yılında Eugen Bleuler'in asistanı olarak Burghölzli'de psikiyatrist olarak hizmet verdi. Doktorasını 1902 yılında tamamladı. Konu okült (gizli, görünmeyen) fenomenler (etkiler) ve onların Psikoloji ve Patolojiyle bağlantıları idi. Paris'te 6 ay Pierre Janet ile bilgilerini derinleştirdi. 1903 yılında Emma Rauschenbach ile evlendi. 36 yaşında Uluslararası Psikanaliz Birliği'nin ilk başkanı oldu. Psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanan Carl Gustav Jung,Sigmund Freud'le beraber üzerinde çalıştığı toplumsal bilinçaltı kavramı ile de tanınır.

Carl Gustav Jung Kitapları - Eserleri

  • Dört Arketip
  • Keşfedilmemiş Benlik
  • İnsan Ruhuna Yöneliş
  • Psikoloji ve Din
  • Anılar, Düşler, Düşünceler
  • Rüyalar
  • Maskülen
  • Feminen
  • Kişiliğin Gelişimi
  • Kırmızı Kitap
  • Ulysses ve Picasso Üzerine Denemeler
  • Analitik Psikoloji Üzerine İki Deneme
  • İnsan ve Sembolleri
  • Psikoterapi Pratiği
  • Gökte Görülen Cisimler Üzerine Bir Mit
  • Eşzamanlılık
  • Analitik Psikoloji Sözlüğü
  • Analitik Psikoloji
  • Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım
  • Freud ve Psikanaliz
  • Ruh
  • Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi Tefsiri
  • Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri
  • Seçme Yazılar
  • Nietzsche'nin Zerdüşt'ü Üzerine Seminerler
  • Psikolojide Tipler
  • Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi
  • Dinlerin Psikolojiye Etkileri
  • Dönüşüm Sembolleri
  • Aion
  • Psikiyatri Araştırmaları
  • Les Racines de la Conscience
  • Dışa Bakan Rüya Görür İçe Bakan Uyanır
  • The Structure and Dynamics of the Psyche
  • The Archetypes and the Collective Unconscious
  • Civilization in Transition
  • Psikoloji ve Felsefe
  • Two Essays on Analytical Psychology
  • Rüyalar
  • Kundalini Yoga Psikolojisi
  • Rüya Analizleri
  • Kəşf Olunmamış Mənlik

Carl Gustav Jung Alıntıları - Sözleri

  • ...ruhani bir amaç, ruh sağlığının kesin gerekliliğidir. (Kişiliğin Gelişimi)
  • "Kendi ruhunu bir teleskopla baktı. Düzensiz gibi görülenleri gördü ve güzel yıldız kümeleri gibi gösterdi ve bilincine dünyaların içinde gizli dünyalar kattı." (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • Bugün bunların olmasındaki amacın karanlığa, olabildiğince aydınlık getirebilmek olduğunu biliyorum. (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • Bastırılmış acı verici düşünce kendisini ancak "sembolik " olarak ifade edebilir. (Rüyalar)
  • Duygusallık, aşağılık duygusunun varlığının şaşmaz belirtisidir. Bu,sadece iki kişi arasında değil, aynı zamanda kendi içimizdeki çatışmanın ve anlaşmazlığın psikolojik temelini oluşturur. (Analitik Psikoloji)
  • Tutkularının cehenneminden geçmemiş biri, onların hiçbir zaman üstesinden gelemez. (Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım)
  • “Nietzsche’nin Zerdüşt’ünün bir de psikolojik açıdan dikkatle okunmasını öneririm. Nietzsche, tanrısı ölen ve tanrısal paradoksu ölümlü insanın dar kılıfına hapsettiği için yıkılan “Üst-İnsan”ın psikolojisini eşine az rastlanır bir tutarlılıkla ve gerçekten dindar bir insanın tutkusuyla tasvir etmiştir.” (Dört Arketip)
  • Biz hala kendimizde görmek istemediğimiz bütün kötülükleri ve değersizlikleri diğer insanlara atfetmeye devam ederiz. Bu nedenle, onu eleştirmemiz ve ona saldırmamız gerekir. (Keşfedilmemiş Benlik)
  • insan yığınları hep sürü psikolojisine, bu yüzden de körükörüne “kaçışmaya” ve avam psikolojisine, bu yüzden de hissiz bir vahşilik ile isterik ağlamaklılığa meylederler. (Psikoterapi Pratiği)
  • Ne var ki ben, büyük ölçüde insanca beceriksizliklere bağlı olan bir şey için dini suçlamak gibi bir hataya düşmek istemiyorum. (Seçme Yazılar)
  • Bütün kaosun içinde bir kozmos, bütün düzensizliğin içinde gizli bir düzen vardır. (Les Racines de la Conscience)
  • Kadının güçlü bir erkeğin gücünden çok zayıflığını, zekası yerine akıllı adamın aptallığını sevmesi kadim bir olgu değil midir? (Feminen)
  • - " (...) Bir Japon atasözü şöyle der: “Hırsızlık yalanla başlar.“ (Psikiyatri Araştırmaları)
  • "Biraz yanlış davranmak bize daha bir rahatlık sağlar.. Bunun da nedeni, mükemmellik denen şeyden yoksunluğumuzdur.. Hintliler bir tapınak yaptırdı mı, bir köşesini bitirmeden bırakır.." (Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri)
  • Öğrendim ki yalnızca içimizde olanı ifade etme, ona tanıklık etme hakkına sahibiz; başkalarından bizim bakış açımızı benimsemelerini beklemeye hakkımız yok, onları dönüştürmeye çalışmaya ise hiç hakkımız yok. (Kundalini Yoga Psikolojisi)
  • "Jung, Müslümanların yaşadığı Mısır, Cezayir, Tunus, Büyük Sahra'ya geziler yapmıştır. Bu gezilerinden birinde Somalili bir sufî, Jung'un Kur'an'ı kendisinden daha iyi bildiğini söylemiştir." (Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi Tefsiri)
  • İnsan muazzam işler başardı, ama bunun karşılığında dünyanın uçurumunu derinleştirdi; insan nerede duracak, durabilecek? (Dört Arketip)
  • Yaşamını bir yalanın üzerine kuramazsın. (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • …bilinç gelişimi ne düzeyde olursa olsun, her uygar insan ruhunun derinliklerinde arkaik bir insan olmaya devam eder. İnsan vücudu bizi nasıl memelilere bağlıyorsa ve sürüngenler çağına kadar uzanan evrimsel sürecin hatıralarını taşıyorsa, insan ruhu da, başlangıcına kadar izlerini takip ettiğimizde, sayısız arkaik özellikler gösteren bir gelişimin ürünüdür. (Keşfedilmemiş Benlik)
  • ....özellikle ilkel insanlar çocuklarına çok bağlıdır.. (Freud ve Psikanaliz)

Yorum Yaz