Aldanan Kadın - Thomas Mann Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aldanan Kadın kimin eseri? Aldanan Kadın kitabının yazarı kimdir? Aldanan Kadın konusu ve anafikri nedir? Aldanan Kadın kitabı ne anlatıyor? Aldanan Kadın kitabının yazarı Thomas Mann kimdir? İşte Aldanan Kadın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Thomas Mann
Çevirmen: Esen Tezel
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750714986
Sayfa Sayısı: 92
Aldanan Kadın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Rosalie eşini kaybetmiş, kırık bir aşktan geri kalan boşluğu resim yaparak gidermeye çalışan kızı ve lise öğrencisi oğluyla birlikte sakin bir yaşam sürmektedir. Oğluna İngilizce dersi vermek için eve gelen genç Amerikalı, onu çok etkiler. Önce kendine bile itiraf etmekten çekindiği duyguları, konuşmalarına ve hareketlerine farkına varmaksızın yansıyınca ilk tepkiyi çocuklarından alır. Ama ne pahasına olursa olsun, doğanın kendisine bahşettiğine inandığı bu aşkın peşinden gitmeye kararlıdır.
Aldanan Kadın, yazarın ölmeden önce tamamladığı son öyküsüdür. Thomas Mann, erken dönem çalışmalarından Venedik'te Ölüm'ün ana motiflerini, bu defa yaşlanmakta olan bir kadının duygu dünyasına yerleştiriyor. Eserlerinde yaşam ile ölümün karmaşık diyalektiğiyle hesaplaşan Mann, ölmeden önce tamamladığı bu son öyküsüyle adeta kendi yazınsal döngüsünü de tamamlıyor. Kitap, dönemin kadına bakışını yansıtması açısından da çok ilgi çekici diyaloglar içeriyor.
Aldanan Kadın Alıntıları - Sözleri
- Aşk güçlüdür, bir mucizedir, böyle gelir ve büyük mucizeler gerçekleştirir.
- Doğduğumuz mevsim bize özellikle yakındır, biz de ona öyleyiz.
- Fakat neticede hayatla genel ahlaki kanı arasındaki uyum daha zaruri ve bunun bozulduğu yerde ortaya yalnızca ruhun parçalanması, yani mutsuzluk çıkar.
- Mutluluk... Hastalık mı yani?... Sadece hayat, acısıyla tatlısıyla hayat ve hayat demek umut demek.
- "Tek yapılması gereken görmemek, bu işin ilacı kesinlikle bu.."
- İnsan görmeyince unutur anne!
- Son ve başlangıç; ikisi birbirine karıştırılabilir, o kadar benzeşiyorlar, insan çiğdemin görüntüsüne bakıp sonbahara geri gittiğini düşünebilir ve veda çiçeğini görüp ilkbahar geldi sanabilir.
- Kişinin kendini onu hissedenin yerine koyamadığı bir duyguyu akıl almaz diyerek ayıplaması son derece ucuz ve aptalca.
- "Sen unutmanın rezil olduğunu düşünebilirsin; ama insan unutuyor, sen de buna teslim ol."
- Aşk güçlüdür, bir mucizedir, böyle gelir ve büyük mucizeler gerçekleştirir. Aldanan Kadın, Thomas Mann
- Son ve başlangıç; ikisi birbirine karıştırılabilir, o kadar benzeşiyorlar, insan çiğdemin görüntüsüne bakıp sonbahara geri gittiğini düşünebilir ve veda çiçeğini görüp ilkbahar geldi sanabilir.
- "Bazı fırtınaları atlattı ve daha önünde atlatacağı başka fırtınalar var."
- Kalp, bir duygusal baş dönmesidir.
- Mutluluk... Hastalık mı yani?... Sadece hayat, acısıyla tatlısıyla hayat ve hayat demek umut demek. Edebiyat Aldanan Kadın, Thomas Mann
Aldanan Kadın İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aşk, tutku ve hoşlanma alanlarında yaşın önemli bir kriter olduğunu asla düşünmüyorum. Evet gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde bu durum daha ateşli ve sevgi dolu yaşanılıyor. Ancak 50'li yaşlara girildiğinde ve yaşlılık kendini belli ettiğinde, aşk ve hoşlanmaya ayıplar, gözleri devirir gibi bakmaya başlanıyor. Yaş farkı olabilir, insan kaç yaş fark olurla olsun birini tutkuyla arzulamaya devam edebilir. Toplumun baskılarına eğilmeyin, kendi özgür yaşantınız olsun diyerekten konuyu Rosalie'ye bağlayayım. Yukarıda anlattığım durum ona çok uyuyor. Thomas Mann'ın ölmeden önce yazdığı son uzun öyküsü olan "Aldanan Kadın"ın ana karakteri kendisi... Pes etmeyen, dulken yıllar sonra bulduğu genç aşkının peşinden giden, güçlü ve bağımsız bir kadın portresi çiziyor yazarımız Mann, Rosalie üzerinden... Ayrıca alt metinlerde o dönemde kadına olan bakış açısını yansıtmasıyla da önemli bir öykü olarak nitelenir. Bunların yanında bu eser, daha önce size burada incelediğim yazarın "Venedik'te Ölüm" adlı kitabıyla benzer öğeler içermektedir. Orada işlenen ana değerler, Mann tarafından Aldanan Kadın'da yaşlı bir kadının kalbine ve duygularına yerleştiriliyor. Böylelikle edebiyat çevreleri, Thomas Mann'ın doğal döngüsünü tamamladığını düşünüyorlar. Yalın ve sürükleyici bir üsluba sahip eser, kendini bir çırpıda okutuyor. Thomas Mann'ın Rosalie üzerinden aşk, doğa ve ölüm konusundaki felsefesi de kitabı net bir biçimde okunur kılıyor. Uzun öykünün ana kahramanı olan Rosalie, eşini erken kaybeden bir annedir. 50'li yaşlarına adım atmıştır. Kendi kırıklığını doğayla ilgilenerek gidermeye çalışırken; hayal kırıklığıyla dolu bir aşktan doğan ruhsal boşluğunu resim yaparak atlatmaya çalışan kızı Anna ve lise öğrencisi oğlu Eduard ile birlikte yaşamaktadır. Kızı Anna ile dost olmayı başarabilmiş Rosalie, kızıyla yaptığı sohbetlerde kalp-mantık oranını dengelemeye çalışır. Eduard'ın hayalleri vardır ve bunu gerçekleştirebilmek için İngilizce öğrenmeye gereksinim duyar. İngilizce öğretmesi için 24 yaşındaki Amerikalı genç Ken ile anlaşılır. Başta her şey normal giderken Rosalie, içinde kendisine çok uzak; lakin tanıdık duyguların uyandığını hisseder. Her geçen gün İngilizce hocasına daha da çekilirken ve onu arzularken bulur kendini... Rosalie için körelmiş bu tutku ve hazların gün yüzüne çıkışı, doğanın bir mucizesidir. Bu mucizeye dört elle tutunmaya karar verir. Bu noktada duygusalllıktan yoksun ve mantıkla yetişmiş kızı Anna devreye girer ve yaşlı kadının kendi oğlu yaşında bir gence aşık olduğu vurgusunu yapar. Ancak bu durum Rosalie'nin aşkına bir set çekemez. Aşkını doğa ve sanat üzerinden niteleyen Rosalie, Ken için ne kadar olursa olsun ileri gidebileceği bir mucizeyi yaşamaktadır. Bu mucizenin, kendisini kaçınılmaz sona sürüklediğinin farkında değildir. (Batuhan Babaoğlu)
Thomas Mann'in son hikaye kitabı Aldanan Kadın, Venedik'te Ölüm ile benzerlikler barındırıyor. Bu sefer baş karakter ellili yaşlarında iki çocuk annesi bir kadın olan Rosalie'dir. Kocası savaşta ölmüş, Rosalie ise bundan sonra evlenmemis. Romantik, doğaya fanatizm derecesinde tutkundur. Kızı Anna ise tam zıddı bir yapıya sahip olup, akılcı ve yenilikçidir. Topallığı ve annesinin kocasının kaybı sonrası kızına aşırı bağlılığı sebebiyle aşk ilişkilerinden uzak kalmış ve duygusal yönü giderek körelmiştir. Oğlu Eduard'a özel ingilizce dersi veren Amerikan Ken'e aşık olan Rosalie'i, yazarın mitolojiden İbrahim'in eşi Sara'yla özdeşleştirdigini görüyoruz. Sara'nin çocuğu olmaz ve kocası İbrahim'e cariyesi Hacer'i verir. [https://hizliresim.com/lyozHF , Adriaen van der Werff] Hacer'in çocuğu olunca da onu kıskanmaya başlar. Ama hikayede asıl önemli olan kısmı, İbrahim'e gelen konukları, karısı Sara'nin çocuğu olacağını bildirirler. Bunu duyan Sara "İhtiyar olduktan sonra bana sevinç olur mu? Efendim de kocamıştır," der ve güler. Mite göre ertesi yıl 90 yaşında İshak adında bir erkek çocuk doğurur. Doğaya tapar derecede tutkun olan Rosalie için elli yaşından sonra yirmi dört yaşında bir gence aşk duyması ve ondan karşılık buluyor olması doğanın bir mucizesidir. Daha önemliyse bu mucize kendini bir süredir görmediği adeti yeniden görmeye başlamasıyla ortaya çıkar. Sara kendisine bildirilen mucizeye inanmamış ve gülünç bulmuştur ama Rosalie ise kendi mucizesine sıkı sıkı sarılmıştır. Bu noktada birçok insanın aklına gelebilecek bir şeyi akılcı Anna annesine söyler. Annesinin elli yaşında olduğunu ve aşık olduğu kişinin kendi oğlu yaşında olduğu belirtip, bunu böyle değerlendirip bu akıl dışı ve toplumun tepki vereceği aşkı dizginlemesini ister. Aşkın yaşı yoktur derler, peki gerçekten böyle midir diye sorgulayalim biz de. Aşk normal, sağlıklı bir duygu durumu değildir. Çünkü aşkta ilk etkilenme anı henüz kişiyi tanımadan fiziksel bir özelliğine dayalı gerçekleşir. Gözler, dudak, yüz, bedenin güzelliği veya gülümseme, tebessüm, tavır ve davranış belki de… Ama salt bunlar da yeterli değildir. Bunların, kişinin ideal aşık olunacak tip insanıyla uyumlu olması gerekir. Bunu tabiki elinde kağıt kalem hangi özellik ne kadar var diye analiz edip eşleştirmez. Bunu bilinçaltımız kendiliğinden yapar. Ayrıca Rosalie özelinde uzun süredir bekar olması, çocuklarını veya toplumun olası tepkilerini düşünerek evlenmemis olması gibi dışsal etkenler de etkili olur. Bunlardan dolayı aşık olmak, büyük ölçüde kontrolümüz dışındadır. Kontrolümüz dışında olan bir duyguduruma sahip olduğumuz için yargilanabilir miyiz? Sahip olduğumuz için değil, duygularımızı fiiliyata döktüğümüz için yargilanabilir miyiz? Muhtemelen ikincisi için yargılanmayla daha sıklıkla karşılaşılır. Rosalie, Ken, Anna ve Eduard kitabın bir yerinde bir tura katılırlar. Tarihi bir yere düzenlenen bir turdur bu. Bir ara Rosalie ile Ken gruptan ayrı düşerler bilerek ve eski bir eve girerler. Burada yakınlaşırlarken küçük bir ayrıntı dikkat çeker: "İçeride bir tür kanepe vardı; kenarındaki gözleri bağlı Eros heykeli bir elinde meşale gibi bir şey tutuyordu." Her ne kadar ahlaka dair yargılar savaştan sonra değişmeye başlamış olsa da henüz eskiye bağlılık oldukça fazladır ki, şehvet Tanrısı Eros'un gözleri bağlıdır ve Rosalie ile Ken'in yakınlaşmalarini görmek istemez. Odanın eksi ve kasvetli olmadı ölümü çağrıştırdığı için çift kısa süre sonra yakınlaşmalarını ilerletmeden odadan çıkarlar. “Farklı devirler, farklı ahlâk anlayışları,” diye ekleyerek incelemeyi bitirelim. İyi okumalar (Kaan)
Frau Von Tümmler…Aldanan Kadın. Doğanın belli yaşlara gelince kadından aldığı aşk,yaşam ve tutku gücünü yeniden kazandığına aldanan kadın…Ama onu yine de tatmanın enerjisinin sonsuzluğuna kendini bırakmış kadın. Ve onun karşısında aşkın ancak mantığın,aklın onayında bir kalple karşılanırsa anlamlı bulan kızı Anna. Önümüzde adeta bi kolunu aşka uzatan,bi koluyla doğa yasalarına el kaldıran bi kadın tablosu çizen okunası roman.Özellikle yazarın işlediği doğanın garip ironisi,yaşam ve ölüm arasındaki o karmaşık diyalektiği biraz da ciddiyet ve alaycı tavırla karışık ele alışı, uslübüna hayran bıraktırıyor.Ve çağdaş feminist araştırmalara sıklıkla kaynak olması onun günümüzde sağlam bir yapıt olarak var olmasını sağlıyor. (R Hazan Orhan)
Aldanan Kadın PDF indirme linki var mı?
Thomas Mann - Aldanan Kadın kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aldanan Kadın PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Thomas Mann Kimdir?
Paul Thomas Mann, (6 Haziran 1875, Lübeck; 12 Ağustos 1955, Zürih) 20. yüzyılın en önemli Alman yazarlarından biridir. Özellikle romanları ile tanınmakla beraber, edebiyat alanında verdiği eserler yanı sıra, toplumsal eleştirileri ile de öne çıkmıştır. 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmış, 1933'te Nazilerin iktidara gelişinin ardından önce İsviçre'ye ardından ise ABD'ye göç etmiştir. 1944'te ABD vatandaşlığı almakla beraber, 1952'de yeniden İsviçre'ye dönmüş ve hayatının sonuna kadar burada kalmıştır.
Mann, Johann Wolfgang von Goethe'nin yapıtlarını kendi yapıtında bir tüzük ve konu bulmada örnek olarak kullandı. Avrupa ve Alman ruhuna dair analiz ve eleştiriler yaparken, eski Alman hikayeleri ve Kitab-ı Mukaddes'te geçen kıssalardan, Goethe'nin, Nietzsche'nin ve Schopenhauer'in düşüncelerinden faydalanmıştır. Kendi ailesini örnek alarak oluşturduğu ilk romanı Buddenbrook Ailesi'nde örnek olacak biçimde anlatıldığı gibi, yapıtlarının başlıca konusunu burjuvazinin yozlaşması oluşturmaktadır. Mann, özellikle Alman edebiyatında önemli bir yer edinmiş olan Bildungsroman türünde yetkin eserler vermiştir.
Alman yazar Heinrich Mann'ın kardeşidir. Thomas Mann'ın altı çocuğundan üçü, Erika Mann, Klaus Mann ve Golo Mann da yazar olmuşlardır.
Thomas Mann Kitapları - Eserleri
- Venedik'te Ölüm
- Buddenbrooklar
- Aldanan Kadın
- Büyülü Dağ (2 Cilt Takım)
- Değişen Kafalar
- Alacakaranlıkta
- Efendi ile Köpeği
- Tonio Kröger
- Doktor Faustus
- Mario ve Sihirbaz
- Dolandırıcı Felix Krull'un İtirafları
- Majesteleri Kral
- Seçilen
- Zor Saat
- Seçme Öyküler
- Lotte Weimar'da
- Yusuf ve Kardeşleri 1. Cilt
- Yusuf ve Kardeşleri 2. Cilt
- Küçük Herr Friedemann
- Düşkün
- Yusuf Ve Kardeşleri 3. Cilt
- Yusuf ve Kardeşleri 4. Cilt
- Dinle Alman Ulusu
- Seçilmiş əsərləri
Thomas Mann Alıntıları - Sözleri
- “Ben kendi adıma şunu itiraf edeyim ki, sığ bir insanlık anlayışıyla , güç denilen nesnenin safça kötüye kullanımıyla , adaletsizlikler ve dalkavukluğa yönelik ahlaksızlıklarla aramdaki çatışmaların etkisinden kendimi zor sıyırıp alabiliyorum. Bunlar fazlasıyla kafamı kurcalıyor, aklımı karıştıran kısır düşüncelerin kucağına itiyor beni . Söz konusu kısırlık da, olaylardaki aşırı doğallıktan kaynaklanıyor.” (Mario ve Sihirbaz)
- Son ve başlangıç; ikisi birbirine karıştırılabilir, o kadar benzeşiyorlar, insan çiğdemin görüntüsüne bakıp sonbahara geri gittiğini düşünebilir ve veda çiçeğini görüp ilkbahar geldi sanabilir. (Aldanan Kadın)
- Tanrı sonsuza dek çocuk kalmanıza izin vermez... (Seçilen)
- "Sözleri harmanlama ihtiyar kâhya, çünkü onlar boş samandır...Bana yüzüme karşı bir şeyler söyleme, bana ruhundan gelen şeyler söyle, bunun dışındakilere artık tahammül edemiyorum. (Yusuf ve Kardeşleri 2. Cilt)
- Tanrı şimdiye kadar asla kol kanat germedi üzerime, beni tanıyıp ettiği yok. Sağa sola avuç açtırmayan dost bir felaket iyi bir şey olur; insan kendine şöyle diyebilir o zaman: Tanrı'ya hiç borcum yok... (Seçme Öyküler)
- Gerçeği söylemek de bir cezadır. (Seçilen)
- “Gurur nedeniyle şeytanın ocağına düşme pahasına, eğitim görmüş bir insanın inancı ile cahillerin inancı arasında Tanrı açısından bir ayrım olmalı gibime geliyor.” (Seçilen)
- Güney Babil diyarında cenneti aramak gerek ve Adem'in vücudu Babil toprağından yapılmıştır, bunlar uzun zamandan beri ilahiyat biliminin tercih ederek öğrettiği bilgiler olarak kalmıştır. (Yusuf ve Kardeşleri 1. Cilt)
- " İyi kalpli insanlar, birisinin kahkahasının diğerinin gözyaşı olmayacağı bir dünyayı boş yere özlerler. " (Değişen Kafalar)
- İyilikle zeki oluş birbiriyle yakın ilişki içindedir; birisinin içinde diğeri kendisini gösterir. (Yusuf ve Kardeşleri 4. Cilt)
- Piyanoda yeni ve güzel bir motif çalmayı başardım mı, bir hikaye okurken veya bir resme bakarken duyarlı ve kalıcı bir ruh hali yakaladım mı, O gün güzel geçmiş ve mutlu edici bir içeriğe sahip olmuş sayılıyordu... (Zor Saat)
- Acı çekerek eğitim görmeyen insan, her zaman çocuk olarak kalır. (Buddenbrooklar)
- Her ne kadar şeytanımsı güzellikten hoşlandığı belli olsada… (Dolandırıcı Felix Krull'un İtirafları)
- Sen ve ben, boşu boşuna ve belirsiz bir şey için beklemiyoruz, aksine biz bize ait olan saatleri biliyoruz ve bizim saatlerimiz de bizi tanıyor ve onlar bize doğru geliyor. (Yusuf ve Kardeşleri 1. Cilt)
- Münferit durumlar hiçbir zaman sıradan değildir: Düşünmek ve ifade etmek için en sıradan şey, doğum ve ölümdür. Ama bir doğum ya da ölüm olayını yaşayan biri olarak kendinize, doğum sancısı çekene ya da ölene bunun sıradan bir şey olup olmadığını bir sorun bakalım! (Değişen Kafalar)
- Eğitimin keyiflenmenin bir parçası olduğunu, evet eğitimin keyif çıkarabilmek ile aynı anlama geldiğini, bunu da anlıyordu :ve kendine eğitiyordu. (Zor Saat)
- "İlk horoz ötüşüyle yataktan fırlamak zorunda olmayış, aslında imtiyazlı toplum mevki olan hür bir adamın işaretidir." (Lotte Weimar'da)
- Aşk güçlüdür, bir mucizedir, böyle gelir ve büyük mucizeler gerçekleştirir. Aldanan Kadın, Thomas Mann (Aldanan Kadın)
- Hayvanlar daha kontrolsüz ve ilkel, yani aslında durumlarını bedenleriyle ifade etme konusunda bizden daha insanidirler; bizim aramızda artık yalnızca ahlaki bir gönderme, bir metafor olarak varlığını sürdüren tabirler onlar için hala kelime anlamıyla, mecaza kaymaksızın geçerlidir. (Efendi ile Köpeği)
- Ben her tecrübenin yaşanması gerektiğine inanıyorum, ister iyi olsun ister kötü. (Majesteleri Kral)