Ah'lar Ağacı - Didem Madak Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ah'lar Ağacı kimin eseri? Ah'lar Ağacı kitabının yazarı kimdir? Ah'lar Ağacı konusu ve anafikri nedir? Ah'lar Ağacı kitabı ne anlatıyor? Ah'lar Ağacı PDF indirme linki var mı? Ah'lar Ağacı kitabının yazarı Didem Madak kimdir? İşte Ah'lar Ağacı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Didem Madak
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753428750
Sayfa Sayısı: 76
Ah'lar Ağacı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Geçen yıl aramızdan ayrılan şair Didem Madak’ın yayımlanmış üç kitabı vardır: Grapon Kâğıtları, Ah’lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi. Bir süredir baskısı olmayan ve okurlar tarafından ısrarla aranan kitapların yeni basımını yaptık.
Ah'lar Ağacı Alıntıları - Sözleri
Ah'lar Ağacı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ah'lar Adres Sormaz..: Ahh Didem Ahh!! Yazma konusundaki özrümü görmüyorum , şiirlerini okudukça , bağlılık, bağımlılık gibi bir şey işte burada yazmaya zorluyor beni. ‘’Bir zamanlar kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım. Kaç metredir benim yokluğum? Benden daha çok var sanmıştım. Benim yokluğumdan dünyaya Bir elbise çıkar sanmıştım. Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan Sonunda ben de alıştım. Ah...dedim sonra, Ah!’’ İyi niyetim suistimal edildiği için çok üzgünüm. İnsan samimiyeti, duyarlılığı rencide edilince çok üzülüyor. Hadi bu sefer yalan değildir inan diyerek aldandığımdan sonra bütün vücudum felç geçirebilir sanıyorum. Dur bir nefes alayım. Alayım ama gerçekten, uzun upuzun bir nefes. Ne olduğunu anlatayım; Süslü cümlelere ihtiyacımız var mı sahiden ? Gönülden gelen tek bir kelime bile yetmez mi hali anlatmaya.? Hepimizin hayatımızdaki onlarca insana söylemek istediği cümle. Ya da diğer okurların durumu nedir bilmem ama benim kaç gündür dilimde: İçimdeki ah'larla yaşamaktan yoruldum. Sabahı temiz ve duru bir başlangıç sayarak varlığı, gönül genişliği, bakışları dua olan güzel insanlara rast geleyim istiyorum... Her kırıp üzdüğümde, gereksiz yere yargıladığımda kaç cümle geçiriyorum hafızamdan? Kaçar kelime tüketiyorum duygularıma, hissiyatlara kim bilir? Ne kazanıyorum ki ; dönüp dolaşıp gene aynı puslu havada mutsuz oluyorum, mutsuz ediyorum. Ahh Didem, Kendimden şikayetim olduğu anlarda , Yorgunum deme; kalk ve yürümeye başla. Yüreğin götürecektir seni gitmek istediğin yere. Çekinme, teslim ol nasibine diye adım atıyorum , Yetmiyor bir de ; Şimdi, öyle damdan düşer gibi, birini seviyorum hiç bir halime bakmadan hatta tam tanımadan bilmeden. Soruyorum kendime ; Nedir ki bu duygu istek, arzu ya da bu merak? Hepsi sevdiğim yüzünden değil, ama en çok onun yüzünden , yoluna düştüm ona ulaşmak için değil onda kaybolmak için, cevaplarımla pollyannacılık oyunu oynuyorum. Ne diyorsun, yok Didem yok, yarın filan başlar mı ki beklediğim o güzel günler özlemi üzerine kurduğum bütün umutlarım ahh ki ahh yerle bir oluyor. Bazen, gidenlerle kalanlar karışsa da sonuç hiç ama hiç değişmiyor... Eskiden insanların değişebileceğine inanmıyordum.. Şimdi ise hiç inanmıyorum..Böyle düşünmek kalbime iyi geliyor. Aynen senin dizelerin gibi ‘’ Sağlam bir halatla çekiyorum acıyı kendime doğru..’’ Annesizliğinden şair olan kadınsın sen. Annesizlik nasıl bir duygu bilmiyorum, aradığımda ulaşamamak, yüzünü görememek ne kadar acıtır canımı tarif edemiyorum. Yazıya dökemesem de gönlüme gelenler var. Ne kadarını anlatabilirim onu da bilmiyorum. Annesini hiç tanımamış , erken yaşta annesiz kalmış bir sürü arkadaşım vardı okul yıllarımda, tüm sınıf annem şarkısı söylerken bilmezdim ki o çocukları, şarkıya eşlik ederken içten içe öldürdüğümü. En kıymetlisi gözleri önünde ölen evladın yalnızlığına çaresizliğine bir ömür ağlamak nedir anlayamazdım. ‘’Bazen sevinince annem gibi, Rengarenk reçeller dizerim kalbimin raflarına.’’ Artık anlıyorum anlayabiliyorum. Güzel bir hayat için değil mi bütün mesailerim, bütün uğraşlarım, bütün arkadaşlıkları, aşklarım ve hatta bütün kızgınlıklarım küsmelerim ve tartışmalarım ? Dünyanın bütün duygularını, sessizliğe, haykırışa, mimiklere bir iki tebessüme, ya da akan birkaç damla yaşa sığdırabilir miyim ? Ahh lara ihtiyaç kalmadan yaşayabilir miyim? Falanlar, filanlar....Kimse kalbimdeki dertleri, acıları, coşkuları , beynimdeki düşünceleri fikirleri bilemiyor. İnsan insana her dem biraz da olsa muğlaktır aslında. Ancak hissetmeye çalışır, anlamayı dener ve saygı duyarsa mantıklı, anlaşılır, değerli ,samimi olabilirse bir arada bulunmanın tadına varabilirim. Ahh ki ahh Didem, tüm keşkelerimi tükettim ben. Her şey bir temenniyle başlar; ''Uzun ömürlü olsun, mutlu sabahlar, iyi günler.'' Ve bir temenniyle de sonlanır. ''Mekanı cennet olsun, başımız sağolsun'' temennisiyle nihayetlendirmediğim bir son dilerdim sana ama ‘’ "Cennete gitmek istedim otostopla" temennine inşallah dileğine ulaşmışsındır diyebiliyorum. Güneş doğmayı unutacak da sanki hiç sabah olmayacak gibi bir gece sonrası anlıyorum ki; kaybettiğimde üzüldüklerimden ibaretim. "Tehlikeli sayılmam artık. Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum" Kaybetmeyelim mi o zaman? Evet; Merhametimizi, vicdanımızı , samimiyetimizi kaybetmeyelim. Gerisi nasılsa hallolur... Bir yanımız kıştı ya hep zaten, diğer yanımıza da gelmesin kış, baharlarımızı kaybetmeyelim. Keyifli okumalar.. (Ferah)
Ah'lar Ağacı. Didem Madak'tan okuduğum ilk kitap... Didem Madak bildiğim bir şairdi. Ona Ah'lar Ağacı ile başlamak nasip oldu. Ah'lar Ağacı, 73 sayfalık ince ama yoğun bir kitap... Kitap baştan sona hemen her şiirde "hüzün" barındırıyor. Duygusal metinler zaman zaman insanı hüzne sürüklese de başlayıp bitirilecek bir kitap değil. Şiirlerinde rahat bir üslubu olan Madak, kendine has bir şiir evreni kurmayı başarmış. Genç yaşta hayatını kaybetmiş olan Didem Madak, şiirleriyle yaşamaya devam ediyor. Kitaptan bazı alıntılar: "Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre" (13). "İnsan unutandır Ve insan unutulmaya mahkûm olandır" (19). "Annem çok sevinmelerin kadınıydı" (24). "Ama yazgısını çokomel kâğıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan" (29). "Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin" (36). "Sağlam bir halatla çekiyorum acıyı kendime doğru" (55). "Neden her aşk Bir kadının cenazesini kaldırır mutlaka" (59). Şiir seviyorsanız mutlaka okumalısınız. (Mahir)
Ah, ne çok hissettik kullandık seni ah. Şiirlerinde farklı bir dünya var. Hüzün var baştan sona, hayat var. Hayatın içindeki anlar var birbirini kovalayan, dinamik. Hepimizin bildiği zihnimize doluşmuş bilgiler koşup satırlarda durmuş büyük ustalıkla. Tarifsiz benzetmeler var; gözümüzün önünde canlanacak kadar gerçek, aklımızın almayacağı kadar hayal. İyi ki yazmışsın. (Hüseyin Yurtal)
Ah'lar Ağacı PDF indirme linki var mı?
Didem Madak - Ah'lar Ağacı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ah'lar Ağacı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Didem Madak Kimdir?
Didem Madak 1970'te İzmir'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İzmir'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Ruhunu ütüsüz ve buruşuk gezdirmeyi sevdiğinden hiçbir zaman yeterince "düzgün insan" olamadı.
Şiirleri Ludingirra, Öküz ve Sombahar'da yayımlandı.
2011 yılında kolon kanserinden öldü.
Didem Madak Kitapları - Eserleri
- Ah'lar Ağacı
- Grapon Kâğıtları
- Pulbiber Mahallesi
Didem Madak Alıntıları - Sözleri
- “ Kalbi kırık öleceğim “ mi sanıyorsunuz (Pulbiber Mahallesi)
- Hayatımın üstünde imkânsız kuşlar uçuyor. (Grapon Kâğıtları)
- Keşke gölgesine razı bir fesleğen olsaydım. (Grapon Kâğıtları)
- Keşke gölgesine razı bir fesleğen olsaydım. (Grapon Kâğıtları)
- İki kendim varmış maviş anne Biri benmişim, biri mutsuz (Grapon Kâğıtları)
- İçime dokunan bir halin vardı. (Pulbiber Mahallesi)
- " Hayatımın üstünde İmkânsız kuşlar uçuyor. " (Grapon Kâğıtları)
- " İnanın kendimin yokluğunda, çok kitap okudum. " (Grapon Kâğıtları)
- Yarısı yenmiş aklımın Kalan yarısı çileden çıkmış (Pulbiber Mahallesi)
- Bense vücuduma şiirler saplıyorum durmadan Sende bilirsin ya Allah Dayanabileceği kadar acı verirmiş insana.. (Grapon Kâğıtları)
- " Bir süredir, plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum. " (Grapon Kâğıtları)
- ... Keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım... (Grapon Kâğıtları)
- Bana artık büyü diyorlar Bütün renkleri mezun etmişler hayatlarından Karanlığa emekli öğretmenler gibi sanki insanlar. (Pulbiber Mahallesi)
- "İyi bir şeyler olsun artık hayatımızda" (Pulbiber Mahallesi)
- Ne tezatlı bir şey, ne tuhaf Ne tuhaf acıyla hiç konuşamamak. (Grapon Kâğıtları)
- İnsanlar aradığında gelmezler, aramadığında keşke beni çağırsaydın derler. (Pulbiber Mahallesi)
- Sanırım karanlık bir kömürlükte Güneşli bir sabahtın İçime dokunan (Pulbiber Mahallesi)
- Dünyaya bile bir dünya anne lazım. (Grapon Kâğıtları)
- Pardon diyorum ayağıma bastığında dünya Saçlarımın ucundan başlıyor artık kırılma (Pulbiber Mahallesi)
- Bir olmayacağız HİÇ (Pulbiber Mahallesi)