diorex
dedas

Aeneas - Vergilius Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aeneas kimin eseri? Aeneas kitabının yazarı kimdir? Aeneas konusu ve anafikri nedir? Aeneas kitabı ne anlatıyor? Aeneas PDF indirme linki var mı? Aeneas kitabının yazarı Vergilius kimdir? İşte Aeneas kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.09.2022 11:00
Aeneas - Vergilius Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Vergilius

Çevirmen: İsmet Zeki Eyüboğlu

Orijinal Adı: L'eneide

Yayın Evi: Payel Yayınları

İSBN: 9789753880824

Sayfa Sayısı: 350

Aeneas Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Oniki kitaptan oluşan bu ünlü destan, yakılan Troya kentini terk edip doğaüstü bir yol göstericinin peşinde, geleceği zafer dolu yeni bir kent kurmak için batıya doğru yola çıkan Troyalı Aeneas'ın Laviniumu (sonraki Alba Longa ve Roma kentlerinin yerinde ilk kurulan kent) kurmasını anlatır. Aeneas, Yunanlıların zaferinden sonra yanına ailesini, yandaşlarını ve aile tanrılarını alarak yanmakta olan Troyadan kaçarken karışıklık içinde karısını kaybeder. Ama karısının hayali ona batıya, Tiber lrmağı'nın suladığı topraklara gitmesini bildirir. Aeneas bunun üzerine çıktığı serüvenlerle dolu, uzun yolculukta Trakya, Girit Adası ve Sicilya'dan geçer. Afrika kıyısına geldiğinde Kartaca yakınlarında gemisi kazaya uğrar, yolculuğu son bulur. Onu kabul eden Kartaca'nın dul kraliçesi Dido'ya başından geçenleri anlatır; ikisi birbirlerine aşık olurlar ve Aeneas orada kalır. Tanrı Mercurius'un, asıl hedefinin Roma olduğunu sert bir biçimde hatırlatması üzerine Aeııeas suçluluk ve çaresizlik duygusu içinde Dido'yu terk eder; Dido kendini öldürür. Aeneas yolculuğunu sürdürerek sonunda Tiber Irmağı'nın ağzına ulaşır. Yörenin kralı Latinus onu çok iyi karşılar. Ama öteki İtalyanlar, özellikle Latinus'un karısıyla Rutulların önderi Turnus, Aeneasın gelişine ve Latinus'un, Turnus'la nişanlı olan kızı Laviniayı onunla evlendirmek istemesine içerlerler. Çıkan savaşta Troyalılar zafere ulaşır, Turnus öldürülür. Aeneas, Lavinia ile evlenir ve Lavinium kentini kurar.

Aeneas Alıntıları - Sözleri

  • ''Seni görmek benim nasibimmiş. Tatlı sesini duymak, cevap vermek sana! (...) Boşuna değilmiş, endişe içinde bekleyişim meğer!''
  • İnsanlar mı, vahşi hayvanlar mı?
  • ''Ah, hangi toprak, hangi deniz kabul eder,'' dedi, ''benim gibi mutsuzu!''
  • Acı çek çeke yardımı öğrendim mutsuza!
  • Mitolojiye göre, Diana'dan başka bütün Tanrılar, Tanrıçalar uzun etek giyerlermiş.
  • İçinden kan ağlasa da, mutlu gösterdi yüzünü, gömdü ta yüreğine bütün dertlerini.
  • Ey daha büyük acılara katlanmış yiğitler! Gün olup Tanrı son verecek bu acılara da!
  • "Neden gerekçeler arıyorsun çok uzaklardan?"
  • Sana genç kız ne ad versem? Yüzün bir ölümlüye benzemiyor çünkü, sesin de insan sesi değil. Tanrıçasın besbelli!
  • sink or disperse my fatal enemies!

Aeneas İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Bu kadar korkunç bir hikayeyi anlatmama hangi Tanrı yardım edebilir? Bir şarkıda bu katliamı kim tarif edebilir?" Tabii ki Vergilius, Augustus'un Roma'sından bir şair. Pek çok edebiyat eleştirmeni, Aeneis'i devlet propagandası olmakla suçladı. Diğerleri, onu antik dünyanın diğer destansı şiirleriyle, en önemlisi de Homeros'un İlyada'sı ve Odysseia'sı ile güçlü bir şekilde bağladığı için kınadı. Bunların cevabı ne, biliyor musunuz? Kocaman bir EVET. Aeneis, bu iki destanın dokunuşlarıyla beslenmiş bir devlet propagandası. Aeneis, imparatorluk gücünün ve eğitiminin bir hanedandan veya bölgeden diğerine geçişinin, “translatio imperii et studii”nin şahane bir örneğidir. İmparatorluklar yükseldiğinde ve meşruiyete ihtiyaç duyduklarında, bastırılmış veya mağlup edilmiş güçlerin edebiyatı, sanatı ve diğer kültürel kazanımlarını bir araya getirdiklerinden emin olurlar, böylece büyüklük ve dünya egemenliği iddialarını haklı çıkaran hayali bir tarihsel bağlantı oluştururlar. Yunan kültürü, Avrupa'da kesintisiz bir yönetim ve yasal güç geleneği oluşturmak için geniş çapta sömürüldü ve Aeneis, bütün bir halkın hanedan iddialarını destekleyen kurguların erken bir örneği sayılır. İlyada'nın devamı olarak inşa edilen ve böylece Odysseia ile aynı zamanda gerçekleşen senaryo, Truva'nın Yunanlılar tarafından yıkımından sağ çıktıktan sonra kendilerine yeni bir yuva bulma arayışında olan Truva mültecisi Aeneas ve ailesinin hikayesini anlatıyor. (Bir başka incelememde Aeneis'in Odysseia'dan sonra okunması gerektiğini söylemiştim, bunda hala kararlıyım çünkü Homer bölünmez.) Ulysses’in Akdeniz’in zorlu sularındaki sorunlu seyrini yansıtan birçok maceradan sonra, “kaderin” onlara Aeneas’ın soyundan gelenlere dayanan yeni bir imparatorluk kurmalarını söylediği ülkeye giderler. Burada mültecilerden bir anda güç gaspçılarına dönüşürler ve sonunda kendilerini Roma veya İtalya olarak anılacak bölgedeki yerli halklara karşı galip ilan etmek için kanlı bir savaş içinde bulurlar. Translatio imperii tamam, peki ya translatio studii? Roma kültürü, birçok yönden Yunan kültürünün doğrudan bir kopyala-yapıştır'ıdır ve Olymposluları çoğunlukla aynıdır, biliyorsunuz, sadece kişilerin, yerlerin vs. adları farklıdır. Ancak Aeneis'te destana ilginç bir tat veren ve okumayı keyifli hale getiren farklılıklar... ya da tuhaflıklar var. Örneğin, Aeneas'ın Yeraltı Dünyası ziyareti hayli komiktir, burada kabilesinin hem geçmiş hem de gelecekteki ünlüleriyle tanışır. Modern okuyucu, Yeraltı'ndaki yaşamın pratik olarak nasıl çalıştığını merak edebilir, Creusa, Dido ve sonunda Lavinia da Aeneas'a olan aşklarında bir araya gelir mi? Yeryüzünde sadece seri tek eşlilik uygulanıyorsa, çok eşlilik Yeraltı Dünyasında kabul edilebilir mi? Ancak gördüğünüz gibi bunlar, kahramanların üzerinde durmadığı eğlenceli, teolojik düşüncelerdir. Bu yüzden diyebiliriz ki Aeneis ve Homeros'un destanları arasında göz ardı edilemez farklar var. Buna daha sonra geri geleceğiz. Aeneas'ın davasını destekleyen ya da desteklemeyen tanrısal güçler çok daha ilginçtir; annesi Venüs, Olympos'taki en ateşli savunucusu ve Juno'nun en nefret dolu düşmanıdır. Elbette Jüpiter'i zora sokan bir durum bu. Bunları düşündükçe Aeneis'i bir Hint dramasına benzetmeden edemiyorsunuz. Bu düşünceler bir yana. Aeneis yazıldığı sırada Augustus Sezar iktidardaydı ve Pax Romana (Roma barışı) başlıyordu. Roma, mutlak bir egemenliğe sahipti. Vergilius, arkadaşı Octavian veya Augustus Sezar'ın büyüklüğünü göstermek için Aeneas karakterini kullanır. Yarattığı iki kahraman arasındaki farkı, Aeneas aracılığıyla Roma'nın felsefe, sanat ve zeka vb. konularda dünyaya öncülük edeceğini göstermek için kullanır. Turnus iyidir, ancak Aeneas daha iyidir -- aynı İmparator Sezar gibi. Octavian Sezar'ın kontrolü eline geçirmesiyle, Roma olduğundan daha büyük olacak. Vergilius da Roma'yı ve lideri Augustus Sezar'ı yüceltme hedefine ulaşmış olacak. Vergilius, Turnus ve Aeneas arasında güçlü bir benzerlik yaratır, ancak bu iki kahramanın en büyük özelliği, Aeneas'ın kazanmaya ve Turnus'un kaybetmeye mahkum olmasıdır. Bu fark, iki kahraman arasındaki benzerliği büyük ölçüde aşar ve Roma'nın yüceltilmesiyle sonuçlanır. Augustus Caesar, Vergilius'un belirttiği gibi Aeneas'a benzer bir yerdeyse, Roma'yı zirvelere çıkaracaktır. Ve öyle de olur :) Kişisel fikirlerime gelirsek. Bence Vergilius'un destanı, Homeros'un sahip olduğu fevkalade şiirsel niteliğe sahip değil, bu büyük olasılıkla Yunanca-Latince farkından kaynaklı; ama hikaye bazında da Aeneis, Homeros'un iki destanının sahip olduğu rezonansa sahip değil; hatta yakınından bile geçemez. Aeneas'ın Troya'nın kaderini anlattığı ilk iki kitabı çok iyi olduğu için başlangıca aşık oldum ama sonradan fark ettim ki ilk iki kitap, destanın peak noktasıymış, son iki kısım da olayların verdiği heyecan gereği çok keyifliydi, ama diğer kısımlardan pek verim alamadım. Edebiyat camiası da bu destan konusunda bölünmüş durumda; seven çok seviyor, sevmeyen hiç sevmiyor. Ben ortadayım. Genel karar: Mitolojiyi, kurguda yansıtılan tarihsel süreçleri, grafik savaş sahnelerini, mutsuz aşkları ve fırtınalı denizleri seviyorsanız, ayrıca güç ve meşruiyet için insan mücadelesinin bitmeyen hikayesini seviyorsanız, Aeneis şiddetle tavsiye edilir. (orpheus)

Romanın kuruş Destanı yada AenasIN Romayı kurma ÖYKÜSÜ: İyiki okudum dediğim kitaplardandı YUNANlılar truva atını kullanarak troyalıları kandırır ve yenerler Aenas önderliğinde bir grup troyalı kaçmayı başarır Troya savaşından yenik çıkan troyalılar ata yurtlarına(İtalya) dönmek ve yeni ülke kurmak için umutsuzluklar içinded engin denizlerde yol almaktadırlar düşan imparator tanrılara truvalıların gemisini batırasıması için yakarır zeus donanmaya fırtına gönderir bunu gören neptün sinirlenerek onları kurtarır Aenasla halkı karaya çıkarlar tanrıçanın yardııyla Tyrus a gelirler (Serhat Demirtürk)

Dayanmak, direnmek, daha güzel bir gelecek için çabalamak!: YouTube kitap kanalımda İtalyan Edebiyatı'na başlangıç yapabileceğiniz kitap önerilerimden bahsettim: https://youtu.be/nTxrw0TosEg "Havlamak için yoluna çıkan her köpeği durduracak olursan, hedefine varamazsın." yazar/miguel-de-unamuno Yılmadan sürekli arkasından konuşulan Aeneas. Sırtında yükleri olan Aeneas. Hedefleri uğruna her şeyi göze alan ve yoluna çıkan köpeklere kulak asmayan Aeneas. Sahi kimdir bu Aeneas? Herkesin içinde bir Aeneas vardır. Ait olduğu yurdundan kovulmuş gibi hisseden ve dışarıda yürüdüğünde aitsiz bakışlarla insanlara bakan bir Aeneas'tır bu. Hedefleri vardır ve bunları gerçekleştirmek için pek çok şeyi göze almıştır. Sırtında taşıdığı yükler vardır. Gelecek kaygısı, vurdumduymaz olamamak, unutamamak, alışamamak, yaşadığı çağın ölesiye bilincinde olmak gibi özellikleriyle tanırız biz Aeneas'ı. Aeneas'ın hayatta önüne çıkan her şeye dediği 2 cümle vardır: "Dayanın, direnin. Daha güzel bir gelecek için çabalayın. Böyle dedi Aeneas, kaygılı yüzünde umut." (s. 33) Umutla ve dirençle daha güzel bir gelecek için çabalamak. Dayanmak ve başarısızlıklarına kader deyip geçmemek. Arkasından konuşulanlara aldırmadan hedeflerine dimdik ilerleyebilmek. Denemek, yenilmek ve sürekli bu döngüde hayatını hedeflerine adayabilmek vardır. Boş işlerle ve boş muhabbetlerle uğraşmaz Aeneas. Sırtında taşıdığı bir yük vardır Aeneas'ın. Destanda bu, babası olarak geçse bile, bizim de hepimizin sırtında taşıdığı çeşitli yükler vardır. Bir de bu yükü taşırken Aeneas'ın önüne çıkan pek çok engel vardır. İnsanlar sürekli arkasından konuşur Aeneas'ın. Yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla eleştirilir hale gelir Aeneas. Bulunduğu çağda anca hedeflerini somut ve görünür sunabildiği kadar var olabilen insanlardan biridir o da sadece. Bunun dışında çoğu kimse inanmaz onun uğraştığı yeni bir ülke kurma arayışlarına... Sahi yeni bir ülke kurma arayışı nedir? Maruz kaldığımız ülke sadece etrafımızda bulunan ve sınırları karalarla, denizlerle çevrili coğrafi bir ülke midir? Benim ülkem, akıl iklimiyle düşünen ve bireysel çözüm bitki örtüsüyle yeşeren bir coğrafyaya sahiptir. Şehirleri kayıtsız kalınamayan konulardır. Hiçbir zaman dış politikalarla arası iyi olamamış bir ülkedir bu. Çünkü orada meyveler büyür, durmadan elinden geleni yapar Aeneas halkı için. Meyve veren ağacı taşlarlar ya, işte tam da bu sebeple Aeneas'a hasetlenenler de alırlar ellerine taşları ve bir bir taşlamaya başlarlar onun arayışlarını, sırtındaki sorumluluklarını, yeni ülke arayışlarını, ölüler ülkesindeki gezilerini... Aeneas'ın surlarda savaştığı düşmanlar destanda Aeneas'ın yaptıklarına karşı hasetlenen Rutullar olarak geçer. Fakat aslında Aeneas hasetlerle, egolarla, vurdumduymazlıklarla, apolitiklerle, amaçsızlıklarla savaşır. Bir ok atar, bir kayıtsızlığın kafasını yarar. Kargısını bir fırlatır, amaçsızlıklardan birisi yere düşmüştür. Hatta bazen taşıdığı manevi yük yardımcı olur Aeneas'a, o yüklerden birisinin tanrısallığı hasetlere karşı kalkan olur. İşlemez hiçbir silah Aeneas'a. Çünkü Aeneas'ı destekleyen değerli insanlar vardır. Yunan ve Roma mitolojisini burada hiç bilinmeyen kelimelerle anlatmak yerine Aeneas'ın bize söylediği çok değerli cümleler var. Dayanmak, direnmek, güzel bir gelecek için çabalamak. Dayananlara, direnenlere ve güzel bir gelecek için çabalayan insanların önüne taşlar koymamak. Kıskançlığın iyisinden örnek alıp Aeneas'ın yükünü azaltmaya çalışmak. Bulunduğu çağın eksiklerine karşı bön bön bakmamak ve yeni ülkeler kurabilmek için gereken enerjiye hep beraber sahip olabilmek. Ne de olsa onun dediği bir şey vardı yine: "Kesme çabanı, sürdür başladığın işi, çalışmaktan kaçınma." (s. 84) Sürdürün başladığınız işleri, kesmeyin çabanızı. Arkanızdan kim ne derse desin, önünüzdeki geleceğin güzel olmasına sebep olabilecek kişi yine ve yegane olarak sizsinizdir. Arkadan konuşulanlar arkada kalır fakat önde daha güzel bir gelecek vardır, çünkü dedikodu ve haset kuru bir laf kalabalığı, karaktersizlik iken, esas karakter koyabilmek, hiç kimsenin yük taşımak için adım atmadığı bir çağda yüklerin hepsini sırtlamak için can atarak koşabilmektir. Sapla düşünce ve çaba kılıcını onlara Aeneas! Hiçbir zaman kesme çabanı. İn ölüler ülkesine, Hades'in oraya. Unutma artık ölü olan masum insanların silüetlerini. Onlar sana bu yolculukta rehber olacak, aynı Pallas Athena gibi. Onların gölgeleri bile yetecektir sana. Hatta demişti yıkım edebiyatçılarının biri olan Heinrich Böll: "Yaşayanların ölü olduğuna ve ölülerin yaşadığına inanırım." İşte, buydu Aeneas'ın rehberi. Ölülerle yaşıyordu Aeneas da. Gücünü Tanrı'dan alan ve yükünü sırtlamış koca yürekli adam. Etrafındaki yaşayanların çoğunun ölü olduğunu anladığı zaman da, öldükten sonra adını ve halkı için yaptıklarını yaşatabilmek için daha çok çaba gösterecek Aeneas. Çünkü, hepimiz kaygılı yüzlerimizde bir umut parçası görmeye hasretiz. Hepimiz bir direnç ve dayanak arıyoruz şu sanal hayatlarımızda. Sanal gerçekliklere attığımız kementler ve ardından onun için köleleşmelerimiz, bizim içimizdeki esas Aeneas arayışını bizden alıyor. Aeneas'ın dediği tek şey var, dayanmak, direnmek, daha güzel bir gelecek için çabalamak. Biliyor musunuz? Çok da fazla bir şeye ihtiyacımız yok aslında be... (Oğuz Aktürk)

Aeneas PDF indirme linki var mı?

Vergilius - Aeneas kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aeneas PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Vergilius Kimdir?

Publius Vergilius Maro (15 Ekim MÖ 70 - 21 Eylül MÖ 19) yüzyılda yaşamış ünlü bir Romalı şairdir. Roma İmparatorluğu'nun destanı olarak kabul edilen Aeneis'in de yazarıdır.

Dante'nin İlahi Komedya'sındaki ana karakterlerden biridir. Vergilius bu eserde cehennemde Dante'yi gezdirmeye yardımcı olmuştur.

Kuzey İtalya'nın Mantua yöresinin Andes bucağında 15 Ekim MÖ 70'te gündelikçi işçi, çiftlik yanaşması, tuğla ustası, çömlekçi gibi türlü işlerde çalıştığı sanılan bir baba ile Cremona'nın Magius soyundan Magia Polla isimli bir anneden dünyaya gelmiştir. Aynı anne ve babadan Silon ve Flaccus adında iki de kardeşi olmuş, biri çocuk yaşta diğeri genç yaşta ölmüştür. Babasının ölümü üzerine annesi Magia Polla bir kez daha evlenip sonraları Vergilius'unda mirasının bir kısmını bırakacağı Valerius Proculus isimli bir erkek çocuğu daha dünyaya getirmiştir.

Oldukça canlı bir doğada çocukluğunu babasının çiftliğinde geçiren Vergilius, ilk öğretimini Cremona'da tamamlayıp, on beş yaşlarında Milano'ya geçer. Sonra da Roma'ya gidecektir.

Hellenistiğin; Epicurusçuluk, Orpheusçuluk, Stoacılık gibi türlü akımlarını, başta Cato, Lucretius, Varrius, Varro olmak üzere Roma ozanlarını tanır. Augustus'un yardımıyla Sibylla kitapları'nı okumuş olabilir(?). Homeros'u ve Apollonius Rhodius'u oldukça iyi öğrenir. Öğrenimini tamamladığında sıkılgan mizacı yüzünden hukukta ve devlet işlerinde kendini gösterememiştir. Tek bir davaya bakıp kaybedince oldukça çabuk vazgeçer.

MÖ 41'de Antonius ve Octavianus'un Philippi iç savaşında (MÖ 42) savaşan emekli savaşçılara dağıtmayı kararlaştırdıları Mantua ve Cremona topraklarının yetmemesi üzerine Cremona'ya oldukça yakın bir köy olan Andes de dağıtılmıştır. Ozanın toprakları da dağıtılmak istenip Octavianus ile yakınlığı dolayısı ile topraklarını kurtarmış olabilir(?).

MÖ 19'da Aeneis destanının geçtiği İlion şehrini görmek üzere çıktığı yoldan, Hastalanması nedeni ile geri dönerken, Brundisium'da ölür.

Vergilius Kitapları - Eserleri

  • Aeneas
  • Çiftçilik Sanatı
  • Sığırtmaç Türküleri
  • Aeneas II
  • Aeneas I
  • Bucolica'lar, Georgica'lar
  • Aeneas III

Vergilius Alıntıları - Sözleri

  • “Emek her şeyi yener.” (Çiftçilik Sanatı)
  • Ama ömrümüzün koskoca yıllarını harcayıp tükettik, artık atlarımızın buhar tüten boynunu çözmek zamanı! (Çiftçilik Sanatı)
  • Ey daha büyük acılara katlanmış yiğitler! Gün olup Tanrı son verecek bu acılara da! (Aeneas)
  • “Ama ömrümüzün koskoca yıllarını harcayıp tükettik, artık atlarımızın buhar tüten boynunu çözmek zamanı!” (Çiftçilik Sanatı)
  • “Değişmez sevgi, Bütün emeklerimizi yoluna döksek Gene değişmez” (Sığırtmaç Türküleri)
  • İnsanlar mı, vahşi hayvanlar mı? (Aeneas)
  • Yakıyor, kavuruyor beni sevgi, Bir çıkar yol yok mudur sevenler için? (Sığırtmaç Türküleri)
  • “Ne gün bitecek, dedi, senin acıların? Kulak asmaz sevgi böyle işlere, Yumuşamaz yüreği göz yaşlarından sevginin” (Sığırtmaç Türküleri)
  • Emek, her şeyin üstesinden gelir, Zorlu yaşam koşullarında mahrumiyet kamçılar insanı. (Çiftçilik Sanatı)
  • Sana genç kız ne ad versem? Yüzün bir ölümlüye benzemiyor çünkü, sesin de insan sesi değil. Tanrıçasın besbelli! (Aeneas)
  • "Neden gerekçeler arıyorsun çok uzaklardan?" (Aeneas)
  • Sanat doğayı taklittir. (Bucolica'lar, Georgica'lar)
  • Olayların arakasında yatan nedeni anlamayı başarandan daha şanslısı yoktur. (Çiftçilik Sanatı)
  • sink or disperse my fatal enemies! (Aeneas)
  • “Şaşkın şaşkın bakıyor Olympos’un Işıl ışıl yanan konağına, Görüyor ayaklarının altında Daphnis Bir yandan yıldızları, Bir yandan bulutları… Yanıyor ormanlar, kırlar ışıl ışıl Bir sevinç içinde, bu yüzden.” (Sığırtmaç Türküleri)
  • "Labor omnia vincit: Emek her şeyi yener." (Çiftçilik Sanatı)
  • “Oysa gerçekten ince yemişli ağaçlar arasında Başını yükselten bir servi gibiymiş Roma Bütün öteki iller içinde, bir tekmiş.” (Sığırtmaç Türküleri)
  • Ne güneşin doğuşunu görürler ne batışını! Sen ne zaman yaşamak gerektiğini bildiklerini mi sanıyorsun? (Bucolica'lar, Georgica'lar)
  • “Düşünmüş bir aralık Pyrrhanın attığı taşları, Saturnus soyunun gökte başbuğ kesilişini, Kafkasyanın akbabalarını, Prometheus’un hırsızlığını, anmış bir yol.” (Sığırtmaç Türküleri)
  • ''Seni görmek benim nasibimmiş. Tatlı sesini duymak, cevap vermek sana! (...) Boşuna değilmiş, endişe içinde bekleyişim meğer!'' (Aeneas)

Yorum Yaz