diorex
sampiyon

Acımak Yok - Alfred Döblin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Acımak Yok kimin eseri? Acımak Yok kitabının yazarı kimdir? Acımak Yok konusu ve anafikri nedir? Acımak Yok kitabı ne anlatıyor? Acımak Yok PDF indirme linki var mı? Acımak Yok kitabının yazarı Alfred Döblin kimdir? İşte Acımak Yok kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 07.10.2022 07:00
Acımak Yok - Alfred Döblin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alfred Döblin

Çevirmen: Ahmet Arpad

Tasarımcı: Emir Tali

Orijinal Adı: Pardon wird nicht gegeben

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051854243

Sayfa Sayısı: 446

Acımak Yok Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Epiğin özünü en iyi Döblin’de kavradım. Epik metinleri ve epik teorisi, benim dramatik sanatımı derinden etkilemiştir.”

BERTOLT BRECHT

1920’lerde Berlin: Dul bir kadın, üç çocuğuyla büyükşehre taşınır ve yokluk içinde yaşam mücadelesi vermeye başlar. Çocuklardan en büyüğü Karl’ın bir süre sonra şansı döner ve aile sınıf atlar. Ama tüm ülkeyi, hatta dünyayı sarsan büyük bir ekonomik kriz, her şeyi alt üst edecektir.

Başyapıtı Berlin Alexander Meydanı ile çağdaş Alman edebiyatının kurucu ismi olan Alfred Döblin, bu epik romanıyla ustalığının doruğunda. Acımak Yok, yalnızca unutulmaz Karl karakterini bize sunmuyor, aynı zamanda 20’lerden 30’lara, Almanya’nın toplumsal panoramasını görkemli bir dille anlatırken roman sanatını doruğuna çıkartıyor.

“Döblin benim tek gerçek öğretmenimdi.”

GÜNTER GRASS

Acımak Yok Alıntıları - Sözleri

  • ...Çok beklentileri vardı, fakat tüm duyguları ölmüştü...
  • Acaba para tanrısı Mammon altınlarını, büyük faizler elde etmek ve böylece boğayı boynuzlarından yakalayıp yere çökertmek için mi borç vermişti?
  • İnsanlar sürekli rendelenip cilalanacak bir parça tahta değil!
  • Küçük Mariem’ i teyzesine bıraktım. Onların çocukları yok, Maire’yi çok sevdiler...”

Acımak Yok İncelemesi - Şahsi Yorumlar

~~~KitapAğacıDevrialemKulübü~~~: KitapAğacıDevrialemKulübü nün aralık ayı kitabı olan AcımakYok kitabı da yazarı da daha önce farketmediğim kulüp sayesinde farkettiğim kazanılmış 1yazardır. Döplin tarihi romanlardan bilimkurguya, denemelerden oyunlara otuzdan fazla eseri olmasına rağmen çok çevrilen kitabı yoktur fakat en bilindik eseri Berlin-Alexander Meydanı dır ki sıradaki okumak istediğim hatta çokça merak ettigim 1kitap oldu yazarı tanıyınca, hatta GünterGrass yazar için “Döblin benim tek gerçek öğretmenimdi.” demiş... """Ve sana şunu söylüyorum: Acımak Yok!""" Kitap üç ana bölümden oluşur; Fakirlik, Yükseliş ve Kriz olmak üzere, zaten bu ana başlıkları görünce hangi durumlarla karşılaşacağınızı az çok tahmin edebilirsiniz. Yoksulluğun en dip halinden yükselişi ve ardından yaşanan ekonomik krizle tekrardan o çöküşü yaşar gibi oluyor insan, her bölümde her durumu çok güzel yansıtmıştır yazar. Kitabin konusu, 1920’lerde Berlin'de dul 1kadın, üç çocuğuyla büyükşehire taşınır ve yokluk içinde yaşam mücadelesine başlar. Çocuklarından en büyüğü olan Karl’ın sürekli ayakta durma çabasıyla 1süre sonra şansı döner ve ailenin ekonomik durumu düzelir. Tam bu yükseliş ve sinif atlamadan sonra tüm ülkeyi, hatta dünyayı sarsan büyük1ekonomik kriz, her şeyi alt üst eder yine en dip yaşanır. AcımakYok, büyük çocuk Karl karakteriyle dönem Almanyası’nın toplumsal yansımasını sade ve anlaşılır 1dille okurken insanı yormadan anlatır... Kitaptaki annenin yaşadığı her durumun psikolojik yansımalarını çok etkileyici buldum hatta Karl karakterinden daha fazla etkiledi diyebilirim hayata dair vurguları çok gerçekçiydi. Babasının ölümünün yoksulluk içindeki kurtuluşu olduğunu anlatması, ya da içindeki öfkeyi dışa vururken oğlu ile eşi arasında nasıl davranış sergileyip kıyaslamalara girmesi, ve herdaim 1 kıyaslama içinde olması ki kadın resmen sürekli sınanır halde öyle olunca kiyaslama da herdaim oluyor, hatta babası ölünce büyük çocuğun kurban edilmişliğini anlatırken istem dışı her dönem 1sıkıntı yaşayan insan topluluğunun var olduğunu bilmek acı geliyor insana... """Unutmayın, AcımakYok.""" Kitap için başta ve sonda Paul tarafindan söylenen """AcımakYok""" ifadeleri gerçekten çok manidar olmuştur düşlerle dolu yaşamın içinde bembeyaz sisler ardından beliren kapkaranlık yüz ifadesi durumun izahı olsa gerek... Kitabı daha çok sevebilirdim ama dilini Hans Fallada ya benzettiğim için sürekli 1kıyaslama içine girdim bunun yanlış 1şey olduğunu bile bile sonra araştırdım ki iki yazar da aynı dönem içinde yaşadıkları için olsa gerek yazdıkları çok paralel, eğer Hans Fallada okumayi seviyorsanız yazara şans verin zira hiç zorlamadan anlatmak istediklerini çok güzel ifade ediyor ki sonu içimi epeyce acıtsa da "AcımakYok" okuyun derim. Herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar... (Ayşe...)

1920'lerde Berlin :Dul bir kadın üç. Çocuğuyla Büyük şehre taşınır e yollukiçindeki yaşam mücadelesi vermeye başlar. Çocuklardan en büyüğü Karl'ın bır süre sonra şansı döner ve aile sınıf atlar. Ama tüm ülkeyi hatta dünyayı sarsan büyük ekonomik kriz herşeyi altüst eder.. İki dünya savaşı arasındaki dönemin Almanya'sında geçiyor roman. Fakirlik, Yükseliş ve Kriz başlıklı üç bölümde dönemi kahramanların hayatları döngüsünde sosyal , psikolojik, ekonomik ve politik yönden de anlatmış.. Her şeyin kaynağı ilk günahtır. Havva’nın Adem’e elmayı yemesi için verdiği o andır. Bütün insanlık o günahın altında ezilir. Şimdi bizim garip sokak köpekleri gibi yaşamamızın nedeni de o günahtır. Kitaptan (S:58).. Okuyun.. Buyrun (Hande gunkut)

1920 yılının Berlin'ine bir yolculuğa çıkıyoruz. Trende karşımıza çıkan üç çocuklu dul bir kadın var. Dış pencereden bakan kadına takılıyor bakışlarımız, bitik ve yorgun lakin kafasının içinde düşüncelerle savaş verdiği aşikâr... Üstleri başları pekte bu yeni şehire uygun değil, fakirliği her parçasında gözlemlemek mümkün. Büyük şehir büyük umutlar diyerek bizlerde kadının büyük oğulu 15'lik Karl ile hikayelerine dahil oluyoruz. Girişi fakirlik gelişmeyi yükseliş ve sonucuysa kriz olarak adlandırırken bu 3 bölüm bir ailenin yokluktan zenginliğine sonuçlarını adım adım okuyoruz. Sadece o da değil, Karl sayesinde o dönem ülke ekonomisinin büyük krizde nasıl sarsıldığını gözlemleme şansınada erişiyoruz. Yazar, büyük şehirde açlığı geçersek hava almanın bile para olduğunu acı acı yansıtmış iken her karakteri birbirinden apayrı duygularla özleştirmiş. Karl'ın fakirlikten aileyi feraha (sınıf atlatmakta diyebiliriz) çıkartması nefes almalarını sağlasa bile kriz sürecinde yine ve hatta daha da kötüsüyle yüzleşme süreçleri başlaması bu döngünün hayatın hiçbir noktasında bitmeyeceğini en gerçekçi şekilde aktarıyor. Karl'ın sayesinde tanıştığımız Paul'un kitap boyu kulaklağımıza fısıldadığı gibi "acımak yok" nidası aslen bütün hikayeyi açıklıyor. Bu dünyada sana kimsenin acıması yok! Alman Edebiyatında modernizmin temsilcilerinden biri olan Döblin'in en ünlü eseri Berlin Alexander Meydanı kitabını okumalarıma dahil edeceğim. Zira yazar öyle sade ve abartısız duygularla ifade etmiş ki diğer kitabını okumamak elde değil. Hadi okur, insanlar ayağa kalkmaya başladı. Trenden inip Karl'ın neler yapacağı konusunda onunla bir şehir turuna çıkalım. #acımakyok #pardonwirdnichtgegeben #alfreddöblin #everestyayınları (Aslihan Yayla)

Acımak Yok PDF indirme linki var mı?

Alfred Döblin - Acımak Yok kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Acımak Yok PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Alfred Döblin Kimdir?

1878'de, bugün Polonya sınırlarında kalan Szczecin'de doğdu. Berlin ve Friburg'da nöroloji ve psikoloji okudu. Daha öğrencilik yıllarında Hıristiyan öğrencilerle Yahudiler arasındaki mesafeyi anlattığı eleştirel yazılar yazmaya başladı. Yayımlanan ilk romanı, 1915'te basılan "Die Drei Sprünge des Wang-lung"du (Wang-Lung'un Üç Sıçrayışı). Bunu Wallenstein (1920) ve Berge Meere und Giganten (1924; Dağlar, Denizler ve Devler) gibi romanları izledi. Alman edebiyatında modernizmin en önemli temsilcilerinden sayılan Döblin, tarihi romanlardan bilimkurguya, denemelerden oyunlara, toplam otuzdan fazla çalışmaya imza atmış olmasına rağmen en çok Berlin-Aleksander Meydanı (1929) adlı başyapıtıyla tanınır. Roman 1920'lerin Berlin'indeki değişimi ve yeraltı dünyasını gözler önüne serer. Döblin, Nazilerin yükselişiyle 1933'te Fransa'ya, 1941'de de Amerika'ya sürgüne gitti. 1957'de Batı Almanya'da öldü.

Alfred Döblin Kitapları - Eserleri

  • Berlin Aleksander Meydanı
  • Acımak Yok
  • Ölümsüz Ülkeye Doğru 'Amazon'

Alfred Döblin Alıntıları - Sözleri

  • İyiler susuyorlar ve kendi haklarında artık bir şey bilmiyorlar, başkalarını suçlu bulmaya cesaretleri yoktur. Kötüler açıkça istediklerini yapıyorlar, kanunları kendileri koyup, devletler kendileri yönetiyorlar. (Ölümsüz Ülkeye Doğru 'Amazon')
  • Gidiyorum hoşçakalın. Kafanızdaki düşünceler beni ilgilendirmiyor.. (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Toprak, su ve insanlar birbirine dokunup, birbirini hissediyorlar, fakat birbiri hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı. (Ölümsüz Ülkeye Doğru 'Amazon')
  • Yüreğim sarsılmıştı fakat yitirmemiştim onu. Ne kartalların yuva yaptığı tepelerde ne de madencilerin gizli damarlar aradığı derinlerde. Ya peki nerede? Yüreğini sporda mı yitirmişti? Gençlik hareketlerinin çağlayan ırmaklarında mı? Politikanın karmakarışık savaşlarında mı? Oralarda yitirmedim. Yoksa hiçbir yerde yitirmedin mi? Sen yüreğini hiç yitirmeyenlerden misin? Yüreğini kendine saklayan, tertemiz koruyan mumya gibi.. (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Bu senin elinde, ne istersen söyleyebilirsin!.. (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Siz devrimi, hep çeneniz ile yaparsınız. Sizin Cumhuriyetiniz bir iş kazası (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Içinde bir şey var ,yürek mi ,ciğerler mi ,nefes alıp veriyor .Sonra duygular, zorluyor ,dışarı çıkmak istiyor ,nasıl oluyor ? Bilmiyor .İçindeki şey uykusuz . (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Kişi kendiliğinden güçlü değildir, bir şeyler yaşamış, başından bazı şeyler geçmiş olmalıdır. Güç, elde edilmelidir. (Berlin Aleksander Meydanı)
  • İnsanlar sürekli rendelenip cilalanacak bir parça tahta değil! (Acımak Yok)
  • Yanarsa yer çevresini, bitirir .Yiyemedi mi söner, sönmek zorunda kalir . (Berlin Aleksander Meydanı)
  • ...Çok beklentileri vardı, fakat tüm duyguları ölmüştü... (Acımak Yok)
  • "Dikkat çekmeyen, göze pek batmayan ,fare grisi delikanlı ... (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Tanrı insana akıl vermiştir, öküz ise her şeyi sürüyle birlikte yapar, hiç düşünmeden. (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Kayıp insanın tepesine düşecek damlar ve namuslu kalmak isteyen ben! (Berlin Aleksander Meydanı)
  • Acaba para tanrısı Mammon altınlarını, büyük faizler elde etmek ve böylece boğayı boynuzlarından yakalayıp yere çökertmek için mi borç vermişti? (Acımak Yok)
  • 'Onları birbirini yok edecekler. İyiler susuyorlar ve kendi haklarında artık bir şey bilmiyorlar, başkalarını suçlu bulmaya cesaretleri yoktur. Kötüler açıkça istediklerini yapıyor, kanunları kendi düzüp, devletleri kendileri yönetiyorlar.' (Ölümsüz Ülkeye Doğru 'Amazon')
  • İki insanın seks yaşamını bir sözleşme ile yoluna koymak ve böylece karı koca arasındaki görevleri kanunun şart koştuğu bir buyruğa bağlamak, akla gelebilen en iğrenç ve aşağılayıcı kölelikten başka bir şey değildir. (Ölümsüz Ülkeye Doğru 'Amazon')
  • Küçük Mariem’ i teyzesine bıraktım. Onların çocukları yok, Maire’yi çok sevdiler...” (Acımak Yok)

Yorum Yaz