diorex
ARTUKBEY

Açık Yapıt - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Açık Yapıt kimin eseri? Açık Yapıt kitabının yazarı kimdir? Açık Yapıt konusu ve anafikri nedir? Açık Yapıt kitabı ne anlatıyor? Açık Yapıt kitabının yazarı Umberto Eco kimdir? İşte Açık Yapıt kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.03.2022 14:00
Açık Yapıt - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Umberto Eco

Çevirmen: Nilüfer Uğur Dalay

Orijinal Adı: Opera Aperta

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750733376

Sayfa Sayısı: 308

Açık Yapıt Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Açık Yapıt'ta yazar, Anlatı yapısının bilinçli biçimde bozulduğu sanat yapıtlarındaki mesajların temelde belirsiz olduğunu, edebiyat okurunun yada çağdaş bir müzik parçasını dinleyenin, yorum ve yaratma sürecine daha etkin biçimde çağrıldığını ortaya koyuyor, sanat yapıtlarının 'gerçek'ini değişik açılardan soruşturuyor.

Açık Yapıt Alıntıları - Sözleri

  • Sanat yapıtı temelde belirsiz bir iletidir, tek bir gösteren içinde yan yana birlikte var olan çok sayıda gösterilendir.
  • Bir sorunu incelemek onu çözmek anlamına gelmez; bir tartışmayı derinleştirebilmek için onun bileşenlerini salt açıklığa kavuşturmak anlamına da gelir.
  • Körelmiş duyarlığı canlandırmak için genellikle onu karantinaya almak gerekir.
  • Dünya bir kitapla sonuçlanmak için vardır.
  • Sanatın işlevi, dünyayı tanımaktan çok, dünyayı tamamlayıcı şeylerle, var olanlara eklenen, kendi kuralları ve yaşamları olan özerk biçimler üretmektir.
  • Belirsizlik ne kadar fazlaysa bilgi de o kadar fazladır.
  • Bize istediğimiz gibi şiirler, fizik makaleleri, imzasız mektuplar veya alışveriş listeleri yazma olanağı veren, binlerce kelime içeren bir sözlük, sunduğu malzemenin yeniden bir araya getirilmesine son derece "açık"tır, ama bir yapıt değildir.
  • Bilgiyle ilgili kavramları reddetmeden önce onları göstergebilimsel bir yeniden okumayla doğrulamak gerekir.
  • Başka bir deyişle, gördüğümüz şey, geçmiş deneyimlerimizin ortalamasıyla belirlenir.
  • ... fiziksel anlamda anı, bir kayıttır, düzeni korunan, deyim yerindeyse dondurulmuş bir organizasyondur.
  • Dünya bir olasılıklar yumağıdır.
  • Âdem dili ilk kez, ürkekçe değiştirdiği zaman cennetten kovulmuştur.
  • Yaşamın akışı açık değil, rastlantısaldır.
  • Bir ileti ne kadar düzenli ve anlaşılır ise o kadar öngörülebilir olur; çok kısıtlı olasılık ölçütleri izleyen bayram tebriği veya taziye mesajları çok net anlamlara sahiptir ama bize daha önce bilmediğimiz yeni bir şey söylemez.
  • Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur.

Açık Yapıt İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Açık Yapıt. Umberto Eco’dan, Genç Bir Romancının İtirafları ve Yorum ve Aşırı Yorum’dan sonra okuduğum 3. kitap. Açık Yapıt; 1962 yılında yayımlanmış, 343 sayfadan oluşan yoğun ve zor bir kitap… Umberto Eco, kitabın ilk 62 sayfasında okuru kitaba hazırlıyor. Kitabı yazma sürecinden, çeşitli baskılara yazdığı önsözlere yer veriyor. Bu bölüm biraz sıkıcı geçiyor. Sıkıcı geçmesi de normal, okurun zihnen metne hazırlanması olduğu için sancılı bir süreç. Kitap boyunca, “yapıt”a odaklanıyor Eco. Şiir, edebiyat, müzik ve görsel sanatlar başta olmak üzere yapıtlar üzerine düşüncelerini -sık sık atıf yaparak- okura aktarıyor. Modern bir yapıtın açık olması, bir başka ifadeyle o yapıtla ilgilenen kişiler tarafından yeniden yapılandırılması, bu sürecin yapıtın bir özelliği olması ve farklı kişiler tarafından yapılandırmaların birbirleri üzerine üstünlük kurmadan söz konusu yapıyı yeniden inşa etmesidir. İşte kitap (benim kitaptan hareketle yazdığım) bu cümle gibi çok sayıda bir çırpıda okuyup geçmenin mümkün olmadığı cümlelerden oluşuyor. Buraya birkaç alıntı bırakıyorum: “Sanat yapıtı temelde belirsiz bir iletidir, tek bir gösteren içinde yan yana birlikte var olan çok sayıda gösterilendir” (s. 50). “Bize istediğimiz gibi şiirler, fizik makaleleri, imzasız mektuplar veya alışveriş listeleri yazma olanağı veren, binlerce kelime içeren bir sözlük, sunduğu malzemenin yeniden bir araya getirilmesine son derece ‘açık’tır, ama bir yapıt değildir (s. 92). “Körelmiş duyarlığı canlandırmak için genellikle onu karantinaya almak gerekir” (s. 118). “Bir ileti ne kadar düzenli ve anlaşılır ise o kadar öngörülebilir olur; çok kısıtlı olasılık ölçütleri izleyen bayram tebriği veya taziye mesajları çok net anlamlara sahiptir ama bize daha önce bilmediğimiz yeni bir şey söylemez” (s. 137). “Başka bir deyişle, gördüğümüz şey, geçmiş deneyimlerimizin ortalamasıyla belirlenir” (s. 164). “Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur” (s. 208). “Biz makineyi üretiriz; makine ise insanlık dışı bir gerçeklikle bize hükmeder ve onunla olan ilişkimizi ve onun sayesinde dünyayla kurduğumuz ilişkiyi sevimsiz hale getirir” (s. 277). Okuyun, seversiniz. (Mahir)

Primatif eserler diyerek baslıyorum incelememe amaç ne derseniz biraz ön konuşma olsun diye. Kullanacağım kelimelerin anlamını bilmeyenler sormayın sanat sözlüğüne bakın (saçmalayacağım kısımdaki kelimeler için gecerli) Değerli okurlar bugün bir Açık yapıta bir inceleme yapiyorum bu yüzden bol bol sanatsal kelime kullanacağım. Bu kitap arkaikin arkeolojisi olarak tanımlayabilirim. Sanatsal eserlerin alegorik uslubu uzerinde bolca nitelikli lakirdisini aramonik bir bicemde yapıyoruz. Manierizm, Barok gibi geleneksel sanattan diyerek sacmalamaya devam edeyim maksat biraz boşluk doldurayim. Bu arada ben en cok siirde doğaçlama diğer sanatlarda spontaneyi severim diyerek konu dışından artık konuya yonelelim diyerek incelemeye basliyorum. 1962 yılında yayınlanan bu..., Umberto Eco'nun modern temalar üzerine yazdığı ilk kitaptır, yazarın adını geniş kitlelere duyurulmasını sağlamıştır. Açık Yapıt'tan sonra Eco`nun düşüncesi çok gelismistir fakat yazarın ilk yazdıklarıyla son yazdıkları arasında müthiş bir öz birliği, çarpıcı bir süreklilik vardır. Bu nedenle Açık Yapıt, hem güncelliğini hem de açıklık kavramı hakkında ana başvuru kaynağı olma özelliğini korumaktadır. Açık Yapıt`taki açık yapıt düşüncesi, modern ve geleneksel sanatlar arasındaki köklü farkı açıklar, değerlendirir ve örnekler. Umberto Eco, açık yapıtın belirsiz olduğunu, çeşitli yorumlara olanak tanıdığını ve bunların hiçbirinin bir ötekine baskın olmadığını söyler. Eco, geleneksel sanatın geleneksel bir dünya görüşünü desteklediğini, ancak modern açık yapıtın bunu reddettiğini de vurgular. Açık Yapıt`ın çağdaş edebiyat kavramına çok önemli iki katkısı vardır: Sanatta çokluk, çoğulluk, çokanlamlılık öğelerinin önemini anlatır ve edebi yorumlamalarda okurun rolünü ve metne verilen tepkilerin okurla metin arasında etkileşimci bir süreç olması gerektiğini vurgular. Bu bağlamda elinizde tuttuğunuz kitap, sorduğu sorular ve verdiği yanıtlarla çağdaşın, sanatın ve genel anlamıyla çağdaş kültürün vazgeçilmez bir parçasıdır Iyi okumalar (Mir'at-ı Cünun)

1960' lar İtalya' sında yazılmış, dönemin sanat ve eleştiri yöntemleri üzerine Eco' nun görüşleri. Okumak çok zor oldu. Her şeyden önce berbat bir çeviri. Türkçesi gerçekten çok bozuk. Orijinal metni bilmiyorum elbette. Sanırım İtalyancası da çok zor. Cümleler çok uzun. Çevirmen sanırım cümleleri aynen, bölmeden çevirmeye çalışmış. Ancak ipin ucunu kaçırıp cümlelerin neredeyse tamamında ifadeyi anlaşılmaz derece de dağıtmış. Orijinalinden ayrılıp cümleleri bölebilirdi belki. Cümleler uzadıkça, bileşik cümlelerde, özne, nesne, yüklem arasındaki geçişlilik/geçişsizlik, zaman, kip bağlantıları Türkçe cümle kurgusunda olmayacak biçimlerde darmadağınık hâle gelmiş. Dilin ve üslubun zorluğunun, terminolojinin yabancılığının haricinde bir de çeviri hatalarıyla, daha doğrusu Türkçe cümle kurulum hatalarıyla, iyice anlaşılmaz hâle gelmiş. (Levent Göven)

Açık Yapıt PDF indirme linki var mı?

Umberto Eco - Açık Yapıt kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Açık Yapıt PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Umberto Eco Kimdir?

Umberto Eco (d. 5 Ocak 1932, Alessandria), İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Takma ismi Dedalus'tur.

Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Eco, 1971'den bu yana Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, Orta Çağ uzmanı, James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980'de yayımlandı. 1962'de Torino Üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise Floransa Üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de Bologna Üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü'nün başına getirildi.

Eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. Son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir.

Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan Umberto Eco'nun pek çok eseri Türkiye'de yayınlandı.

Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.

Umberto Eco Kitapları - Eserleri

  • Gülün Adı
  • Foucault Sarkacı
  • Sıfır Sayı
  • Prag Mezarlığı
  • Baudolino
  • Beş Ahlak Yazısı
  • Tez Nasıl Yazılır?
  • Yanlış Okumalar
  • Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın
  • Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
  • Önceki Günün Adası
  • Yorum ve Aşırı Yorum
  • Somon Balığıyla Yolculuk
  • Ortaçağ'ı Düşlemek
  • Cecü'nün Yer Cüceleri
  • Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi
  • Günlük Yaşamdan Sanata
  • Düşman Yaratmak
  • Genç Bir Romancının İtirafları
  • Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik
  • Çirkinliğin Tarihi
  • Ortaçağ 1
  • Güzelliğin Tarihi
  • Felsefe Tarihi-1
  • Budalalıktan Deliliğe
  • Antik Yunan
  • Açık Yapıt
  • Edebiyata Dair
  • Ortaçağ 2
  • Antik Yakındoğu
  • Efsanevi Yerlerin Tarihi
  • Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
  • Popüler Roman Kahramanları
  • Ortaçağ 4
  • İnanç ya da İnançsızlık
  • Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri
  • Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm
  • Nişanlılar
  • Ortaçağ 3
  • Mimarlık Göstergebilimi
  • Esperanto ve Çokdilli Bir Gelecek
  • 16. Yüzyıl Rönesans Çağı
  • Antik Roma
  • Ertelenmiş Kıyamet
  • Alımlama Göstergebilimi
  • Felsefe Tarihi 3
  • Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar
  • Esselər
  • Experiences in Translation
  • Turning Back the Clock
  • Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler

Umberto Eco Alıntıları - Sözleri

  • Kendisi gibi zorbalara yardım ediyor, her türlü suçu işliyordu ve bütün bu kötülükleri de kendi zevki için yapıyordu. Size hangi kötülükleri, ne şekilde ve kaç kez yaptığını tam olarak söylemem olanaksız, ama onun nasıl biri olduğunu bugünkü koşullarda soyleyecek olursak, yasadışı örgütlerle uyuşturucu ticareti yapan ve gizli baskınlar düzenleyerek soygunlara karışanı biri olduğunu varsayabiliriz. Ve ayrıca, hakimleri ve devlet çalışanlarını satın aldığından (ki o zamanlar yolsuzluklar almış başını gidiyordu) hiç kimse onu hapse atmayı başaramıyordu. Onu tanımanız için yeterince açıklayıcı oldu mu? (Nişanlılar)
  • “Nesnenin güzelliğini belirleyen şey, bilen öznedir.” (Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik)
  • "İlk romanımı yazdığım sırada birkaç şey öğrendim. İlki şu: "İlham", sanatsal açıdan saygın görünebilmek için hilebaz yazarların başvurduğu kötü bir kelimedir.Eski bir söz vardır,dehanın yüzde onu ilham,yüzde doksanı terdir,der.Fransız şair Lamartine'in en iyi şiirlerinden birini nasıl yazdığından sıkça söz ettiği söylenir: Bir gece ormanda gezinirken şiirin ani bir ilhamla, aklına eksiksiz geldiğini öne sürermiş.Ölümünden sonra çalışma odasında o şiirin pek çok versiyonunu bulmuşlar,yıllar boyu yazıp yazıp düzeltmiş şiirini. (Genç Bir Romancının İtirafları)
  • Hakiki bir şeylerin varlığına olan inanç, insanoğlunun hayatta kalması açısından elzemdir. Eğer birileri bizimle konuşurken doğru veya yanlış konuştuklarından emin olmasak, ortak hayat mümkün olmazdı. Bir kutunun üzerinde "Aspirin" yazıyorsa, striknin içermeyeceğinden de emin olamazdık. (Düşman Yaratmak)
  • Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur. (Açık Yapıt)
  • Sıradan insan, öğrenmeyi reddeder fakat oğlunu okutmaya kararlıdır. (Yanlış Okumalar)

  • Ancak modern dünyanın kastettiği anlamda Avrupa’dan söz edebilmek için, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasını ve Romalı barbar krallıkların doğuşunu beklemek gerekecektir. (Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı)
  • Kitle insanının başlıca özelliği bilme aşkıdır,bilgiye düşkünlüğüdür. (Yanlış Okumalar)
  • Derin bir üzüntü yaşadığınız bir sırada, bir komedi filmi gördüyseniz, kişinin böyle bir durumda eğlenmesinin çok güç olduğunu bilirsiniz; bununla da kalmaz, aynı filmi yıllar sonra yeniden görüp, gene gülmeyebilirsiniz, çünkü her görüntü size ilk deneyiminizdeki üzüntüyü anımsatacaktır. (Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti)
  • Aristoteles'e göre hem bireyin hem de şehrin en üstün iyiliği mutluluktur (eudaimonia), mutluluk da insanın kendine özgü yetenekleri mümkün olabilecek en iyi şekilde icra etmesi, yani erdem (aretē) veya mükemmelliktir. İnsan sadece zihne (dianoia) değil, en iyi şekilde uygulanmaya alışılınca karakteri (ēthos) oluşturan yeteneklere de sahip olduğundan, erdemleri zihinsel (zihnin mükemmelliği) ve ahlakidir (karakterin mükemmelliği). (Felsefe Tarihi-1)
  • Bu profesyonel çevre kısa süre içinde yeni bir klasisizm akımını teşvik eden elit kültüre dönüşür. XIII ile XIV. yüzyıllar arasında İtalya'nın tama­mında rastlanan bu türden sayısız örnek arasında Friedrich döneminde Sicilya'da Pier delle Vigne (1190-1249), Napoli'de Paolo da Perugia (?-1348), Roma'da Landolfo (1250-1331) ve Giovanni Colonna (1298-1343), Toscana'da da Geri d'Arezzo (1270-1339) yer alır. Ancak klasik yazarla­rın yeniden rağbet gördüğünün en önemli göstergeleri, özellikle Alp Dağ­ larının kuzeyindeki kültürle doğrudan temasla, saygın üniversiteler(Bo­logna ve Padova) ve zengin kitap koleksiyonlarının (Verona Din Meclis Kütüphanesi ile Pomposa Manastır Kütüphanesi) katkısıyla giderek can­lanan Lombardiya-Veneto bölgelerindeki şehir devletlerinde görülür. Ö­zellikle Padova, hakim Lovato Lovati (1241 -1309) ile çevresinin antikçağ ve filoloji alanlarında yürüttüğü araştırmaları temel alan ve hümanizm belirtileri göstermeye başlayan bir estetiğin yayıldığı bir merkez haline gelir. Kısaca antikçağ tutkusu olarak tanımlanabilecek rotayı Lovato belirler; bu sürece unutulmuş metinlerin yeniden keşfe­ dilip uyarlanması da (Catullus, Lucretius, Martialis, Properti­us, Tibullus, Valerius Flaccus'un eserleri, Livius'un IV. kitabı, Horatius'un Carmina'si [Şiirler), Ovidius'un Ibis'i, Seneca'nın trajedileri, Statius'un Silvae eseri), Titus Livius'un kitabesinin ve Padova'nın efsane­vi kurucusu Antenor'un mezarının günışığına çıkarılıp gerçekliğinin ka­ nıtlanması da dahildir. Böylece klasik yazarların taklidi yoluyla, Latin şiirinin yerel dillerdeki şiire üstünlük sağlaması amaçlanır. (Ortaçağ 3)
  • ... fiziksel anlamda anı, bir kayıttır, düzeni korunan, deyim yerindeyse dondurulmuş bir organizasyondur. (Açık Yapıt)
  • ''...herkesin ödün vermeksizin bize asla bakmamaya ve yokmuşuz gibi davranmaya karar verdikleri bir cemaatte yaşasak ya ölür ya da çıldırırdık.'' (Beş Ahlak Yazısı)

  • Vanitas vanitatum .. dixit Eccelesiastes . Vanitas vanitatum et omnia vanitas (Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm)
  • Hayvanlar kurtarılmaya değsin diye onları insansılaştırıyor, oyuncaklaştırıyoruz. Kural olarak yabanıl ve etobur olsalar bile, hayatta kalmaları gerektiğini kimse söylemiyor. Hayır, onları sarılabilinir, gülünç, iyi huylu, uysal, bilge ve terbiyeli yaparak saygınlık kazandırıyoruz. (Somon Balığıyla Yolculuk)
  • Sık sık, kitaplarımın olduğu bir odaya girer ve onlara sadece bakarım, tekine bile dokunmadan. Ne olduğunu ifade edemeyeceğim bir şey geçer bana. Hem kafa karıştırıcı hem de iç rahatlatıcı bir durumdur. (Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın)
  • Günün birinde herkes bir gezegenden ötekine yolculuk yapabilsin diye yıldızları fethetmek istiyorlarmış; çünkü Dünya artık çok sıkışık bir yer haline gelmiş ve kalabalık gitgide artıyormuş. (Cecü'nün Yer Cüceleri)
  • "Savaş patlamak üzereydi ,bu durumda pencereyi karartıp radyoya yapışmak mı gerekiyordu ??? ... "Radyonun sesini kıs lütfen yüreğimin atışını duymak istersen " (Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi)
  • çünkü her gerçek her kulağa göre değildir (Gülün Adı)
  • Gerçekten de, unutmanın iyi olacağı bir şeyin üstünde gereğinden çok düşünüp durmaktansa, elinden gelirse unutmak en iyisi. (Gülün Adı)

Yorum Yaz