Günter Grass kimdir? Günter Grass kitapları ve sözleri
Alman Yazar Günter Grass hayatı araştırılıyor. Peki Günter Grass kimdir? Günter Grass aslen nerelidir? Günter Grass ne zaman, nerede doğdu? Günter Grass hayatta mı? İşte Günter Grass hayatı... Günter Grass yaşıyor mu? Günter Grass ne zaman, nerede öldü?
Doğum Tarihi: 1927
Doğum Yeri: Polonya
Ölüm Tarihi: 13 Nisan 2015
Ölüm Yeri: Almanya
Günter Grass kimdir?
Çağdaş Alman Edebiyatının en önemli romancı, oyun yazarı ve şairlerinden biri olan Grass, 1927 Danzig (bugünkü Gdansk, Polonya) doğumludur. Nazi döneminde yetişmiş ve 2. Dünya Savaşı?nı yaşamış Alman kuşağınının edebiyattaki sözcülerindendir. Öteki yaşıtları gibi, küçüklüğünde Hitler Gençliği örgütünde yer aldı. 16 yaşında askere alındı ve savaşta yaralanarak tutsak düştü. Düsseldorf ve Berlin Güzel Sanatlar Akademilerinin heykel bölümlerinde okudu. Geçimini sağlamak için karaborsacılık yaptı, mezartaşı imalathanesinde çalıştı, bir ara da caz davulcusuydu. 1956?da Paris?e gitti ve orada yazdığı Die Blechtrommel (1959; Teneke Trampet, 1972, 1983) ile üne kavuştu. 1962?de Grass?a en iyi yabancı roman ödülü kazandıran ve filme de çekilen Teneke Trampet?in ardından yazdığı Katz und Maus (1961; Kedi ile Fare) ve Hundejahre (1963; Köpek Yılları) ile Danzig?de geçen üçlemesini tamamladı. Grass aynı zamanda siyasi bir kişiliktir. Batı Berlin?de Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SDP) çevresinde faaliyet göstermiş, pek çok önemli sorunda kamuoyu önünde açık tavır almıştır.
Hepsi siyasi içerik taşıyan diğer önemli romanları şunlardır: Örtlich betäubt (1969, Lokal Anestezi), Aus dem Tagebuch einer Schnecke (1972, Bir Sümüklüböceğin Günlüğünden) Der Butt (1977, Pisi Balığı), Das Treffen in Telgte (1977, Telgte?de Toplantı), Kopfgeburten: oder die Deutschen sterben aus (1980, Kafadan Doğumlar, 1987), Die Rättin (1987, Dişi Fare). Oyunlarında Uyumsuzluk Tiyatrosu?yla epik tiyatronun etkileri görülen Grass?ın Noch zehn Minuten bis Buffalo (1957; On Dakika Sonra Buffalo, 1964) adlı oyunu Türkçe'ye çevrilmiştir.
Günter Grass Kitapları - Eserleri
- Teneke Trampet
- Yengeç Yürüyüşü
- Kedi ve Fare
- Kurbağa Güncesi
- Soğanı Soyarken
- Dişi Fare
- Sonluluk Üzerine
- Yüzyılım
- Auschwitz'den Sonra Yazmak
- Germania
- Kutu
- 1999 Nobel Konuşması
- Gravürler / Radierungen
- Im Krebsgang: Eine Novelle
- On Dakika Sonra Buffalo
Günter Grass Alıntıları - Sözleri
- Günümüzde edebiyatın aslında emeklilere tahsis edildiği ve genç yazarlara olsa olsa oyun sahası olarak internetin bırakıldığı doğru değil midir ? (1999 Nobel Konuşması)
- "Tartışmalı bir rastlantı, 1927 doğumlu olmam,acı sözler söylememi engelliyor. Ciddi bir sınavdan geçirilemeyecek kadar gençtim. .Genede günahsız degilim.. : 13 yaşında "El ver" (Hilfmit) adlı Hitler gençlik degisinin açtığı bir öykü yarışmasına katıldım. Yazma tutkusuna çok erken yaşlarda kapılmıştım..kabul görmek için de yanıp tutuşuyordum..Neyseki adresi yanlış değerlendirip Kasub larla ilgili dokunaklı bir şeyler yazdım. .üstelik bunu yanlızca özetini gönderdim de Hitler gençliğinin "El ver ödülünü kesinlikle almama şansına erişebildim...yani ucuz kurtuldum ..yani lekesizim.. (Germania)
- Bir sürü insan - bu kulağınıza küpe olsun-hayatları boyunca değerli halıları sever durur ve sonunda çıplak marleylerin üstünde ölürler. Vazgeçmeyi öğrenin, Mahlke! (Kedi ve Fare)
- Londra ve Halep'te olanları karşılaştırabiliyoruz: Örneğin Olimpiyat Oyunları'nda dağıtılan sayısız ışıltılı altın, gümüş ve bronz madalyanın sayısıyla, Sokak savaşına verilen molalarda toplanan, Sıra sıra dizilen ve üzerleri beyaz örtüyle örtünen cesetlerin sayısını. (Sonluluk Üzerine)
- "Deniz buz gibi soğuktu ve bebecikler tepe aşağı gelmişlerdi. Bunu yazmalısın. Madem hayatta kaldın, bunu bize borçlusun. Sana bir gün her bir şeyi anlatacağım, baştan sona, sen de yazacaksın ... " (Yengeç Yürüyüşü)
- Çünkü hakikat, üç satırı geçmez... (Yengeç Yürüyüşü)
- (...) elbette mezarlıklarda şu Allahın belası politik fikir ayrılıkları sona ermeliydi. "Onu bilir, söylerim," diye bağırıdı kadın, "ölümle, düşman düşman olmaktan çıkar." (Kurbağa Güncesi)
- Öylece sayfadan sayfaya, bir kitaptan öbürüne yaşadım. İçimde hep kahramanlar kaynıyordu. (Soğanı Soyarken)
- O, kendisiyle savaşmak zorunda olduğumuz iç düşmandan sözettiğinden beri bana korku aşılamış olduğunu bugün gibi anımsıyorum. (Yüzyılım)
- Kendi varlığınıza alışın ki kalbiniz huzura kavuşsun ve şeytan ifrit olsun. (Teneke Trampet)
- Sohbet odasında kah Almanca kah ingilizce yürütülen gevezeliklerden yine de bazı olgular çıkartılabiliyordu. Sohbetçilerden biri, Diewerge'nin savaşın başlamasından hemen sonra Danzig'deki Reich Radyosu'nun başına getirildiğini biliyorsa, öteki onun savaştan sonraki faaliyetlerini sıralıyordu: Diewerge, aralarında daha sonra Hür Demokrat Parti milletvekili olan Achenbach'ın da bulunduğu yüksek rütbeli Nazilerle birlik olup güya Kuzey Ren-Westfalyalı Liberal Parti'nin içine sızmış. Aynı zamanda, diye söze karışıyordu bir üçüncü sohbetçi, yetmişli yıllarda Nazi Partisi'nin eski propaganda uzmanı, HDP'nin kara paralarını aklamayı başarmıştı, hem de Ren'deki Neuwield'de. Tıkabasa sohbet odasına en sonunda Davos'taki katil hakkında sorular da eklendi, bu sorulara kesin yanıtlar verildi. (Yengeç Yürüyüşü)
- “Yağmur birleştirir insanları.” (Kedi ve Fare)
- ...istisna olmasını her şeyi reddetmesine borçluydu asıl. (Soğanı Soyarken)
- İnsanoğlu yaşadığı her yerde çöp bıraktı, her yerden çöp bırakarak ayrıldı. En son hakikati arayıp bulmaya çalışırken ve Tanrısının izini sürerken bile çöp üretmekten geri kalmadı. Toprak kazılmaya görsün, kat kat yığılmış çöpten hemen tanınabiliyordu, çünkü insanın ürettiği çöp insanın kendisinden uzun ömürlüdür. Yalnızca çöptü ki, insan soyu yok olup gittikten sonra da varlığını sürdürür. (Dişi Fare)
- Yağmur, birleştirir insanları. (Kedi ve Fare)
- “Onun ne düşündüğünü ve ne düşüneceğini kimse bilmiyordu, “diyor bana. “ Her zihin kilit altındadır, yalnızca onunki değil. Yasak bölgedir orası. Alın kemiğini açmanın anlamı yok. Hem hiç kimse aklından geçeni söylemez ki. Söylemeye kalkan, daha ilk cümlenin yarısına gelmeden yalan söyler. ‘ O sırada şunu düşünüyordu’ ya da Düşünceleri şöyleydi…’ diye başlayan cümleler hep koltuk değneği gibi olmuşlardır. Bir zihinden daha sıkı kapanan şey yoktur. Evet, ölüm anında bile düşüncelerinde aldatabilir insan. (Yengeç Yürüyüşü)
- O zaman yaptığı işi yüzüne gözüne bulaştırmakta bıkıp usanan Tanrı, bizim direngenliğimiz karşısında Nuh’un itaatsizliğinin işe yaramadığını görerek gülmeye başladı. Her zamanki gibi yukardan şöyle seslendi: Bundan böyle yeryüzünde fareler insanların yanından eksik olmayacak, bütün bela ve müsibetleri onların başına musallat edecek. (Dişi Fare)
- Ve Nuh, Tanrı’nın kendisine buyurduğu gibi yaptı; kuşların, hayvanların ve yerde sürünen hayvanların hepsinden dişili erkekli gemiye aldı; yalnızca biz fareleri dışarda bıraktı, sokmadı teknesine. Bizler onun için ne temiz hayvanlardık ne temiz olmayan. Bize karşı insanların beslediği önyargının, kendilerini kusacak gibi olmaya zorlayan biz yaratıklara karşı nefretinin ve ocağımızı söndürme arzusunun kökleri bu kadar eskiye dayanıyor işte. (Dişi Fare)
- Çünkü hakikat, üç satırı geçmez… (Yengeç Yürüyüşü)
- "Hüsranla sonuçlanmış bütün okul reformlarını göz önüne alarak okula gitme zorunluluğunu kaldıracağımdan kısa bir süre içinde ortaya ...hiç bir kısıtlamayla karşılaşmayan okuma sevgisiyle kalın ciltlere dalmış eğitimin "bozmadığı "çocuklar çıkardı.. (Germania)