TBMM Başkanı Kurtulmuş: Gazze ve Filistin toprakları Filistinlilerin helal vatanıdır

GÜNDEM

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Gazze kimsenin babasının malı değildir. Gazze ve Filistin toprakları Filistinlilerin, şehitlerin kanlarıyla sulanmış, ana sütleri kadar helal vatanlarıdır." dedi.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Conrad Otel’de düzenlenen "Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı"nın açılışında yaptığı konuşmada, yaklaşık 1,5 yıldır bütün insanlığın gözü önünde koskoca bir halkı yok eden açık bir katliama şahit olunduğunu söyledi.

Bu katliamın karşısında uluslararası sistemin herhangi bir şekilde sonuç alıcı adımlar atamamasının üzülerek müşahede edildiğini, uluslararası sistemin çaresizliğine ve birçok ülkenin duyarsızlığına rağmen bu süre içinde insanlık vicdanının harekete geçtiğini kaydeden Kurtulmuş, bu vicdanın Filistin halkına destek vermek için meydanları, sokakları ve dünyanın dört bir tarafındaki siyaset merkezlerini ciddi etki altına aldığını dile getirdi.

"Bugün geldiğimiz noktada şahit olduğumuz insanlık tarihinin en ağır soykırımlarından birisidir. Şahit olduğumuz modern zamanların görmediği en büyük katliamlardan birisidir." diyen Kurtulmuş, 1,5 yıl içinde yaklaşık 60 bine yakın Filistinlinin şehit edildiğini, 10 binlercesinin gazi olduğunu, yaklaşık 10 bin kişinin akıbetinin ne olduğunun henüz tespit edilemediğini kaydetti.

Kurtulmuş, dünyada bu konuda duyarlı parlamentoların ortak inisiyatifleri geliştirebilmesi için bu toplantıyı organize ettiklerini, misafir meclis başkanlarının, misafir meclislerin destekleriyle çekirdek oluşumu ortaya koyduklarını dile getirerek, "Ümit ederiz ki bundan sonra uzun bir süre devam edecek Filistin'i desteklemede uluslararası çabalarda bu oluşum artarak devam eder ve güçlü bir şekilde yoluna devam eder. Gazze aslında insanlığın test edildiği bir yerdir. Filistin'de gerçekleştirilen bu soykırıma karşı giderek devam eden ve dozajını arttıran bu vahşete karşı sessiz kalanlar tarihte yerlerini almıştır. Seslerini en üst noktadan çıkararak itiraz edenler bu salonda olduğu gibi seslerini bütün uluslararası platformlarda dile getirerek mazlum ve masum Filistin halkının yanında yer alanlar da tarihte yerlerini almıştır." diye konuştu.

"Gazze'nin Filistinsizleştirilmesi politikası uluslararası alanda da dile getirilmeye başlanmıştır"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere bütün uluslararası platformlarda Gazze halkına destek veren siyasi liderleri şükranla yad edip, isimlerini tarihe not düştüklerini söyledi.

Bugün Gazze'de karşılaşılan soykırımın yeni bir olay olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, "1917'den bu yana giderek etkisini ve gücünü arttıran sistematik bir işgal, yerlerinden yok etme, yurtlarından etme ayrıca gasıplar yani sözde yerleşimciler vasıtasıyla insanları ata yurtlarından etme projesi sistematik bir şekilde uygulanıyor. Ayrıca bazı ülkelerin vermiş olduğu sınırsız destek dolayısıyla Siyonist rejim her zaman Filistinlilere karşı baskılarını arttırarak yoluna devam ediyor. Ancak bugün geldiğimiz noktada bu soykırım en üst seviyeye çıkarılmış, Gazze'nin Filistinsizleştirilmesi politikası artık uluslararası alanda da dile getirilmeye başlanmıştır." ifadelerini kullandı.

"Gazze kimsenin babasının malı değildir" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Gazze ve Filistin topraklarının tamamı Filistin halkının masum kanlarıyla, şehitlerin kanlarıyla sulanmış vatan topraklarıdır, Filistinlilerin ata yurdudur, ana sütleri kadar helal vatanlarıdır. Her türlü ahlaktan, uluslararası hukuktan, insaftan ve vicdandan arınmış bir şekilde Filistin'in topraklarına konmak ve buraları sayfiye yeri haline getirmek şeklindeki dilekler, hayaller ise insan vicdanından geri dönecek ham hayaldir, asla gerçekleşmeyecektir. Gazze de, Batı Şeria da Filistin topraklarının tamamı Filistin'in malıdır. Filistinlilerin vatanıdır. Filistinlilerin ata yurdudur."

"İsrail'den hesap sorulmaya başlanmıştır"

Kurtulmuş, bedeli en ağır ödenmiş vatan topraklarından birisinin zulme karşın vazgeçmeyen Filistinlilerin yaşlı, kadın, çocuk ve bebeklerinin sahiplendiği toprakları olduğuna dikkati çekerek, Filistin halkının izzetini ve topraklarının kutsallığını korumak için gündeme getirdikleri inisiyatifin fevkalade önemli olduğunu vurguladı.

Uluslararası Adalet Divanı ile Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargılama süreçleri ve aldıkları kararlarla birlikte hem Filistin için hem İsrail için yeni bir dönem başladığının altını çizen Kurtulmuş, "Şunu çok açık ifade edebiliriz ki dünyada uluslararası alanda hiçbir şekilde dokunulamayan hiçbir şekilde hesap sorulamayan İsrail'e dokunulmuş, İsrail'den hesap sorulmaya başlanmıştır. Aynı şekilde Filistin davası içinde bundan sonra belki uzun yıllar sürecek, 10 yıllar boyunca sürecek yeni bir dönemin başlangıcında olduğumuzu da ifade etmek isterim. Onun için bundan sonra çok daha çetin, çok daha organize olmamız gereken, çok daha güçlü olmamız gereken bir siyasi, fikri mücadele sürecine başlıyoruz. Onun için Filistin'i destekleyen parlamentolar inisiyatifi inşallah bir kar topunun ilk nüvesi gibi sıkı bir şekilde bir araya gelmiş, bundan sonra da gelişerek genişleyerek yoluna devam edecektir." diye konuştu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, şu anda dünyada 150'ye yakın ülkenin Filistin'i tanıdığını söyledi.

Filistin'i tanıyan ülkelerin bir kısmının bu davaya yeterince destek vermediğini de müşahede ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, bu devletlerin daha yoğun bir destek vermesi için çalışmaları sürdürmeleri gerektiğini kaydetti.

"Bundan sonraki süreçte başta Netanyahu ve ekibi olmak üzere Siyonist rejimin unsurlarının uluslararası alanda yalnızlaştırılması için de bütün gücümüzle mücadele etmeliyiz." ifadelerine yer veren Kurtulmuş, bu çerçevede Güney Afrika'nın başlattığı Uluslararası Adalet Divanı'ndaki inisiyatifin tarihsel bir öneme sahip olduğunun altını çizdi.

Kurtulmuş, "Filistin'i henüz tanımayan ülkelerin olduğunu biliyoruz. Bu ülkelerin Filistin'i tanıması için en üst düzeyde diplomatik ilişkilerimizi sürdüreceğiz ve hep birlikte bu mücadeleyi yerli yerinde tam usulüne uygun şekilde, hangi sürece yayılırsa yayılsın uzun yıllar onurla ve kıvançla sürdüreceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Filistin'de yaşanan soykırımın, İsrail'in bu saldırgan ve ona destek olan ülkelerin pervasız tavırlarının aslında çok önemli bir gerçeğin sadece bir yansıması olduğunu, dünyada küresel sistemin çivisi çıktığını, dünya sisteminin adaleti, hakkaniyeti ve uluslararası eşitliği sağlama gücünü ve yeteneğini kaybettiğini ifade eden Kurtulmuş, "Bir taraftan Filistin halkına, Filistin davasına destek verirken, diğer taraftan da yeryüzünde adaletin, hakkaniyetin, barışın sağlanması için yeni, adil bir küresel sistem kurulması yönünde her türlü çabamızı yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın başta Birleşmiş Milletler olmak üzere her platformda ısrarla dile getirdiği 'Dünya beşten büyüktür.' gerçeğini her yerde söyleyecek ve yeni bir alternatifi dünyanın gündemine taşıyacağız." dedi.

"Dünya barışının kapısı Orta Doğu'dur"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, uzun yıllar sürecek olan bu inisiyatifin ilk toplantısını yaptıklarını aktardı.

Bugün 13 ülke meclisi olarak bir arada olduklarına dikkati çekerek, "Yarın 23'e, 53'e,103'e, daha ileri noktalara gideceğine adım kadar eminim. Hakkı, hakikati, tam zamanında, tam merkezinde ifade etmekten daha güçlü bir söz yoktur. Bu sözü bugün ortaya koyacağımız nihai deklarasyonla birlikte uluslararası kamuoyuna deklare edeceğiz ve yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.

Kurtulmuş, insanlık tarihinin kendisine bir şey öğrettiğini vurgulayarak, "Dünya barışının kapısı Orta Doğu'dur. O kapının anahtarı ise Filistin'in barışıdır, Filistin'in esenliğidir, Filistin'in huzurudur. Hepimizin gayretleriyle, insanlık vicdanının harekete geçmesiyle, başkenti Kudüs olan 1967 sınırlarında, tam manasıyla egemen ve tam manasıyla toprak bütünlüğü sağlanmış bir Filistin Devleti'ni er ya da geç göreceğiz. Onun kurulması için mücadele etmeyi sonuna kadar sürdüreceğiz. 'Yaşasın Filistin halkı, yaşasın özgür Filistin.' diyorum." şeklinde konuştu.

Fatuh: Filistin halkı benzeri görülmemiş bir soykırıma maruz

Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fatuh ise Filistin halkına verdiği destek ile İsrail işgaline, Gazze Şeridi'ne yönelik soykırıma, İsrail'in Filistin halkını yerinden etme planlarına ve Doğu Kudüs'teki kutsal mekanlara yönelik ihlallere karşı duruşundan dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini iletti.

Türkiye ve Filistin'in dost ülkeler olduğunu belirten Futuh, "(İsrail) Filistin halkını Batı Şeria'da ve Gazze'de tehcire zorlamaktadır. Doğu Kudüs'teki kutsal mekanlara yönelik ihlallere karşı duruşlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum." dedi.

Futuh, düzenlenen toplantının önemine işaret ederek, "Filistin halkı bildiğiniz gibi yok edilmekle karşı karşıya kalmaktadır. Filistin halkı uluslararası meşruiyet kararlarına ve uluslararası toplumun iradesine uymayı reddeden bir işgal gücü tarafından gerçekleştirilen benzeri görülmemiş bir soykırım ve zorla yerinden etme savaşına maruz kalmaktadır." diye konuştu.

Filistin topraklarında gözyaşının akmaya devam ettiğini dile getiren Futuh, Gazze'de soykırımın sürdüğünü, İsrail'in Filistin'e karşı her türlü silahı kullandığını ve Filistin'i yok etmeye çalıştığını söyledi.

"Size özgürlüğü seven ve barışa hasret bir halkın evladı olarak geldim. Halkımız meşru liderliğe ve iki devletli çözüm vizyonuna sıkı sıkıya bağlıdır." diyen Futuh, Gazze'nin Batı Şeria'dan ayrılmasını hedefleyen tüm girişimleri reddettiklerini vurguladı.

"İşgal sürdükçe bu bölgede istikrarsızlık ve kaos devam edecektir"

Futuh, işgale son vermek için Filistinlilerin yardım beklediklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Bu savaş durmalıdır, bu işgale son verilmelidir ve iki devletli çözüme gidilmelidir. Uluslararası barışın güvenliğinin korunması ancak bu şekilde olacaktır çünkü işgal sürdükçe bu bölgede istikrarsızlık ve kaos devam edecektir. Her gün çocuklar, kadınlar öldürülmekte ve aynı zamanda savaş suçları işlenmektedir. Bu durum karşısında etkili ülkeler hala sessizliğini korumaktadır."

Filistin halkının barışı sevdiğini ve adaleti savunduğunu belirten Futuh, Filistinlilerin toprak bütünlüğünden ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurma hedefinden vazgeçmeden tehcir ve dayatmaları reddettiğini vurguladı.

Futuh, parlamenterlerden Filistin halkının haklı mücadelesine destek vermelerini, soykırım savaşının ve artan katliamların durdurulması için çabalarını yoğunlaştırmalarını istedi.

Gazze'de halkın katledildiğini, binlerce insanın enkaz altında kaldığını anlatan Futuh, susuzluk ve açlık politikalarının yoğunlaştırıldığını söyledi.

Futuh, Filistin yönetimine yönelik boğucu ve mali kuşatmanın devam ettiğine dikkati çekerek, şu çağrılarda bulundu:

"Bir, soykırım, tehcir ve yerlerinden etme savaşı derhal durdurulmalı. Gazze'deki halkımıza insani ve tıbbi yardımların ulaştırılması, ablukanın kaldırılması çok önemlidir. İki, Filistin Ulusal Yönetimi'ne yönelik mali kuşatmanın kaldırılması. Üç, Batı Şeria'daki mülteci kamplarının yıkımının ve halkın zorla yerinden edilmesinin durdurulması. Dört, Gazze ve Batı Şeria'nın birliğini hedef alan girişimlerin engellenmesi. Beş, Kudüs'teki Yahudileştirme planlarının ve yerleşim faaliyetlerinin sonlandırılması. Altı, etkili ülkelerin katılımıyla iki devletli çözüm vizyonunu hayata geçirmek için uluslararası barış konferansının düzenlenmesini istiyoruz."

"Sayın Cumhurbaşkanı, bizim size ihtiyacımız var, Filistin'in de size ihtiyacı var"

Bağımsız, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasının bölgede kalıcı barışın, istikrarın önünü açacağının altını çizen Futuh, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'nun kurulmasına öncülük ettiği için teşekkürlerini iletti.

Futuh, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanı (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben), bizim size ihtiyacımız var, Filistin'in de size ihtiyacı var. Özellikle bu savaşın durdurulması ve Filistinlilerin tabii ki bir arada tek saf olmaları çok çok önemlidir. Hem Batı Şeria'da hem Gazze'de ve bütün nerede Filistinliler bulunursa ve gerçekten bütün uluslararası çapta hareket edilmesi gerekmektedir."

"Bu bir başlangıçtır"

"Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı" meclis başkanlarının hitabının ardından tamamlandı.

Toplantı kapsamında Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh, Katar Şura Meclisi Başkanı Hassan bin Abdulla Al Ghanim, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani, Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam, Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, Azerbaycan Meclis Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov, Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen de konuşma yaptı.

İspanya Temsilciler Meclisi Başkanı Francina Armengol Socias'ın video mesajı toplantıda gösterildi.

Konuşmaların ardından katılımcı ülkelerin meclis başkanları, parlamento temsilcileri ve milletvekilleri fotoğraf çektirdi.

Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan TBMM Başkanı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Türkiye olarak uluslararası platformlarda Filistin davasına destek olmak için gayret sarf ettiklerini söyledi.

Kurtulmuş, uluslararası ilişkilerde önemli bir araç haline gelen parlamenter diplomasi faaliyetleri kapsamında, çeşitli uluslararası platformlarda Filistin'i destekleyen ülkelerle yakın temaslarının olduğunu belirterek, "Bir müddet evvel az sayıda ülkeyle, 'İlk başlangıç adımı olsun' diye bir araya gelip Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubunu oluşturmak istedik. Filistin meselesi artık sadece Filistinlilerin, Arapların, Müslümanların değil bütün insanlığın ortak bir meselesi haline gelmiştir. Bunun için de Filistin meselesini, küresel vicdanın desteklediği bir konu haline getirmek için Müslüman ülkelerin yanında bu konuya duyarlı olan ülkelerin parlamentolarından bir grupla ilk toplantıyı yapalım istedik. Bu bir başlangıçtır." diye konuştu.

Filistin davası kapsamında uzun yıllar sürecek çok güçlü bir siyasi ve fikri mücadele döneminin başladığını dile getiren Kurtulmuş, hem İsrail'in bu saldırganlıklarını sonlandırmak hem de Filistin davasını çok daha güçlü bir noktaya getirmek için gayretle bu mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

Toplantıya katılan meclis başkanlarının bu platformun artık kalıcı bir çabaya dönüştürülmesi ve katılımcı ülkelerin artırılmasını istediklerini aktardığını belirten Kurtulmuş, "Ümit ederim ki bu platform, kalıcı bir şekilde Filistin davasına destek olacak ve yeryüzünde çok etkili bir uluslararası platform haline gelecektir." dedi.

Kurtulmuş, bir gazetecinin, İstanbul'daki bu toplantıyla dünyaya güçlü bir mesaj verildiğine ilişkin tespiti üzerine şunları söyledi:

"Bütün uluslararası platformlarda verdiğimiz mesajı, bugün hem bendeniz hem de Cumhurbaşkanı'mız çok üst perdeden güçlü bir şekilde verdik. Çok dikkatli bir şekilde bütün meclis başkanlarını dinledim. Aşağı yukarı meclis başkanlarının tamamının ortak bazı konular üzerinde fikir birliği halinde olduklarını gördüm. Zaten bundan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Nedir o? Birincisi, İsrail'in bu saldırganlığı mutlaka durdurulmalıdır. İsrail'in uluslararası hukuku, insani değerleri ve gerçekten ahlaki normları hiçe sayan bu tavırları mutlaka durdurulmalıdır. Bunun için de uluslararası camianın harekete geçmesi, sözün artık yetersiz kaldığı, daha etkili çözümlerin bulunmasının şart olduğu dile getirildi. Ayrıca İsrail'in siyonist yönetiminin gördüğü bazı hayallerin gerçekleşmeyeceği, buna asla müsaade edilmeyeceği de çok büyük bir kararlılıkla ortaya konuldu."

TBMM Başkanı Kurtulmuş, 1917'den bugüne gelinen sürecin adım adım olgunlaştırıldığını, şimdi ise tam manasıyla bir etnik temizlik ve arkasından da Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına el konularak o toprakların Filistinsizleştirilmesi projesinin gündeme getirildiğini ifade etti.

"İsrail için de bundan sonra gidişat hesap verme yönündedir"

Kurtulmuş, bu hayal projenin gerçekleşmeyeceğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Filistin topraklarının her bir karışının kanlarıyla orayı sulamış olan Filistinli şehitlerin vatanı, ata toprakları olduğunu, o toprakların da Filistinliler için ana sütleri kadar helal vatanları olduğunu bugün en üst perdeden ifade etmiş olduk. Bütün gücümüzle Filistin davasının sonuna kadar yanında yer alacağız. Sanılmasın ki İsrail arkasına birtakım güçleri aldı. Birtakım askeri, silahlı güçlerle insanlık tarihinin gördüğü en büyük soykırıma, en büyük etnik temizliğe devam ediyor. Ama İsrail için de zaman bitmiştir. İsrail için de bundan sonra gidişat hesap verme yönündedir. Siyonist rejim, Netanyahu ve şebekesi Uluslararası Adalet Divanı ve ardından da Uluslararası Ceza Mahkemesine hesap verecektir. Yeryüzünün dört bir tarafında Filistin'e koşulsuz destek veren, dini, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun, kalbinde insanlık sevgisi olan, adalet duygusu olan, vicdanı yüksek olan insanların ortaya koyduğu bu güçlü insanlık cephesi, siyonist rejimin hayallerini yok edecek ve siyonist rejimin de bu saldırganlığını mutlaka yenecektir."

Kurtulmuş, platformun yol haritasına ilişkin soru üzerine, bu konunun kapalı oturumda ele alınacağını dile getirdi.

Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubunu sürekli çalışan bir platform haline getireceklerini vurgulayan Kurtulmuş, böylece İslam ülkelerinin yanı sıra Filistin meselesine destek veren, kalbinde insaftan, vicdandan, insanlıktan yana pay olan ülkelerin parlamentolarının bu iradeye destek vereceğini ümit ettiğini sözlerine ekledi.

Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu Yuvarlak Masa Toplantısı yapıldı

Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'nun yuvarlak masa toplantısı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve katılımcı ülkelerin meclis başkanları ile parlamento temsilcilerinin iştirakiyle gerçekleştirildi.

Conrad Otel'de gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantısında, Kurtulmuş'un yanı sıra Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh, Katar Şura Meclisi Başkanı Hassan bin Abdulla Al Ghanim, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani, Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam, Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, Azerbaycan Meclis Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov ve Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen yer aldı.

Toplantıda, grubun yapısı ve çalışma yöntemi üzerine görüş alışverişinde bulunuldu ve ortak deklarasyon metni kabul edildi.

Kurtulmuş, grubun ilk toplantısını başarıyla tamamlamasının önemine işaret ederek, katılımları dolayısıyla meclis başkanlarına ve başkanvekillerine şükranlarını dile getirdi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, halkların temsilcisi ve sözcüsü olan meclislerin, kardeş Filistin halkına destek vermeye ve İsrail'in zalimliğine karşı çıkmaya devam edeceğini vurguladı.

"Ortak dayanışma" mesajı verildi

Toplantıda, Gazze’deki insani krize dikkat çekildi ve uluslararası topluma, Filistin halkı için ortak harekete geçme çağrısı yapıldı.

Toplantıda konuşan Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, her zaman Filistin'in ve Filistin halkının yanında olduklarını söyledi.

Gazze için elden gelen gayretin gösterilmesi gerektiğini kaydeden Safadi, "Filistin davası iki devletli çözüm üzerinde olmadıkça bölgede kesinlikle bir barıştan bahsetmek söz konusu olamaz. Bu barışın dünyaya yansıması, Filistin davasının çözülmesinden geçiyor." dedi.

Safadi, Filistinlilerin yerinden edilme söylem ve eylemlerine karşı gelinmesi gerektiğini belirterek "Filistin davasının canlı tutulması için tüm parlamenterlerle birlikte çalışmalıyız." ifadesini kullandı.

Katar Şura Meclisi Başkanı Hasan Abdullah el-Ganim de toplantının Filistin halkının yanında olduklarını güçlü bir şekilde ifade etmeleri ve parlamenterlerin, dünyanın en haklı davalarından biri olan Filistin meselesine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri açısından önemli bir platform oluşturduğunu belirtti.

Adil ve kapsamlı bir siyasi çözümün, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını derhal durdurmasına bağlı olduğunu vurgulayan Ganim, "Uluslararası toplumu harekete geçirmeli, İsrail'i saldırılarını durdurmaya, hukuki yükümlülüklerine uymaya ve işlediği suçlar nedeniyle uluslararası mahkemelerde hesap vermeye zorlayacak ortak bir tutum geliştirmemiz çok önemli." değerlendirmesini yaptı.

Ganim, ülkesinin iki devletli çözüm ilkesiyle, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasının adil, kapsamlı ve kalıcı barışın anahtarı olduğuna inandığını ifade ederek "Hepimize büyük bir sorumluluk düşmektedir. Filistin'e, Filistin'de yaşananlara karşı sessiz kalmak dolaylı bir suç ortaklığı anlamına gelmektedir. Bölgeye barış ve istikrarın gelmesi için Filistin halkına yapılan zulüm sona ermelidir ve haklarının iade edilmesi gerekmektedir." diye konuştu.

"Katliam daha da katlanılamaz hal aldı"

İspanya Temsilciler Meclisi Başkanı Francina Armengol Socias da toplantı için gönderdiği video mesajda, Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşananların "insanlığa karşı işlenen suç" niteliği taşıdığını belirterek şöyle devam etti:

"İki aylık bir ateşkes sürecinin ardından İsrail, ateşkesi ihlal etti ve Gazze halkını bombalamaya, daha fazla çocuğu öldürmeye, sağlık merkezlerini yok etmeye, yardım görevlilerinin ambulansını patlatmaya devam etti. Katliam, daha da katlanılamaz bir hal aldı."

Socias, dünyaya yayılma riski bulunan "cezasızlık" durumuna bir son vermeleri gerektiğini vurgulayarak ülkesinin Filistin devletini ve 1967 sınırlarını tanıdığını söyledi.

Filistin halkının İspanya'nın tam desteğine güvenebileceğini savunan Socias, bu adaletsiz durumun, insan haklarına ve uluslararası hukuka yapılan açık saldırıların derhal durması gerektiğinin altını çizdi.

"Filistin halkına ve davasına desteğimizi göstermek için buradayız"

Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam ise TBMM'ye daveti için teşekkür ederek bu toplantının önemine işaret etti.

Musalam, İsrail’in uyguladığı savaş politikasının mutlaka son bulması gerektiğini belirterek, "Biz Filistin halkına ve davasına desteğimizi göstermek için burada bulunuyoruz. İsrail her zaman Filistin halkının meşru haklarına tecavüz ediyor ve büyük bir ambargo uyguluyor." ifadelerini kullandı.

Bahreyn'in her zaman Filistin davasının ve halkının yanında olduğunu aktaran Musalam, iki devletli çözümü desteklediklerini vurguladı.

Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani de daveti için Kurtulmuş'a teşekkür ederek dayanışmanın önemine dikkati çekti.

Maharani, "Bölünmenin ve ayrışmanın arttığı günümüz dünyasında, hepimizi şiddet tehdidiyle karşı karşıya bırakan küresel sınamalar karşısında, diplomasi ve diyalogla ayakta kalmak zorundayız." ifadelerini kullandı.

Halihazırda en çok Filistin’in hakkaniyete ihtiyaç duyduğunu kaydeden Maharani, parlamentoların yetkileri doğrultusunda çözümün bir parçası olması gerektiğini belirtti.

Maharani, "Parlamenterler olarak sessiz kalma lüksüne sahip değiliz. Bizim sorumluluğumuz sadece seçmenlerimize değil, adalete, insanlığa, barışa karşı da sorumluluğumuz var." değerlendirmesini yaptı.

"Malezya olarak sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz"

Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Türkiye'nin güçlü bir duruş sergilediğini vurgulayarak ülkesinin Filistin'le olan bağının geçici ya da sembolik olmadığını belirtti.

Filistin'in bağımsızlığı ve egemenliği için desteklerini sürdüreceklerini aktaran bin Abdul, sivillerin öldürülmesini kınadıklarını ifade etti.

İsrail'in Gazze'deki eylemlerini "savaş suçu ve insanlığa karşı suç" olarak nitelendiren bin Abdul, "Malezya olarak sesimizi yükseltmeye, desteğimizi seferber etmeye ve eyleme çağırmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim için Filistin sadece bir dış politika meselesi değil. Bu bir insanlık ve aynı şekilde bir bilinç, bir vicdan meselesidir." dedi.

"Filistinliler özgür olsun, Filistin egemen olsun"

Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık da Filistin meselesinin siyasi bir mesele değil, "bir vicdan sınaması" olduğunu vurgulayarak adalet, özgürlük ve onur hislerinin Filistinlilerin elinden alındığını söyledi.

İsrail'in insani yardım konvoylarını engellediğini, kasti olarak bölgeyi bombalamaya ve insani yardım kuruluşlarının çalışanlarını dahi öldürmeye devam ettiğini belirten Sadık, "Bu bağlamda parlamentolarımızın kıymetli temsilcileri ve üyeleri olarak küresel anlamda daha doğru bir eyleme geçme haline, tetikleme görevine, sorumluluğuna sahibiz." değerlendirmesinde bulundu.

Sadık, İsrail'in Gazze için hesap vermesi gerektiğini belirterek "Filistinliler özgür olsun, Filistin egemen olsun. Pakistan her zaman Filistin'in yanında olmuştur, olmaya da devam edecektir." diye konuştu.

"Bu uzun süreli trajedi karşısında sessiz kalmak suç ortağı olma anlamına gelecektir"

Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Filistinlilerin çeyrek asrı aşkın süredir işgal altında yaşadığını hatırlatarak bu halkın her türlü şiddete maruz kaldığını söyledi.

"Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze'de de halk güvensizlik ve gerilim ortamında sürekli bir güvencesizliğe katlanmaktadır." diyen Ndiaye, uluslararası mekanizmaların ilgili bölgelere erişiminin olmaması nedeniyle sahadaki durumun bağımsız bir şekilde değerlendirilemediğini aktardı.

Ndiaye, uzmanlar, Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan çok sayıda raporun, İsrail'in mevcut politikalarının Filistin topraklarındaki insani, sosyal, ekonomik ve kültürel denge üzerindeki derin etkisini vurguladığını belirtti.

"Bu uzun süreli trajedi karşısında sessiz kalmak suç ortağı olma anlamına gelecektir. Harekete geçme görevimiz var. Harekete geçmek, kınamanın yanı sıra somut önlemler önermektir. İşte bu nedenle bugün memnuniyetle karşıladığımız bu parlamento girişimi bir umut ışığıdır." diyen Ndiaye, bugünkü sorumluluklarının güçlü eylemler oluşturmak olduğunu söyledi.

"İki devletli bir çözüm olmazsa bölge de aynı şekilde tehlike altındadır"

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, ülkesinin Filistinlilerle, özellikle Gazze'deki halkla birlikte olduğunu ve onları desteklediğini belirterek İsrail'in Gazze'deki "aç bırakma politikasını ve diğer saldırılarının hepsini" kınadıklarını aktardı.

TBMM'nin girişiminin çok önemli olduğunu dile getiren Ghobash, "Biz ortak bir parlamento sesi amaçlamaktayız. Filistinli kardeşlerimiz, adalet, ilkeler, insan onurunu korumak ve uluslararası yasalara saygı için bu gelişimlerimizi devam ettiriyoruz." dedi.

Ghobash, Filistin sorununun sadece bir toprak işgali meselesi olmadığını, bunun bir ulusal kimlik sorunu olduğuna dikkati çekti.

Gazze'deki savaşın aslında bütün dünya düzeni için bir sınama olduğunu vurgulayan Ghobash, sivilleri korumanın önemli olduğunu belirterek "Uluslararası kurumların hepsi Filistin halkının yanında olmalıdır. Halkların yanında olmalıdır." ifadesini kullandı.

Ghobash, BAE'nin Filistin davasına karşı sabit bir görüşe sahip olduğunu ve iki devletli çözümü savunduğunu belirterek şöyle devam etti:

"İki devletli bir çözüm olmazsa bölge de aynı şekilde tehlike altındadır. Dolayısıyla siyasi yönlerinde çok ciddi bir şekilde Filistin halkının yerinde yer almalıyız ve 2 milyon Filistinliyi burada korumalıyız.

Filistin meselesi bu bölgedeki barışın, bölgesel istikrarın anahtarıdır ve adil çözümün anahtarıdır. Burada bölgede artık bundan sonra kaos istenmemektedir."

"Bir soykırım söz konusu"

Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, toplantının Filistin davasının canlanmasında önemli bir rol oynadığını söyledi.

İsrail'in Filistin'de yaptıklarına karşı gelinmesi gerektiğini vurgulayan Ayoub, İsrail'in BM şartlarına da uymadığını ve iki devletli çözüme karşı eylemlerde bulunduğunu hatırlattı.

Ayoub, "(İsrail) İllegal yerleşimcileri ortaya koyarak Filistin topraklarına zorla el koymakta ve aynı zamanda da Filistin halkını tehcir etmekte." dedi.

İsrail'in eylemleriyle Filistin halkını zorla tehcir ettirmeye yönelik politika izlediğini vurgulayan Ayoub, şunları kaydetti:

"Bir soykırım söz konusu. İnsanlara karşı, kadınlara karşı ve aynı zamanda toprağın gerçek sakinlerine karşı ve tabii ki biz de ona karşı gelmekteyiz. Baktığımız zaman İsrail siyonist işgalci güç, bir savaş suçu işlenmekte. Her gün gittikçe tekrarlanan bir eylem içerisinde. İsrail'in ortaya koymuş olduğu cinayetler tüm insanlık tarafından görünmekte. Onun için gerçek barıştan bahsetmek istediğimiz zaman Siyonist rejime karşı hep birlikte durmamız gerekiyor."

"Filistinlilerin kendi ülkelerinde onurlu ve güvenli yaşaması bölge barışı ve istikrarı için zorunlu"

Azerbaycan Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov, 30 yıl süren işgal ve etnik temizliğe maruz kalan Azerbaycan’ın, dünyanın herhangi bir yerinde ayrımcılığı, hak ihlallerini, etnik temizliği, işgali ve masumlara yönelik şiddeti kınadığını vurguladı.

Ahmadov, Gazze’deki insani krizden ve binlerce günahsız insanın hayatını kaybetmesinden derin endişe duyduklarını belirtti. Ayrıca, bölgedeki gıda, su ve sağlık hizmeti eksikliklerinin, insanların açlığa mahkum edilmesine yol açtığını ifade etti.

İnsani yardımların Gazze halkına ulaştırılamamasının bölgedeki durumu daha da zorlaştırdığını kaydeden Ahmadov, ateşkesin tesis edilmesini ve tam olarak uygulanmasını desteklediklerini dile getirdi.

Ahmadov, Filistin’in bağımsızlığını desteklediklerini ve Filistin’in Bakü Büyükelçiliğinin 14 yıldır faaliyet gösterdiğini belirterek "Filistin halkının kendi ülkelerinde onurlu ve güvenlik içerisinde yaşaması, bölgede istikrar ve barış içerisinde birlikte yaşamak açısından zorunludur. Azerbaycan, İsrail-Filistin sorununun uluslararası hukuk kurallarına uygun ve BM’nin ilgili kararları uyarınca çözülmesini ve Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak iki devletli çözümünü tek çözüm yolu olarak görüyor. Azerbaycan, İslam İşbirliği Teşkilatının üyesi olarak Gazze halkı ile dayanışma içerisinde olduğunu açıkça beyan ediyor." ifadelerini kullandı.

Barış için tüm çabalara katkı sunmaya hazır olduklarını vurgulayan Ahmadov, TBMM’nin inisiyatifiyle oluşturulan Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubunun bölgede sürdürülebilir barışın tesisine katkı sağlayacağına inandığını kaydetti.

"Filistin davası için her türlü şekilde çabalamalıyız"

Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen de hassas ve önemli bir zamandan geçildiğine işaret ederek Filistin davasına yönelik hep beraber eylemde bulunmaları gerektiğini söyledi.

Saad El Deen, Gazze'de çok fazla katliamın yaşandığını belirterek "Mümkün olduğunca Filistin davasının ve geleceğinin de rüyasını gerçekleştirmek için her türlü eylem içerisinde olmamız ve çaba harcamamız gerekiyor." dedi.

İsrail'in tüm uluslararası hükümlere ve kanunlara karşı geldiğinin altını çizen Saad El Deen, ülkesinin her zaman İsrail'in yaptıklarının ve planlarının karşısında yer aldığını vurguladı.

Saad El Deen, Mısır olarak Gazze'nin tekrar inşası konusunda oradaki halkın yerinden edilmeyeceği şekilde plan ortaya koyduklarını aktararak insani yardımların ulaştırılması konusunda ateşkesin sağlanmasının önemine işaret etti.

Refah Sınır Kapısı’nın İsrail tarafından kapalı olmasının, insani yardımların Gazze’ye girişinde zorluklar yarattığını belirten Saad El Deen, Gazze konusunda sessiz kalan ülkeler olduğunu ifade etti. Ayrıca, Filistinlilerin "tehcir edilmesine" yönelik planlara karşı el birliğiyle mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ortak Deklarasyon yayımlandı

Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'nun İstanbul'da gerçekleştirilen ilk toplantısının ortak deklarasyonu yayımlandı.

Deklarasyonda, Bahreyn, Endonezya, Ürdün, Malezya, Pakistan, Filistin, Katar, Senegal, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ulusal meclislerinin başkanları ve Cezayir, Azerbaycan ve Mısır'ın ulusal meclislerinin başkanvekilleri olarak, söz konusu parlamentoların üyelerinin de katılımıyla, Filistin'deki siyasi ve insani durum ile güvenlik durumuna ilişkin görüşlerin dile getirilmesi ve Orta Doğu'da kalıcı barış, istikrar ve güvenliğin tesisi için yegane yol olarak görülen iki devletli çözümün hayata geçirilmesine yönelik güçlü taahhütlerinin bir kez daha ifade edilmesi için İstanbul'da bir araya gelindiği belirtildi.

Parlamentolar arası ilişkilerin, temin ettiği eşsiz diyalog kanalları sayesinde, diyalog ve diplomasinin geliştirilmesi ile şiddet döngüsünün kırılması noktasında önemli bir rol oynayabileceği inancının paylaşıldığı deklarasyonda, sivillere yönelik ağır ihlaller ve işlenen suçlar konusunda uluslararası ve ulusal adalet mekanizmaları nezdinde hesap sorulmasının önemine vurgu yapıldı.

Kendi kaderini tayin etme hakkı da dahil olmak üzere Filistin halkının meşru haklarını ve 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, özgür ve egemen bir Filistin Devleti'ne yönelik tam desteğin kararlılıkla teyit edildiği deklarasyonda, gösterdikleri mukavemet ve topraklarına sahip çıkma konusundaki özverileri için Filistin halkına duyulan saygı ve takdire yer verildi.

Filistin'deki siyasi ve insani durum ile güvenlik durumunun iyileştirilmesinde parlamentoların üstlendiği benzersiz rol ile parlamenter diplomasinin sağlayacağı katkılara işaret edilen deklarasyonda, şunlar kaydedildi:

"Filistin halkının doğuştan gelen haklarını savunmak, korumak ve güvence altına almak amacıyla uygun kanallar ile siyasi etki oluşturmak üzere 'Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'nun kurulmasına karar vermiş bulunuyoruz. İki devletli çözümün, iki bağımsız ve egemen devletin barış ve güvenlik içinde, bölgeyle bütünleşmiş biçimde yan yana yaşamasını sağlayacak güvenilir, sürdürülebilir ve geri döndürülemez biçimde uygulanmasını ve Filistin halkının devredilemez haklarını gerçekleştirecek adil ve kalıcı bir barışın tesisi için Filistinli mültecilerin uluslararası hukuk, ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi kararları ile Arap Barış Girişimi çerçevesinde geri dönüş hakkının temin edilmesini talep ediyoruz. Bölgedeki tüm ulus ve devletlerin güvenliği açısından tek uygulanabilir seçeneğin iki devletli çözüm olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda, 16 Mayıs 2024 tarihli Manama Bildirisi de dahil olmak üzere iki devletli çözümü teşvik eden hükümetler arası ve parlamentolar arası girişimleri ve bildirileri desteklediğimizi ifade ediyoruz.

Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu olarak, bu hayati konunun bölgesel ve uluslararası parlamenter asamblelerin çalışmalarına dahil edilmesi konusunda ortak kararlılık içinde hareket edeceğiz. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olarak Cezayir'in girişimleri de dahil olmak üzere, Filistin davasının uluslararası platformlarda savunulmasına yönelik olarak BM'de ve diğer uluslararası mecralarda hükümetlerimizin sarf ettiği gayretleri memnuniyetle karşılıyoruz. İsrail parlamentosuna, Filistin halkının meşru haklarına saygı göstermesi, uluslararası hukuk yükümlülükleriyle bağdaşmayan tüm yasa ve yasama girişimlerini geri çekmesi ve insan hakları hukuku ile uluslararası insancıl hukuka aykırı tüm mevzuat çalışmalarına son vermesi yönünde güçlü bir çağrıda bulunuyoruz."

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) bölgedeki istikrar sağlayıcı rolüne ilişkin desteğin yinelendiği belirtilen deklarasyonda, bu kuruluşun üstlendiği rolü azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerin reddedildiği, UNRWA tarafından yürütülen faaliyetlerin siyasi ve insani bakımdan öncelik arz ettiği kaydedildi.

Gazze'de ilan edilen ateşkes anlaşmasının yeniden başlatılması çağrısı

Tüm devletlere, UNRWA'ya yönelik siyasi, hukuki ve mali desteği arttırması daveti yapılan deklarasyonda, şu ifadeler yer aldı:

"İsrail'in işgalci güç sıfatıyla Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi'ndeki işgaline ve bu bölgelerdeki saldırılarına son vermesini, ilhak, yasa dışı yerleşimler, ev yıkımları, toprak gaspları ile Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria ve Gazze Şeridi üzerinde sözde egemenlik iddialarına yönelik tüm politika ve uygulamalarını derhal terk etmesini talep ediyoruz. İşgal altındaki Filistin topraklarının demografik yapısı, karakteri ve statüsünün değiştirilmesini, Filistin halkının bireysel ya da toplu olarak, kendi toprakları içinde ya da dışına zorla yerinden edilmesini ya da her türlü tehcir, sürgün ve sınır dışı edilmeyi hangi gerekçeyle olursa olsun kesin bir biçimde reddediyoruz. Bu tür girişimleri uluslararası hukukun ağır ihlali olarak görüyoruz.

İsrail'in sivil halka yönelik askeri saldırılarını ve Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımı engelleyen ablukasını en güçlü şekilde kınıyor, İsrail'in askeri operasyonlarını derhal sona erdirmesini, kuvvetlerini geri çekmesini ve insani yardımın Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerine herhangi bir engelle karşılaşmadan ulaştırılması için gereken adımları atmasını talep ediyoruz. Mısır Arap Cumhuriyeti, Katar Devleti ve Amerika Birleşik Devletleri'nin ortak arabuluculuğuyla 15 Ocak 2025'te Gazze Şeridi'nde ilan edilen ateşkes anlaşmasının tüm aşamalarının uygulanmasını teminen derhal ve kalıcı bir ateşkes sağlanmasının ve müzakerelerin yeniden başlatılmasının acil bir gereklilik olduğunun altını çiziyoruz."

BM'ye yaptırımlar da dahil olmak üzere ilave tedbirler uygulaması çağrısı

Deklarasyonda, başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere, Birleşmiş Milletlere, bölgede barış ve güvenliği tesis etmekle ilgili sorumluluğunu derhal ve tam olarak yerine getirme, ilgili tüm BM kararlarını eksiksiz uygulama ve ayrıca İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği ilhak, yerleşim faaliyetleri, ev yıkımları, toprak gaspları ve sivillere yönelik şiddet gibi yasa dışı faaliyetlerine karşı yaptırımlar da dahil olmak üzere ilave tedbirler uygulama çağrısında bulunuldu.

Mısır tarafından sunulan, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından kabul edilen, Gazze Şeridi'nde toparlanma ve yeniden inşa çalışmalarının ivedilikle hayata geçirilmesini öngören planın memnuniyetle karşılandığı belirtilen deklarasyonda, her türlü yerinden etme ve ilhak planlarına karşı durmak amacıyla uluslararası topluma vakit kaybetmeksizin söz konusu planı destekleme, benimseme ve planın uygulanmasına katkı sunma daveti yapıldı.

Pakistan'ın Gazze Şeridi ve Lübnan'a yardım maksadıyla tesis ettiği destek fonu gibi, Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için hükümetler tarafından hayata geçirilen girişimlerin takdirle karşılandığı ifade edilen deklarasyonda, Gazze'deki yetim çocuklara destek sağlanması ve özellikle dul kadınlar ile yetimler başta olmak üzere, uzuvlarını kaybeden yaralılara tıbbi yardım ve protez desteği temin edilmesi amacıyla, Birleşmiş Milletler işbirliğinde uluslararası bir fon kurulmasına yönelik çağrılara destek verildi.

Deklarasyonda, şunlar kaydedildi:

"Uluslararası toplumu Filistin halkına acil uluslararası koruma sağlamaya ve Filistin topraklarındaki insan haklarını korumak için uluslararası bir mekanizma geliştirmeye çağırıyoruz. Kudüs'ün çok dinli karakterine ve şehirdeki Müslüman ve Hristiyan kutsal mekanlarının hukuki ve tarihi statükosunun korunmasına verdiğimiz önemi vurguluyor ve bu bağlamda, Haşimi Vesayeti'nin üstlendiği rolü desteklediğimizi bir kez daha teyit ediyoruz. Uluslararası topluma işgal altındaki Filistin topraklarındaki tüm kültürel, tarihi ve dini varlıkların korunmasına yönelik gayretlerini yoğunlaştırma çağrısında bulunuyoruz. Filistin Devleti'nin Birleşmiş Milletler ve bağlı organlarında tam üyeliğe kabul edilmesi hakkının desteklenmesi gerektiğini vurguluyor, Filistin Devleti'ni tanıyan ülkelerin tutumlarını takdirle karşılıyor ve henüz tanımamış olan devletleri bu yönde adım atmaya davet ediyoruz. Bu çerçevede, Arap Grubu adına Birleşik Arap Emirlikleri tarafından sunulan ve Mayıs 2024'te BM Genel Kurulu'nda kabul edilen, Filistin Devleti'ne tam üyelik önerisine yer veren kararı memnuniyetle karşılıyoruz.

5-9 Nisan 2025 tarihlerinde Özbekistan'ın Taşkent şehrinde gerçekleştirilen 150. Parlamentolar Arası Birlik (PAB) Genel Kurulu'nda kabul edilen 'İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesinde Parlamentoların Rolü' başlıklı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Dünya genelindeki parlamentolardan, Filistin halkı için adaletin sağlanması yönünde somut adımlar atma konusunda hükümetlerini teşvik etmelerini talep ediyoruz. İki devletli çözümü destekleyen parlamentolar ile uluslararası ve bölgesel parlamenter asambleleri, uygun görüldüğünde ev sahibi bir ülkede veya uluslararası konferanslar marjında toplanacak olan Grubumuza katılmaya davet ediyoruz."

Deklarasyonda, Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'nun ilk toplantısına ev sahipliği yaptığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de teşekkür edildi.

Kurtulmuş, "Filistin halkının haklı mücadelesine kararlılıkla destek" mesajı verdi

Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada da Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı'na katılımı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarını iletti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insanlık cephesinin en ön safında yer alarak daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna olan inancımızla, Filistin halkının haklı mücadelesine desteğimizi kararlılıkla sürdüreceğiz." açıklamasında bulundu.