ergul
diorex

Son dakika... Bakan Şimşek'ten 'kredi' açıklaması: Müjdeleri sıralayıp devam edecek dedi!

Son dakika haberi... Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) Toplantısı sonrası, aralarında Ülke TV Ankara temsilcisi Mustafa Pala'nın da olduğu gazetecilere özel açıklamalarda bulundu.

  • 30.12.2024 12:20
Son dakika... Bakan Şimşek'ten 'kredi' açıklaması: Müjdeleri sıralayıp devam edecek dedi!

Yılın son Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı Şanlıurfa'da, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında yapıldı.

Toplantı sonrası yapılan açıklamaya göre, Suriye'de yaşanan son gelişmelerin dış ticarete olası etkileri ve yeni dönemde izlenmesi gereken politikalar değerlendirildi. Sosyal refahın güçlendirilmesi ve enflasyonla mücadelede gıda üretiminin artırılmasının önemi vurgulandı.

Ayrıca kamu yatırım öncelikleri ve bu alanda atılacak adımlar ele alındı. Açıklamada ayrıca, bölgelerin küresel rekabet gücünün artırılmasının ve deprem sonrası toparlanmayı sağlayacak politikaların görüşüldüğü bildirildi.

Toplantı sonrası araların Ülke TV Ankara temsilcisi Mustafa Pala'nın da bulunduğu gazetecilerin sorularını cevaplayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önemli açıklamalarda bulundu.

Enslasyonda düşüşün devam edeceğini belirten Bakan Şimşek, gıda, sosyal konut ve enerjide dönüşüm konularını önceliklendireceklerini söyledi.

KKM bakiyesinin 144 milyar dolardan şu anda 30-35 milyar dolar aralığına inmiş olduğunu söyleyen Şimşek, "KKM’yi daha da az cazip hale getirecek adımları atmaya devam edeceğiz." dedi.

 ÇİFTÇİ VE ESNAFA KREDİ DESTEĞİ

Krediler konusunda sorulan soruya da cevap veren Bakan Şimşek, son 1 yılda ihracatta 531 milyar liralık reeskont kredisi verildiğini söyledi.

Bakan Şimşek ayrıca, gelecek sene de çiftçilere 160 milyar TL'lik destek verileceğini aynı şekilde esnafların da kullandığı kredilerin faizini yüzde 50'sini devlet olarak karşılamaya devam edeceklerini duyurdu.

"FİNANSMANA ERİŞİM BÜTÜN KESİMLER İÇİN İYİLEŞECEK"

Enflasyonun düştüğünü belirten Şimşek, "Muhtemelen finansmana erişim bütün kesimler için daha da iyileşecek, koşullar daha elverişli hale gelecek." ifadelerini kullandı.

Mehmet Şimşek'in açıklamaları şu şekilde;

'ENFLASYON' MESAJI: DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK

Bana yöneltilen sorularla ilgili olarak birkaç hususu belirteyim. Bir kere her şeyden önce enflasyonu düşürmede kararlıyız, enflasyon düşüyor. 2022 yılı sonunda yüzde 64 civarıydı, 2023’te yüzde 65 civarı, muhtemelen yılı yüzde 44-45 aralığında kapatacağız diye Merkez Bankamızın bir tahmini var, dolayısıyla enflasyon düşüyor, 2025 yılında da enflasyon 4 sebepten dolayı düşmeye devam edecek.

Birincisi, tabi ki para politikası gecikmeli etkide buluyor, para politikasının dezenflasyonist sürece katkı vermesi bundan sonraki süreçte de devam edecek, gecikmeli etki 18 ay boyunca söz konusu olacak.

İkinci olarak, 2025 yılında biz bütçe açığını yaklaşık yüzde 5 civarından yüzde 3 civarına düşürmeyi hedefliyoruz, dolayısıyla bütçe açığındaki azalmanın dezenflasyonist etkisi de çok net bir şekilde görülecek.

Üçüncü olarak, tabi yönetilen yönlendirilen fiyatlar konusunda da aslında maksimum hassasiyeti gösteriyoruz. Örneğin 2024 yılında doğal gaz, elektrik fiyat artışları yüzde 38 civarı oldu, yani Merkez Bankası’nın orijinal hedefine paralel gitti, 2025’te de benzer yaklaşım içinde olacağız.

AKARYAKIT VE TÜTÜN ÜRÜNLERİ ÖTV'LERİ

Burada önemli olan birkaç faktör var, yani elektrik ve doğal gazı bir kenara bırakacak olursak, akaryakıt ÖTV’si ve tütün ürünlerinin ÖTV’si, bu iki konuda da enflasyon hedefini tehlikeye atmayacak bir yaklaşım içerisinde olacağız.

Zaten yurt içi ÜFE kadar, daha doğrusu son 6 aylık yurt içi ÜFE oranında normal şartlar altında ÖTV’de bir artış söz konusu olacakken, ki bu oran oldukça düşük, yani enflasyon yılsonu açıklanmadığı için tam bir rakam vermem doğru olmaz, ama göreceksiniz ki 2025 enflasyonu tehlikeye atmayacak şekilde olacak.

Burada belki akaryakıtta bir değerlendirmeye gidebiliriz, yani sınırlama anlamında, yeniden değerleme oranıyla artan diğer birçok harç ve ücret zaten enflasyon sepetinde yok, çünkü pasaport sürekli aldığınız bir şey değil, kimlik sürekli aldığınız bir şey değil, onlar o nedenle hane halkının ihtiyaca binaen dönemsel olarak aldığı hizmetler karşılığında verilen hizmetler.

Dolayısıyla burada önümüzde enerji fiyat ayarlamaları çok kritik. Yönetilen yönlendirilen fiyatlarda, akaryakıt ÖTV'si önemli, bir de tütün ürünlerindeki ÖTV, diğerlerinin enflasyon üzerindeki etkisi olmadığı veya çok sınırlı olduğu için onları ayrı bir çerçevede değerlendiriyoruz. Bütçede gelir ayağı perspektifiyle bakıyoruz, ama diğer yönetilen yönlendirilen fiyatlarda Merkez Bankası’nın 2025 hedefini ciddi bir şekilde dikkate alacağız.

 

"GIDA, SOSYAL KONUT VE ENERJİDE DÖNÜŞÜMÜ ÖNCELİKLENDİRECEĞİZ"

Tabi bir de esas sorulan soru şuydu: Reformlar. Burada aslında kastedilen arz yönlü dezenflasyon politikası. Orada az önce değerli bakanlarımız da değindiler, bizim önceliğimiz tabi ki gıda arzını artırmak, o nedenle de Tarım Bakanlığımızın sulama, toplulaştırma, gıda lojistiği, gıda ihtisas bölgelerinin kurulması gibi hususlarda biz çok güçlü bir şekilde destek vermeye devam edeceğiz. Yani bütçede gıda arzını önceliklendireceğiz, bu arz yönlü dezenflasyon için önemli bir adım.

İkinci olarak, tabi sosyal konut, çünkü kiralar şu anda önemli bir tabi ki husus ve sosyal konut arzının artırılması da yine bizim arz yönlü politikaların önemli bir birleşeni.
Enerjide dönüşüm tabi ki değinildi, o da çok kritik, çünkü cari açık üzerinden dolaylı olarak dezenflasyonu destekleyecek. Son 21 yıla baktığınız zaman, Türkiye’nin enerji ithalatı Türkiye’nin cari açığının 1,5 katı, yani 948 milyar dolar, dolayısıyla burada Enerji Bakanlığımızın yaptığı güzel çalışmalar sayesinde enerjide dışa bağımlılık azaldıkça cari açık üzerinden, kur üzerinden enflasyonist baskılar da daha yönetilebilir olacak.

Yani hem gıda arzı, hem enerji arzı, hem sosyal konut arzı, dolayısıyla bütün bunlar etkili olacak. Yine Sanayi Teknoloji Bakanlığımızın aldığı çok önemli inisiyatifler var, özellikle üretimin artırılmasına yönelik, yatırımların artırılmasına yönelik, cari açığın azaltılmasına yönelik, bütün bunlar asında orta-uzun vade dezenflasyonu destekliyor, o nedenle zaten YTAK üzerinden bu alanlar destekleniyor.

TEKELLEŞMEYE GEÇİT YOK

Ama en kritik alanlardan bir tanesi tabi ki hiçbir sektörde bir konsantrasyona izin vermemek, yani halk diliyle tekelleşmeye sektörel veya ürün bazında izin verilmemesi. Burada en kritik konu, bütün ürünlerde, sektörlerde piyasaya girişin-çıkışın kolaylaştırılması, küresel entegrasyonun güçlü bir şekilde devam ettirilmesi. Çünkü rekabetin olduğu ortamda verimlilik vardır, inovasyon vardır, o da tabi ki dezenflasyonisttir.

O nedenle Avrupa Birliği’yle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi değerlidir, oraya özellikle tarımın, işte hizmetlerin, kamu alımlarının eklenmesi önemlidir. Kamu alımları demişken, kamu ihale reformu da bu bağlamda önemli bir reformdur. Dolayısıyla biz küresel entegrasyonu da aslında bir anlamda dezenflasyonist sürecin bir parçası olarak görüyoruz.

"O KONUDA TEREDDÜDÜMÜZ YOK"

Bütün bu çerçevede baktığımız zaman, az önce de söyledim, para politikasının gecikmeli etkisi, özellikle maliye politikasındaki 2025’e ilişkin öngörülerimiz, yönetilen, yönlendirilen fiyatlar ve yapısal dönüşüm, yapısal reformlar dezenflasyonu kalıcı olarak destekleyecek, dolayısıyla bizim o konuda bir tereddüdümüz yok.

Merkez Bankası, dezenflasyon için para politikasında gerekli çerçeveyi arkadaşlar oluşturdular ve bu çerçeve güçlü bir şekilde tabi ki devam edecek.

KKM BAKİYESİ 30-35 MİLYAR DOLAR ARALIĞINA İNDİ

KKM konusuna gelince, bizim için tabi ki bir hedef, ama biz daha önce de söyledik, piyasalarda herhangi bir oynaklığa, herhangi bir, yani piyasaları tabiri caizse bozmadan çıkış süreci devam edecek. Şu ana kadar bu süreç çok iyi yönetildi, yani geçen sene Ağustos ayında 144 milyar dolarla zirveye çıkan KKM bakiyesi şu anda 30-35 milyar dolar aralığına inmiş durumda, bunun yaklaşık 3’te biri tüzel kişilere ait, geriye kalanı şahıslara ait mevduatlardan oluşuyor.

Biz zaten tüzel kişilerin Kurumlar Vergisi istisnasını kaldırmıştık, daha az cazip hale getirdik. Bireylere ilişkin de stopaj getirdik, dolayısıyla önümüzdeki dönemde KKM’yi daha da az cazip hale getirecek adımları atmaya devam edeceğiz. Nitekim Merkez Bankamız zaten yakın dönemde bir-iki düzenleme yaptı o çerçevede.

 

KREDİLERLE İLGİLİ SON DURUM

Onun dışında kredilere ilişkin bir soru vardı. Tabi biz tarım, ihracat, yatırım, esnaf gibi alanlarda bir kredi sınırlamamız yok, hatta bu alanlarda bizim bütçe üzerinden faiz sübvansiyonumuz var. Dolayısıyla bakın ihracatta reeskont kredisi veriyoruz, böyle az bir rakam falan da değil, son 1 yıl içerisinde 531 milyar liralık reeskont kredisinden bahsediyoruz.

ÇİFTÇİYE 160 MİLYAR TL DESTEK

Oradaki diğer destekler ve kalemleri de hesaba kattığımızda ilave 150-160 milyar lira daha söz konusu. Yine çiftçimize gelecek sene için faiz sübvansiyonu olarak 160 milyar lira destek vereceğiz, benzer şekilde esnafımıza, yani esnaflarımızın kullandığı kredilerin faizinin yüzde 50’sini devlet olarak karşılamaya devam edeceğiz.

Dolayısıyla gördüğünüz gibi tarımda, ihracatta, esnaf kredilerinde zaten biz sübvansiyon sağlıyoruz. Yatırımlarda da YTAK üzerinden, bir de verilen teşviklerdeki faiz desteği üzerinden yatırımlara da ciddi bir faiz desteğimiz var, yeni teşvik sistemiyle de bu çok daha net bir şekilde ortaya konulacak. Ama biz tüketici kredilerini sübvanse etmiyoruz, etmeyeceğiz.

Enflasyon düşüyor, dolayısıyla önümüzdeki dönemde muhtemelen finansmana erişim bütün kesimler için daha da iyileşecek, koşullar daha elverişli hale gelecek. Nitekim küresel koşullar da daha destekleyici hale geliyor.

ÖMER BOLAT'TAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Toplantı sonrası Ticaret Bakanı Ömer Bolat da gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, asgari ücretin açıklanmasının ardından 4 gün içinde Türkiye genelinde 4 bin 378 marketin ve 400 bine yakın ürün denetlemesinin yapıldığını açıkladı. Bakan Bolat denetimler sonucunda 10 milyon lira civarında cezai işlem uygulandığını kaydetti.

Ömer Bolat'ın açıklamalarından satır başlar şu şekilde;

Çok kısa olarak neler yapıyoruz, sorularınıza göre cevap vereceğim.
Öncelikle Ticaret Bakanlığı olarak 2025 yılında hangi alanlara öncelik vereceğiz.
Birincisi, Suriye’yle ticaretin yeni şartlara göre düzenlenmesi ve Suriye’yle ticaretin, yatırımların arttırılması, Suriye’deki yeni dönemin istikrarlı, güçlü ve Türkiye açısından da güney sınırlarımızla güven veren bir komşumuzun varlığının ortaya çıkması. Öncelikle gümrüklerimizi yenileme ve geliştirmeyle başladık, Şanlıurfa’dayız, Ceylanpınar Gümrük Müdürlüğümüzü birkaç ay önce genişletip yeniledik. Akçakale Gümrük Müdürlüğümüzü de genişletme çalışmalarımız hızlandı. Tarım ve Orman Bakanlığımıza da yer tahsisi için çok teşekkür ediyoruz.

Bunun dışında, 2007’de imzalanmış ve yarım kalmış bir serbest ticaret anlaşmamız vardı, onu yeni yönetim, hükümet ve bakanlar tam olarak belli olduktan ve idareyi tamamıyla devraldıklarından sonra ele alacağız. Bizim bakış açımız, serbest ticaret anlaşmasının devam etmesi. Zaten bizim açımızdan hukuken devam ediyordu, fiilen durdurulmuştu, bunu inşallah yoluna koyacağız. Ve diğer taraftan ticaret şu ana kadar bazı genelgelerle yürütülüyordu, onun normal düzene konulması gelecek. Personel takviyesi, donanım takviyesiyle inşallah gümrük alanlarımız ticareti kolaylaştırıcı bir konuma gelecek.

"İÇERİDE VE DIŞARDA EKONOMİ AKTÖRLERİNE GÜVEN VERECEK"

Diğer taraftan, tabi 2025 yılı için bizim öncelikli hedefimiz dış ticarette mal ve hizmetler ihracatımızdaki artış trendini devam ettirmek ve ithalatımız noktasında da zorunlu ithalatı yapabilecek döviz yeterliliğine sahip olmak, ama haksız ve sanayicilerimize zarar verici uluslararası ticaret kurallarına aykırı uygulamaları da engellemek. Bu konuda 2024 yılı dış ticaret açığı ve cari işlemler açığının çok büyük oranda azalması ile çok olumlu bir gelişme gösterdi. Para ve döviz piyasalarında sağladığımız istikrarlı süreçte bu gelişmenin önemli bir katkısı oldu. Hamdolsun döviz rezervlerimiz oldukça iyi durumda ve inşallah daha da yükselecektir. Bu içeride ve dışarıda ekonomi aktörlerine güven verecek, öngörülebilirliği sağlayacak bir gelişmedir.

Diğer taraftan, Avrupa Birliği’yle mevcut Gümrük Birliğimiz bazı sıkıntılı konularda çözmek için müzakerelere devam etmek, Suriye’deki gelişmelerden sonra gerek ABD, gerekse Avrupa Birliği’nden ülkemize yönelik yoğun ziyaretler ve olumlu açıklamaları Türkiye’nin başta Avrupa Birliği, İngiltere ve ABD olmak üzere hem siyasi, hem ekonomik ilişkilerine olumlu yansıyacağını ümit ediyoruz.

İngiltere’yle serbest ticaret anlaşmasının hizmetler sektörlerine genişletilmesi müzakereleri devam edecek. Körfez İş Birliği Konseyi’yle mal ve hizmetleri kapsayan serbest ticaret anlaşma müzakerelerini hızlandıracağız.

Ve gerek Türk Devletleri Teşkilatı, gerekse Rusya ve Ukrayna’yla ilişkiler, gerekse Afrika pazarları ve Afrika ülkeleriyle yatırım ve ticaret ilişkilerinin artırılması, uzak ülkeler stratejimiz Güney Amerika’dan Asya’ya olan eksende ihracatımızı artırma çabalarımız bütün gücüyle devam edecek.

"KABİNEMİZ CANLA BAŞLA MÜCADELE EDİYOR"

2025 Avrupa Birliği’nin yeşil dönüşümüne uyum açısından önemli bir yıl olacak, çünkü sınırda karbon vergisi uygulaması 1 Ocak 2026’da yürürlüğe giriyor, bu anlamda gerek ilgili kuruluşlarımızla, gerekse sınırda karbon vergisinden en çok etkilenebilecek sektörle ortak koordinasyon içinde yeşil dönüşüme uyum çalışmalarımızı hızlandıracağız.
Üçüncü bir alan da sektörel düzenlemeler. Tabi kovid-19 kriziyle başlayıp kuzeyimizdeki büyük sıcak savaş, daha sonra güneyimizdeki İsrail soykırımı ve jeopolitik gerilimlerin tam ortasında olduğumuz bir süreçte ve yaşadığımız iki büyük deprem felaketinin etkileriyle hakikaten çok çalkantılı bir dönemi geride bıraktık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerek 2018-2023 yılları arasındaki Kabinemiz, gerekse 3 Haziran 2023’te görevi devralan Kabinemiz bu çalkantılı süreci sona erdirip istikrarlı, piyasaların oturduğu ve enflasyonun düşürüldüğü bir sürecin ilerleme noktasında canla başla mücadele ediyor.

Otomotivden emlağa, tüketici sözleşmelerinden evden eve satışa varıncaya kadar ve birçok sektördeki taksitlerin belirlenmesine kadar biz 2024’te 50’ye yakın sektörel düzenlemeler yaptık.

Bunun yanında, Meclis’ten çıkarılan fahiş fiyatla, stokçulukla mücadele için cezaların oldukça yüksek oranlarda artırıldığı bir kanuni düzenleme çok etkili oldu ve tüketicilerin korunması, piyasa gözetimi alanında da geçen Ekim ayında yeni düzenlemeler çıktı, bunları çok etkin bir şekilde uyguluyoruz. Piyasalarda sektörel düzenlemeleri yaptıktan sonra denetimlerle yanlış yapanlara karşı cezai işlemler uygulamak suretiyle piyasaların normale dönmesi ve halkımızın, tüketicilerimizin aldatılmaması noktasında çok ciddi bir çalışma içindeyiz. Aldatıcı reklamlara karşı da cezalar artırıldı Meclis’te çıkarılan kanunla.

"BÜTÜN YETKİLERİ SONUNA KADAR KULLANMAYA KARARLIYIZ"

Gerek Tarım ve Orman Bakanlığımızın ekipleriyle, gerekse Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız kurmalarıyla sürekli koordinasyon içindeyiz. Özelikle tekelci uygulamalar ya da fahiş fiyat için tamahkarca eylemler, uygulamalar içinde olanlara karşı kanunların bizlere, bakanlıklara verdiği bütün yetkileri sonuna kadar kullanmakta kararlıyız.

Bu enflasyon yüzde 77’ydi Mayıs ayında, Aralık itibarıyla yüzde 44-45’le inşallah kapatacağız, enflasyon gelecek yıl bu zamanlarda yüzde 25’lere, yüzde 20’li rakamlara düştüğü noktada bu konuları daha az konuşuyor olacağız inşallah. Ve üreticiyle tüketicinin makul şekilde alış veriş yapacağı bir süreçte bunlar geride kalacak.
Şöyle söyleyeyim: En son Salı gecesi artırılan asgari ücretin yüzde 30 artırılması kararıyla birlikte biz daha önce Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmaları başlamadan önce kamuoyundaki yoğun denetimlerimizi artırdık ve uyardık satıcıları, çünkü fiyatlama davranışı yüksek enflasyonist süreçte bozulduğu her bahane, her sebep fiyat artırmak için acımasızca ve ahlaksızca kullanılabiliyor. Bütün bu sebepleri ortadan kaldırmak konusunda bir ekonomi programı uygulanıyor.

Döviz piyasaları normal, girdi maliyetlerindeki artış normal, istikrarlı, döviz piyasaları istikrarlı, enerji fiyatları istikrarlı, böyle bir süreçte fiyatları artırmak için tek kullanılabilecek argüman emek maliyetlerindeki artış bahane edilebilir.

10 MİLYON TL CEZAİ İŞLEM UYGULANDI

Ama burada da işçilik ücretindeki artış oranını sanki bütün maliyetin artış oranı gibi yansıtarak fiyatı aynı oranda artırmaya çalışmak fahiş fiyat artışıdır, haksız fiyat artışıdır, bunlara müsaade etmeyeceğimizi müteaddit defalar söylemiştik ve denetimleri sıklaştırmıştık. Asgari ücret geçen Salı akşamı artırıldığı andan itibaren de Tarım ve Orman Bakanlığımızın denetim ekiplerini de yanımıza alarak iki bakanlık birlikte çok yoğun denetimler yaptık, onların sonucunu sizle paylaşarak konuşmamı tamamlayayım.

4 gün içinde Çarşamba’dan başlayarak Türkiye sathında 4 bin 378 market çok ince bir şekilde denetlendi ve 400 bine yakın ürün denetlemeleri yapıldı. Bunun sonunda, burada arkadaşlarımız 10 milyon lira civarında bir cezai işlem uyguladılar, ancak bunların içindeki 2 bin 668 market Haksız Fiyat Değerlendirme Kuruluna sevk edildi, bu ikinci bir cezai durumu. Burada da en ağır kanun verdiği yetki çerçevesindeki cezai arkamlar uygulanacak.

Biliyorsunuz 29 Mayıs’ta Meclis’te geçen kanun değişikliğinde fahiş fiyat için 1 milyon liraya, stokçuluk için 12 milyon liraya kadar maksimum para cezası uygulanabiliyor ve 1 Ocak’tan itibaren de yeniden değerlendirme yüzde 43,93 oranında bu cezalar artırılmış oluyor, yani fahiş fiyatta 1 milyon 440 bin liraya, stokçulukta da 17 milyon liraya kadar bu ağır para cezaları uygulanacak. Denetimler aksatılmadan devam edecek.

Bütün ilgili bakanlıklar olarak piyasaların üzerindeyiz, piyasalarımızdan elimizi asla çekmiyoruz, yanlış uygulamalar noktasında bize gelen şikayetleri de dikkatlice ele alıp gereğini yapıyoruz.

 

Editör: Mahsun Fidan

Yorum Yaz