dedas
diorex

Organ bağışı

  • 30.04.2024 14:15
Organ bağışı

Organ bağışı tamamen gönüllülük esasına dayalı hayat kurtarıcı, yapılabilecek en büyük iyiliklerden biri olan bir hayat hediye etmektir. Ülkemizde yaklaşık 20.000 hasta organ nakli beklemekte, çoğu hasta nakil beklerken hayatını kaybetmektedir. Organ bağışı, beyin ölümü gerçekleşirse kişinin öncelikle birinci derece yakınları ile görüşülüp, yakınlarının organ bağışı için onay vermesi durumunda bağışçının organları hastalara nakli sağlanmaktadır. Ancak kişinin organ bağışçısı olması, aile için vasiyet niteliğinde olduğundan aileler bu durumu dikkate almaları hastanın anısına ve kararlarına sahip çıktıklarını gösterir.

Organların bir kısmı ya da tamamı, beyin ölümünden sonra başka kişilerin tedavisinde kullanılmak üzere bağışlanabilir. Bağış için kişi, sağlık tesislerine başvurabilir. Organ bağışı formunun doldurulmasının ardından kişiye organ bağışçısı olduğuna dair kart verilir ve bu bilgi, Sağlık Bakanlığı'na ait Organ ve Doku Bağışı Bilgi Sistemi'ne girilir.

Organ nakli, ancak donörün beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra yapılabilir. Beyin ölümü, beynin geri döndürülemez bir şekilde tamamen tüm fonksiyonlarını kaybetmesi ile gerçekleşir. Beyin ölümünün ardından kısa bir süre sonra tüm organlar canlılığını kaybeder. Suni olarak bedene oksijen gönderilmeye devam edilse de beyin ölümü gerçekleştikten sonra kişinin tekrar iyileşmesi ya da hayata dönmesi mümkün değildir. Beyin ölümü gerçekleşen kişi, tıbben ve yasal olarak ölü kabul edilir. Bu durum koma ve bitkisel hayat ile kesinlikle karıştırılmamalıdır. Kişinin beyin ölümünün gerçekleştiği, bir nöroloji ya da beyin cerrahisi uzmanı ve bir anestezi ya da yoğun bakım uzmanı olmak üzere toplam iki uzman hekim tarafından oy birliği ile karara bağlanır.

Toplum üzerinde organ bağışı hakkındaki en büyük korkulardan biri, kişinin organ bağışçısı olduğunun öğrenilerek kötü niyetli kişiler tarafından bu bilginin kullanılmasıdır. Bu tür gerçek olmayan söylentiler yüzünden pek çok kişi organ bağışından vazgeçmektedir. Kişinin organ bağışçısı olup olmadığını yalnızca Sağlık Bakanlığı yetkilileri bilir.

 

Dini çekinceleri olan vatandaşlarımız için Diyanet İşleri Başkanlığının yorumu şu şekildedir; “Lütfen bütün hastane köşelerinde belki aylarca belki yıllarca gözyaşı içinde bekleyen anneler, babalar, yavrular ve şifa bekleyen hastalara imdad olun. Onlara hayat taşıyalım. Dini, ilmi, tıbbi, hukuki şartlar yerine geldikten sonra bizim organlarımızı bağışlamamız candan cana giden en büyük sadakadır”

 

Gerçek örneklerden yola çıkacak olursak 7 yaşındaki Kızıltepe’den küçük İlyas Karakaya vefatından sonra ailesi organlarını bağışlamış 3 çocuğa yaşam vermiştir. Aile’nin diğer evladı da böbrek nakli beklemektedir. Ne yazık ki kardeşinin böbrekleri uymadığı için nakil kardeşine yapılamamıştır. En azından küçük İlyas’a kardeşi nezdinde bu borcumuzu insanlığımız adına ödemeliyiz.

Yakın zamanda organ nakli olan Salih Tekin; “Yakın zamanda böbrek yetmezliğim olduğu ortaya çıktı. Nakil olmadığım takdirde çok zor günler beni bekliyordu. Şimdi organ naklimi oldum sağlığıma kavuştum. Herkesten de bu konuda duyarlı olmasını istiyorum. Benim gibi bir çok hasta nakil beklemektedirler” dedi.

2023 yılında Türkiye geneli  organ bağışçısından nakil oranı ne yazık ki %16 düşmüştür.  Bunu tüm ülke olarak yeniden yükseltmek vicdani bir meseledir.

Mardin ilimiz organ bağışı konusunda çok duyarlıdır. Nüfusa oranla bağış oranları yüksektir. Bu durumun devam etmesi en büyük temennimizdir. Bu nedenle Mardin halkına hastalar adına teşekkür ederiz.

 

Editör: Beşir Şavur

Yorum Yaz