Ölker: Engelli bireylerin gelişiminde en önemli destek ailedir

GÜNDEM

Mardin Otizm Engelsiz Yaşam Aile Eğitim Dernek Başkanı Mehmet Ali Ölker, "Engelli bireylerin gelişiminde en büyük destek aile, özellikle de annedir” dedi

3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle Mardin Otizm Engelsiz Yaşam Aile Eğitim Dernek Başkanı Mehmet Ali Ölker, açıklamalarda bulundu.

Ölker, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü farkındalık çalışmaları kapsamında hem ülkemizde hem de dünyanın çeşitli noktalarında bu tür bazı çalışmalar yapılıyor. Yılda bir gün değil, her gün hatırlanması gereken, farkındalık oluşturulması gereken bir konu. Ancak yine de bir gün de olsa yoğun bir şekilde hatırlanıyor olması onların sıkıntılarını dile getirme noktasındaki çaba iyidir.” dedi.

Toplumda farkındalık çalışmalarını arttırmak için yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Ölker, “Toplum içinde engellilere yönelik farkındalık çalışmaları, yerel yönetimlerin ilgi alanına giren bir konu olup hükümetin de ilgili bakanlıklar aracılığıyla bu süreçleri yürütmeleri gerekiyor. Bunlar çok kapsamlı durumlardır. Hem Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Spor Bakanlığı, Maliye Bakanlığı gibi bakanlıklar bu hususta çeşitli bazı çalışmalar yapıyorlar, tabii eksik kaldığı noktalar da var.” ifadelerini aktardı.

Ölker, engelli bireylerin en çok karşılaştıkları problemlere değinerek, “Engelli bireylerin toplumda karşılaştıkları sorunlar kısmında Sağlık Bakanlığında çözger raporlar (engelli raporu) mevcut. Engelli raporu belgesinin alınabilmesi için çok yoğun bir şekilde hastane süreçleri yaşanıyor. Çok uzun sürelerde bu raporlar çıkarılmaya çalışılıyor. Normalde 3-5 gün ya da 7-10 gün içerisinde çıkarılması gereken raporlar, bazen 2-3 ayı bulabiliyor. İlgili hastanede personel eksiklikleri oluyor. Bu süreç uzuyor maalesef. Ülkemizde gittikçe engelli grubu artıyor. Bununla beraber çocuklarımız, eğitimlerini yeteri sürelerde alamıyor. Ram raporlarıyla, destek eğitim okullarında, rehabilitasyon merkezlerinde sadece ayda 8 saat eğitim alıyorlar. Devlet okullarında, özel eğitim alt sınıflarından yeterli donanıma sahip olmayan öğretmenler tarafından çocuklara eğitimler veriliyor. Bu şekilde engelli bireylerin sağlıklı bir eğitime kavuşamamalarına neden oluyor.” şeklinde aktardı.

“Kadro ve donanım eksikliğinden çocuklar sağlıklı eğitime kavuşamıyor”

Özel rehabilitasyon ve devlet okulları arasındaki eğitim ve diğer sorunlara değinen Ölker, “Rehabilitasyon okullarında haftada 2 saat eğitim alma ile ilgili bir prosedür var. Bu eğitim rehberlik araştırma merkezlerinden alınan raporlar vesilesiyle veriliyor. Devlet okullarında da özel eğitim aldı sınıfı, özel eğitim uygulama okulları, özel eğitim anaokulu şeklinde bir dizi okullar mevcut. Bu okullarda tam zamanlı eğitimler görülüyor. Devlet okullarında kadronun eksikliğinden ötürü çocuklar sağlıklı eğitime kavuşamıyor. Rehabilitasyon merkezinde de bir dizi sıkıntılar var. Bunlardan biri sürekli personel değişikliklerinin olması maalesef çocukları olumsuz etkileyebiliyor. Bazen yeterli donanımın olmaması da bu tür eğitim merkezlerinde sorun teşkil ediyor.” ifadelerini dile getirdi.

Ölker "Ülke genelinde bu sektörde iyileşmeler olsa da maalesef yeterli düzeyde değil. Bunun arttırılması için üniversitelerde, ilgili alanlarda bölümlerin açılması ve hızlı bir şekilde bu tür alanlara öğrenci alınıp yetiştirilmesi ve sahada hem özel eğitim okullarına hem de özel rehabilitasyon merkezleri bünyesinde daha çok istihdam edilebilecek kaynağın sağlanması gerekiyor.” ifadelerini kaydetti.

“Toplumda engelli bireylere destek olmak gerekir”

Toplumda engelli bireylere karşı bakış açısından iyileşmeye doğru mesafe kat edildiğini belirten Ölker, “Engellilere bakış açısı eskiye nazaran olumlu, bir değişiklik ve bilinçlenmeler var. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, 2 Nisan Dünya Otizm Günü, Down Sendromlar günü kapsamında hem yerelde hem uluslararası bazda bu tür günlerdeki yapılan çalışmalarla toplumda bilinçlenmeler arttı. Ancak yeterli düzeyde değil tabii ki. Eskiden hiç kimse bu tür çocuklara bu tür bireylere sahip çıkmıyordu. Hükümetin son 15 20 yılda yaptığı bazı çalışmalarla bakım maaşlarının verilmesi, engelli maaşlarının verilmesi, çözger raporlarının çıkarılması, ram raporlarının çıkarılmasıyla çocuklar biraz daha toplumda değer kazanmaya başladı. Toplumda engelli bireylere acınacak bireyler olarak bakıp hayattan soyutlamamak gerekir, onların hayatlarındaki zorlukları göz önüne alınarak empati yapıp destek sağlanması konusuna yoğunlaşması gerekmektedir. Özellikle hafif ve orta düzeyli engelli bireylerdeki gelişmeler iyi noktalara gelebiliyor. Çocuğu topluma entegre etme konusunda aşamalar kaydedilebiliyor. Ancak ağır düzeydeki engelli gruplar maalesef çok fazla yapılabilecek bir şey olmuyor. Özellikle süreğen hastalıklar noktasında ve engellerle birleştiğinde onu düzeltme noktasında sıkıntılar yaşanabiliyor.” şeklinde aktardı.

Ölker, engelli bireylerin gelişimi açısından aile desteğinin önemine değinerek, “Çocuğun eğitimi konusunda aile faktörü devreye girdiğinde eğitimden alınan verim yüzde 80 ila 90 arasında bir seviyeye çıkabiliyor . Ancak aile, bu sürecin içerisine dâhil olmadığı zaman öğretmen ve okul ne kadar iyi olursa da olsun alınacak verim yüzde 15-20’lerde kalır. En büyük öğretmen aile, özellikle de annedir.” ifadelerine yer verdi.