Mardin taklacı güvercini Sivas'a uçarsa..
Gazetemize de bugün haber olan bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Asırlardır Mardin'e özgü olan ve hemen hemen Kadim şehrin tarihi kesiminde her evin bir bölümünde özenle bakılıp, bir sevda olarak ilgiyle izlenilen Mardin'in taklacı güvercinlerine Sivas'ın sahip çıkması ve bu konu çin de resmi girişimlerde bulunarak Türk Patent Entitüsünden tescil almaya çalıştığını öğrendik.
Mardin'e taşı beyaz bahtı kara demişler, aslında ne de güzel demişler!. Gerçekten de öyle değil mi?
Türkiye'de büyük şehir statüsü bulunan 30 şehir arasında bulunan Kadim kültürün ve inançların şehri Mardin geçmişten gelen zenginliklerin üzerine yeni zenginlikler katmak yerine olanları da tüketmekle meşgul bu aralar.
Çevre yolu olmayan tek büyükşehir Mardin!
Yakın zamana kadar tıp fakültesi bulunmayan, ancak kararı resmi gazetede yayınlanmış olmasına rağmen halen olup - olmayacağı konusu ahalinin üzerine iddialaşılan Mardin!
Büyükşehir olmasına karşın, 30 büyükşehir arasında profesyonel liglerde futbol takımı ya da temsilcisi bulunmayan Mardin!
Bu örnekleri öyle çok uzatabiliriz ki, uzatarak moralinizi bozmak istemeyiz.
Mardin için sahibi olmayan kara bahtlı şehir derler eve aslında çok da doğru derler!
Şehrin kazanımlarına yeni değerler katmak bir tarafa olanları da başka şehirlere kaptırmaktada üzerimize yok.
Yakın zamanda Mardin'de kalabalık sofraların sultanı, bayram menülerinin olmazsa olması Kaburga dolmasını sahiplenen Diyarbakır oldu.
Bakırcılığı ve bakır işlemelerine Şanlıurfa göz koydu, patent için adım attı.
Hadi hepsi olabilir, şehirler ve kültürlerin arasındaki kesişme diyelim, ya peki anlı şanlı Mardin'in taklacı güvercini ne ara sivasa uçtu da sivaslı oluverdi, bunu anlamak güç, Mardin güvercinini olsa ola biz kaçırttık, bugüne kadar elimizden kaçırttığımız diğer zenginliklerimizle birlikte!...
Editör: Kadir Üründü