Mardin’de kadın cinayetleri protesto edildi
Mardin’in Artuklu ilçesinde, son günlerde yeniden artan ve geçtiğimiz günlerde İstanbul, Diyarbakır ve Mersin'de 4 kadının öldürülmesi protesto edildi.
İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil, İstanbul'da Semih Çelik tarafından; Mersin'in Mezitli ilçesinde Sonay Öztürk, Aslan Uğur Araç tarafından; Diyarbakır’da ise Bedriye Işık, uzman çavuş Muhammed Recai Işık tarafından katledildi. Son günlerde yeniden artan ve gündeme gelen kadın cinayetleri, Mardin’in Artuklu ilçesinde düzenlenen basın açıklamasıyla kınandı.
Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun destek verdiği basın açıklaması Mardin İHH binası önünde yapıldı. ‘Şiddetsiz toplum güvenli sokaklar’ başlıklı basın açıklamasını STK’lar adına Sümeyye Güneş okudu.
‘KÖTÜLÜĞÜN MASUM KURBANLARI OLDULAR’
İstanbul Fatih’te geçen Cuma günü herkesi sarsan elim olayla ilgili bir araya geldiklerini belirten Güneş şöyle dedi:
“Acı kayıplarıyla tüm ülkeyi hüzne boğan kız kardeşlerimiz; İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in ardında bize dair gerçekler apaçık ortaya çıktı. Onlar içinde yaşadığımız toplumun, mükerrer şiddet, nefret, kadına ve çocuğa yönelik istismar eylemlerinin ulaştığı, kötülüğün masum kurbanları oldular. Bu eylemlerin ilk mağduru değiller; korkarız, dur demedikçe son da olmayacaklar. Kötülüğün, vahşetin sıradanlaşmasıyla yitirdiğimiz çocuklarımız ve kadınlarımız ile beraber toplum vicdanını da zamanla yitireceğimiz açıktır. Çocuklarını, kadınlarını koruyamayan toplumun, güvenli bir geleceği olmayacaktır. Güvenli gelecek için dil, din, ırk ayırt etmeksizin tüm topluma barış ve huzuru vaat etmeliyiz.”
‘İSTATİSTİKLER UYUŞTURUCU İLE MÜCADELENİN NE KADAR ACİL OLDUĞUNU ORTAYA KOYMAKTADIR’
Adalet Bakanlığı'nın 2024 verilerine göre, ceza infaz kurumlarındaki hükümlülerin yüzde 33,7’sinin uyuşturucu madde ile bağlantılı suçlardan ceza aldığını belirten Güneş, “Bu istatistik, uyuşturucu ile mücadelenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bir tarafta bağımlılıkla mücadele konulu kamu spotu, diğer tarafta uyuşturucu kullanımının suç olmadığı, savunusunun tezatlığı ile karşılaşıyoruz. Bir tarafta kadın cinayetleri, çocuk katliamları, hayvanlara işkence kınanırken, diğer tarafta bu duyguları besleyen akımların ve inançların toplum nezdinde muteber addedilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz.” dedi.
‘SOKAKLAR; KADINLAR VE ÇOCUKLAR İÇİN GÜVENLİ HALE GETİRİLSİN’
Suçluların cezalandırılmasının ve ıslahının önüne geçen infaz yasasında değişiklik yapılmasını, sokakların kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere toplumun tüm unsurları için güvenli hale getirilmesini savunduklarını açıklayan Güneş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türk Ceza Kanunu’nun 1. Maddesi ‘kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir’ şeklinde düzenlenmiştir. Yargının tüm unsurlarını toplumun huzur ve güven ortamını tesis etmek ve toplumsal barışın korunması amacıyla lokomotif olmaya çağırıyoruz. Ne yazık ki cezasızlık algısının toplumun her kesimine yerleşmeye başlamış olduğunu endişe ile görüyoruz. Cezasız kalan bir suçtan daha teşvik edici bir kötülük olmadığını düşünüyor ve bu konuda kati yaptırımların üzerinde durulması gerektiğini yineliyoruz.”
‘BU ZİHNİYETE KARŞI TEK BİR BİLİNÇLE MÜCADELE ETMELİYİZ'
Toplumun huzur ve güven ortamının sağlanması için harekete geçilmesini talep eden Güneş, “Sivil toplum kuruluşları, hükümetler, cemaatler, kurum ve kuruluşlar toplumsal değişime öncülük etmeli ve toplumun huzur ve güven ortamının sağlanması için harekete geçmelidir. Bu çirkinliğe ve yeryüzünün tüm kirliliklerine karşı, akışı değiştirecek güçlü bir ses oluşturmak için tüm vicdanlı yürekler bir araya gelmelidir. Sorumluluk taşıyan herkes, bu acıyı derinden hissedip gereken adımları atmalıdır. Şefkate ve merhamete sığınmalı, bu acıları paylaşarak bir daha yaşanmaması için somut tedbirler almalıyız. Vicdanın, merhametin ve şefkatin rehberliğinde, cinayet, vahşet ve istismar gibi insani değerleri yok sayan her türlü eyleme ve zihniyete karşı tek bir bilinçle mücadele etmeliyiz. Önce kendimizi, sonra en yakınımızdakileri bilinçlendirerek mahallemize, sokağımıza, okullarımıza ve toplumumuza sahip çıkmalıyız.” dedi.