Kadim Aşiretler Federasyonu Yer Sofrasında Toplandı

Kadim Aşiretler Federasyonu’na bağlı Mardin’deki aşiretlerin ileri gelen isimleri, kanaat önderleri ve gazeteciler, federasyonun Mardin temsilcisi Mahmut Timur’un ev sahipliğinde bir araya geldi. Toplantıda, Suriye, Gazze ve devam eden Kürt sorunu açılımı gündemi ele alınarak görüş alışverişinde bulunuldu. Bölgenin kadim kültürüne ve toplumsal dayanışma ruhuna dikkat çekilen program, önemli mesajlara sahne oldu.

Toplantıya, bölgenin kanaat önderlerinden Süleyman Çelik, Bedrettin Karaboğa, Yusuf Kahraman, Abdurrahim Baday, Mehmet Nur Çelik, Sabahattin Evrensel, Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Kadir Üründü, Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hatip Çelik gibi isimler katıldı. Bölgenin sorunlarının yanı sıra, çözüm önerileri ve kültürel mirasın korunması konularında fikir alışverişi yapıldı.

Bölgenin Kadim Kültürüne Vurgu

Toplantıda, Mezopotamya’nın kadim kültürünün önemine vurgu yapılarak, bu kültürün toplumsal barış ve dayanışma için bir köprü görevi gördüğü ifade edildi. Kanaat önderleri, bölgedeki sorunların çözümünde diyalog ve ortak aklın önemine dikkat çekerken, özellikle Suriye ve Gazze’de yaşanan insani krizlere karşı duyarlılık çağrısında bulundu. Kürt sorunu açılımı konusunda ise, barışçıl ve kapsayıcı bir yaklaşımın gerekliliği üzerinde duruldu.

Mahmut Timur’dan Açıklama

Toplantı sonunda bir açıklama yapan Kadim Aşiretler Federasyonu Mardin Temsilcisi Mahmut Timur, bölgenin sorunlarının çözümünde kanaat önderlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının rolüne dikkat çekti. Timur, “Bölgemiz, tarih boyunca farklı kültürlerin ve medeniyetlerin bir arada yaşadığı bir coğrafya olmuştur. Bu kadim mirası koruyarak, barış ve kardeşlik içinde bir gelecek inşa etmek hepimizin sorumluluğudur. Bugün burada bir araya gelerek, hem bölgesel hem de uluslararası sorunlara dair fikir alışverişinde bulunduk. Bu tür toplantılar, ortak akıl ve dayanışma için büyük önem taşıyor” dedi.

TOPLUMSAL DEĞERLER VURGUSU

Programa katılan Süleyman Çelik de Mezopotamya kültürüne dikkat çekilerek “Mezopotamya ovası, tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olmuş, bereketli toprakları ve zengin kültürel mirasıyla insanları bir araya getiren eşsiz bir coğrafyadır. Bu topraklarda, toplumsal bağların güçlendiği, dostlukların pekiştiği ve hikmet dolu sohbetlerin yapıldığı yer sofraları, kültürün en güzel yansımalarından biridir.
Bölgenin ileri gelen isimleri ve kanaat önderleriyle bir araya gelinen bir yer sofrası, sadece bir yemek paylaşımı değil, aynı zamanda bir gönül sofrasıdır. Oda kültürü adabında, herkesin eşit bir şekilde oturduğu bu sofralarda, büyük bir tevazu ve saygı hâkimdir. Herkesin sözü dinlenir, fikirler paylaşılır ve geçmişin hikmet dolu sözleri bugüne taşınır. Bu ortamda, yaşlıların tecrübeleri, gençlerin enerjisiyle harmanlanır; bölgenin sorunları, çözüm yolları ve geleceğe dair umutlar konuşulur.”dedi.

ODA KÜLTÜRÜ ÜZERİNE

Gazeteci Kadir Üründü de bölgedeki aşiretlerin ve oda kültürünün önemine değinerek, “Köy odalarının Yer sofrasında, misafirperverlik en önemli unsurdur. Sofranın başında oturan ev sahibi, herkese aynı özeni gösterir. Mırralar demlenerek ikram edilir; sohbetin sıcaklığı, çayın buğusuna karışır. Kanaat önderlerinin hikmetli sözleri, geçmişten gelen kültürel mirası bugüne taşırken, bu toprakların insanlarının ne kadar derin bir bilgelik taşıdığını bir kez daha hatırlatır. Bu tür bir ortamda, sadece yemek değil, aynı zamanda gönüller paylaşılır. Mezopotamya’nın bereketli topraklarından gelen ürünlerle hazırlanan yemekler, dostluk ve kardeşlik duygularıyla daha da anlam kazanır. Oda kültürünün adabına uygun olarak, herkes birbirine saygı gösterir, büyüklerin sözü kesilmez, küçüklerin fikirleri önemsenir. Bu, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. Mezopotamya’nın bu kadim kültüründe, yer sofrasında yapılan sohbetler, insanları bir araya getiren, ayrılıkları unutturan ve ortak bir paydada buluşturan bir köprü gibidir. Bu sofralarda, geçmişin izleri, bugünün hikâyeleri ve geleceğin umutları bir araya gelir. İşte bu yüzden, Mezopotamya ovasında bir yer sofrasında oturmak, sadece bir yemek değil, aynı zamanda bir kültür ve medeniyet yolculuğudur.”diye konuştu.

Toplantı, bölgenin sorunlarına çözüm arayışlarının yanı sıra, kültürel mirasın korunması ve toplumsal barışın güçlendirilmesi adına önemli bir adım olarak değerlendirildi.