İtfaiyecilere borcumuzu ödeyemeyiz!
İtfaiye Haftası, toplumu bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak ya da artırmak amacıyla her yıl Eylül ayının son haftasında kutlanıyor. Bu önemli hafta münasebetiyle Mardin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'nda çeşitli etkinliklere evsahipliği yaptı.
İtfaiyecilik bir meslek ya da bir görev olmaktan ziyade, insan olmanın, insanca davranmanın da bir görevi olarak düşünülebilir.
İtfaiyecilık, motivasyonu yüksek bir meslektir. Bu meslekte ter akıtırken hissedilen maneviyatın çok yüksek olduğunu, olaylarda yaşanan kurtarma olaylarından sonra konuştuğumuz itfaiye erleri, ya da amirlerinden çoğu kez dinlemişizdir. İtfaiyeciler zorda olana, darda kalana Hızır gibi yetişiyor. En zor, en çaresiz anda uzanan el olmak için, nefes nefese kalıp can kurtarmak için, canını ortaya koyanların mesleğidir.
İtfaiyenin genellikle yangın söndüren bir teşkilat olarak bilinir, Oysaki itfaiyeci aslında başta yangın olmak üzere afet, sel, su baskını gibi durumlarda arama-kurtarma faaliyetleri de yürüttüğünü görüyoruz.
Deyim yerindeyse ki sadece değimle de kalmıyor; kendilerini bizim için ateşe atan itfaiyecilere olan borcumuzu ödeyemeyiz.
Peki sadece yangın ve doğal affetlerde mi var itfaiyeciler elbetteki hayır;
Kimi zaman elektrik direğine takılan bir kuş, kimi zaman kafası korkuluklara sıkışan bir köpek, kimi zaman içeride kitli kalan bir kedi ya da gölete düşen bir ineğin kurtarma çalışmalarında işin başını çeken kurtarma olayında itfaiyeciyi görebiliyoruz.
Bu kutsal mesleğin en güzel icraasını Mardin'de son olarak yaşanan hastane yangınında çıplak gözle hatta hayranlıkla izledik hep birlikte.
Artuklu'daki özel hastanede çıkan yangının ardından kısa sürede yangın mahalline intikal eden Mardin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri, kuyumcu titizliğiyle önce hastanenin tahliyesini, ardından da dumandan zehirlenme olasılığı yüksek olan yoğun bakım ünitesinde bulunan bebekleri kurtarma manzarası hiç mi hiç gözlerimizin önünden gitmiyor.
Mardin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı bünyesinde Kızıltepe İtfaiye Amirliği'nde görev yapan Davut Aslan'ın asansörlü itfaiye aracının merdivenlerinden yükseliği, 45 dereceyi aşan yaz sıcağındaki özel yanmaz kıyafetleri içerisinde adeta bir savuna ısısı içerisinde akıttığı terlere aldırış etmenden binanın son katından alıp, zemine kadar indirdiği bebekleri sedye üzerine bırakıncaya dek yaşadığı hassasiyeti bizler meraklı gözlerle sadece izlemekle yetinebiliyorduk. Yaptığı işin bilincinde son derece işine ve inandığı kutsal mesleğin sorumluluğunun bilincinde olan dikkatliliği meslekin önemi açısından bir kez daha gösteriyordu bizlere.
Çok sevdiği mesleğine 20 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'nın emrinde başladığını sonradan öğrendiğimiz Kızıltepe İtfaiyesi Amiri Davut Aslan, bir insan ya da bir hayvanın kurtarma olayı sırasında yaşadığı duygunun hemen hemen her olayda aynı olduğunu, en nihayetinde konu can kurtarma olunca sadece ve sadece işine yoğunlaştığını, İtfaiye ekibi, ya da erinin olaylara bütünsel açıdan bakıp her aşamada olası zararları azaltmak için ter akıttığını ifade ediyordu.
Doğrusu işini iyi yapan canını hiçe sayarak sadece ve sadece işine yoğunlaşıp, vatandaşın can ve malını koruyup kurtarmak için mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan, kimi zaman canını hiçe sayarak, yaşamını bizler için tehlikeye atan İtfaiye erlerini, haftalarının vesilesiyle de olsa kutlamak, akıttıkları ter verdikleri emek için hep birlikte teşekkür etmek gerektiğini düşünüyorum.
İtfaiyeci tanıdığınız var ise şayet, arayıp haftasını tebrik etmekte geçinmeyin, olmadı tanıdığınız yoksa şayet, İlk gördüğümüz itfaiyeci yolundan çevirin ve tebrik edin....
-