İşgalin ihlali sonrası Filistinli baba, esir oğluna kavuşmayı beklerken vefat etti
İşgal kuvvetlerinin oğlu Yaser’i serbest bırakma taahhüdüne uymaması, 76 yaşındaki Mahmud el-Cebur'a ağır bir sağlık krizi geçirterek hayatına mal oldu.
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kenti, bu sabah 76 yaşındaki Mahmud el-Cebur'u son yolculuğuna uğurladı.
İşgal kuvvetlerin oğlu Yaser’i serbest bırakma taahhüdüne uymaması, ona ağır bir sağlık krizi geçirterek hayatına mal oldu.
Oğlu, Gazze Şeridi’ne yönelik "ateşkes anlaşmasının" yedinci aşamasında Cumartesi günü serbest bırakılması gereken esirler arasındaydı.
Han Yunus’un güneydoğusundaki Cura el-Lut bölgesinde, engelli annesi Mudhiyye, eşiyle birlikte ağır bir bekleyiş içinde saatleri sayıyordu.
WAFA muhabirine konuşan Mudhiyye, eşi Mahmud’un, oğlunun özgürlük anını sabırsızlıkla beklediğini, haber bültenlerini endişeyle takip ettiğini anlattı. Yaser'in serbest kalması için geceyi soğukta umutla beklediklerini, ancak gece yarısı beklentilerin boşa çıktığını belirtti.
Oğlunun bekleyişi içinde kalk krizi geçirdi
Gözyaşları içinde konuşan anne şunları söyledi:
"Eşim Ebu Nabil (Mahmud), Yaser'i görmek için sabırsızlanıyordu. Soğukta oturup haberleri dinledik, spikerlerin sözleri arasında bir umut aradık ama gece yarısı umutlarımız tükendi. Eşim sabaha kadar uyumadı, oğlu için haber bekledi. Sabah olduğunda ise gözlerimin önünde kalp krizi geçirerek yere yığıldı."
İşgalci siyonistler, 40 yaşındaki Yaser el-Cebur'u Han Yunus’a yönelik saldırılar sırasında esir almıştı. Haftalar boyunca akıbeti bilinmeyen Yaser'in işgal hapishanelerinde olduğu ancak sonradan teyit edilebilmişti. Adının serbest bırakılacaklar listesinde yer alması aile için bir umut ışığı olmuştu, ancak tahliyesinin ertelenmesi her şeyi altüst etti.
Eşi Şeza el-Cebur, aylarca kocasından haber alamadan savaşın ortasında yaşam mücadelesi verdiğini söyledi ve ekledi:
"Bu anı uzun zamandır bekliyorduk. Onu sonunda kucaklayacağımızı sandık ama mutluluğumuz yarım kaldı. İşgal kuvvetleri sözünü tutmadı, serbest bırakmadı. Onu karşılamaya hazırlanırken, kendimizi kayınpederimi toprağa vermeye hazırlanırken bulduk."
Yaser’in kardeşi Nabil el-Cebur, kardeşinin serbest bırakılma sevincini yaşamak isterken babasını kaybetmenin acısıyla sarsıldı. Gözyaşları içinde şu sözleri dile getirdi:
"Ne hissedeceğimizi bilmiyoruz; sevinmeli miyiz, ağlamalı mıyız? Yaser’in özgürlüğüne kavuşmasını bekliyorduk, onun eve dönmesini umut ediyorduk. Ama şimdi babamızı kaybettik. Kardeşime hapishanede babamızın ölüm haberinin ulaşmasını ve onun için bu acının iki katına çıkmasını istemiyorum. Annem de zaten engelli… Kocasını kaybetti ve sinirleri tükenmiş halde oğlunun serbest kalmasını bekliyor."
Taziyeye gelenlerden kuzeni Hazım el-Cebur, ailesini teselli etmeye çalışsa da acının kelimelerle anlatılamayacağını söyledi:
"Bu sadece bir aile trajedisi değil, aynı zamanda yüzlerce tutuklunun serbest bırakılmasını bekleyen ailelerin ortak trajedisinin bir parçası. israilin taahhütlerini yerine getirmesi için acilen uluslararası müdahale talep ediyoruz. Aksi halde, halamı da kaybedebiliriz."
İşgal makamları, ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılacak yedinci grup tutukluların tahliyesini süresiz olarak ertelemişti. Filistinli Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti ile Filistin Esirler Kulübü'ne göre, bu grupta 402 tutuklu bulunuyordu.
Cumartesi sabahından itibaren, soğuk havaya rağmen Ramallah, Kudüs ve Gazze’de yüzlerce Filistinli, serbest bırakılacak sevdiklerini karşılamak için beklemekteydi. Ancak tahliyelerin ertelenmesi, umutlarını yıktı.
Şu an işgal zindanlarında 10 binden fazla Filistinli esir bulunuyor. Bu rakam, Gazze'de işgal ordusunun kamplarında alıkonulanları kapsamıyor. Ekim 2023'ten bu yana, işgalin saldırıları sonucunda zindanlarında 58 Filistinli şehit oldu.