Felsefi Yolculuk
Hayat, yürüdüğümüz yollarla ve tanıştığımız düşüncelerle şekillenir. Hakikati arama yolunda felsefe, hem ışığımız hem de yoldaşımızdır.
Öğrenme yolunda felsefe, yolun manası; aklın ve gönlün çırasıdır.
Felsefi zayıflık, yalnızca bir konuda değil, her konuda zayıflık demektir. Şartlanmış gerçekliğin olumsuz etkisini artıran bu zayıflık, hakiki benliğin açığa çıkmasını engeller.
Maddi zenginliğin mana ve zihin dünyasına huzur verebilmesi, kültürel zenginliğe bağlıdır. Çünkü maddiyatın, nefsaniyetin ve bencilliğin dağı ne kadar yüksek olursa olsun, kültürün yolu onların üzerinden geçer.
Sağlıklı yaşamın temel amaçlarından biri, hayatı bir öğrenme alanına dönüştürebilmektir. Ve bunu yalnızca kendimiz için değil, başkaları ve herkes için gerçekleştirebilmektir.
Kanatlarımızı sevgiye açarak bu yolu yürümek, toplumsal gelişim açısından büyük bir önem taşır. Çünkü öğrenme yolunda yakılan her ışık, yalnız bugünü değil, geleceğin de yolunu aydınlatır.
Hayata bir şeyler verildiğinde, hayat da insanı yalnız bırakmaz; hak edileni muhakkak geri verir. Ancak farkındalığı büyüten öğrenme ihmal edildiğinde, kalp kararır ve katılaşır.
Katılaşmış bir yürek üzerine gelişim inşa etmek, kayaya tohum ekmeye çalışmak gibidir.
Tohumun yeşermesi nasıl verimli toprak isterse, düşünsel gelişim de kararmamış, canlı yüreklere ve felsefi alışverişlere ihtiyaç duyar.
İşte bu hissiyata vesile olan buluşmalar, insanın insanlığını besleyen, ruhunu güçlendiren en değerli etkileşimlerdendir. Gelişim yolunun sessiz ama güçlü aktörleridir.
Kendimi bildim bileli, felsefi dünyası gelişkin ve kültürel farkındalığı yüksek şahsiyetlerle birlikte olmaya, onlarla vakit geçirmeye değer veriyorum.
27 Nisan 2025 Pazar günü, Mardin toprakları çok kıymetli bir ismi ağırladı: Felsefe dünyasının çağdaş temsilcilerinden biri olan, düşünce dünyamıza derinlik ve ufuk kazandıran Sayın Prof. Dr. Ahmet Aslan…
Bu buluşma, benim için yalnızca bir sevinç değil, aynı zamanda derin bir onur ve ilham kaynağı oldu.
Değerli hocamızın bilgi ve bilgelik dolu varlığıyla, bölgemizin tarihsel derinliklerine inerek; felsefenin koridorlarında eşsiz bir yolculuğa çıktık. Süryanice Dilsel başka bir kitapla birlikte, ''Süryani Kültürü ve İçsel Dönüşüm'' isimli kitabımı da takdim etme fırsatı buldum.
Felsefe dünyasının duayeni Prof. Dr. Ahmet Aslan Hocamızın entelektüel berraklığı ve yüksek düşünce ufku, zihnimde yeni pencereler açtı. Görüş alışverişimiz sırasında bir kez daha anladım ki; hayatın zorlukları içinde asıl korunması gereken, müşfik olmanın ruhudur. Şefkati çoğaltmak, insanın insana anlayışla ve sevgiyle bakabilmesini sağlamaktır.
Yürüyeceğimiz yolun farkındalığı içinde, insan onurunu yücelterek ve kutsayarak...
İçsel dünyanın tali yollarını, ilahi sistemin yani hakikatin ana yoluna bağlayan asıl yol işte budur.
Bu yolda:
• Saygı, dinlemek içindir; anlamak için.
• Öğrenmek, başkalarına aktarabilmek içindir.
• Yapıcı eleştiriyi kabul etmek, gelişim yolunda ilerlemek içindir.
• Farklılıkları benimsemek, ötekileştirmemek içindir.
Engebeli olsa da yürünmesi gereken bu yol, güzel bir yoldur.
Bu yol, içsel aydınlanmanın, ruhsal uyanışın yoludur.
Bu yol, edebin ve ahlakın yoludur.
Bu yol, "herkes gibi" değil, "kendi gibi" olabilmenin; özgün ve sahici kalabilmenin yoludur.
Ve bu yolda yürüyen insanın en büyük başarısı, kendini bilmesi ve kendi iç karanlığıyla baş edebilmesidir.
Antik çağ filozofu Seneca (MÖ 4 - MS 65) şöyle der:
"İnsanı en çok yanıltan yol, herkesin gelip geçerek aşındırdığı yoldur."
Oysa insanın kendinden kendine açtığı özgün yol, hakikate giden gerçek yoldur.
Yusuf Beğtaş
www.karyohliso.com