Çifte vatandaşlık pasaportuna sahip katillerin yargılanması için yeni başvuru

GÜNDEM

Gazze’deki soykırıma katıldığı tespit edilen çifte vatandaşların yargılanması talebiyle Ankara Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunan ANFİDAP, “Ülkemizde siyonist istemiyoruz” diyerek kamu vicdanını harekete geçirmeye çağırdı.

Filistin’in Gazze Şeridi’nde bir yılı aşkın süredir devam eden siyonist işgal saldırılarına karşı kamuoyunun tepkisi sürerken, Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) dikkat çeken bir eyleme daha imza attı.

Gazze’deki katliamlara katıldığı belirtilen çifte vatandaşların Türkiye yargısı önünde hesap vermesi amacıyla Ankara Sıhhiye Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunan platform üyeleri, adliye önünde gerçekleştirdikleri basın açıklamasında, “Ülkemizde siyonist istemiyoruz” mesajı verdi.

Soykırımın faillerinden biri olduğu öne sürülen Avraham Levi (kod adı: Umut Ataseven) gibi isimlerin, Türkiye’de ellerini kollarını sallayarak dolaşmalarına tepki gösteren ANFİDAP üyeleri, bu kişilerin yargılanması için yeniden ve te'kiden suç duyurusunda bulundu. Platform, benzer şekilde çifte vatandaş olup Gazze'deki katliama iştirak eden herkesin adalet önünde hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

"Soykırıma katılan sözde vatandaşların yargılanmasının önünün açılması talebi toplumsal bir taleptir"

Sık sık sloganların atıldığı basın açıklaması öncesi HÜDA PAR Genel Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, çifte vatandaşların bir an önce yargılanması gerektiğini belirtti.  

Milletvekili Demir, "Bu basın açıklaması ve programı vesilesiyle inşallah, çifte vatandaş siyonist işbirlikçilerinin yargılanmasının önü açılsın. Burada aslında 83 milyon insanımızın hissiyatını yansıtıyoruz. Türkiye'de 83 milyon insandan hiçbirinin aramızda siyonistleri isteyebileceğini düşünemeyiz. Dolayısıyla, bu soykırıma katılan sözde vatandaşların yargılanmasının önünün açılması talebi toplumsal bir taleptir." dedi.

 

"HÜDA PAR'ın yasa teklifinin Meclis’ten geçmesini talep ediyoruz"

Konuşmasının devamında Demir, şunları aktardı:

"Bu mesele siyaset üstüdür. Sadece iktidarın, sadece HÜDA PAR’ın, sadece ANFİDAP’ın ya da diğer partilerin değil; bütün memleketin, bütün insanlarımızın, bütün siyaset kurumlarımızın ortak hissiyatı ve ortak talebidir. Bu sebeple özellikle hükümetin, iktidar partisinin bu noktada toplumun hissiyatını dikkate alarak HÜDA PAR'ın yasa teklifi Meclis’ten geçirmesi başta olmak üzere, şu anda burada basın huzurunda yaptığımız suç duyurusunun dikkate alınmasını, işleme alınmasını ve çifte vatandaşların yargılanarak soykırım suçundan dolayı ceza almalarını, maddi varlıklarına el konulmasını ve vatandaşlıklarının iptal edilmesini talep ediyoruz. Hükümetten, toplumun talebiyle ve vicdanıyla daha fazla uğraşmamasını; bu sese kulak vermesini istiyoruz. Önümüzdeki süreçte 10. Yargı Paketi Meclis Genel Kurulu’nun gündemine gelecek. Bu pakete, soykırıma katılan çifte vatandaşların da dâhil edilmesi noktasında bazı girişimlerde bulunduk. Hep birlikte ümit ediyoruz ki bu 10. pakette yerini alacaktır. Hükümetten ve AK Parti Meclis Grubu'ndan da bu yönde olumlu mesajlar aldık. Bunu da bu vesileyle ifade etmiş olayım. Önümüzdeki süreçte bu konuda gelişmeler bekliyoruz. Hissiyatınız, hassasiyetiniz ve ilginiz için teşekkür ediyorum."

"Gazze için artık, sözün hiçbir anlamının kalmadığı günleri yaşıyor"

Burada bir konuşma yapan MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Avukat Osman Yurt, ise "Gazze için artık, sözün hiçbir anlamının kalmadığı günleri yaşıyoruz. Gazze’de soykırım, insanlığa karşı suçlar, bebek ölümleri… Gazze’yi artık bir insan mezbahası olarak görüyoruz. Artık insanlar açlıktan ölüyor. Bu kışı da geçirenlerin, önümüzdeki günlerde ne yaşayacaklarını hep birlikte izleyeceğiz. Böylesine bir tabloyu yürekleri yanarak ve çaresizlik içinde izleyen insanların, doğal olarak ilk akıllarına gelen şey bu suçu işleyenlerin cezasız kalmaması. Gazze’de yaşanan bu vahşeti gerçekleştiren, insanlığa karşı suçları ve soykırım suçunu işleyenlerin cezasız kalmaması. Hele hele Türkiye’den çifte vatandaş olarak bu katliama ortak olanların cezalandırılması gibi en masumane isteklerle meydanlarda olduk. Bugün de buradayız, Mazlum-Der olarak, biz, 7 Ekim’den sonra da bu konuda suç duyurusunda bulunmuştuk. Daha sonra tekrar bulunduk. Bugün ise çok daha somut örneklerle karşınızdayız. Türkiye’den özellikle bu suça ortak olanların cezasız kalmamasıyla ilgili olarak, önceki suç duyurularımızın ve bugün yapılacakların dikkate alınmasını istiyoruz." ifadelerine yer verdi.

"Ya Gazze’de katliama katılan bu siyonistler yargılansın ya da bu ülkeye alınmasın"

Yapılan konuşmaların ardından basın açıklaması ANFİDAP adına Yedi Hilal Derneği'nden Av. Ahmet Salih Güllü tarafından okundu.

Basın açıklamasında "Katiller aramızda dolaşıyor" diyen Güllü, "Sizlerden, alt kat komşunuzun 'babanızı öldürdüğünü' ve ceza almadan elini kolunu sallayarak gezdiğini düşünmenizi istirham ediyorum. Ya da düşünün ki iş arkadaşınız evladınızı öldürmeyi planlıyor. Düşünün ki kapı komşunuz anne babanızı, tüm ailenizi öldürmek için silah satın almış vakit kolluyor. Ne yaparsınız? İşe gidip gelmeye, her sabah ona günaydın demeye, onunla normal ilişkileri sürdürmeye devam edebilir misiniz? Hayır. Onu istemezsiniz değil mi. Kapı komşunuz, iş arkadaşınız, ortağınız olmasını istemezsiniz. Kovarsınız onu. Atın dersiniz bunu bu evden, bu mahalleden, bu iş yerinden. İşte biz de tam bunu söylüyoruz. Ya Gazze’de katliama katılan bu siyonistler yargılansın ya da bu ülkeye alınmasın. Atın bu siyonistleri bu ülkeden. Atın bu katilleri bu topraklardan. Gazzeli bebeklerin kanına bulanmış ayaklarıyla dedelerimizin kanı ile sulanmış bu toprakları kirletmesinler. Kardeşlerimizi öldüren, namusları kirleten, ceylan gözlü bebeklerin kafasını koparan, bununla gurur duyan katilleri istemiyoruz bu ülkede. Ya yargılayıp cezalandırın ya da almayın bu ülkeye. Gazze’ye gidemiyoruz, kardeşlerimizin yanında olamıyoruz, onlara su bile veremiyoruz. Bari hiç olmazsa bunu yapalım." dedi.

"Ülkemizde siyonist istemiyoruz"

Açıklamasının devamında Güllü, "Hepimiz biliyoruz ki bir gün bu siyonist tohumları ile boğaz boğaza geleceğiz. Yoksa siz buna inanmıyor musunuz? O zaman ya büyük israil haritasından haberiniz yok ya da toprağımıza göz koymuş, canınıza kast eden siyonistin uyuşturduğu mankurtlardan biri olmuşsunuz. O zaman neyi bekliyoruz. Bir gün gelip bizi öldürmeleri mi lazım, bir gün evlerimizi bombalamaları mı lazım. Bir gün evimizi yıkıp, çoluk çocuğumuzu katletmeleri mi gerekiyor 'ülkemde siyonist istemiyorum' demek için. Biz bu gün, henüz siyonist katiller Türkiye'nin kapısına dayanmadan, onların Gazze'de katlettikleri bizim kardeşlerimiz, annemiz, babamız evladımız olduğu şuuru ile haykırıyoruz: Ülkemizde siyonist istemiyoruz. Bu siyonist katillerin yargılanması için daha ne yapmaları lazım. Bebekleri yakmaları mı? Yaktılar. Hastaneleri yıkmaları mı? Yıktılar. Camileri harabeye çevirmeler mi? Harabeye çevirdiler. Dinimizle, kutsallarımızla alay etmeleri mi? Alay ettiler. Topraklarımıza göz dikmeleri mi? Göz diktiler. Dedelerimizin kanla aldığı yerleri işgal etmeleri mi? İşgal ettiler. Müslüman kadınların namuslarını kirletmeleri mi? Kirlettiler. Daha ne yapmaları gerekiyor bu siyonist tohumlarını yargılamak için. Bunların hepsini yaptılar ve yaptıklarını sosyal medyadan da korkmadan paylaşıyorlar. Nedir onlara bu özgüveni veren. Biziz. Bizim sessizliğimiz. Bizim tepkisizliğimiz." şeklinde belirtti.

"Bu topraklarda tek bir siyonist kalmayıncaya kadar da haykırmaya devam edeceğiz"

Son olarak Güllü, "İşte bunun için buradayız. Bunun için ayaktayız. Bunun için haykırıyoruz. Ülkemizde siyonist istemiyoruz. Bu topraklarda tek bir siyonist kalmayıncaya kadar da haykırmaya devam edeceğiz. Ülkemizde siyonist istemiyoruz. Yargı makamlarına sesleniyoruz. İdarecilerimize sesleniyoruz. Hakimlere, savcılara sesleniyoruz. Türk Ceza Kanunun 76 ve 77’nci maddelerindeki soykırım ile ilgili düzenlemeleri işletin. Türk Ceza Kanunu'nun 13’ncü Maddesinde düzenlenenin savaş ve saldırıya ilişkin düzenlemeleri işletin. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 2’nci maddesini işletin. Bu siyonistlerin ellerini kollarını sallayarak gezdirmeyin. Hükümete sesleniyoruz. Muhalefete sesleniyoruz. Bu siyonistlere müsaade etmeyin, göz yummayın. Bunlar bir gün gelip bu ülkedeki insanların da başına bela olacak. Bu siyonistlerin bir 'milli güvenlik sorunu' olduğunu unutmayın. İş işten geçmeden, henüz çok geç olmadan Türkiye pasaportlu siyonistleri yargılayın. Gazze'de katliam yapan bu katilleri yargılayın ve cezalandırın." talebinde bulundu.

Yapılan basın açıklamasının ardından avukatlar, adliyeye geçerek çifte vatandaş siyonistler için tekrar suç duyurusunda bulundu. Basın açıklamasına katılan platform üyesi STK temsilcileri ve vatandaşlar, ellerinde katledilen Filistinlilerin fotoğraflarıyla tek sıra halinde sloganlar atarak Ankara Adliyesi'nden Melike Hatun Camii avlusuna kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından cami avlusunda, Cuma namazı vaktine kadar soykırıma uğrayan Filistinlilerin fotoğrafları sergilendi.