Bitlis'ten siyonist işgal rejimine tepkiler sürüyor

GÜNDEM

HAMAS'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları'nın, işgal rejimine yönelik başlattığı "Aksa Tufanı" operasyonuna İslam coğrafyasından destekler sürüyor.

Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi, Bitlis'te de işgale karşı tepkiler sürüyor. Düzenlenen basın açıklamalarıyla direnişe destek mesajları veriliyor.

Bitlis'in Tatvan ilçesinde Köklü Değişim öncülüğünde düzenlenen basın açıklamasına birçok STK destek verdi.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan basın açıklamasını grup adına okuyan Behzat Yıldız, direnişin yanında oldukları mesajını verdi.

Yıldız, "Müslümanların bugünkü saldırıları neticesinde mübarek topraklarda olup bitenler, Yahudi varlığının acizliğini, askeri gücünün zayıflığını; sayı ve teçhizat ne olursa olsun bir avuç Müslüman’ın karşısında karşılık veremediğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlamıştır." dedi.

İşgal rejiminin, Müslümanların sessizliğinden cesaret aldığını belirten Yıldız, "70 yıldır Arap yönetimlerinin korkaklığından, Türkiye ve diğer İslam beldelerindeki yöneticilerin sessizliğinden cesaret alarak her türlü zulmü yapan dahası Müslümanları her fırsatta katleden terör varlığı 'İsrail' bu defa Müslümanların saldırıları karşısında çaresiz kaldı ve köşe bucak kaçmaya çalıştı. Yıllardır Arap rejimlerin gölgesine sığınan ve onların gölgesinde güç gösterisi yapan gasıp Yahudi varlığı 'İsrail' aslında ne kadar güçsüz ve korkak olduğunu böylece tüm dünyaya bir kez daha göstermiş oldu. Kendi Peygamberlerinin diliyle lanetlenen bir kavim olan Yahudiler, mübarek topraklarda yıllardır fesat saçıyor, Mescid-i Aksa’yı kirletiyor ve Filistinli kardeşlerimizi katlediyorlar. Bütün bunları yaparken de çevresindeki işbirlikçi ve kiralık rejimlere güveniyorlar. Eğer ki bu rejimlerin ihaneti, alçaklığı ve zilleti olmamış olsaydı, Yahudiler kutsal Mescid-i Aksa’da asla taşkınlık yapamazlardı. Bizler bu meydanlardan birçok defa Müslümanlara her türlü zulmü yapan dahası Müslümanları her fırsatta katleden terör varlığı İsrail’in temsilcisinin kanlı ellerini sıkmanın şer'an haram olduğunu söyledik. Yine bu meydanlarda terör varlığıyla, Müslümanların katiliyle anlaşmanın, işbirliği yapmanın ve de onları topraklarımızda ağırlamanın; o mübarek toprakları kanlarıyla sulayan şühedaya, yüz yıllarca o topraklara sadakat gösteren ecdada ihanet olduğunu haykırdık. Evet, elde edilecek birkaç dünyalık menfaat uğrunda Allah’ın etrafını mübarek kıldığı Mescid-i Aksa topraklarından vazgeçmek, Allah’a, Rasünü’ne, İslam’a ve müminlere ihanettir." ifadesini kullandı.

Kına mesajlarıyla Mescid-i Aksa'nın kurtarılamayacağının altını çizen Yıldız, şunları kaydetti:

"Ey Müslümanlar! Yine bizler Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kınama mesajlarıyla İslam Konferansı Örgütü'nün kınama içerikli sonuç bildirgeleriyle kurtulamayacağını, Birleşmiş Milletler kararlarına atıf yapmakla asla bu zulmün sona ermeyeceğini haykırdık. Allah, melekleri ve müminler şahittir ki bu meydanlardan iki devletli çözümün Amerika’nın şerir bir planı olduğunu deşifre ettik. Bütün bunları haykırdığımız gibi esasi çözümü de ortaya koyduk. Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın ancak orduları harekete geçirerek gasıp Yahudi varlığından temizlenebileceğini söyledik. Evet, bizler söz konusu Mescid-i Aksa ve değerlerimiz olduğunda her daim rüştümüzü ispat ettik elhamdulillah. Yöneticiler gibi 'Mescid-i Aksa kırmızıçizgimizdir' diyerek gasıp Yahudi varlığının temsilcilerinin kanlı ellerini sıkmadık. Zulme alkış tutanlardan olmadık. Reel politiğe değerlerimiz kurban vermedik. Kısacası Mescid-i Aksa’ya asla ihanet etmedik.  Yöneticiler Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmasalar da bizler sahip çıkmaktan asla vaz geçmedik. Bugün gasıp Yahudi varlığının işgal ettiği topraklar bizim yani İslâm ümmetinindir… Bizler topraklarımızla alakalı yapılan hiçbir zillet anlaşmasını, topraklarımızı gasp eden kâfirlere şirin görünmek adına yapılan hiçbir görüşmeyi tanımadık ve tanımıyoruz. Bizler ne pahasına olursa olsun, Mescid-i Aksa’dan vazgeçmeyecek olan İslam ümmetiyiz. Nasıl olur da zillete rıza gösterebiliriz ki? Nasıl olur da normalleşmeye rıza gösterebiliriz ki? Çünkü biz, bir avuçken dahi imanlı yüreklerle Bedir’de müşrikleri bozguna uğratan ümmetiz. Biz, Hayber’de Yahudilerin yüreklerine İslam’ın izzetini kazıyan ümmetiz. Biz, Sasani topraklarında, Rumların diyarında, Bizans’ın surlarında Kelime-i Tevhid sancağını dalgalandıran ümmetiz… Bizler, yöneticiler tek tek normalleşme yarışına girerlerken, gasıp Yahudi varlığı tarafından gönderilen yardımları dahi kabul etmeyen ve 'İsrail'i azılı düşman görecek kadar izzetli ümmetiz… Biz, insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet, ümmeti Muhammediz. Ümmeti Muhammed ise, zillete asla razı gelmez."

Yöneticilere seslenen Yıldız, "Şimdi tıpkı İslam ümmeti gibi sizin de rüştünüzü ispat etme vaktidir. Daha ne kadar ordularınızı kışlalarda bekleteceksiniz? Sınırlı imkânlara rağmen bir devlet gücüne sahip olmayan Mücahidlerin, Müslümanların neler yapabildiklerini gördünüz. Siz isterseniz gasıp Yahudi varlığını haritadan silebilecek güce ve imkana sahipsiniz. Mescid-i Aksa’yı işgalden kurtararak sizden sonra gelecek olan nesillere ve tarihe isimlerinizi altın harflerle yazdırabilirsiniz. Bu tarihi fırsatı değerlendirerek; Allah, Rasulü ve müminler nezdinde makamınız yücelsin istiyorsanız şimdi orduları Aksa’ya hareket ettirme zamanıdır. Siz hareket edin, Müslüman Türkiye halkı atacağınız adımda sizinle olacaktır. Allah için harekete geçin ki Mescid-i Aksa gasıp Yahudi varlığının necis postallarından tamamen arınsın ve özgürlüğüne kavuşsun.