103 Emekli Amiral Bildirisi Nedir? 103 Emekli Amiralin İsimleri Nelerdir? 103 Emekli Amiral Bildiri Metni
103 emekli amiral, dün gece Başkent'i karıştıran bir bildiri yayınladı. Peki 103 emekli amiralin yayınladığı bildiri nedir? Montrö Boğazlar Sözleşmesi konulu bildiriyi yayınlayan 103 emekli amiralin isimleri nelerdir? Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir, ne zaman imzalandı. maddeleri neler? Sizler için derledik. Yazının sonunda bulabilirsiniz.
Son zamanlarda gündemde olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden Türkiye'nin çıkabileceği yönündeki tartışmaların ardından dün gece yarısı Deniz Kuvvetleri'nden emekli 104 eski amiral gündemde olan İstanbul Sözleşmesi ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni konu edinerek, milli iradeyi tehdit eden ve darbe imaları barındıran skandal bir bildiri yayınladı.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi konulu bildirideki "Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz." ifadeleri dikkat çekti.
103 EMEKLİ AMİRAL BİLDİRİSİ NEDİR? BİLDİRİ TAM METNİ OKU
103 emekli amiral hükümete karşı bir bildiri yayınladı. Emekli amirallerin yayınladığı bildiride şu ifadelere yer verildi:
103 EMEKLİ AMİRAL BİLDİRİSİ METNİ
"Yüce Türk Milletine,
Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
"Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye'nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçici düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.
Montrö, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz'i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir.
Montrö, Türkiye'nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına, masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.
TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
"TÜM VARLIĞIMIZLA KARŞI ÇIKIYORUZ"
Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz.
Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir. Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan'ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir.
Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk'ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizinyanındayız."
GECE YARISI 103 EMEKLİ AMİRALDEN DARBE İMALI BİLDİRİ!
BİLDİRİYE İMZA ATAN 104 EMEKLİ AMİRALİN İSİMLERİ NELERDİR?
İşte bildiri yayınlayan 103 emekli amiralin isimleri:
- Emekli Amiral Ergun MENGİ
- Emekli Amiral Alaettin SEVİM
- Emekli Amiral Nazif ÖZDAĞDEVĠREN
- Emekli Amiral Işık BİREN
- Emekli Amiral Ahmet ŞENOL
- Emekli Amiral Hasan HOŞGİT
- Emekli Amiral Vedat ERSİN
- Emekli Amiral Metin AÇIMUZ
- Emekli Amiral Atilla KEZEK
- Emekli Amiral Nurhan KAHYAOĞLU
- Emekli Amiral Önder ÇELEBİ
- Emekli Amiral Metin POYRAZLAR
- Emekli Amiral Mücahit ŞİŞLİOĞLU
- Emekli Amiral Engin BAYKAL
- Emekli Amiral Hüseyin ÇİFTÇİ
- Emekli Amiral Atilla KIYAT
- Emekli Amiral Vehbi ALPMAN
- Emekli Amiral Celal PARLAKOĞLU
- Emekli Amiral Mustafa Ekmel ÖZDENGİL
- Emekli Amiral Serdar DÜLGER
- Emekli Amiral Abdullah METE
- Emekli Amiral Ertan DEMİRTAŞ
- Emekli Amiral Orhun ÖZDEMİR
- Emekli Amiral Ersin GÜLER
- Emekli Amiral Nadir KINAY
- Emekli Amiral Hüseyin HOŞGİT
- Emekli Amiral İlker GÜVEN
- Emekli Amiral Baha EREN
- Emekli Amiral Abdullah GAVREMOĞLU
- Emekli Amiral Şükrü BOZOĞLU
- Emekli Amiral Hakan ERCAN
- Emekli Amiral Mesut ÖZEL
- Emekli Amiral Taner EZGÜ
- Emekli Amiral İbrahim AKIN
- Emekli Amiral Ömer AKDAĞLI
- Emekli Amiral Mehmet OTUZBİROĞLU
- Emekli Amiral Taner BALKIŞ
- Emekli Amiral İzzet ARTUNÇ
- Emekli Amiral Hakan ERAYDIN
- Emekli Amiral Mehmet Ali ÇINAR
- Emekli Amiral Deniz DAĞLILAR
- Emekli Amiral Yalçın ERTUNA
- Emekli Amiral Türker ERTÜRK
- Emekli Amiral Aydın CANEL
- Emekli Amiral Sami ÖRGÜÇ
- Emekli Amiral Yalçın KAVUKÇUOĞLU
- Emekli Amiral Nazım ÇUBUKÇU
- Emekli Amiral Ahmet AKSOY
- Emekli Amiral Can ERENOĞLU
- Emekli Amiral Doğan HACİPOĞLU
- Emekli Amiral Abdullah AKGÜL
- Emekli Amiral Aziz ÖZTÜRK
- Emekli Amiral A.Serdar AKINSEL
- Emekli Amiral İlker GÜVEN
- Emekli Amiral Mustafa İPTEŞ
- Emekli Amiral Caner BENER
- Emekli Amiral Nejat BERKSUN
- Emekli Amiral Kadir SAĞDIÇ
- Emekli Amiral Tayfun TANSAN
- Emekli Amiral İskender YILDIRIM
- Emekli Amiral Ali Yüksel ÖNEL
- Emekli Amiral Uğur YİĞİT
- Emekli Amiral Mustafa ÖZBEY
- Emekli Amiral Cem GÜRDENİZ
- Emekli Amiral Bülent BOSTANOĞLU
- Emekli Amiral Murat BİLGEL
- Emekli Amiral Cengiz ALPÖZÜ
- Emekli Amiral Serdar Okan KIRÇİÇEK
- Emekli Amiral Tufan MİMİR
- Emekli Amiral Turgut TUFAN
- Emekli Amiral Turhan ÖZER
- Emekli Amiral Alper TEZEREN
- Emekli Amiral Mustafa ÜLTANUR
- Emekli Amiral Ruhsar SÜMER
- Emekli Amiral Cemal ÜREN
- Emekli Amiral Gündüz Alp DEMİRUS
- Emekli Amiral Deniz CORA
- Emekli Amiral Gürkan İNAN
- Emekli Amiral Atilla TONGUÇ
- Emekli Amiral Mustafa KARASABUN
- Emekli Amiral Erol YÜKSEL
- Emekli Amiral Özbek GÜRGÜN
- Emekli Amiral Bülent OLCAY
- Emekli Amiral Nejat GÜLDİKEN
- Emekli Amiral Turgay ERDAĞ
- Emekli Amiral İsmail TAYLAN
- Emekli Amiral Aydın GÜRÜL
- Emekli Amiral Raif NALDEMİR
- Emekli Amiral Numan ALANSAL
- Emekli Amiral Tanzar DİNÇER
- Emekli Amiral Erol ADAYENER
- Emekli Amiral Haluk Sayın
- Emekli Amiral Ferhat FERHANOĞLU
- Emekli Amiral Mehmet Ali ÖZGÜVEN
- Emekli Amiral Ali Sadi ÜNSAL
- Emekli Amiral Doğan DENİZMEN
- Emekli Amiral Taner AKKAYA
- Emekli Amiral Necati KURT
- Emekli Amiral Tayfun URAZ
- Emekli Amiral Engin HEPER
- Emekli Amiral Hayati BİLGİÇ
- Emekli Amiral Hasan Nihat DOĞAN
- Emekli Amiral Ömer Bayram ÇETİN
- Emekli Amiral Mithat Kemal ALGÜL
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR, NE ZAMAN İMZALANDI?
Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Bulgarlar, Fransa, İngiltere, İrlanda ve Denizaşırı Britanya Ülkeleri, Hindistan İmparatorluğu, Elenler Krallığı, Japonya İmparatorluğu, Romanya Krallığı, SSCB, Yugoslavya Krallığı ve Türkiye Cumhuriyeti arasında 1936 yılında imzalandı. Montrö Sözleşmesi Türk Boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir.
20 Temmuz 1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi 1923’te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi’nin yerine geçti. Peki Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir, Türkiye için ne anlama geliyor?
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türk Boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir. 1923’te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi’nin yerine geçmiştir.
MONTRÖ BOĞAZLAR ANLAŞMASININ MADDELERİ
Birinci Madde
Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar’da denizden geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesini kabul ederler ve doğrularlar.
Bu özgürlüğün kullanılışı bundan böyle işbu Sözleşme hükümleriyle düzenlenmiştir.
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİNİN TAM METNİ NEDİR?
KESİM I. – TİCARET GEMİLERİ
Madde 2
Barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem (formalite) olmaksızın, Boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler, Boğazlar'ın bir limanına uğramaksızın transit geçerlerken, Türk makamlarınca, alınması işbu Sözleşmesinin I sayılı Ek’inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka, bu gemilerden hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır.
Bu vergilerin ya da harçların alınmasını kolaylaştırmak üzere, Boğazlar’dan geçecek ticaret gemileri, 3. maddede belirtilen istasyonun görevlilerine adlarını, uyrukluklarını, tonajlarını, gidecekleri yeri ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.
Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.
Madde 3
Ege Denizi’nden ya da Karadeniz’den Boğazlar’a giren her gemi, uluslararası sağlık kuralları çerçevesinde Türk yasalarıyla konulmuş olan sağlık denetimi için, Boğazlar’ın girişine yakın bir sağlık istasyonunda duracaktır. Bu denetim, bir temiz sağlık belgesi (patentesi) ya da işbu maddenin 2. fıkrasındaki hükümlerin kapsamına girmediklerini doğrulayan bir sağlık bildirisi gösteren gemiler için, gündüz ve gece, olabilen en büyük hızla yapılacak ve bu gemiler Boğazlar’dan geçişleri sırasında başka hiçbir duruş zorunda bırakılmayacaklardır.
İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exanlhematique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan gemilerle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi-dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan gemiler, Türk makamlarının gösterebilecekleri sağlık koruma görevlilerini gemiye almak üzere, sağlık istasyonunda duracaklardır. Bu yüzden, hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır; sağlık koruma görevlileri Boğazlar’ın çıkışında bir sağlık istasyonunda gemiden indirileceklerdir.
Madde 4
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. maddelerde öngörülen koşullar içinde Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.
Madde 5
Savaş zamanında, Türkiye savaşmışa, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla, Boğazlar’da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar’a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.
Madde 6
Türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, 2. madde hükümlerinin uygulanması yine de sürdürülecektir; ancak, gemilerin Boğazlar’a gündüz girmeleri ve geçişin, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bu durumda, zorunlu kılınabilecek, ancak ücrete bağlı olmayacaktır.
Madde 7
“Ticaret gemileri” terimi, işbu Sözleşmenin II. Kesiminin kapsamına girmeyen bütün gemilere uygulanır.
KESİM II. – SAVAŞ GEMİLERİ
Madde 8
İşbu Sözleşme bakımından, savaş gemilerine ve bu gemilerin nitelikleriyle tonajlarının hesabı için uygulanacak tanımlama, işbu Sözleşmenin II sayılı Ek’inde yer alan tanımlamadır.
Madde 9
Deniz kuvvetlerinin, sıvı olsun ya da olmasın, yakıt taşımak için özellikle yapılmış olan yardımcı gemileri, 13. maddede belirtilen ön-bildirim koşuluna bağlı tutulmayacaklar ve, Boğazlar’ı tek başlarına geçmek koşuluyla, 14. ve 18., maddeler gereğince sınırlamaya bağlı tonajlar hesabına katılmayacaklardır. Bununla birlikte, bu gemilerin, öteki geçiş koşullan bakımından, savaş gemileriyle bir tutulmaları süregidecektir.
Bir önceki fıkrada belirtilen yardımcı gemiler, öngörülen kuraldışılıktan, ancak silâhları: yüzer hedeflere karşı en çok 105 milimetre çapında iki toptan, hava hedeflerine karşı en çok 75 milimetre çapında iki silâhtan çok değilse yararlanabileceklerdir.
Madde 10
Barış zamanında, hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemiler, ister Karadeniz’e kıyıdaş olan ister olmayan Devletlere bağlı bulunsunlar, bayrakları ne olursa olsun, Boğazlar’a gündüz ve aşağıdaki 13. ve sonraki maddelerde öngörülen koşullar içinde girerlerse, hiçbir vergi ya da harç ödemeksizin, Boğazlar’dan geçiş özgürlüğünden yararlanacaklardır. Yukarıdaki fıkrada belirtilen sınıflara giren gemiler dışında kalan savaş gemilerinin ancak 11. ve 12. maddelerde öngörülen özel koşullar içinde geçiş haklan olacaktır.
KANAL İSTANBUL PROJESİ NEDİR? ÖNEMİ NEDİR? KANAL İSTANBUL GÜZERGAHI NERESİ?
Kanal İstanbul, şehrin Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek. Karadeniz ile Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu açılacak. Kanalın Marmara Denizi ile birleştiği noktada 2023 yılına değin kurulması öngörülen iki yeni kentten biri kurulacak.
Kanal İstanbul nedir, nerede yapılacak Kanal İstanbul Projesi ne zaman, hangi ilçelerde yapılacak İşte harita ve güzergah
Kanalın uzunluğu 40–45 km; genişliği yüzeyde 145–150 m, tabanda ise yaklaşık 125 m olacak. Suyun derinliği 25 m olacak. Bu kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak, İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacaktır.
453 milyon metrekareye kurulması planlanan Yeni Şehir'in 30 milyon metrekaresini Kanal İstanbul oluşturmaktadır. Diğer alanlar 78 milyon metrekare ile havaalanı, 33 milyon metrekare ile Ispartakule ve Bahçeşehir, 108 milyon metrekare ile yollar, 167 milyon metrekare ile imar parselleri ve 37 milyon metrekaresi ise ortak yeşil alanlara ayrılmıştır.
Projenin etüt çalışması iki yıl sürecek. Çıkartılan topraklar, büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taşocaklarının ve kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak.
MONTRO BOĞAZLAR SÖZLEŞEMESİ DIŞINDA BİR PROJEDİR
Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kanal İstanbul'un Montrö Boğazlar sözleşmesiyle bir ilişkisinin olmadığını söylediği belirtilerek, projenin hangi rejime göre idare edileceği, özel bir hukukunun olup olmayacağı yönündeki soru üzerine Kurum, şunları kaydetti:
"Montrö ile ilgili bizim bir sıkıntımız, problemimiz yok. Buna ilişkin Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Kanal İstanbul Projesi Montrö'nün dışında bir projedir. Bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak yapmış olduğumuz bu boğaz yoğunluğundan kaynaklı gemi trafiğinin bekleme sürelerini azaltacak, Boğaz'daki bu deniz canlılarını, İstanbul Boğazı'nı koruyacak bir projedir. Dolayısıyla Montrö'nün dışında bir projedir. Geçmek isteyen oradan geçsin, bekleme sürelerini dikkate alarak geçsin. Ama trafik yükünü, diğer ülkelerde baktığımız zaman Panama Kanalı, Süveyş Kanalı'nda da alternatif güzergahlar ile birlikte bu ticaretin hızlanması için atılmış adımlardır, biz de ülkemizde Montrö dışında yapmış olduğumuz, nasıl boğazın altından geçtiysek, nasıl üçüncü köprümüzü, Osmangazi'mizi yaptıysak bu da o çerçevede yapılmış bir projedir. Bağımsız bir projedir, özgür bir projedir, Boğaz'ın özgürlük projesidir. Hukuku tamamen ayrı şekilde, Montrö ayrıdır, Kanal İstanbul süreci ayrıdır. Montrö'deki hukuka herhangi bir zeval gelmeyecek şekilde Kanal İstanbul Projesi yürütülecektir."
"Yani oradan geçişi Türkiye kendisi mi belirleyecek?" sorusuna karşılık Kurum, "Tabii ki. Montrö'deki zorunluluğumuz devam edecek ancak Kanal İstanbul'la ilgili sonuçta biz kendi projemizi yapıyoruz, kendi kararlarımızı da alıp, o süreci işleteceğiz." dedi.
KANAL İSTANBUL DEPREM ETKİSİ YARATIR MI?
Bakan Soylu, "Kanal İstanbul üzerinden deprem manipülasyonuyla siyaset yapmak, mesnetsiz ifadelerle milleti ürkütmek ve bilimi istismar etmek bu ülkenin iddialarına yapılan kötülüktür. Peki işin bilimsel gerçeği nedir?" değerlendirmesini yaptı.
AFAD AÇIKLAMA YAPTI
AFAD'ın Twitter hesabından, Kanal İstanbul Projesi'nin defaatle depremle ilişkilendirilmesi nedeniyle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için açıklama yayımlama gereği duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, "Projenin, yapılması planlanan bölgeye atfedilen deprem tehlike ve riskleri gerçeği yansıtmamaktadır. Hayata geçirilme çalışmalarıyla birlikte gündeme sıklıkla getirilen Kanal İstanbul ve deprem ilişkisine atfedilen deprem tehlike ve riskleri doğru değildir." ifadelerine yer verildi.
KANAL İSTANBUL İLE SU KAYBI YAŞANACAK MI?
Bakan Kurum, "Kanal İstanbul Projesi için 5 ayrı güzergah birbiriyle kıyaslanmış, İstanbul'umuz için en doğru hat belirlenmiştir." dedi.
Kurum, "İstanbul'un su kaybı yaşayacağı iddiası kesinlikle bilimsel değildir, tamamıyla gerçek dışıdır." ifadelerini kullandı.
Kanal İstanbul Projesinin ÇED Raporu'na ilişkin Bakan Kurum,"Yer altı ve yer üstü kaynaklarını koruyacak tüm özel önlemler raporda kurgulanmıştır." dedi.Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, Kanal İstanbul'un depremi tetikleyeceği iddiasının da bilimsellikten uzak olduğunu söyledi.
KANAL İSTANBUL PROJESİNİN AMACI
Yılda yaklaşık 43.000 geminin geçtiği İstanbul Boğazı, en dar yeri 698 m olan doğal bir su yoludur. Gemi trafiğinde tonajlardaki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, İstanbul üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturmaktadır.
İstanbul Boğazı’nda su yolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve transit gemi trafiği ile dik kesişen kent içi deniz trafiği mevcuttur. Boğaz’ın her iki yakasında yüzbinlerce sakin yaşamaktadır. Boğaziçi gün içinde milyonlarca İstanbullu için ticaret, yaşam ve geçiş yeridir. Boğaz, geçen gemi trafiğinin oluşturduğu riskler açısından her geçen yıl daha tehlikeli hale gelmektedir. 100 yıl öncesinde 3-4 bin olan yıllık gemi geçiş sayısı artmış ve bugün 45-50 bine ulaşmıştır.Seyir emniyetinin arttırılması için uygulanan tek yönlü trafik organizasyonu nedeniyle büyük gemiler için Boğaz’da ortalama bekleme süresi, beklemeye takılan her gemi için yaklaşık 14,5 saattir. Bekleme süresi bazen gemi trafiğine ve hava şartlarına bazende yaşanacak bir kaza veya arızaya bağlı olarak 3-4 günü,hatta haftayı bulabilmektedir.
Bu çerçevede, İstanbul Boğazı’na alternatif bir geçiş koridorunun planlanması zorunlu hale gelmiştir. Kanal İstanbul ile günde 500 bin yolcuyu seyahat ettiren şehir hatlarıyla transit geçiş yapan gemilerin 90 derecelik dik kesişmelerinin yaratacağı ölümcül olabilecek kaza risklerinin önüne geçilerek, halkımız için güvenli bir seyahat sağlanabilecektir. Aynı zamanda kent içi ulaşımda denizyolunun payının arttırılması mümkün olabilecektir.
Bu bağlamda, Kanal İstanbul Projesi'nin amacı,
- İstanbul Boğazı'nın tarihsel ve kültürel dokusunun korunması ve güvenliğinin arttırılması,
- İstanbul Boğazı’nda öncelikle deniz trafiğinden kaynaklanan yükün azaltılması ve Boğaz güvenliğinin artırılması.
- İstanbul Boğazı’nın trafik güvenliğinin sağlanması,
- Seyir emniyetinin sağlanması,
- Yeni bir uluslararası deniz trafiğine açık bir su yolunun oluşturulması
- Olası bir İstanbul depremi dikkate alınarak, yatay mimariye dayalı depreme dayanıklı modern bir yerleşim alanı oluşturulması.