Bakan Uraloğlu: Şam Havalimanı uluslararası uçuşlara hazır hale getirilecek

EKONOMİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Şam ve Halep Havalimanlarında gerekli tespitleri yaptıklarını bildirerek, "İlk etapta Şam Havalimanını ayağa kaldırmayla ilgili Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ile beraber bir vaziyet alacağız." dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu Programı kapsamında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye’deki internet hızına da değinen Bakan Uraloğlu, “Çok teknik terimlere girmeden, biz bir kere fiber kabloları aşağı yukarı 580 bin kilometreye çıkardık. 600 bin kilometrelere çıkardık. Bir sokağın başına kadar getiriyoruz ya da caddenin başına kadar getiriyoruz, iki bütün caddede dolaştırabiliyoruz. Üç, ev girişine kadar getirebiliyoruz. Eski binaların neredeyse tam tamamı bakır kaplama bir kere orada otomatikman hız düşüyor. Bir de şu andaki bütün bu söylediklerimi dikkate aldığımızda yanlış hatırlamıyorsam 80 megabit kadar bir hıza ortalama hizmet edebilecek durumdayız ama abonelerin, abone şartları ve istekleri aşağı yukarı 35-40 megabit seviyesinde. Yani talep de bu noktada yeterli değil. Dolayısıyla biz internet noktasında çok istediğimiz hızda değiliz eleştirilerine muhatap kalıyoruz ama gerçek durumunun bu olduğunu söylemek isterim.” açıklamasında bulundu.

“Suriye’nin her şeye ihtiyacı var”

Bakan Uraloğlu, Suriye’nin her şeye ihtiyacı olduğuna dikkat çekip ülkenin ulaştırma noktasında da bilgi vererek, “5 tane havalimanı var Suriye'de. 2 tane havalimanı daha ön plana çıkmış ve son zamanlara kadar da işletilen havalimanları. Şam ve Halep. Şam Havalimanı'nda geçen sene 100 bin civarında bir yolculuk olmuş. İstanbul Havalimanı’nın işte 5-6 saatlik seyahat trafiği. Halep'te 50-60 bin civarında bir seyahat olmuş. Bir ekip gönderdik. Şam ve Halep havalimanlarında gerekli tespitleri yaptık. Bir kere hiçbir radar sistemi yok. Bizim cep telefonlarından takip ettiğimiz hava radar uygulaması var. Düşünün o cep telefonu aplikasyonundan yönetmeye çalışıyorlarmış.” açıklamasında bulundu.

Bakan Uraloğlu, 1990’lı yıllardaki tüplü bilgisayarların havalimanlarında kullanılmaya devam edildiği bilgisini de paylaştı. Uraloğlu, “Doğru dürüst bu x-ray cihazları, dedektörler doğru dürüst hiçbir şey yok. Pistlerde ciddi eskimeler var ve şu anda oradaki ilk yapılan Şam ve Halep seferi tamamen pilotların inisiyatifiyle yapılmış. Yani görerek şartlarda hiçbir sistem olmaksızın yapıldı, onun için arkadaşlarımız bir tespit yaptı. Bir eylem planı ortaya koyduk.” dedi.

Uraloğlu, ilk etapta Şam Havalimanı’nı ayağa kaldırma ile ilgili Devlet Hava Meydanları İşletmesi ile vaziyet alacaklarını kaydederek “Orada Türkiye'den çıkıp Hicaz’a kadar giden demiryollarının parçaları var. Oralarda belli bir bütünün parçaları olarak uzun zamandır çalıştırılmadığını biliyoruz. Hızlıca tespiti yapıp demiryolu bütünlüğünü yine Şam'a kadar ilk etapta sağlama ile ilgili bir vaziyet alacağız. 2009-2010’larda oraya yolcu trenlerini uğurlamışız. Bir yolculuk yapmışız. Orada bir altyapı var. Bazı bölgelerde mesela Irak’ta demiryollarının raylarını sıfırdan demir olarak çalınıp satıldığını biliyoruz Suriye'de de bununla karşılaşabiliriz.” şeklinde konuştu.

“Yıkılan köprüleri tamir ettiğimizi söyleyebilirim”

Terör operasyonlarını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Suriye'deki iç dinamiklerde olsun, M4 karayolu hem M5 karayolu hep konuşuldu. Yani bir karayolu ülkenin siyasetinde bu kadar etki edebilecek durumda. Onun için o karayollarında da durum nedir? Onlara bir vaziyet ediyoruz ama Türkiye'nin operasyon yaptığı bölgeleri zaten biliyoruz ve oralarda da birçok iş yaptığımızı söylemek isterim, özellikle karayolları noktasında. Karayolları Genel Müdürlüğümüzün eliyle olsun. Yine Milli Savunma Bakanlığımızın eliyle olsun. Orada birçok iş yaptığımızı birçok yıkılan köprüleri tamir ettiğimizi söyleyebilirim.” dedi.

Suriye haberleşme noktasında Türkiye'nin 20-30 yıl gerisinde

Suriye’nin haberleşme noktasında Türkiye'nin 20-30 yıl gerisinde olduğunu ifade ederek birçok noktada cep telefonu ile iletişimin sağlanamadığını kaydetti. Uraloğlu, “Bunlarla ilgili gerekli tespitleri yapacağız ve biz Bakanlık olarak bunları hayata geçirmeye çalışacağız ki orada dediğim gibi her şeye ihtiyaç var. Yani bir para basımı ya da Suriye'nin parasının ne olacağından düşünün. Mesela Suriye’nin parasının Rusya tarafından basıldığını biliyor muydunuz? Düşünün bir ülkenin parasını bir başka ülke basıyor. Şu anda Afrika'da birçok ülkenin de benzer konumda, bazı gelişmiş ülkelerin onların paralarını basıyor. Türkiye bu noktada da muhtemelen oraya bir destek verme noktasında olacak.” dedi.

"Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz"

Suriye’nin Akdeniz'e açılan önemli bir kapı olduğunu kaydeden Uraloğlu, “Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında hani tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. Tabii bir Deniz Yetki Anlaşması muhtemelen hani yapalım diye Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması ve mavi vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır. Ticaret noktasında esasında Şam'ın Suriye'nin bir tarihi var, onu yeniden canlandırma adına biz de elimizden geleni yapacağız.” açıklamasında bulundu.

Böyle bir anlaşmanın hem Suriye'nin hem Türkiye’nin etkinlik ve yetkinliğini artıracağını belirterek “Oradaki petrol ve hidrokarbon arama noktasında uluslararası hukuku da dikkate alarak her türlü yetkiyi 2 ülke olarak paylaşmış oluruz ya da genişletmiş oluruz. Tabii orada öncelikle bir otoritenin kurulması lazım. Bakın orada memurların maaşlarının verilmesi lazım. Silahlı grupların silah bırakması ile ilgili gündem var, bu kesinlikle gündemde olur ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz.” diye konuştu.