ihh
diorex

Akademiden uzak cahil akademisyenler

Türkiye, bilimsel ve eğitim kurumlarını geliştirememiştir, liyakatsizlik ve akademik yozlaşma da büyük sorunlar arasında yer almaktadır. Yanlış bilgi ve cehaletin hızla yayıldığı bir toplumda, özellikle her önemli gelişmenin başlangıcındaki yanıltıcı söylemler, insanların doğru etkilere ulaşmasını engelliyor. Gençler ise eğitimdeki sorunlar ve liyakat eksikliği nedeniyle yurtdışına yönelmektedir. Bilimde ve eğitimde ilerlemek için liyakata temelli bir sistemin kurulması gerektiğini vurgulanmaktadır.

  • 24.12.2024 21:11
Akademiden uzak cahil akademisyenler

Prof. Dr. Aziz Sancar, Mardin’de aldığı temel eğitimle Nobel Ödülü’ne uzanan bir başarı hikayesi yazdı. 2015 yılında DNA onarımı konusundaki çalışmalarıyla Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Sancar, bilimsel çabasını ABD’de sürdürmek zorunda kaldı.

Prof. Dr. Tayfun Uzbay’a göre bu durum, Türkiye’nin bilim ve eğitim altyapısındaki eksiklikleri açıkça ortaya koyuyor. Uzbay, “Aziz Sancar ABD’de Nobel aldı; Uğur Şahin ise Almanya’da başarı elde etti. Gençlerin Nobel hayali var ama Türkiye’de bunu gerçekleştirebilecek bir bilim iklimi yok” diyerek ülkenin bu alandaki gerilemesine dikkat çekiyor.

Image description

Eğitim ve Bilim Sisteminde Sorunlar

Uzbay, Türkiye’nin geçmişteki bilim ve eğitim kurumlarından aldığı mirası geliştiremediğini vurguluyor. Osmanlı döneminde kuduz aşısı ve difteri serumunun üretildiğini hatırlatan Uzbay, “Bugün eğitimdeki kalitesizlik bağımsızlığımıza kastetmiş durumda” diyor. Eğitimin yanı sıra, akademik liyakatin zayıflaması ve liyakatsiz kişilerin bilimsel ortamı yozlaştırması da büyük bir sorun olarak öne çıkıyor.

“Liyakatsiz akademisyenler, kendileri gibi olanların önünü açıyor. Bu durum yalnızca akademiyi değil, halkı da etkiliyor. Bilgi sahibi olmadan konuşan kişiler cehaleti yayarken, doğru bilgiye ulaşmak giderek zorlaşıyor” diyen Uzbay, akademik liyakatin önemini bir kez daha vurguluyor.

Akademisyenlerin Sorumluluğu ve Çözüm Yolları

Uzbay, bir akademisyenin yalnızca bilgili olması değil, etik değerlere ve örnek bir duruşa sahip olması gerektiğini belirtiyor:
“Akademisyenlik bir yaşam biçimidir. İnsanlara duymak istediklerini değil, gerçeği söylemelidir. Ancak popülerlik peşinde koşan ve spekülatif söylemlerle medyada öne çıkan kişiler bilimsel ortamı yozlaştırıyor.”

Sonuç olarak, Prof. Dr. Tayfun Uzbay’a göre Türkiye’nin bilimde ve eğitimde ilerlemesi için liyakata dayalı bir düzen kurulmalı ve gençlerin geleceğe güvenle bakabileceği bir ortam oluşturulmalıdır. “Aziz Sancar gibi başarı hikayelerini ülkemizde gerçekleştirmek istiyorsak, önce bilim ve eğitimi ciddiye almalıyız” diyor.

Cehalet Bilimi ve Yanlış Bilgi Yayılan Toplum

Kovid-19 pandemisi sürecinden bilgiler vererek yanlış bilgi ve cehaletin nasıl tehlikeli bir şekilde yayıldığını gözler önüne serdi. Uzbay, pandeminin başlarında “kelle paça çorbası” veya “Türk genleri bizi korur” gibi söylemlerle halkın yanıltıldığını ifade ediyor:
“Birden fazla akademik unvanlı kişi birbirine tamamen zıt şeyler söyledi. Halkta şüphe oluştu. Bu şüphe, toplumun doğru bilgiye ulaşmasını engelleyerek cehaleti artırdı.”

Uzbay, cehalet biliminin bir araç olarak kullanıldığını ve yanlış bilginin medya yoluyla hızla yayılabildiğini söylüyor. Medyanın sorumluluğunu hatırlatarak, “Bilgi kirliliğiyle toplum bilgilendirilmiyor, aksine cehalet yayılıyor. Özellikle sağlık gibi hassas konularda bu çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir” diyor.

Gençlerin Yurtdışına Yönelimi

Türkiye’de Z Kuşağı’nın yurtdışına gitme isteği giderek artıyor. Uzbay’a göre gençler, ülkede bilimsel ve akademik geleceğin mümkün olmadığını düşünüyor:
“Türkiye’de gençler ışık göremiyor. Eğitim sistemindeki sorunlar ve liyakat eksikliği, gençleri yurtdışında gelecek aramaya zorluyor. Aziz Sancar gibi başarı hikayeleriyle gurur duyuyoruz, ama bu başarıların Türkiye’de gerçekleşememesi düşündürücü.”

Editör: Neslihan Özkan

Yorum Yaz