Yaklaşan Alman seçimleri hakkında bilinmesi gerekenler
Almanya, Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan koalisyon hükümeti olan "trafik ışığı koalisyonu"nun çökmesinin ardından Pazar günü federal seçimlerini yapmaya hazırlanıyor.

Erken seçim, Almanya'nın alt meclisi olan yeni Bundestag'ın ve nihayetinde bir sonraki şansölyenin kimlerden oluşacağını belirleyecek.
Hangi tarafın kazanma şansı daha yüksek?
Yaklaşan seçimlerde seçmen desteği için yarışan dört büyük parti bulunuyor: Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birliği (CSU), Scholz'un partisi SPD, Yeşiller ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD).
CDU ve CSU sendikası göç konusuna odaklanıyor ve şansölye adayı Friedrich Merz, yasadışı göç konusundaki kamuoyunun endişelerini gidermenin aşırı sağ aşırılığın yükselişini engellemenin anahtarı olduğunu savunuyor. Bu arada sendika ayrıca Almanya'nın borç freni veya Schuldenbremse mali kuralının sürdürülmesini, vergi kesintilerinin uygulanmasını, Ukrayna'ya desteğin artırılmasını ve savunma harcamalarının artırılmasını savunuyor.
SPD vergi indirimi, daha sıkı sınır kontrolleri ve altyapı yatırımlarına vurgu yapıyor. Yeşiller, borç frenini reform etmek, borçla finanse edilen yatırım fonları kurmak ve elektrikli araçlar için sübvansiyonları desteklemek gibi SPD ile benzer önceliklere sahip.
AfD göç konusunda sert bir tutum sergilerken, aynı zamanda vergi indirimleri, bürokratik engellerin azaltılması ve Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunuyor.
Forsa Enstitüsü'nün cuma günü yayınladığı son ankete göre, CDU ve CSU sendikaları yüzde 29'luk destekle önde giderken, AfD yüzde 21, SPD yüzde 15, Yeşiller ise yüzde 13'lük oyla ikinci sırada yer aldı.
Anket, CDU ve CSU sendikasının seçimi kazanma şansının en yüksek olduğunu gösteriyor.
Seçim nasıl yapılacak?
Almanya'da seçmenler doğrudan başbakanı seçmezler. Bunun yerine, başbakanı seçen parlamento üyelerine oy verirler.
Almanya'nın seçim sistemi doğrudan ve orantılı temsilin bir karışımıdır. Seçmenler iki oy kullanırlar -- ilk oy yerel bir seçim bölgesi temsilcisini seçer ve ikincisi bir siyasi partiyi destekler ve Bundestag'daki koltukların orantılı dağılımını belirler.
Ülkenin seçim yasasına göre Bundestag'ın 630 sandalyesi bulunuyor; bunlardan 299'u doğrudan seçilirken, kalan 331 sandalye ise parti oylarına göre orantılı olarak dağıtılıyor.
Oylama sonrasında, her partinin kaç sandalye elde ettiğini belirlemek için oylar sayılacak. Bir partinin mutlak çoğunluğu kazanması nadir olsa da Bundestag'da iktidar çoğunluğunu sağlamak için sıklıkla koalisyonlar kurulur.
Önümüzde ne var?
Alman Anayasası'nın 10. maddesine göre, seçimden sonra Federal Meclis'in 30 gün içinde toplanıp yeni başbakanı (şansölye) seçmesi gerekiyor.
Geleneksel olarak, en fazla oyu alan partinin adayı federal şansölye olarak aday gösterilir.
Aday mutlak çoğunlukla kazanırsa, başkan onu yedi gün içinde atamak zorundadır. Aday üç tur oylamadan sonra bunu başaramazsa, başkan ya atamayı yapmalı ya da Bundestag'ı feshederek 60 gün içinde yeni seçimler yapmalıdır. Görevden ayrılan hükümet, yeni hükümet kurulana kadar görevde kalacaktır.
Mevcut anketler, CDU ve CSU'nun koalisyon hükümetini önde götüreceğini gösteriyor. Bu da, eğer diğer partilerle koalisyon hükümeti kurarsa, şansölye adayı Merz'in Almanya'nın bir sonraki federal şansölyesi olmasının beklendiği anlamına geliyor.
Yerel medya, Merz'in AfD ile işbirliği yapmayı defalarca reddetmesi nedeniyle sendikasının SPD veya Yeşiller ile koalisyon kurma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi.
Ancak sendika ile SPD arasında bir koalisyon ihtimali devam ediyor ancak göç ve ekonomik konulardaki politika anlaşmazlıkları ve Merz'in Scholz'un bazı politikalarını iptal edeceği yönündeki kamuoyuna açık sözü nedeniyle ortak bir hükümet kurmayı zorlaştırması nedeniyle bu ihtimal zorlaşıyor.
Sendika ile Yeşiller arasında kurulacak bir koalisyon, iç çatışmalara yol açma riski taşıyor ve tıpkı Scholz'un "Trafik Işığı Koalisyonunun" başına gelenler gibi çökme potansiyeli taşıyor.
Uzmanlar, Merz'in göç politikalarını sıkılaştırma ve aşırı sağ partilere destek olma yönündeki hamlesinin, Almanya'nın geleneksel ana akım partileri arasındaki siyasi istikrarı koruma konusundaki örtük mutabakatı paramparça ettiğini, artan gerginliği azaltma isteğini azalttığını ve bunun gelecekteki hükümet kurma çalışmalarını gölgeleyebileceğini söyledi.
İLKHA