Zygmunt Bauman kimdir? Zygmunt Bauman kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Sosyolog, Filozof ve Yazar Zygmunt Bauman hayatı araştırılıyor. Peki Zygmunt Bauman kimdir? Zygmunt Bauman aslen nerelidir? Zygmunt Bauman ne zaman, nerede doğdu? Zygmunt Bauman hayatta mı? İşte Zygmunt Bauman hayatı... Zygmunt Bauman yaşıyor mu? Zygmunt Bauman ne zaman, nerede öldü?

Sosyolog, Filozof ve Yazar Zygmunt Bauman edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Zygmunt Bauman hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Zygmunt Bauman hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Zygmunt Bauman hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 19 Ekim 1925

Doğum Yeri: Poznan, Polonya

Ölüm Tarihi: 9 Ocak 2017

Ölüm Yeri: Leeds, İngiltere

Zygmunt Bauman kimdir?

Zygmunt Bauman, 19 Ekim 1925'te Polonya Poznan'da doğdu. Sosyolog ve filozoftur. Postmodern felsefenin hem sosyoloji alanında uyarlanmasını hem de genel kuramsal düzeyde sağlıklı bir şekilde değerlendirmesini ortaya koyan yapıtlarıyla tanınmaktadır.

Zygmunt Bauman, II. Dünya Savaşı patlak verene kadar, Polonya-Poznan'da yaşamını sürdürmüştür. Daha sonra Sovyetler Birliği'ne taşındı ve savaşın ardından Varşova Üniversitesi'nde doktorasını yaparak Doçentlik sınavını verdi.1954'ten itibaren aynı üniversitede Sosyoloji dersleri verdi. 1968 yılında Polonya Komünist Partisi'nden ayrıldı. Aynı yıl, politik nedenlerden dolayı sosyoloji prefesörlük unvanını kaybetti. İsaril'e göç etmek zorunda kaldı. 1971 yılında Bauman, Büyük Brintanya'nın çağrısı üzerine, Leeds Üniversitesi'nde yeniden sosyoloji kürsüsüne sahip oldu. 1990'lara kadar orada çalışmalarını sürdürdü.

Zygmunt Bauman, 1980'li yıllardan itibaren, Modernizm ile Totaliterizm arasındaki bağlantılar üzerine hem kuramsal hem de sosyolojik incelemeleriyle öne çıktı. Özellikle Almanya'daki Nasyonalsosyalizm üzerinden Holocaust hakkındaki çözümlemeleri bu bağlamda önemli bir etki yaptı. Böylelikle, Modernizme içkin kavram ve kategorilerin Totaliterlikle doğrudan ya da dolaylı ilişkileri derinlikli olarak ve disiplinlerarası bir yöntemle ortaya konulmuş olundu.

Bauman, aynı zamanda postmodernizm hakkındaki çalışmalarıyla da önemli bir yer tutmaktadır. Siyasal, etik ya da genel olarak kuramsal düzlemde postmodernizmin değerlendirilmesini yapmış ve açık anlaşılır fakat derinlikli de olan metinleriyle postmodernizmin ne olup olmadığını, ne tür olanaklar sağladığını göstermeye ve netleştirmeye çalışmıştır

1989 yılında Amalfi Ödülünü ve 1998 yılında Theodor Adorno Ödülünü almıştır.

Zygmunt Bauman Kitapları - Eserleri

  • Sosyolojik Düşünmek
  • Yaşam Sanatı
  • Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?
  • Küreselleşme
  • Akışkan Aşk
  • Özgürlük
  • Kimlik
  • Kapımızdaki Yabancılar
  • Akışkan Gözetim
  • Bireyselleşmiş Toplum
  • Iskarta Hayatlar
  • Akışkan Modern Dünyadan 44 Mektup
  • Akışkan Modernite
  • Eğitim Üzerine
  • Modernite, Kapitalizm, Sosyalizm
  • Tanrı'ya ve İnsana Dair
  • Retrotopya
  • Yasa Koyucular ve Yorumcular
  • Cemaatler
  • Modernite ve Holocaust
  • Modernlik ve Müphemlik
  • Akışkan Hayat
  • Postmodern Etik
  • Ahlaki Körlük
  • Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri
  • Sosyoloji Ne İşe Yarar?
  • Siyaset Arayışı
  • Parçalanmış Hayat
  • Edebiyata Övgü
  • Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları
  • Kuşatılmış Toplum
  • Avrupa
  • Çalışma, Tüketicilik ve Yeni Yoksullar
  • Dünyaya ve Kendimize Dair
  • Hermenötik ve Sosyal Bilimler
  • Bu Bir Günlük Değildir
  • Akışkan Modern Dünyada Kültür
  • Sosyalizm - Aktif Ütopya
  • Kriz Hali ve Devlet
  • Akışkan Korku
  • Borçlu Zamanlarda Yaşamak
  • Zygmunt Bauman ile Söyleşiler
  • Akışkan Doğanlar
  • Etiğin Tüketiciler Dünyasında Bir Şansı Var mı?
  • Kültür Teorisinde Eskizler

Zygmunt Bauman Alıntıları - Sözleri

  • Büyük servet olan yerde büyük eşitsizlik vardır. Bir kişinin çok zengin olabilmesi için en az beş yüz fakir gerekir! (Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?)
  • Görünür olmak birey olmanın yoludur; belki de biri olmanın tek yolu. Herkes gizliden gizliye var olmadığından korkar, çünkü başkaları farkına varmadığı sürece aslında o yoktur. (Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri)
  • "Dünya düşününenler için bir komedi, Hissedenler için bir trajadi." (Zygmunt Bauman ile Söyleşiler)
  • Bütün aşklar insan - yiyici bir açlık çekerler. (Akışkan Aşk)
  • müritlerinize verdiğiniz şey hakikat değil, sadece hakikatin suretidir. Birçok şeyin işiticileri olacaklar ama hiçbir şeyi öğrenmeyecekler. Her şeyi biliyormuş gibi görünecekler ama genel olarak hiçbir şey bilmeyeceklerdir. Sinir bozucu, bezdirici insanlar olacaklar, gerçekliği olmayan bir bilgeliğin taşıyıcıları gibi davranacaklardır. (Tanrı'ya ve İnsana Dair)
  • “Uzaklık coğrafi olmaktan çok zihinsel bir mesele olabilir.” . (Sosyolojik Düşünmek)
  • Eskiden uzun süreli bir aşk ilişkisinde be­lirleyici unsur seks iken, artık odak noktası güvenliğe kaymıştır. Bu yalnızlık asrında aşk bir dermandır.. (Retrotopya)
  • Robert Winder'in zekice belirttiği gibi, "İstediğimiz kadar sandalyemizi kumsala koyup, yaklaşmakta olan dalgalara bağıralım, ne gelgit dinleyecek ne de deniz geri çekilecektir." Göçmenleri "kendi arka bahçemiz'den uzak tutmak için duvarlar inşa etmek, gülünç şekilde antik filozof Diogenes'in eski Sinop'un sokaklarında içinde yaşadığı fıçıyı bir o yana bir bu yana yuvarlaması hikâyesine benziyor. Bu tuhaf davranışının nedeni sorulduğunda, Diogenes komşularının kapılarına barikat yapmak ve kılıçlarını keskinleştirmekle meşgul olduğunu gördüğünü ve Makedonyalı İskender'in yaklaşan askerleri tarafından işgal edilmesine karşı şehrin savunmasına katkı yapmak istediğini söyler. (Kapımızdaki Yabancılar)
  • "hiçbir şey bahşedilmediği" için "her şey kazanılmalıydı." (Modernlik ve Müphemlik)
  • "Cepteki ilişkiler" anlık olmanın ve fırlatılıp atılabilirliğin cisimleşmiş hâlleridir. (Akışkan Aşk)
  • Tüketim toplumunda seri imalat artık kitlesel emek gücüne ihtiyaç duymuyor ve bir zamanlar "yedek sanayi ordusu" olan yoksullar şimdi "defolu tüketiciler"e dönüştürülmüştür. (Çalışma, Tüketicilik ve Yeni Yoksullar)
  • "Geriye ya da yukarıya değil; becerinin, iradenin, gücün toplanması gereken yere, kendi içine bakmalı insan. Oradan başlamalı. Bir ‘savunma stratejisi’ olarak daima orada kalmalı." (Akışkan Modernite)
  • Göçmenler (yerkürenin uzak köşelerinden "arka bahçemiz"e boca edilen atık insanlar) ile kendi imalatımız olan dayanılmaz korkularımız arasında bir seçici yakınlık mevcuttur. (Iskarta Hayatlar)
  • Hayatının her günü kösteklenen ve hakir görülen birey kişisel narsisizmine “kolektif narsisizm” içinde barınak bulur. Bu ağır yara almış bireyselliğin kurtuluşu ne oranda aranıyorsa o derece aldatıcı olabilecek bir güvenlik vaadidir. Kefaret umudu hüsranla sona ermeye mahkumdur... (Akışkan Hayat)
  • Gezegende her şey birbirine bağlı olduğundan, yerkürenin belli bir kısmında güvenlik, ancak güvenli bir insanlık içinde temin edilebilir. İnsanların aşağılanmasına her yerde karşı çıkan, artan fırsat eşitsizliğiyle büyüyen toplumsal adetsizlik ve insani aşağılanmaları hafifletecek, etik açıdan aydınlanmış bir küresel eylem, her açıdan ortak sağ kalımımızın en temel koşuludur. (Avrupa)
  • Oxford Üniversitesi'nin saygın sosyologlarından John Goldthorpe yönetiminde on üç güçlü ekibin Ingilte­re, Şili, Macaristan ve Hollanda'da yürüttüğü bir çalışmanın bulgularına göre, kültürel seçkinlerle, kültürel hiyerarşide daha altta olanların, günümüzde artık eskiden olduğu gibi bazı işaretlerle kolayca ayırt edilemediği görülmektedir. Bu eski işaretler, düzenli olarak opera ve tiyatroya gitmek, 'yük­sek sanat' sayılan her şey karşısında her zaman duyulan coş­ku ve bir pop şarkısı ya da popüler bir televizyon dizisi gibi sıradan sayılan her şeye burun kıvırmak gibi unsurlardan oluşmaktadır. Elbette bu durum, dışarıdan kültürel seçkin­ler, gerçek sanatseverler, kültürün ne olduğu, nelerden oluş­tuğu ve bir kültür adamı ya da kadını için (comme il faut ya da comme il ne faut pas) -neyin uygun olup neyin olmadı­ğı gibi konularda, pek de o kadar kültürlü olmayan akranlarından daha bilgili kabul edilen kişilerle artık karşılaşma­ yacağımız anlamına gelmez. (Akışkan Modern Dünyada Kültür)
  • Tüketim toplumunun bir üyesi olmak göz korkutucu bir görev ve hiç bitmeyen Çetin bir mücadeledir. Ayak uyduramama korkusu yetersizlik korkusu tarafından kenara itilmiş ama rahatsız edici iliğinden bir şey kaybetmemiştir. (Akışkan Gözetim)
  • Devlet her şeyden önce bir yeniden metalaştırma aracıdır. (Yasa Koyucular ve Yorumcular)
  • "dış görünüş benim için hem gerçekleştiren hem de yaşayandır" diye yazdı Nietzsche. (Akışkan Doğanlar)
  • "Farkında olalım veya olmayalım, hoşumuza gitsin veya gitmesin, yaşamlarımız sanat yapıtıdır." (Yaşam Sanatı)