Yahya Bey kimdir? Yahya Bey kitapları ve sözleri
Şair Yahya Bey hayatı araştırılıyor. Peki Yahya Bey kimdir? Yahya Bey aslen nerelidir? Yahya Bey ne zaman, nerede doğdu? Yahya Bey hayatta mı? İşte Yahya Bey hayatı... Yahya Bey yaşıyor mu? Yahya Bey ne zaman, nerede öldü?
Tam / Gerçek Adı: Dukaginzade Taşlıcalı Yahya Bey
Doğum Tarihi: 1488
Doğum Yeri: Arnavutluk
Ölüm Tarihi: 1582
Ölüm Yeri:
Yahya Bey kimdir?
16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşamış divan edebiyatı şairidir. Yaşadığı dönemde Fuzuli'den sonra en büyük mesnevi şairi olarak tanınmıştır. Kanuni’nin emri ile boğdurulan Şehzade Mustafa için yazdığı “Şehzade Mersiyesi”, en ünlü eseridir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmez. 1488-1489 yıllarından birinde doğduğu iddia edilir. Doğum yerinin Arnavutluk olduğu ve soyunun oranın önemli soylu ailelerinden biri olan "Dukagin" sülalesine dayandığı sanılmaktadır.
Küçük yaşta devşirme olarak Yeniçeri Ocağına asker olarak alındı ve Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde asker olarak yetiştirildi. Yeniçeri Ocağına bağlı Acemioğlanlar Ocağı'nda iken askerilik yeteneği yanında edebiyata yatkınlığı ve yazdığı şiirler farkedildi ve kendisine Kemal Paşazade’den, Kadri Efendi’den, Fenarizade Muhyiddin Çelebi'den dersler aldırtıldı.Onun bu yatkınlığı ve aldığı dersler önemli devlet adamları ile tanışmasını ve yardım görmesini yükselmesini sağladı.
Yavuz Sultan Selim döneminde Mısır ve Çaldıran Seferleri ile Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki pek çok savaşa da asker olarak katıldı. Gerek gördüğü yardım ve ilgi, gerekse askerlik alanındaki cesareti edindiği dostlar kadar kıskançlıklara ve düşman kazanmasına neden oldu. Örneğin şair Hayâlî ile takıştığı o dönemde bilinmektedir.
Rüstem Paşa’nın yerine sadrazam olarak atanan Kara Ahmet Paşa'nın bir süre sonra Kanuni'nin emriyle öldürülmesinden sonra yeniden işbaşına gelen Rüstem Paşa, şairin bütün malvarlığına el koymuş, onu maaşlı olarak sürgüne göndermiştir. Aşık Çelebi'ye göre sürgüne gönderildiği yer Bosna'da Zvornik Sancağı iken kimi yazarlar sürgün yerinin Temeşvar vilayeti olduğunu iddia etmektedirler.
Şairin sürgün edildiği bölgede sürekli olarak kalıp kalmadığı sonradan bu kararın kalkıp kalmadığı da bilinmemektedir. Bununla birlikte edebiyat faaliyetlerine devam ettiği ve Zigetvar seferi öncesi Kanuni'ye bir kaside sunduğu belirtilmektedir.
Ölüm tarihi üzerinde de bir anlaşmazlık olsa da çoğunluk tarihçi ve kaynak onun 1582 yılında vefat ettiğini belirtmektedir. Şairin mezarının yeri de tartışmalıdır, bir kısım kaynaklar, mezarının Zvornik'te, kimileri de İstanbul'da olduğunu söylerse de, Bursalı Mehmet Tahir Bey ve Muhammed Hadzijahic de, Bosna Evliya Kataloğu'nda şairin Loznica'da öldüğünü söylemektedirler.
Şairin bilinen ve ünlü 5 büyük mesnevisi bulunmaktadır. Bu mesnevilerin isimleri;"Gencine-i Raz","Kitab-ı Usul", "Gülşen-i Envar", "Yusuf u Züleyha", "Şah u Geda"'dır.
"Yusuf u Züleyha", bilinen en ünlü mesnevisidir. Bunun dışında Şah u Geda mesnevisinde Ayasofya gibi tarihi eserlerin tasvirlerinin bulunması mesnevinin önemini artırmaktadır.
Mesnevileri haricinde önemli eserleri arasında şairin çeşitli şiirlerinden oluşan bir “Divanı” ve “Hamsesi” bulunur.
Yahya Bey Kitapları - Eserleri
- Yusuf ile Züleyha
- Yusuf ile Züleyha
Yahya Bey Alıntıları - Sözleri
- Kişinin nefsi kırılmadan tecelli nurları kendisine açılmaz. Hakka yakın kişilerin imtihanı beladır. O yüzden erenler belayı ganimet bilirler. Fitne içindeki kalbi bela ıslah eder. (Yusuf ile Züleyha)
- Kıymetli insanlar kuyu suyu gibi alçak gönüllü olur. Belalar dert ehlinin kalbini temizler, onlara gönül alçaklığı verir. (Yusuf ile Züleyha)
- Arada manevi yakınlık varsa, yar ne kadar uzakta olursa olsun sevdiğiyle birliktedir. (Yusuf ile Züleyha)
- Eğri adamın elinden doğru tek bir elif bile çıkmaz. (Yusuf ile Züleyha)
- "Mevla seni gökte Züleyha ile nikâhladı, nikâh akdin okundu. Şu andan itibaren senin helalindir. Züleyha'nın istekleri kabul edildi. Sen de şimdi nikâhla onu, muradına ersin. Allah'ın emridir bu, tereddüt etme, dedi." (Yusuf ile Züleyha)
- Ey aşık olduğunu söyleyen ikiyüzlü! Yürü, önce başın çatlayana kadar şunu düşün; şeytan gibi imkanın olsa sende kıyamete dek yaşamaz mıydın? (Yusuf ile Züleyha)
- Allah'ım! Gönlümde iman nuru doğsun da taşsın; gönlüm zindanı iman Yusufuyla şeref bulsun. (Yusuf ile Züleyha)
- “Zamanı gelmeden açılan gül ömür harmanını yele verir.” (Yusuf ile Züleyha)
- Ya Rabbi! Değil bir, binlerce Yusuf'un güzelliği ancak Senin sevginle tamama ermiş, kemal bulmuştur. Senin sevginki İrfan sahiplerinin dilinden düşmüyor, Senin sevginki cümle dilberlerin güzelliği ondan doğmuş. İşte Allah'ım benim, gözüme de Senin sevgindeki güzelliği göster, göster ki Yusufların güzelliğine ihtiyacım kalmasın. (Yusuf ile Züleyha)
- İnsan isteklerine kapılırsa, hazan yaprağı gibi sararır solar. (Yusuf ile Züleyha)
- Hakk'ın dergahına yüzün urunca Süleyman'dan hakkını alır karınca (Yusuf ile Züleyha)
- "Bir gönüle iki sevgi sığmaz." (Yusuf ile Züleyha)
- zamanı gelmeden açılan gül, ömür harmanını yele verir. (Yusuf ile Züleyha)
- Allah'ım, gönlümde iman nuru doğsun da taşsın; gönlüm zindanı iman Yusuf'uyla şeref bulsun (Yusuf ile Züleyha)
- Tanrı'nın cemali varlıklara güzelliğini yansıtır, her varlık bir biçimde Tanrı'nın aynası haline gelir. Âşıkların beğendiği güzellikler Tanrı cemalinden gelen ışığın yansımasıdır. Feri bırak, asla bak. Bu nur o nurdan yaratılmıştır. (Yusuf ile Züleyha)
- vuslat şarabı, ayrılık belasını unutturur. (Yusuf ile Züleyha)
- Şerab-ı aşk ile ol kim yıkılmaz Cihanda ağzının tadını bilmez (Yusuf ile Züleyha)