dedas
Turkcella

Wolfram Eilenberger kimdir? Wolfram Eilenberger kitapları ve sözleri

Alman Gazeteci, Yazar, Filozof Wolfram Eilenberger hayatı araştırılıyor. Peki Wolfram Eilenberger kimdir? Wolfram Eilenberger aslen nerelidir? Wolfram Eilenberger ne zaman, nerede doğdu? Wolfram Eilenberger hayatta mı? İşte Wolfram Eilenberger hayatı...

  • 03.07.2023 11:00
Wolfram Eilenberger kimdir? Wolfram Eilenberger kitapları ve sözleri
Alman Gazeteci, Yazar, Filozof Wolfram Eilenberger edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Wolfram Eilenberger hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Wolfram Eilenberger hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Wolfram Eilenberger hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1972

Doğum Yeri: Freiburg, Almanya

Wolfram Eilenberger kimdir?

1972’de Almanya’nın Freiburg kentinde doğdu. Yazar, gazeteci ve filozof olan Eilenberger, Heidelberger Üniversitesi’nde felsefe yüksek lisansı yaptı, doktorasını ise Zurich Üniversitesi’nde tamamladı. Doktora çalışmaları esnasında gazetecilik yapmaya başladı, yazıları Die Zeit, Seuddeutsche Zeitung, Der Tageddpiegel gibi mecralarda yayımlandı.

Wolfram Eilenberger Kitapları - Eserleri

  • Küçük İnsanlar Büyük Sorular
  • Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe

Wolfram Eilenberger Alıntıları - Sözleri

  • Yani evde kalabilirlerdi demek istiyorsun öyle mi? Bütün o uzun yolu yürümelerine gerek yoktu diyorsun öyle mi? Yoo, hayır. O zaman ne tilkiye rastlarlardı ne de kargaya. Tavşana da rastlamazlar, kirpiye de rastlamazlar ve yumuşacık bir divanın ne kadar rahat olduğunu hiçbir zaman deneyimleyemezlerdi. (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • 'Öyle bir davranış sergile ki, insanlık kendinde ve başkalarında hiçbir zaman araç değil, her zaman amaç olsun.' (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • Felsefi açıdan bakılacak olursa kişinin mutsuzluğuna ilişkin idrak etmesi gereken tek şeyin kayıtsız şartsız özgür ben yanılsamasından kurtulması ve bu hayalin yerine gerçek yaşam koşullarını tanıması akla daha yakın görünüyor. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • Son yarım saatten beri kendinizi bir camın arkasında gözlemlediğinizi düşünün. Nasıl bir yaratık görürdünüz acaba? Hep aynı zoraki döngü, hiçbir şey getirmeyen, hep aynı döngü. Hayvanat bahçesinde kafeste bir hayvan gibi davrandığınızı, insansı maymunlardan birisi gibi, bütün gün kafesin bir ucundan diğer ucuna gidip gelen, hep aynı çizgide, hep aynı yol üzerinde anlamsız, saçma alışkanlıklar. Gözleri donuk ve hüzünlü bir yaratık görürdünüz. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • “Çünkü bilinç… herkesi kendisini tanımladığı şey yapar ve bu tanımlama , kişiyi düşünebilen diğer tüm varlıklardan farklı kılar…Bireyin kimliği yalnızca ve ancak bundan ibarettir , kendi-kendine-eşit-kalan aklı olan varlıktır .Bilinç geriye , bireyin kimliği ancak , geçmişteki olaylara doğru uzanabildiği kadar uzanır.” (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • İnsan olarak bizler verdiğimiz sözü tutmayacak olursak, dilimiz süreç içinde anlamsız seslerden oluşan bir Hiç'e dönüşür (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • Bütün insanlar ölür mü? Evet. Her insan. Kolay telaffuz edilen sözcükler: Bütün insanlar, herkes, her birey. Herkesten biri olmayan biri ölünceye kadar kolay telaffuz edilen sözcükler. (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • Filozof dostlarımı göz önüne getirecek olursam ama, zihinsel hamileliğin gerçekten çok uzun ve sancılı olduğunu söyleyebilirim. Dokuz ayın lafı bile edilemeyecek kadar uzun bir hamilelik. Birçoğu yıllardan beri beyinlerinde doğurmak için hazırlandıkları bir şeyler taşıyorlar. Mutlu değiller, zenginde olamadılar. Ruhsal sükunetlerinden bahsetmek bile mümkün değil. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • Bilgisizlik, yaptıklarımızı ve davranışlarımızı etkileyen kelimelerin gerçek anlamlarını tam olarak bilmemekten kaynaklanır, insan ruhen henüz olgunlaşmadığı, zihni karışık olduğunda kastettiği şeyi söyleyebilme veya gerçekten ne istediğini bilebilme olasılığından yoksundur. (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • İnsanın doğasını sorgulamak isteyen kişi, 2500 yıldan beri felsefenin yaptığı şeyi yapar, yanıt olarak gözünde bir bostan korkuluğunu canlandırabilir. Başka bir deyişle, eşyalar ve olgulara bakıp düşünce üreten, ama bizzat katılmayan hareketsiz bir cisim. Sorgulamak ve irdelemek istenilen şeye bakış mesafesinin bir diğer adı "teori"dir. Teorinin zıddı ise, somut olarak, yaşadığımız dünyaya müdahale et­mek olan pratiktir.(...)Martin Heidegger ve Ludwig Witgenstein'ın felsefesine göre insan, doğası gereği eylemleri ile dünyaya müdahale eder, dünyayı başkaları ile tanır ve algılar başka bir deyişle dünyaya, kendi tarlasını ekip biçen ve tarlasına (kendi yaptığı) bostan korkuluğunu diken insan aracılığıyla bakar. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • İşaretlerden oluşan düşünce akımınızdaki size özgü işaretleri oluşturan şey, işaretler ırmağının büyük bir bölümünün sadece size ait olan içinizde akmasında yatan gerçeklik değildir. Bunlar ortak değerlerdir ve ta baştan beri vardır. İşaretler akımını size ait işaretler akımı yapan ve size ait ol­duğunu tanımlayan şey, işaretlerin akım içindeki diziliş tarzına ve doğal olarak hangi işaretlerden oluştuğuna bağlıdır. Sözü edilen tarz her insanda farklıdır ve o kişiye özgüdür, kişinin tinsel özünün, ruhunun kişiliğidir. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • Demek filozofların çektiği ruhsal acı ve ızdırqp kadınların doğum sancılarından çok daha dayanılmaz öyle mi? Ciddi mi dersiniz? Sokrates nereden bilebilir ki bunu? Kadın değil. Ruhen doğurduğu bir yanıt da yok yeryüzünde. Filozof dostlarımı göz önüne getirecek olursam ama, zihinsel hamileliğin gerçekten çok uzun ve sancılı olduğunu söyleyebilirim. Dokuz ayın lafı bile edilmeyecek kadar uzun bir hamilelik. Birçoğu yillardan beri beyinlerinde doğurmak için hazırladıkları bir şeyler taşıyorlar. Mutlu değiller, zengin de olamadılar. Ruhsal sükûnetlerinden bahsetmek bile mümkün değil. Tam tersi. Sabahleyin karşılaştığımda, hem kendilerinin hem de iç seslerinin iyi taraflarını keşfettiklerinden neşeli insanlar olan bu meslektaşlarım, öğleden sonra üniversitenin koridorlarında süklüm püklüm, kamburlaşmış, sancılarını savuşturmak istercesine gece yarılarına kadar kuşkuları ile volta atarlardı. Hiçbir sonuca varamadan soruları ile cebelleşmekten hastalanıp yatağa düşenler bile olmuştu. Sokrates'in ebelik döneminde de fikirlere hamilelik pek farklı olmamış olsa gerek. Sokrates. fikir hamilesi hastalarının birçoğunun kendisine çok kızdığını, "Ellerinden gelse beni ısırırlardı, onların iyiliğini istediğimi bir türlü anlatamıyordum" sözleriyle anlatmıştır. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • Filozofların birçoğu (ve dinler), kendini tanımanın daha iyi bir yaşam için atılan ilk adım olduğu varsayımından hareket ederler. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • "Ben"in kayıtsız şartsız özgür bir özne olarak tanımlanması halinde, "benin kendini gerçekleştirmesini" ("ben"le ilgili kişinin kendi düşüncesi) mutlu yaşama giden ana yol olarak görme temayülü ağır basar. İçinde bulunduğumuz dünyada veya yaşamda, kayıtsız şartsız özgür öznenin ve onun özgürce fiili eylemlerinin varlığını açıklayabilmenin oldukça zor olduğu bilinen bir gerçek. Felsefi açıdan bakılacak olursa kişinin mutsuzluğuna ilişkin idrak etmesi gereken tek şeyin kayıtsız şartsız özgür ben yanılsamasından kurtulması ve bu hayalin yerine gerçek yaşam koşullarını tanıması akla daha yakın görünüyor. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • Kendi deneyiminizden hareketle sorgulanmayan yaşamın iyi bir yaşam olduğunu teyit edemezsiniz. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • “Düşünmek iyi olduğundan mı düşünüyor o halde insan? — Düşünmenin yararlı olduğunu düşündüğü için mi düşünüyor ? (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • “Her daireyi bir başka dairenin izlediğini idrak etmekten başka nedir ki yaşam? Ve bugün değişmez ve kesin idrak ettiğimiz şeyin yarın değişebileceğini , geçersiz ve yanlış olduğunu idrak etmekten başka nedir ki ? (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • İnsan olarak bizler verdiğimiz sözü tutmayacak olursak, dilimiz süreç içinde anlamsız seslerden oluşan bir Hiç’e dönüşür - yaşamımız hayvanların yaşamına benzer bir yaşam olur. Nietzsche aynen böyle diyor: “ İnsan söz verebilen hayvandır.” (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)
  • Kendi disiplini üzerinde uzun uzun düşünen Wittgenstein, tüm felsefi soruların dile özgü karmaşık bir modelden kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Öyleyse felsefi sorular yanıtlan­mamalı, bir hasta gibi terapi edilmelidir. (Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe)
  • İçime baktığım zaman kendimin aynısı olmayan, beni ben yapan, ama gerçekten ben yapan, deli gibi akan düşünce ve algılama ırmağından başka bir şey göremiyorum. (Küçük İnsanlar Büyük Sorular)

Yorum Yaz