diorex
sampiyon

Vercihan Ziflioğlu kimdir? Vercihan Ziflioğlu kitapları ve sözleri

Gazeteci, Yazar Vercihan Ziflioğlu hayatı araştırılıyor. Peki Vercihan Ziflioğlu kimdir? Vercihan Ziflioğlu aslen nerelidir? Vercihan Ziflioğlu ne zaman, nerede doğdu? Vercihan Ziflioğlu hayatta mı? İşte Vercihan Ziflioğlu hayatı...

  • 07.01.2023 00:00
Vercihan Ziflioğlu kimdir? Vercihan Ziflioğlu kitapları ve sözleri
Gazeteci, Yazar Vercihan Ziflioğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Vercihan Ziflioğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Vercihan Ziflioğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Vercihan Ziflioğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri: İstanbul

Vercihan Ziflioğlu kimdir?

Vercihan Ziflioğlu İstanbul’da doğdu. Özel Mıhitaryan Ermeni okulunda orta eğitimini tamamladı. İstanbul üniversitesi iletişim fakültesi ve Eskişehir Anadolu üniversitesi halkla ilişkiler bölümlerinden mezun oldu.

1996-1998 yılları arasında sırasıyla İstanbul ermeni toplumu yayın organlarından Marmara, Jamanag, Nor San gazetelerinde çalıştı. Agos gazetesi’nin ilk ekibinde yer aldı. Özel haberlere imza attı. Ermenice çocuk sayfalarının editörlüğünü yaptı ve köşe yazdı.

1998-2007 tarihleri arasında Hürriyet gazetesi’nde, 2007-2014 tarihleri arasındaysa Hurriyet Daily News gazetesi’nde görev yaptı. Hürriyet ve Hürriyet daily news'taki görevleriyle eşzamanlı olarak Referans gazetesi için özel haberler hazırladı. Haberleri Hurriyet Daily news’la eşzamanlı olarak Radikal gazetesi’nde de yayımlandı.

Aralık 2013 - Mayıs 2014 tarihleri arasında Aljazeera’da çalıştı. 2014 yılından bu yana uluslararası Rus haber ajansında görev yapmakta.

Kısa bir süreliğine Yeniyüzyıl’da uzman muhabir olarak çalıştı.

Ziflioğlu siyaset-politika, dış haberler, Türkiye’deki azınlıklar, etnik azınlıklar ermeni diasporası, ortadoğu/kafkasya, ermeni sorunu konuları üzerine uzmanlaştı. makaleleri BBC, Washington Times, Lee Monde, France 24 gibi dünyanın önde gelen basın yayın organlarında da yer buldu.

- ödülleri -

2007 yılında İsveç enstitiüsü’nün düzenlediği dünya çapındaki gazetecilik yarışmasında dört haber dosyasıyla 80 ülke arasında Türkiye’yi temsil ederek birincilik ödülünün sahibi oldu. ''

2008 yılında Ankara merkezli çağdaş gazeteciler tarafından ‘en iyi haber’ ödülüyle ödüllendirildi.

2012 yılındaysa yine çağdaş gazeteciler derneği tarafından verilen ‘en iyi röportaj' ödülünün sahibi oldu.

2010 yılında Frederich-Ebert Stiftung tarafından Ermenistan’da haber araştırması için burs kazandı.

2014 yılındaysa ABD büyükelçiliği tarafından ABD dışişleri bakanlığı desteğiyle gerçekleştirilen çeşitli başlıklardaki gazetecilik programı kapsamında Ziflioğlu "azınlıklar ve insan hakları" dalında aday gösterildi. bu dalda Türkiye'den seçilen isim oldu.

Vercihan Ziflioğlu Kitapları - Eserleri

  • Araftaki Ermenilerin Hikayesi
  • Beni Unutma Rusyam
  • Beni Benimle Bırak
  • Varla Yok Arasında İstanbul Ermenileri
  • Ananun Yeraz
  • Hanelug
  • Göz

Vercihan Ziflioğlu Alıntıları - Sözleri

  • ... Torun Boris dedesinin ve ailesinin tüm fertlerinin Atatürk'ü çok sevdiğini söyledi. Atatürk İle ilgili konuşurken gözleri doldu ve duygularını şu sözlerle ifade etti: "Dolmabahçe Sarayı'nın önünden ne zaman geçsem dedemi ve Atatürk'ü düşünüyorum. Eğer o olmasaydı biz şimdi nerede olurduk tanrı bilir. Şu anda onun sayesinde Türkiye'deyiz." (Beni Unutma Rusyam)
  • "Dini bayramlarda artık aile içinde dua ediyorduk. Kiliselerimiz vardı fakat camiye dönüştürüldü. Geri kalanlarsa spor salonu yapıldı. Ruhanimiz de yoktu. Babamın büyük kuzenlerinden biri papazın görevini üstleniyordu. Düşünün ben ancak İstanbul'a geldikten sonra vaftiz oldum. Büyük halamızın kızı bir Türk'le evlendi. Dış evlilik yapmak yasaktı." (Beni Unutma Rusyam)
  • Kadınların yaşamları adeta bir travma. Hristiyan kültürü içinde kalmak isteyen bu kadınların büyük bir çoğunluğu evlenmemiş. ... Kimi Beyaz Rus kızları ise Kars'ta Müslüman ahali tarafından kaçırılmış ve kaderlerinin kendilerine dayattığı yaşama hüzünle boyun eğmek zorunda bırakılmışlar. (Beni Unutma Rusyam)
  • İhtilalden sonra akın akın Türkiye'ye gelen yüz binlerce Beyaz Rus'tan bugün geriye sadece 10 kişi kaldı. Bu kişilerin yarısıysa artık geçmişi hatırlayamayacak kadar yaşlı. Bazıları bu kitabın hazırlık aşaması sırasında yaşamlarını kaybettiler... (Beni Unutma Rusyam)
  • Beyaz Ruslar plaj kültürünün de İstanbul'a kendileriyle birlikte geldiğini söylüyor. Sadece plaj kültürü değil, daha pek çok kavram ve isim de onlarla beraber İstanbul'da hayat bulmaya başladı. (Beni Unutma Rusyam)
  • Biraz ilkokul yıllarında, dahası Saint Josef eğitiminizden öncesine dönelim. Bize anlatmak isteyeceğiniz bir şeyler olabilir mi, sorusuna şu yanıtı verdi gülerek: “Tabii var, olmaz mı? Evde büyükannem bana Göklerdeki Pederimiz duasını öğretirdi. Oysa okulda gittiğimde Hıristiyan olduğumu bilmelerine karşın bana namaz kılmayı öğretmişlerdi. Çok yaramaz bir çocuktum, eve gittiğimde namaz kılar gibi yapardım. Dedem beni dövmek için kovalardı.” (Beni Unutma Rusyam)
  • Tarlabaşı bir dönemler İstanbul'un en görkemli en kozmopolit semtlerinden biri oldu. Beyaz Rusların de Pera çevresinde en çok yerleştiği semtlerden biriydi. Bugün Smirnoff votkası olarak dünyaya nam salan votkanın üretim tesislerinden biri de Tarlabaşı'nda açıldı. Bu meşhur votka uzunca bir süre İstanbul'da üretildi. (Beni Unutma Rusyam)
  • Tarihi kaynakların altardığına göre İstanbul’a ulaşan mülteci sayısı dalga dalga 200 bini buldu. Vapurların pek çoğu İstanbul Boğazı açıklarında haftalarca bekletildi. Mültecilerin karaya inmesine izin verilmedi. Tabii ki aralarında nüfus sahibi olanlar bu uygulamadan muhaf tutuldu ve gemilerden inmeyi başardı. Pera artık Beyaz Ruslarla dolmuştu. İstanbul’un çeşitli semtlerindeki hastaneler de öyle. İstanbul’un muhtelif semtlerinde kamplar kuruldu. Şehirdesalgın hastalık endişesi yaşanıyordu. Çünkü kötü şartlar altında İstanbul’a ulaşan Beyaz Ruslar arasında açlık ve kötü yaşam koşulları nedeniyle çeşitli salgın hastalıklar baş göstermişti. Yaşananlara dayanamayanlarsa ya intihar ediyorya da akıllarını yitiriyordu. Bir ekmek dilimi için gönleklerini, altanslarını bile verecek hale geldiler. Oysa zengin sofralara, ışıltılı salonlara alışmışlardı. (Beni Unutma Rusyam)
  • Bugünkü Çiçek Pasajı’nın adını nereden aldığını hiç düşündüğünüz oldu mu? Beyaz Ruslar bu ismin Pera'da çiçek satan Beyaz Rus kızlarından geldiğini söylüyor. Öyle ki sokaklarda para kazanmak için çiçek satan Beyaz Rus kızları zaman içinde irili ufaklı çiçekçi dükkânları açarak Pera'yı adeta bir çiçek bahçesine dönüştürdü. (Beni Unutma Rusyam)
  • İlk kurulan mesleki birliklerden biri “Rus Soförler Kulübü” oldu. O yıllarda İstanbul’da 700 civarında motorlu araba vardı. Bunların bir bölümü dolmuş olarak hizmet veriyordu. Beyaz Ruslar işte bu az sayıdaki arabayla İstanbul’un merkezi semtleri arasında yolcu taşımaya başladı. Şoförlerin neredeyse hepsi Beyaz Ordu birliklerinde görev yapan zırhlı araç şoförleriydi. Böylelikle İstanbulluları “dolmuşçuluk” kavramıyla tanıştırdılar. (Beni Unutma Rusyam)

Yorum Yaz