Trevor Bryce kimdir? Trevor Bryce kitapları ve sözleri
Avustralyalı Tarihçi, Yazar Trevor Bryce hayatı araştırılıyor. Peki Trevor Bryce kimdir? Trevor Bryce aslen nerelidir? Trevor Bryce ne zaman, nerede doğdu? Trevor Bryce hayatta mı? İşte Trevor Bryce hayatı...
Avustralyalı Tarihçi, Yazar Trevor Bryce edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Trevor Bryce hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Trevor Bryce hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Trevor Bryce hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Tam / Gerçek Adı: Trevor Robert Bryce
Doğum Tarihi: 1940
Doğum Yeri: Avustralya
Trevor Bryce kimdir?
1940 yılında Avustralya’da doğdu. Günümüzde dünyanın en önemli Hititologları arasında yer alan emeritus profesör Bryce, Antik Yakındoğu tarihi ile dilleri üzerine tanınmış bir otoritedir ve Hititler hakkında, aralarında bir tanesi Türkçeye çevrilmiş olan çok sayıda araştırma kitabı yazmıştır. Önemli belgesel projelerinde danışman olarak da yer almış; Oxford ve Princeton üniversiteleri de dahil çok sayıda akademik kuruluşta ders vermiştir.
Tarih araştırmalarına yaptığı katkılara karşılık Avustralya devleti tarafından madalya ile ödüllendirilen Bryce, Brisbane’de yaşamaktadır.
Trevor Bryce Kitapları - Eserleri
- Hititler
- Hitit Savaşçıları
- Hitit Dünyasında Yaşam ve Toplum
- The Lycians in Literary and Epigraphic Sources
Trevor Bryce Alıntıları - Sözleri
- Dünyada tüm zamanlar için barış ve uyuma ilham verdiği düşünülen bu antlaşmanın çevirisi, New York'ta bulunan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin girişine asılmıştır. (Hititler)
- Yeni kral kendine bir eş alırsa, bu eş eski Tavananna'nın ölmesini beklemek zorundaydı; ancak ondan sonra First Lady olabilirdi. (Hititler)
- Hitit askeri gücünün simgesi olan çift başlı kartal.bu kabartma Alacahöyük şehrinin girişinde yer almaktadır.Hititler zamanında şehrin adı Arinna idi. (Hitit Savaşçıları)
- "Tunç Çağı'na ait tabletlerin günümüze ulaşması tamamen şanstır. Bu tabletler, kentleri yakıp kavuran büyük yangınların ateşinde tesadüfen pişerek korundular." (Hititler)
- Nüfusun büyük bir çoğunluğunun okuma yazma bilmediği düşünüldüğünde kâtiplerin hizmetleri, efendileri olan krallar da dahil olmak üzere toplumun tüm kademeleri için vazgeçilmezdi. Edebi becerilerin elde edilmesi zorlaştıkça bu becerileri kazananların önemi artar ve dolayısıyla konumları daha da ayrıcalıklı hale gelirdi. (Hititler)
- Yakındoğu,Mısır ve Ege dünyasında at sürmek,ancak çok gözükara kişilerin uğraştığı tehlikeli bir spor olarak biliniyordu.ahşap eyer ve dayanıklı madeni gem henüz icat edilmemişti.En önemlisi,at ile binici arasındaki ilişki tam olgunlaşmamıştı.Bu dönemden kalma birkaç duvar resmi ile heykelciğinde gösterdiği kadarıyla,ata nasıl binmek gerektiği bile tam ögrenilmemişti.Biniciler atın sırtına değil eşeğe biner gibi sağrılara oturuyorlardı. (Hitit Savaşçıları)
- Firavun II.Ramses'in anlatımına göre Kadeş muharebesi'ndeki Hitit kuvvetleri 3.5oo'ü savaş arabası askeri ve 37.ooo'i yaya olmak üzere 47.5oo kişiden oluşuyordu. (Hitit Savaşçıları)
- Kralın ayakkabıları ve arabası bile saray bölgesinde kesilen hayvanların derisinden yapılabilirdi ve bunlar en titiz hijyenik koşullar altında saray mutfağında hazırlanırdı. (Hitit Dünyasında Yaşam ve Toplum)
- Düşük rütbeli subaylar ve erat kesimi orduya girerlerken,bütün askerlerden beklenen(krala ve ailesine karşı)koşulsuz sadakati vurgulamak için bir yemin töreni düzenlenirdi: Bir kadın kıyafeti,öreke ve ayna getirsinler,bir oku kırsınlar ve sende şu cümleyi tekrar et: "Burada gördüğünüz kadın eşyaları değil mi? Onlar yemin töreni için burdalar.Yemini kim bozarsa ve krala,kraliçeye ve prenslere kim kötülük yaparsa erkekten kadına dönsün!Askerleri kadına dönsün,kadın gibi giyinsinler ve başlarını bir örtüyle kapasınlar!Yayları,okları ve çomakları ellerinde kırılsın,yerlerine öreke ve ayna tutsunlar!" (Hitit Savaşçıları)
- Kral,acemi askerlerin kölelerden yahut seçilmiş oldukları halde askerlik görevinden kaçabilmek için rüşvet vermeye hazır kişilerin yerlerine buldukları ikame gönüllülerden alınmamasını şart koşmuştu. (Hitit Savaşçıları)
- "Hitit başkenti Hattuşa'nın yeri, yirminci yüzyılın başlarındaki kazılardan hemen sonra tespit edildi. Yakın zamanda Hititlerin 'anayurt' saydığı bölgede veya onun çevresinde birkaç Hitit kenti daha keşfedildi." (Hititler)
- Nadirde olsa,korumalardan biri kraliyet celladı olarak görevlendirilirdi.Bir defasında Altın Mızraklılar'dan bir asker,zimmetine para geçiren bir vali ile onun halefini beraberce sığır gibi boyunduruğa bağlamakla görevlendirilmişti.Onlar bu şekilde bağlıyken savaşçı,suçlu eski valinin bir akrabasını kan, hem onun hem de yeni valinin üzerine sıçrayacak şekilde öldürmüştü.Sonra kanın ikisinin de kıyafetlerine bulaştığını kendi gözleri ile görsün diye bu iki adamı kralın önüne getirmişti. (Hitit Savaşçıları)
- Genç Tunç çağında,bugün anladığımız haliyle süvari yahut atlı savaşçılar henüz ortaya çıkmamışlardı.Nitekim bu dönemde süvarilerin savaşta aktif bir rol oynadığını düşünmemizi sağlayacak ne yazılı ne de görsel hiçbir kaynak yoktur. (Hitit Savaşçıları)
- Tüm geceyi karısıyla geçiren ve dolayısıyla bir tanrının huzuruna temiz olmadan çıkan bir memur yaşamını tehlikeye sokardı. (Hititler)
- Hitit savaşcılarının uzun saçları migferinin arkasından sırtına dökülür bazı tasvirlerde kalın bir örgü halinde boynun arkasından sallanır.Uzun saç modası belki de savaşcılara oklar,mızrak darbeleri ve kılıç yaralarına karşı ek koruma sağlamak için zuhur etmişti. (Hitit Savaşçıları)
- Yunan tanrılarına ait tapınakların penceresiz iç kısımlarının tersine, Hitit tapınakları neredeyse her kata ışık girmesini sağlayan pencerelerle kaplıydı. Kuşkusuz uygun görüldüğü durumlarda tanrıların mahremiyeti için pencerelere tel takılıyordu. (Hititler)
- Hitit Kralları,Tanrılarının yürüyüşte gerçekten kendilerine eşlik ettiklerine ve muharebede önlerine düştüklerine inanırlardı. (Hitit Savaşçıları)
- Savaşçı kültürü Hitit toplumunun derinlerine işlemişti. Buna rağmen Hatti Büyük Kralları anayurtlarının ötesindeki askeri maceralara yalnızca başka çareleri kalmadığında girişirlerdi. (Hititler)
- Eğitimleri sona erdiğinde okçular kralın önünde maharetlerini sergilerlerlerdi.Belirlenmiş hedeflere isabet ettirenler bir kadeh şarap kazanır;hedefi ıskalayanlar ise çok daha tiksindirici bir şey içmeye (bunun ne olduğu tam belli değilse d,idrar içirme Hitit dünyasında bilinen bir ceza yönetmiydi) ve arkadaşlarının önünde çırılçıplak koşmaya zorlanırdı. (Hitit Savaşçıları)
- Yasaklanmış cinsel faaliyetlerin uzun bir listesinin bulunduğu Hitit Yasaları'nda bile eşcinsellikten bahsedilmemesi, eşcinselliğin cinsel suç sayılmadığını göstermektedir. (Hititler)