dedas
Turkcella

Étienne Balibar kimdir? Étienne Balibar kitapları ve sözleri

Fransız Marksist düşünür Étienne Balibar hayatı araştırılıyor. Peki Étienne Balibar kimdir? Étienne Balibar aslen nerelidir? Étienne Balibar ne zaman, nerede doğdu? Étienne Balibar hayatta mı? İşte Étienne Balibar hayatı...

  • 21.01.2023 22:00
Étienne Balibar kimdir? Étienne Balibar kitapları ve sözleri
Fransız Marksist düşünür Étienne Balibar edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Étienne Balibar hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Étienne Balibar hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Étienne Balibar hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 23 Nisan 1942

Doğum Yeri: Avallon, Fransa

Étienne Balibar kimdir?

Balibar Avallon, Bourgogne 'da doğdu. İlk olarak École Normale Supérieure'de Louis Althusser'in öğrencisi olarak göze çarptı. Balibar, Althusser ve içlerinde en çok Balibar'ın katkısının olduğunun vurgulandığı öğrencileri tarafından hazırlanan Kapital'i Okumak (Lire le Capital) kitabı ile sonuçlanan Althusser'in Marx'ın Kapital'i hakkındaki seminerine katıldı.Günümüzde UC Irvine'de felsefe ve politik teori dersleri vermektedir.

Althusser'in ölümünden sonra Balibar Fransız Marksist felsefesinin temsilcisi oldu.

Ne yazık ki Balibar, ünlü bir oyuncu olan kızı; Jeanne Balibar nedeniyle daha çok tanınmaktadır.

Kitleler, Sınıflar ve Düşünceler kitabında Balibar Kapital'de, tarihsel materyalizm kuramının (veya Marks'ın ilk yazmalarında yer alan ve daha sonra tarihsel materyalizm olarak atıfta bulunulacak olan radikal politik ekonomisi) Marks'ın Kapital'de geliştirmeye başladığı , özellikle, kapitalizmde bir mülkiyet biçimine dönen işgücünün çözümlenmesi özelinde, eleştirel kuram ile çelişkisini tartışmaktadır.

Étienne Balibar Kitapları - Eserleri

  • Demokrasiyi Demokratikleştirmek
  • Marx`ın Felsefesi
  • Althusser İçin Yazılar
  • Spinoza ve Siyaset
  • Eşitliközgürlük
  • Yurttaşlık
  • Şiddet ve Medenilik

Étienne Balibar Alıntıları - Sözleri

  • "Demokrasi olarak adlandırılması gereken şey, oluşturulmuş bir iktidar biçimi değil, demokrasisizleşme süreçleri ile demokratikleşme süreçleri arasındaki gerilim ta kendisidir." (Demokrasiyi Demokratikleştirmek)
  • Demokrasi bütün anayasaların [tek] hakikatidir. (Eşitliközgürlük)
  • Bir kral kendini zorba ilan eder etmez krallığın bütün kötüleri ve alt tabakası ganimetten pay kapmak için zorbanın etrafında öbekleşir ve büyük zorbanın altındaki zorbacıklar olmak için onu desteklerler... (Eşitliközgürlük)
  • Kutsal Aile’den (1844) Komünist Manifesto’ya (1847) ka­dar bu dönemdeki tüm yazılı metinlerinde Marx, kesin bir formülle bu proletaryanın “burjuva-sivil toplumun fiilen yok oluşunu temsil ettiğini” söyleyecektir. (Marx`ın Felsefesi)
  • Ancak günümüzde C. Levi Strauss insanın özünü doğa ve kültürün çatışması olarak açıklar, ya da Lacan insanın özünün baştan sona dil tarafından inşa edildiğini ifade etmek için “parletre” kelimesini uydurur­ken, her ikisi de Aristo’nun insanı dil yeteneği ve kullanımı ile siteye (siyasi topluluğa) aidiyet yoluyla tanımlayan ya da Aziz Augustin’in insanı “Tanrı’nın yeryüzündeki benzeri veya imgesi” olarak tarif eden aynı geleneğe katılırlar. (Marx`ın Felsefesi)
  • Eğer seven, arzulayan ya da tam tersine bizim sevdiğimiz, arzula­dığımız ya da nefret ettiğimiz bir şeyden nefret eden bir başkasını tahayyül edersek, bu tek olgu bizim bu nesneyi daha büyük bir se­batla sevmemizi ve arzulamamızı sağlayacak, ya da ondan nefret etmemize neden olacaktır. Ancak eğer onun bizim sevdiğimiz şeye karşı olduğunu ya da tersini tahayyül edersek, o zaman bir Ruh dal­galanmasına yakalanacağız demektir. (Spinoza ve Siyaset)
  • Sonuçta bir insanı ancak kendisi özgürleştirebilir, ama kimse de başkaları olmadan özgürlüğüne kavuşamaz. (Şiddet ve Medenilik)
  • Spinozanın düşüncesinin en özgün yönlerinden biri, daha önceden de gösterdiğimiz gibi, eskiden bilginin farklı alanları arasında var olan ayrılıkları ve hiyerarşik düzeni ortadan kaldırmış olmasıdır. Bunu yaparken onun felsefeye yaklaşımı tamamen yeniydi ve bu yaklaşım bugü­ ne kadar sadece birkaç taraftar bulabilmiştir. (Spinoza ve Siyaset)
  • "İnsanın doğal ve değişmez hakları" özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya direnme olarak sıralanır... (Eşitliközgürlük)
  • Dolayısıyla insanlar haklarında ‘özgür ve eşit doğarlar ve öyle kalırlar” gibi bir formülün burada hiçbir anlamı yoktur. Gerçek şudur ki insanlar pratikte, herhangi bir güçler ilişkisi (belirli bir devlet tipi) onları eşitlemek için devreye girmediği sürece, birbirine eşit olmayan güçlere sahiptirler. (Spinoza ve Siyaset)
  • Gerçekten de Alman İdeolojisi'nin kanıtlamalarının tümü, durumun böylesine dayanılmaz olmasına karşılık; onun, bizzat kendi gelişim mantığınca özet olarak burjuva sivil toplumun yerini komünizmin alması anlamına gelecek bir dönüşüm’ün (Umwälzung) öncüllerini içerdiğini göstermeye yöneliktir. Dolayısıyla, burjuva sivil toplumun biçimleniş ve çelişkileri tam anlamıyla geliştiklerinde komünizme ge­çiş pek yakındadır. (Marx`ın Felsefesi)
  • Yurttaşları birbirine bağlayan, hakların ve ödevlerin karşılıklılığı kuralıdır. (Eşitliközgürlük)
  • “Feuer­bach dinî özü insani özde çözüme bağlıyor”, yani o, özel­likle Hıristiyanlığın özü’nde göstermektedir ki, Tanrı fikri kişileştirilmiş ve dünya dışına yansıtılmış insani mükem­melliklerin bir sentezinden başka bir şey değildir. “ (Marx`ın Felsefesi)
  • Peki ya bu “teolojik ihtiyaç”, tarihsel biçimiyle, insan do­ğasının genel bir zayıflığından ziyade bir çeşit toplumsal ha­yata, bireylerin kendi aralarındaki ilişkileri bilinçli bir şekilde düzenleyememelerine dayanıyorsa? (Spinoza ve Siyaset)
  • Böylelikle iki klasik hak anlayışı reddedilir: — Bir yandan bireylerin ya da toplulukların haklarını, verili bir hukuk düzeninin (bir kurumlar sistemi ya da yüksek “adalet”, örneğin ilahi adalet) önceden varlığına, yani bazı eylemlere, bazı elde etmelere izin veren ve diğerlerini yasaklayan “nesnel bir hukuk’a bağlayan anlayış. — Diğer yandan hakkı bireyin özgür iradesinin, “şeyler’in (ya da “şey” olarak sınıflandırılabilecek olan her şeyin) karşısındaki tezahürü olarak, yani bu hakkı insanlığın evrensel bir özelliğini ifade eden, tanınmayı talep eden “öznel bir hak” olarak gören an­layış. (Spinoza bu anlayışı açıkça eleştirir: TP, II, 7). (Spinoza ve Siyaset)
  • Özgür olmak, özgürlüğü yok eden tüm zorlamalara, baskılara direnebilmektir... (Eşitliközgürlük)
  • Üzüntü, bireyin güçsüzlüğüne dair sahip olduğu bilinçtir ve insanı hem kendisinden hem de başkalarından nefret etmeye yöneltir. (Spinoza ve Siyaset)
  • Ezilenlerin kurtuluşu ancak kendi eserleri olabilir. (Eşitliközgürlük)
  • "Oysa demokrasi Max Weber'in çarpıcı tanımına yeniden başvurarak söyleyelim, iktidarın eylemlerine kamusal olarak karşı çıkılmasının meşru, hatta elzem görüldüğü paradoksal bir rejimdir. Bu tezi daha da ileri taşırsak, demokrasinin, eleştirilmeyi (en azından iktidarı elinde bulunduranların yurttaşlar tarafından eleştirilmesi riskini) kabul eden ve (mümkün olduğunca) bu ilkeyi benimseyen bir rejim olduğu fikrine ulaşırız." (Demokrasiyi Demokratikleştirmek)
  • Hiciv­ciler insani meselelere diledikleri kadar gülsünler, teologlar insanları istedikleri kadar suçlasınlar, melankolikler ise is­tedikleri kadar insanları aşağılayıp hayvanlara hayranlık duyarak medeniyetten kaçma taraftarı olsunlar, bütün bun­lar insanların birbirlerine yardım ederek ihtiyaçlarını daha kolay bir şekilde karşılayabileceklerini ve onları tehdit eden tehlikeleri sadece güçlerini birleştirerek önleyebileceklerini hissetmelerinin önüne geçemez. (...) (Spinoza ve Siyaset)

Yorum Yaz