diorex
sampiyon

Theodor Reik kimdir? Theodor Reik kitapları ve sözleri

Psikanalist ve Yazar Theodor Reik hayatı araştırılıyor. Peki Theodor Reik kimdir? Theodor Reik aslen nerelidir? Theodor Reik ne zaman, nerede doğdu? Theodor Reik hayatta mı? İşte Theodor Reik hayatı... Theodor Reik yaşıyor mu? Theodor Reik ne zaman, nerede öldü?

  • 08.04.2022 00:00
Theodor Reik kimdir? Theodor Reik kitapları ve sözleri
Psikanalist ve Yazar Theodor Reik edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Theodor Reik hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Theodor Reik hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Theodor Reik hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 12 Mayıs 1888

Doğum Yeri: Viyana, Avusturya

Ölüm Tarihi: 31 Aralık 1969

Ölüm Yeri: New York, ABD

Theodor Reik kimdir?

12 Mayıs 1888 yılında Viyana'da dünyaya gelmiştir. 1912 yılında Viyana Üniversitesi Psikoloji dalında doktora derecesini almış ve bir yıl süre ile Freud ile çalışmaya başlamıştır. Theodor Reik, Karl Abraham tarafından analiz edilmiştir. Yahudi olan yazar, 1934 yılında Almanya'dan Hollanda'ya ve 1938 yılında Birleşik Devletlere Nazizm'e geçmiştir. 1944 yılında da Amerika Birleşik Krallık vatandaşı olmuştur. Psikoterapötik dinleme, mazoşizm, kriminoloji, edebiyat ve din psikanalitik çalışmaları ile tanınan Theodor Reik, 31 Aralık 1969 yılında New York'ta hayatını kaybetmiştir.

Theodor Reik Kitapları - Eserleri

  • Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap
  • Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap

Theodor Reik Alıntıları - Sözleri

  • Romantik aşkta öz varlık kesinlikle kayıptır. Benlik neredeyse yoktur. O, sevilen nesnenin içinde erimiştir. Ne var ki, bu tümüyle duygusal teslim olmanın kökleri, kaçındığımız bilinçaltı eğilimlerin karanlık toprağı altında yatar. Romantik aşkın psikolojik analizi, Freud'un şu söylemini onaylar: idealleştirdiğimiz şeylerin nefret ettiğimiz eğilimlerle yakından ilişkisi vardır. (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • Evlilik “tehdidiyle” karşı karşıya kalır kalmaz, kız kendisine engel çıkarmak için bilinçdışı olarak her tür çabayı gösteriyordu. Evli olmak –bir eve, kocaya ve çocuklara sahip olmak– hayal âleminde kaldığı sürece, kız bu olasılıktan hoşlanıyordu. Bu amaçlar gerçekleşir gibi olduğunda, içindeki kara güçler onu, bunun gerçekleşmesini olanaksız kılacak her şeyi yapmaya zorluyordu. (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • "Ama kadınlar teslim olmuştur. Onlar kendi güçlerinin farkında değildirler; iç çekerek, “Bu dünya erkeklerin dünyası,” derken şunu eklemeyi unuturlar: “Ama dünya, beşiği sallayan el tarafından yönetilir.” (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • (...) eğer nefret edemezseniz, sevemezsiniz. Isıramazsanız, öpemezsiniz. Lanetleyemezseniz, kutsayamazsınız. İyi nefret edemeyen iyi bir âşık olamaz. (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • "Seks başka bir bedene duyulan tutkulu ilgidir; aşksa başka bir kişiliğe ya da onun yaşamına duyulan tutkulu ilgidir." (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • "Kendisini bir hiç olarak gören kişi ‘seni seviyorum’ diyemez." (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • (...) “seni seviyorum" "senden nefret etmiyorum" anlamına değil, "tüm düşmanca ve zorbaca duygularımı tersine çevirdim ve onları sana karşı şefkate dönüştürdüm" anlamına gelir. (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • (...) erkekler belirli bir kadından çocuk sahibi olmanın nasıl bir duygu olduğunu nadiren düşünürler. Bir kadın bir erkekten çocuğu olmasını istemiyorsa, o erkeğe gerçekten âşık olmadığı söylenebilir. (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • Çocuk sorar: "Baba, eşekler evlenir mi?" Baba yanıtlar: "Yalnızca eşekler evlenir." (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • "Seks başka bir bedene duyulan tutkulu ilgidir; aşksa başka bir kişiliğe ya da onun yaşamına duyulan tutkulu ilgidir." (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • "Belirli bir özgüven ve özsaygı olmadan sevmek olanaksızdır. Kendi kendisiyle dost olamayan, kimseyle dost olamaz. Başkalarıyla iyi geçinmek istiyorsanız, kendinizle az da olsa iyi geçinmelisiniz." (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • Seks bir içgüdüdür, biyolojik bir gereksinimdir, organizmanın içinden kaynaklanır, bedene bağlıdır. Açlık ve susuzluk gibi en büyük itkilerden biridir, organizmanın içindeki kimyasal değişiklikler tarafından koşullanmıştır. (...) Amacı fiziksel gerilimin yok edilmesidir. Başlangıçta bir nesnesi yoktur. Daha sonra, cinsel nesne yalnızca, gerilimi hafifleten bir çare durumuna gelir. Bu niteliklerden hiçbiri aşkta yoktur. Sıradan erkek ve kadının aşkın kalpte yaşadığı fikrini kabul etmezsek, onun nerede olduğunu bulamayız. Aşk kesinlikle biyolojik bir gereksinim değildir, çünkü onu hissetmeyen milyonlarca insan, hiç bilinmediği birçok yüzyıl ve kültür şekli vardır. (...) Başlangıçta seksin nesnesi yoktur. Aşkınsa kesinlikle vardır. Aşk, bir "ben" ve bir "sen" arasında çok belirli, duygusal bir ilişkidir. Seksin amacı nedir? Bunu daha önce belirttik: Fiziksel gerilimin yok edilmesi ve boşalma. Aşk diye adlandırdığımız arzunun amacı nedir? Ruhsal gerilimin yok edilmesi ve rahatlama. Boşalma ve rahatlama arasındaki bu zıtlıkta en tartışılmaz farklılıklardan biri yatar. Seks doyum ister, aşksa mutluluk. (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • Uygarlığımızda erkekler yeterince erkek olamamaktan; kadınlarsa yalnızca kadın olarak algılanmaktan korkar. (Aşk ve Şehvet Üzerine 1. Kitap)
  • "Biz, dünyanın isteklerini yerine getiriyoruz, kendimizinkileri değil." (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • Kıskanç kadının hissettikleriyle duygularının kasırgası içindeki erkeğin yaşadıkları kıyaslanabilir mi? (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • Aynaya bakan kadın kendisini başkalarının gözüyle, bazen de tek bir kişinin gözüyle görür.. (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • kadınların zinası, kocalarinin onlara gösteremedikleri anlayışla, takdir edilmekle ve onları koruyacak bir aşık bulma umuduyla ilişkilidir. Bu umut ya da istek erkeklerin sadakatsizliğinde çok ender görülen güçlü bir güdüdür. Erkek serüven aramadığı zaman onu harekete geçiren, daha çok merak ya da çeşitli cinsel deneyimler gereksinimidir. Genellikle o yalnızca "keyfine bakmak" ister ve bundan memnundur. (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • Hiçbir zaman yanıtlanmamış ve kadın ruhunu otuz yıldır araştırmama karşın hala yanıtlayamamış olduğum soru şu dur: "Bir kadın ne ister?" (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • Kadınlar güzel, hevesli, genç ya da iyi yetişmiş olduklarından ötürü değil; sağlıklı, çok çalışmaya uygun, zengin, gayretli, çocuk yapabilir olduklarından veya ailenin servetine, toplumsal mevkisine ya da politik gücüne katkıda bulunacaklarından ötürü seçilirlerdi. Geçerli olan karşılıklı seçim değil, yalnızca işe yararlıktı. (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)
  • Bir kadın bir erkeği çocuğunun müstakbel babası olarak düşünmekten hoşlandığı zaman bu, kadının erkeğe olan aşkının ya da büyük hayranlığının hemen hemen her zaman kesin bir kanıtıdır. Erkekler kadınla ilgili olarak nadiren benzer biçimde düşünürler. (Aşk ve Şehvet Üzerine 2. Kitap)

Yorum Yaz