Tanya Byron kimdir? Tanya Byron kitapları ve sözleri

İngiliz Psikolog, Yazar Tanya Byron hayatı araştırılıyor. Peki Tanya Byron kimdir? Tanya Byron aslen nerelidir? Tanya Byron ne zaman, nerede doğdu? Tanya Byron hayatta mı? İşte Tanya Byron hayatı...

İngiliz Psikolog, Yazar Tanya Byron edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Tanya Byron hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Tanya Byron hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Tanya Byron hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 6 Nisan 1967

Doğum Yeri: Birleşik Krallık

Tanya Byron kimdir?

Tanya Byron, psikoloji derecesini York Üniversitesi’nden, uzmanlığını University College London’dan aldı. Madde bağımlılığı üzerine Surrey Üniversitesi’nde doktora yaptı. Çocuklar ve ergenlerle çalıştı, eğitimler verdi ve konuşmalar yaptı. İngiltere’nin ünlü isimlerinden olan Byron, radyo ve televizyon yayıncılığıyla da tanınıyor. Programlarıyla BAFTA ödülüne aday olan yazar, Sony Radyo Ödülü’nü aldı. The Times ve Good Housekeeping’e yazıyor. İki çocuğuyla Londra’da yaşıyor. Dolaptaki İskeletler, Tanya Byron’ın ikinci kitabıdır.

Tanya Byron Kitapları - Eserleri

  • Dolaptaki İskeletler
  • Asi Çocuklar

Tanya Byron Alıntıları - Sözleri

  • Biz insanlar, çoğunlukla büyük meseleleri dert ediniyor olabiliriz, halbuki çoğu zaman işleyişteki en küçük değişimlerdir en büyük anlam taşıyan ve en büyük kederlere yol açan. (Dolaptaki İskeletler)
  • Sosyal temas kurmak ve bağlanmak için yaratılmış canlılarız biz. Hayatımızda bu olmadığında, zihnimiz ve bedenimiz ölüme doğru giden o yavaş süreci başlatıyor. Yalnızlık ölümcüldür. (Dolaptaki İskeletler)
  • "Hakikat göründüğü gibi değildi; yanında olduğuna inanıp güvendiklerin seni hüsrana uğratabiliyorlardı." (Dolaptaki İskeletler)
  • İntiharı, hayatta şansını denemiş ama yaşanır bulmamış bir yetişkinin kaçış yolu olarak düşünebilirdim. (Dolaptaki İskeletler)
  • Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar bir tür uyarıcıyla tedavi edilirler; görünen semptomlarıyla tamamen çelişiyor gibi duran bu uygulamanın açıklaması basittir: Bu çocukların retiküler aktivasyon sistemleri az çalışmaktadır. İçsel kaynaklı bir uyaranın yokluğunda, bu çocuklar ancak deli gibi sağa sola koşturarak uyarılma düzeylerini yükseltebilirler. Sakince oturmak imkansızdır onlar için. (Dolaptaki İskeletler)
  • " Konuşamadığımız ne çok şey vardı. " (Dolaptaki İskeletler)
  • Hiç kimse her şeye sahip olamaz. (Dolaptaki İskeletler)
  • Marion bir sigara daha yaktı. " Her şey çok güzel oldu hep." " Hoş bir hayat kurmuşsun kendine." "Evet kurdum. Benim zamanımda insan elinde olanı kabullenirdi ve asla daha fazlasını istemezdi. Şimdilerde herkes elinde olmayanın peşinde koşuyor. Geçmiş geçmiştir. Hiç kimse Her şeye sahip olamaz. Ben elimde olanlarla mutluyum elimde olmayanları da kabul etmişim. (Dolaptaki İskeletler)
  • Hakikat göründüğü gibi değildi; yanında olduğuna inanıp güvendiklerin seni hüsrana uğratabiliyorlardı. (Dolaptaki İskeletler)
  • Akıl sağlığı alanındaki efsaneye göre hastalarımızın üçte biri "iyileşir", üçte biri aynı kalır ve üçte biri de daha kötü olur. İnsanları "tedavi" edemeyiz biz ve bunun tek nedeni bazılarının " tedavi" edilemez olması da değildir - bazen bunu nasıl yapacağımızı bilemeyiz. Aslına bakılırsa " tedavi" terimi, akıl sağlığı güçlüğü yaşayanlara destek verme işinden ne anlarsanız anlayın, gayet faydasızdır. (Dolaptaki İskeletler)