Tamer Kütükçü kimdir? Tamer Kütükçü kitapları ve sözleri
Yazar Tamer Kütükçü hayatı araştırılıyor. Peki Tamer Kütükçü kimdir? Tamer Kütükçü aslen nerelidir? Tamer Kütükçü ne zaman, nerede doğdu? Tamer Kütükçü hayatta mı? İşte Tamer Kütükçü hayatı...
![Tamer Kütükçü kimdir? Tamer Kütükçü kitapları ve sözleri](https://www.mardinlife.com/uploads/2023/01/02/tamer-kutukcu-kimdir-tamer-kutukcu-kitaplari-ve-sozleri-369511.jpg)
Doğum Tarihi:
Doğum Yeri: İstanbul
Tamer Kütükçü kimdir?
İstanbul'da doğdu. Orta öğrenimini Bakırköy Lisesi (1990) ile İstanbul Maçka Teknik Lisesi'nde (1992) tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. (1998) Aynı üniversitenin aynı bölümünde yüksek lisans ve doktoraya devam etti. Lise yıllarında Figen Haceroğlu'dan, üniversite yıllarında ise Gönül Paçacı'dan özel olarak Türk müziği dersleri aldı. Bir yandan da Murathan Mungan'ın üniversitede bir yıla mahsus olarak verdiği "yaratıcı yazım" dersine katıldı. Türk edebiyatı ve Türk müziği, ilgi alanlarının başlıcalarıdır. Varlık, Virgül, Kitap-lık, Türk Dili, Türk Edebiyatı, Türklük Bilgisi Araştırmaları, Edebiyat ve Eleştiri, Hürriyet Gösteri, Roman Kahramanları, Eşik Cini gibi süreli yayınlarda yayımlanmış çeşitli eleştiri ve inceleme yazılarının yanı sıra, kitaplaşmış kimi çalışmaları ve kimi ödülleri mevcuttur. 2000–2003 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak çalıştıktan sonra, oradan ayrılmıştır ve yaklaşık on yıldır Sabancı Üniversitesi'nde "Türk Dili ve Edebiyatı" dalı öğretim görevlisi olarak görev yapmaktadır.
Tamer Kütükçü Kitapları - Eserleri
- Geyikli'nin Sarmaşıkları
- Kadıköy'ün Kitabı
- Bir Beyoğlu-Pera Hatırası
- Kadın Bedeni ve Cinselliğin Temsili
- 1970 Sonrası Kadın Romancılığı
- Tanzimat Romanı
- Radyoculuk Geleneğimiz ve Türk Musikisi
Tamer Kütükçü Alıntıları - Sözleri
- Hayat, taşları ufalanmış bir yolda da olsa ilerlemeye devam ediyor işte. İş, belki de onu dokuz sekizlik bir ritimde tutabilmekte. (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- insanız ve sevgisizlik hiç dolmayan bir file... tam tersine, nihayetinde, işte eksile eksile, geriye kendiniz bile kalmıyor... (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- Hatırlamak, geriye çağırmak olduğu kadar, aslında bir şeyleri zamanın mahzenine ebediyen kapamayı da kabul etmek demekti. (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- Esen rüzgârların, en çok da gönül kandillerini söndürüyor olması, hazin... (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- Megaralılar nihayetinde bölgede bir zaman sonra hâkimiyeti ele geçirmiş ve bugüne uzanan Kadıköy'ün kurucusu olma yolunda etkili olmuşlardır. Bu noktada sanırım, zihinlerde oluşan soruyu cevaplamak gerekir. : Megaralılar kimdir ve niçin bir göçle buraya yerleşmek durumunda kalmışlardır? Megara kuzeyden gelen' Dorlar'ın' Orta Yunanistan'da kurdukları bir şehirdi. Şehir, her biri birkaç köyü kapsayan beş yöreden oluşan bir coğrafi bölgenin idari merkezi konumundaydı aynı zamanda. Şu halde Megaralıları aslen 'Dor' kökenli bir Yunan kolonisi olarak nitelemek yanlış olmaz. Megara işlenebilir az olan bir bölgeydi. M.Ö 7. yüzyılda yani tam da Kadıköy bölgesine Yunanistan'dan akınların gerçekleşmesinden önce toprağa bağlı köylüler ile çiftlik hayvan sürülerini elinde barındıran aristokratlar arasında çatışmalar arttı. Bu krizle birlikte şehir Atina ile rekabet edemez hale geldi. Buna karşın Megaralılar denize kıyıları sayesinde gemicilikte ilerlemişlerdi. Bu Megaralıların Kadıköy yöresinde yeni bir şehir arayışlarını açıklamaktadır. Bu arada tarihî yarım adaya Doğu Roma'yı kuracak olan Bizans tarafından Kadıköy'ün kurucuları bu tercihlerinden dolayı " kör olmakla" itham edilecekler ve kurdukları şehre de " İ Hora Ton Tiflon (Körler Ülkesi) adı verilecekti. (Kadıköy'ün Kitabı)
- dünya, hızla değişiyor. materyalizm illetinin pençesinde, dün beğendiklerimizi, bugün elimizin tersiyle itiyoruz. (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- Saçma sapan bir soruyla başlıyorum söze. Aldırmadan, tüm içtenliğinle yanıtlıyorsun. Daha birkaç söz. Havadan sudan. Ne çok anlamlı, ne büsbütün anlamsız. Hayli sıradan şeylerden söz ettiğimiz halde, ikimizin de haz aldığı bir sohbetin içinde buluyoruz kendimizi birazdan. Hani bazı sohbetler vardır, rahat akışı olan sular gibidir. (Bir Beyoğlu-Pera Hatırası)
- Yitirilmiş duygular bahçesinde gelincikler ne renk açar, bilinmez. (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- Fatih Sultan Mehmet, Khalkedon'a (Kadıköy) güvendiği bir isim olan Kadı Hızır Bey'ini atayacak, bu eylemiyle de -farkında bile olmadan- bölgemizin günümüze kadar ulaşan adının banisi olacaktı. Hızır Bey (1407?-1458), bir rivayete göre, - Ayasofya'dan daha büyük bir kubbe yapamadığı için Fatih'in bir fermanla elini kestirdiği- hıristiyan mimarın kendisinden davacı olması üzerine Fatih'in mahkemede yargılayacak kadar adaleti her şeyin üstünde tutan bir kadıydı; (yine bir kanaate göre, Nasreddin Hoca 'nın kızının da torunudur.) (Kadıköy'ün Kitabı)
- oysa bunca yanlışın içinde doğruyu aramak başlı başına bir paradokstu belki de. (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- 'bir yürek en fazla kaç gamlı hatıranın yükünü taşıyabilir Ercüment?' (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- Kadıköy'ün çok uzun bir süre önce bağlar ve bostanlarla kaplı her bir köşe bucağı yeşillik, çiçek, bağ, bahçe olan bir köy olduğuna kim inanırdı?.. (Kadıköy'ün Kitabı)
- "İnsanların, belki en çok da sözlerini yitirdikleri bir zamandı." (Geyikli'nin Sarmaşıkları)
- Eskiden 'rıhtım' boydan boya denizdi ve oralar ' Kumluk' diye bilinirdi. 20. yüzyılın başındaki rıhtımı, Sermet Muhtar Alus şöyle aktarır: "Kadıköy'ün kumluğu daha doldurulmamış ve (rıhtım) ortada yok. Deniz şimdiki Belediye Dairesi'nin çok gerisinde, kısa duvarlı sıra evlerin önünde şıpır şıpır..." Bugün Kadıköy rıhtımını oluşturan bütün o düzlük alanlar , çok hafiften de olsa eğimin başladığı yere değin deniz yada kumsaldı. Denize yakınlığı ve toprağının kumsallığı nedeniyle buraya " Kumluk" denirdi; ne var ki burası atıl ve tozlu bir kıyı şeridi değil aksine Kadıköylülerin eğlence ve piyasa yeriydi. Plaj ve gezinti yeriydi. (Kadıköy'ün Kitabı)