Seyit Kemal Karaalioğlu kimdir? Seyit Kemal Karaalioğlu kitapları ve sözleri
Yazar Seyit Kemal Karaalioğlu hayatı araştırılıyor. Peki Seyit Kemal Karaalioğlu kimdir? Seyit Kemal Karaalioğlu aslen nerelidir? Seyit Kemal Karaalioğlu ne zaman, nerede doğdu? Seyit Kemal Karaalioğlu hayatta mı? İşte Seyit Kemal Karaalioğlu hayatı...

Doğum Tarihi: 1925
Doğum Yeri: Bafra
Seyit Kemal Karaalioğlu kimdir?
İÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Vatan, Dünya ve Tercüman gazetelerinde çalıştı. Türkçe öğretmeni olarak Denizli ve İstanbul'da görev yaptı. 1981 yılında emekli oldu.
Beş ciltlik Türk Edebiyatı Tarihi onun eseridir. Ayrıca edebiyat kavramları ve terimleri konusunda yararlı başvuru eserleri hazırladı. Bunlar arasında Edebiyat Sanatı, Edebiyat Akımları, Edebiyat Terimleri Kılavuzu gibi kitaplar yer almakadır. Ayrıca Türk edebiyatı konusunda ansiklopedik tarzda düzenlenmiş sözlük ve kılavuzlar hazırladı. Bazı büyük edebiyatçıların biyografilerini hazırladı. Çocuklar için de masallar yazan Karaalioğlu'nun tüm çalışmalarım İnkılap Kitabeyi yayımladı.
ESERLERİ:
Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü
Ansiklopedik Edebiyat Sözlüğü
Çağdaş Türk Şiir Antolojisi
Dede Korkut Hikayeleri
Edebiyat Sanatı
Edebiyat Terimleri Klavuzu
Edebiyatımızda Şair ve Yazarlar
Ergenekon Destanı (Derleme)
Namık Kemal, Hayatı ve Şiirleri
Neyzen Tevfik, Hayatı ve Şiirleri
Özetli - Örnekli Türk Romanları
Resimlerle Atatürk - Hayatı, İlkeleri
Resimli Dünya Edebiyatçılar Sözlüğü
Türk Hikayeler Antolojisi
Tutuşan Mısralar
Türk Şiir Sanatı
Ziya Paşa, Hayatı ve Şiirleri
Türkçe ve Edebiyat Sözlüğü
Cebrail Buzağsı (Roman - mart 1975)
Yanık Çocuk (Öykü-Anlatı)
Seyit Kemal Karaalioğlu Kitapları - Eserleri
- Namık Kemal Hayatı ve Şiirleri
- Neyzen Tevfik Hayatı
- Ziya Paşa Hayatı ve Şiirleri
- Sözlü/Yazılı Kompozisyon Konuşmak ve Yazmak Sanatı
- Türk Hikaye Antolojisi
- Edebiyatımızda Şair ve Yazarlar
- Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü
- Edebiyat Terimleri Kılavuzu
- Resimli Motifli Türk Edebiyatı Tarihi
- Edebiyat Sanatı
- Özetli Örnekli Türk Romanları
Seyit Kemal Karaalioğlu Alıntıları - Sözleri
- Fahrettin Kerim Gökay,konferans veriyormuş.Konu içkinin zararları.Bir ara dinleyicilere sormuş: :İki kovadan birine rakı, birine su doldursak ve bir eşeğin önüne koysak, hangisini içer?" Dinleyenler hep bir ağızdan "Suyu".Gökay tekrar sormuş: "Neden?" Neyzen Tevfik de dinleyiciler arasındaymış,cevap vermiş: "Eşekliğinden." (Neyzen Tevfik Hayatı)
- APOFAZ: Bir şeyden bahsetmek istemezmiş gibi görünerek yine ondan bahsetme sanatı;
Edebiyat Terimleri Kılavuzu) - Sanatını anlıyabilmek için, çocukluğunu bilmek gerekir. Çocukluğunun sanatı üzerinde büyük etkisi görülür. Annesi son derece şefkatli bir kadın, babası ise merhametsizliğe varan bir sertliktedir. Annesinin ölümü ile korkunç bir yalnızlığa düşer. Şiirlerinde annesine karşı duyulan engin sevgiyi, yalnızlığı, küçücük yüreğine zamansız düşen öksüzlük duygusunu, çocukluk anılarının en renkli rüyasını bize de duyurinaya çalışır. Edebiyatımızda çocukluk anılarını en güzel duygulaştıran, duyurabilen şairlerdendir. Sanat için sanatı be nimsemiştir. Şiirlerinde toplumsal düşüncelerle olaylara yer vermez. Hece ölçüsünü hiç kullanmaz, hep aruz ölçüsü ile yazar; Arapça Farsça sözcüklere, tamlamalara; benzetmeli, istiareli, mecazlı anlatıma çok yer verir. Şiir dili sade değildir. Şiirlerinde yaşıyan Türkçenin güzelliğini, konuşulan dilimizin zevkini bulamayız. (Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü)
- Coşkun zekasını alkol kadehlerinde boğan bu hasta şairin hatırasını,daima şefkatle ve sevgiyle anmakta devam edeceğiz.....son yıllarını zaman zaman hastanede, tımarhanede, meyhanede ve kahvehanede geçiren Neyzen Tevfik, kalender ve gerçek bir filozoftu. (Neyzen Tevfik Hayatı)
- Hayat akıyor; tarih yürüyor; sebepler sonuçlarını meydana getiriyor; sonuçlar, sonuçlura sebep oluyor. Bu akışın kaynağını, bu yürüyüşün seyrini, bu sebeplerin nedenlerini, bu sonuçların, toplum hayatımızdaki etkilerini mutlaka bilmemiz gerek. Dünü bilmeyen, bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan, yarını göremez, yarını inşa edemez; hattâ dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez. Abdülbâki GÖLPINARLI (Resimli Motifli Türk Edebiyatı Tarihi)
- İncinmemek istersen eğer mülk-i fenada Bir kimseyi incitmemeğe hasr-ı meram et (Ziya Paşa Hayatı ve Şiirleri)
- KIT'A Bana Tahir Efendi kelb demiş iltifatı bu sözde zâhirdir. Mâliki mezhebim benim zirâ İtikadimca kelb tahirdir. NEFI (Edebiyat Terimleri Kılavuzu)
- Zülfüne dil vermeyen bilmez gönül ahvâlini Anlamaz hal-i perişanı perişan olmayan (Ziya Paşa Hayatı ve Şiirleri)
- Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi, Ben burda en büyük çileyi doldurayım Ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç sana muhtaç Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur Ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım. (Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü)
- AMOK; Malezya'da görülen bir çeşit öldürücü delilik; Stefan Zweig'in ünlü romanı. Agin taassup, afyon, bunama gibi etkilerde deliren hasta hayal veya gerçek bir hakarete haksızlığa uğramış kuruntusuna kapılarak, sokaklarda çılgınca koşan. (Edebiyat Terimleri Kılavuzu)
- "Bilmez insân kadrini dünyâda insân olmayan" (Ziya Paşa Hayatı ve Şiirleri)
- Üslubu pek akıcı değildir. Alışılmışın dışında bir cümle yapısı, tutuk, bazen bozuk bir anlatımı vardır. Şivesindeki aykırılığı rağmen, düşüncelerin sağlam olmasına dikkat eder. (Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü)
- Şamanlıkta on yedi tabaka olan gökyüzü iyiliğin, güzelliğin, mutluluğun yeri cennet; on dört tabaka olan yeraltı ise karanlığın, çirkinliğin, kötülüğün, bahtsızlığın yeri cehennem; bir iki tabaka arasında insanlarla diğer canlı varlıkların yaşadığı yeryüzü bulunmaktadır. Bu dinin iki tanrısı vardır: Gök Tanrısı, Yer Tanrısı. (Resimli Motifli Türk Edebiyatı Tarihi)
- Tasavvuf Edebiyatı’nı geliştirselerdi, bizim lâiklik diye bir şey çıkarmamıza lüzum kalmazdı. O derece hür düşünceye, hür inanışa dayanan bir görüş, bir sistem. (Resimli Motifli Türk Edebiyatı Tarihi)
- RAHAT Şu kavga bir bitse dersin Acıkmasam dersin Yorulmasam dersin Çişim gelmese dersin Uykum gelmese dersin Ölsem desene, Orhan VELİ (Edebiyat Terimleri Kılavuzu)
- Geceleyin bir ses böler uykumu, İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin? Arıyorum yıllar var ki, ben onu Aşıkıyım beni çağıran bu sesin. (Edebiyatımızda Şair ve Yazarlar)
- Rızkına kanaat eden dünyaya minnet etmez, Sultana muhtaç olmayan dünyanın sultanıdır. (Ziya Paşa Hayatı ve Şiirleri)
- İşte rüzgâr! İşte sonbahar yıldızları! İşte kalbim, işte şiirlerim! Sen gelsen, elini alnıma koysan. Saçlarını öpsem Ağlasam. (Edebiyatımızda Şair ve Yazarlar)
- “Bana vicdan ile din, hubb-ı beşer şöyle dedi: Menfaat nerde ise o tarafa yollanırız. Sen şifâbahş olacak sanma bu teşkilâtı, İlmi biz halkı uyuşturmak için kullanırız.” (Neyzen Tevfik Hayatı)
- Ana dilim üzerinde düşünmeğe koyuldum: Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime onsekiz bin âlemden daha yüksek bir âlem göründü. Bu alemin süsler, bezekler içinde enginleşen göğü, dokuz gökten daha üstündü.. Bu erdemler, yücelikler hazinesinin incileri, yıldızlardan daha parlaktı... Türk'ün bilgisiz ve zavallı gençleri, güzel sanarak, farsça şiir söylemeğe özeniyorlar. Bir insan etraflı ve iyi düşünse, Türkçede bu kadar genişlikler, incelikler, derinlikler ve zenginlikler durup dururken bu dilde şiir söylemenin ve sanat göstermenin daha kolay, daha beğenilir olacağını anlar. Türk dilinin olgunluğu ve yüksekliği bu kadar tanıklarla meydana çıkarıldı. Gerekli ki bu halk arasında yetişen sanat sahipleri, sanatlarını öz dilleri dururken, özge dil ile meydana koymıyaydılar. Ali Şir Nevâî (Edebiyatımızda Şair ve Yazarlar)