Şeyh Sadi Şirazi kimdir? Şeyh Sadi Şirazi kitapları ve sözleri
Fars Şâiri ve İslam Âlimi Şeyh Sadi Şirazi hayatı araştırılıyor. Peki Şeyh Sadi Şirazi kimdir? Şeyh Sadi Şirazi aslen nerelidir? Şeyh Sadi Şirazi ne zaman, nerede doğdu? Şeyh Sadi Şirazi hayatta mı? İşte Şeyh Sadi Şirazi hayatı... Şeyh Sadi Şirazi yaşıyor mu? Şeyh Sadi Şirazi ne zaman, nerede öldü?
Fars Şâiri ve İslam Âlimi Şeyh Sadi Şirazi edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Şeyh Sadi Şirazi hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Şeyh Sadi Şirazi hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Şeyh Sadi Şirazi hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1193
Doğum Yeri: Şiraz, İran
Ölüm Tarihi: 1292
Ölüm Yeri: Şiraz, İran
Şeyh Sadi Şirazi kimdir?
İran Edebiyatı'nın en büyük şairlerindendir. Asıl ismi bilinmemektedir. Atabek Sa'd'ın hizmetinde bulunduğu için Sadi mahlasını kullanmıştır. Orta çağın ilim ve kültür merkezlerinden Şiraz'da doğmuştur. Doğum tarihi hususunda görüş birliğine varılamasa da 1184 yılında doğduğu sanılmaktadır. Firdevsi hamasiyat denilen destansı epik tür şiirlerde Enveri, kasidede Sadi otorite kabul edilirken Hafız ise gazelde üstündür. Bazen Sadi'nin gazelleri Hafız'a tercih edilmiştir. Prof. Ali Nihat Tarlan'a göre Sadi, gazellerde Hafız'dan daha realist ve daha insanidir. Dili de harikulade denilecek kadar fasih ve beliğdir. Sadi'nin asıl ünü mesnevi türünün en büyük üstatlarından biri olmasından ileri gelir.
Çocukluğunun ilk yıllarını Şiraz'da geçiren Sadi, ilk tahsilini de orada yapmıştır. Moğol istilasına rast gelen bu dönemde Şiraz'dan kaçarak Bağdat'a göç etmiş ve tahsiline devrin en mühim eğitim müessesesi olan Nizamiye Medreseleri'nde devam etmiştir. Genç yaşta babasını kaybettiğini "Çocukların ıstırabını bilirim. Çocukluğumda babamı kaybettim." beyiti ile anlatmıştır. Tahsiline devam ederken devrin büyük mutasavvıflarından ve ulemasından istifade eden Sadi, gençlik çağından sonraki yıllarda sürekli seyahat etmiş ve maceralı bir hayat sürmüştür. Onun yaşadığı dönemde İran, Moğol hakimiyeti altında harap olmuş vaziyettedir. Sadi'nin Ortadoğu, Arabistan ve Mısır'ı gezdiği rivayet edilir. Sadi Şam'da iken Haçlılara karşı Türk-İslam ordularında savaşmıştır. Hatta orada Hıristiyan kuvvetlere esir düşmüş yıllarca ağır istihkam işlerinde çalıştırılmıştır. Sadi'nin bilgisine hayran kalan Suriyeli bir tacir onu fidye ile satın alarak esaretten kurtarmış ve kızıyla evlendirmiştir. Ancak bu büyük şairin evlilik hayatı pek iç açıcı değildir. Eşinin kendisine kötü davranmasına dayanamayan Sadi, en sonunda evini terk etmiş, Anadolu'yu Çin'i ve Hindistan'ı gezdikten sonra memleketi Şiraz'a dönmüştür.
1256'da memleketine dönen Sadi, kendisini şiire ve ilme vererek ölümsüz eserlerini kaleme almıştır. Moğollarca büyük ihtiram gören Sadi, Tarih-i Cihanguşa'nın yazarı sahibi Cüveyni tarafından da takdir edilmiştir.
98 yaşında ömrünü tamamlayan şair, geniş bilgisi ve yüksek kültürü sayesinde doğu kaynaklarında Şeyh Sadi olarak nam bulmuştur. Mezarı Şiraz'a yakın Sadiyye'dedir. Günümüzde Sadi'nin kabristanı Sadi Türbesi, Şiraz'ın başlıca turistik mekânlarındandır.
21 Nisan (İran Takvimi: 1 Ordibeheşt) "Sadi Günü" olarak anılmaktadır.
Öne Çıkan Eserleri
- Bostan (Sa’dî-nâme). (Ahlak ve Edebe dair konuların işlendiği mesnevi; 655/1257) Nşr. Muhammed Ali Fürûğî, Külliyat-ı Sâdî, (1385 h.ş). Tahran: İntişarat-ı Hermes. Çev. Kilisli Rıfat Bilge. Bostan ve Gülistan. 12. Bs. Konya: Meral Yayınevi, 1980.
- Gülistan. (Makame türünde yazılmış ahlaka dair mensur bir eserdir; 656/1258) Nşr. Muhammed Ali Fürûğî, Külliyat-ı Sâdî, (1385 h.ş). Tahran: İntişarat-ı Hermes. Bostan ve Gülüstan. Çev. Kilisli Rıfat Bilge. Konya: Meral Yayınevi, 1980.
- Divan. Nşr. Muhammed Ali Fürûğî, Külliyat-ı Sâdî,, (1385 h.ş). Tahran: İntişarat-ı Hermes.
- Nasihatü’l Mülük. Nşr. Muhammed Ali Fürûğî, Külliyat-ı Sâdî, (1385 h.ş). Tahran: İntişarat-ı Hermes. Nasihatü’l Mülük. Çev. Turgay Şafak. İstanbul: Büyüyenay Yayınları, 2015.
- Risale-i Akl ü Işk. Nşr. Muhammed Ali Fürûğî, Külliyat-ı Sâdî (1385 h.ş). Tahran: İntişarat-ı Hermes. Nasihatü’l Mülük. Çev. Turgay Şafak. İstanbul: Büyüyenay Yayınları, 2015.
- Risale-i Enkiyânû. Nşr. Muhammed Ali Fürûğî, Külliyat-ı Sâdî (1385 h.ş). Tahran: İntişarat-ı Hermes.
Şeyh Sadi Şirazi Kitapları - Eserleri
- Gülistan
- Bostan
- Bostan ve Gülistan
- Hükümdarlara Öğütler
- Uykusuz Aştık Geceyi
- Beş Meclis ve Akıl ve Aşk Risalesi
- Bostan - Gülistan - Altın Küpeler
- Rubailer ve İlk Gazeller
- Seçilmiş əsərləri
- Genç Adam
- Gülistan Pehlivan Ve Çırağı
- Gül Suyu Gülistan Tercümesi
- Nasihatü’l-Mülûk
Şeyh Sadi Şirazi Alıntıları - Sözleri
- üç günlük dünya için mağrur olmamalıdır. (Hükümdarlara Öğütler)
- Eşşək ki, deyirlər çox natəmizdir, Yük çəkir, bununçun xalqa əzizdir. Zəhmətkeş öküzlə, yük çəkən eşşək, Bədxah insanlardan yaxşıdır, bişək. (Seçilmiş əsərləri)
- . Yanlış üslup doğru sözün celladıdır. . (Gülistan)
- Dünyayı aydınlatan güneş, yarasanın gözüne çirkin gözükür. (Bostan - Gülistan - Altın Küpeler)
- “…Hiçbir kişi senin sırrına senden fazla şefkat göstermez.” (Genç Adam)
- Kanın damarımda akması gibi Gönlümde kaynayıp duran sevgili Bülbüller uyandı, şakıyadursun Biz yine uykusuz aştık geceyi! (Uykusuz Aştık Geceyi)
- Yumuşaklıkla düşmanın derisini yüzebilirsin. Halbuki sert davranış dostu bile düşman eder. (Bostan ve Gülistan)
- Bir söz ağzından çıkmadıkça sen o söze hükmedebilirsin ama söyledikten sonra o sana hükmeder. (Bostan - Gülistan - Altın Küpeler)
- Ben,başka birinin sevgisine söz vermiyeceğim.Bilirim ki senden daha iyi bir dost elime geçmez.Gönlümü sana bağlıyayım ki canımın rahatı sensin. Gönlümü senden ayırayım da kime vereyim? (Rubailer ve İlk Gazeller)
- Kainatın efendisi Adem oğullarının seyyidi Allah'ın selamı üzerine olsun şöyle buyuruyor Bir kimse seher vakti uyan uykudan uyandığında dinle ilgili bir derdi kendine dert edinir ve İslam'ın bir derdini kalbine hisseder kalbinde Allah aşkı olursa yüce Allah'ın Kerem ve fazla ile acil yardımlarını ona gönderir ki ebediyete kadar ona kifayet eder ve her kim ki kalbinde bunun dışında bir sevda varsa ve gönlüne başka bir dert yerleşmişse onun vicdanına baskı yapması için kahır ordusunu gönderir ve kendi İzzet gücünün kılıcı ile onun başını alır ve hiç kimse de ona ne için böyle yapın ne için böyle davranıldı diye sormaz (Beş Meclis ve Akıl ve Aşk Risalesi)
- İnsanların kusurlarını örtmeye çalış ki Allah da senin kusurlarını bir perde ile örtsün. (Bostan - Gülistan - Altın Küpeler)
- “Herkesin itibarı kendindendir..” (Bostan)
- Faydasız söz işitmektense sağır görünmek iyidir. (Bostan ve Gülistan)
- Ya Rabbi! Sen beni hayra, iyiliğe muvaffak kılmazsan benim kime ne hayrım dokunur. (Bostan)
- Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler. (Rubailer ve İlk Gazeller)
- . Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer bağlayıp bir kişinin karşısında ayakta durmaktan iyidir. . (Gülistan)
- Ah Kâşki gözümü kaldırıp sana bakmasaydım. Belki gözümden gönlüme inen aşkın böyle soygunculuk yapmazdı. Kusur gönülden, günah gözdendir. Âh şu gönülden, yüz bin âh şu gözden.... (Rubailer ve İlk Gazeller)
- “Ey aşkını başkalarının pazarında satmış olan kişi, bu dağınıklık nereye kadar?” (Beş Meclis ve Akıl ve Aşk Risalesi)
- Erdemli kişi yalnızca kusurunu görür. (Bostan)
- Kendi canını kurtarmak için arkadaşını savaş meydanında bırakıp düşmandan kaçan askerin cezası ölümdür. Bir sultan bir askere ekmek veriyorsa canını ortaya koysun diyedir. Öyleyse savaştan kaçan bir asker öldürülmeye layıktır. (Hükümdarlara Öğütler)