Selahattin Hilav kimdir? Selahattin Hilav kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Felsefeci, Çevirmen ve Yazar Selahattin Hilav hayatı araştırılıyor. Peki Selahattin Hilav kimdir? Selahattin Hilav aslen nerelidir? Selahattin Hilav ne zaman, nerede doğdu? Selahattin Hilav hayatta mı? İşte Selahattin Hilav hayatı...

Türk Felsefeci, Çevirmen ve Yazar Selahattin Hilav edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Selahattin Hilav hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Selahattin Hilav hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Selahattin Hilav hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1928

Doğum Yeri: İstanbul

Selahattin Hilav kimdir?

Selahattin Hilav, 1928 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümün'den mezun olduktan sonra, Fransa'da Sarnbonne ve İşçi üniversiteleri'nde okudu. Ardından felsefe çalışmalarını kesintisiz sürdürdü. Babası İran Kürt'lerinden Istanbul'a göç etmiş ve sonradan Hilav soyadını almış olan Muhammed Mihri Bey'dir.

Felsefeci, çevirmen ve denemeci olarak tanındı. Yazko Felsefe Dergisi'nde yöneticilik yaptı. Felsefe yazılarının yanı sıra edebiyat üzerine yazılar da yayımladı. Türkiye'de felsefenin ve birçok kuramsal konunun anlaşılmasında ve öğrenilmesinde açıklayıcı yazılarıyla öncülük etti. Selahattin Hilav, 12 Mayıs 2005 tarihinde yine İstanbul'da öldü.

Aydınlanmacı felsefe'nin ve Marksizm'in Türkiye'de kuramsal olarak anlaşılmasında önemli katkıları oldu. Yabancılaşma kavramı başta olmak üzere, Asya tipi üretim tarzı, şeyleşme gibi pek çok marksist kavramın bu şekilde Türkçeye girmesini sağladı. Öte yandan varoluşçuluk'un hem edebiyat hem de felsefi olarak Türkiye'ye girmesine katkıda bulundu.Sartre'ın Bulantı'sını, Arthur Schopenhauer'un Aşkın Metafiziği'ni, Foucault'nun Bu Bir Pipo Değildir'ini çevirdi.

Selahattin Hilav Kitapları - Eserleri

  • Felsefe El Kitabı
  • Diyalektik Düşüncenin Tarihi
  • 100 Soruda Felsefe El Kitabı
  • 100 Soruda Felsefe
  • Edebiyat Yazıları
  • Felsefe Yazıları
  • Entelektüeller ve Eylem
  • Gerçeküstücülük
  • Gerçeküstücülük - Surrealisme

Selahattin Hilav Alıntıları - Sözleri

  • Thrasymakhos, yasa ve adalet denilen şeyin aslında, güçlüye ve egemen olana yararlı ol­duğunu; güçsüze de zarar verdiğini ileri sürdü. (100 Soruda Felsefe El Kitabı)
  • Hiçbir şeyde aşırı olma. (Felsefe El Kitabı)
  • filozof «bilgeliği seven», bilgiyi arayan ve ona ulaşmak İsteyen kişidir. (100 Soruda Felsefe El Kitabı)
  • Metafizik konular deyince, duyularımızı ve algılarımızı aşan konular, anlaşıldı. (Felsefe El Kitabı)
  • Felsefe, kendini bilinçli hale getiren düşüncedir. (Felsefe El Kitabı)
  • Osmanlıcada «hikmet» felsefeden daha geniş kapsamlıydı ve «gizil ve bilinmeyen nokta», «neden», «ahlaka İlişkin kısa söz» anlamına geli­yordu.Bu açıdan, «hakim» yani «hikmet sahibi» de varlığın ve ya­şamın gizil nedenlerini kavramış «bilge kişi» anlamına geliyordu (100 Soruda Felsefe El Kitabı)
  • Marksçılığa göre, sosyalist üretime geçildikten sonra, ekonomik yasaların insana değil de insanın ekonomik yasalara egemen olması sağlandığı zaman, yabancılaşma ortadan kalkacaktır. Böylece insanoğlu, yabancılaşmayı aşarak, varlığını bütün genişliği ve derinliği ile geliştirip gerçekleştirecek, bütün maddesel ve manevi güçlerine ve bu güçlerin ürünlerine yeniden sahip olacaktır. (Felsefe El Kitabı)
  • philasophia» nın, bilgi ve bilgeliğe duyulan «sevgi» ya da «dostluk» olmasıdır. «Philasophos» yani filozof, şu ya da bu koşula, duruma, ya da kişiye bağlı olarak değişiklik göstermeyen, yani şuna ya da buna «göre» olmayan «mutlak» doğruları ve kesin bilgileri bildiğini İleri süren bir kimse değildir. Bunun tam tersine, bilgiyi ve bllgellğf arayan, seven, ele geçirmek İsteyen kimsedir. (100 Soruda Felsefe El Kitabı)
  • «Felsefe» sözcüğü, eski Yunancadan Arapçaya ve bu dilden Türkçeye geçmiştir. Sözcüğün Yunanca aslı «philosophia> dır ve İki ayrı sözcükten oluşur: «Phila», «sevgi» anlamına gelir; «sophia» İse, «bilgelik» ya da genel olarak «bilgi» demektir, öyleyse, «philasophia», bilgi ve bilgelik sevgisi, aşkı anlamına geliyor. «Philosoptıos» (filozof) da, «bilgeliği seven», «bilgiyi arayan ve ona ulaşmak İsteyen kişidir. (100 Soruda Felsefe El Kitabı)
  • Ben, kendi öz varlığında, bir yönelimli oluş ve değişmedir; isteyerek gerçekleştirilen ev­rimdir; bilinçli ve bile isteye bir ilerlemedir. Kendisine verilmiş ve kendisi olan veriyi aşma edimidir. Ben, özgür ve tarihsel bir bireydir. Ve kendini, başkalarına ve kendisine bir kendinin bilinci olarak açan (gösteren, ortaya koyan) bir Bendir... (Diyalektik Düşüncenin Tarihi)
  • Rastlantı diye bir şey yoktur. Biz, nedenlerini bilmediğimiz şeylere rastlantı deriz. (Felsefe El Kitabı)
  • Marx, paranın insanı nasıl yozlaştırdığını yani insanlıktan çıkardığını açıklamıştı. Para sayesinde, çirkinin güzel, budalanın zeki haline geldiğini ve yine para sayesinde, insanın kendini sevdirebildiğini ve cehaletini kültür diye yutturabildiğini göstermişti. (Diyalektik Düşüncenin Tarihi)
  • "Tüm varlığımız, düşüncemizin sonucudur; düşüncelerimiz üzerinde temellenir, düşüncelerimizden yapılmıştır." (Diyalektik Düşüncenin Tarihi)
  • Hatta Çin ve İran dinlerinde, varlıkları ve olayları karşıtlıklarla ve birbirleriyle çatışan gerçeklerle açıklama eğilimi de görülüyor. Yani eski doğu düşüncesinde, diyalektik görüşe benzer ilkel bir düşünüşe rastlandığı bile söylenebilir. Her ne olursa olsun, burada dikkatimizi çeken nokta, felsefesel düşünceyle oranla din düşüncesinin ağır basmasıdır. Başak bir deyişle, eski doğu düşüncesinde felsefe, dinden tamamen sıyrılarak bağımsızlığını elde edememiş ve kendini yalnız akla ve mantığa dayanan özgür bir araştırma olarak koyamamıştır. (Felsefe El Kitabı)
  • Felsefe , kendini bilinçli hale getiren düşüncedir. G.W.F. Hegel (Felsefe El Kitabı)
  • Prodikos, tanrıların varlığının ancak insanın ruhsal yaşantısı bakımdan açıklanabileceğini; yani dinin, insanlar tarafından pratik amaçlar göz önünde tutularak “ortaya konmuş olduğunu” ileri sürdü. Aynı düşünceyi geliştiren Kritias, tanrıların ve dinin, zeki kralların ve prenslerin, uyruklarına baş eğdirmek için ortaya attıkları uydurmalardan başka bir şey olmadığını söyledi. (Felsefe El Kitabı)
  • Herakleitos derki; “Aynı nehre iki kez giremezsin”. Oysa, aynı nehre bir kere bile giremezsin çünkü nehir akmaktadır. Nehir çok hızlı akmaktadır ve yalnızca nehir değil, sen de akarsın. Aynı nehre iki kez giremezsin çünkü nehir değişir. (100 Soruda Felsefe El Kitabı)
  • ... hayat ve ölüm arasında, metafizik bir çelişki, yani aşılması kabil olmayan mutlak bir çelişki değil, sadece, diyalektik bir çelişki vardır. Bu, hayatın, kendi içinde ölüm koşullarını ve ölümün de kendi içinde hayat koşullarını taşıması demektir. (Diyalektik Düşüncenin Tarihi)
  • ... herhangi bir şey, kendini tanımlamak istediği zaman, kendi karşıtına muhtaçtır. (Diyalektik Düşüncenin Tarihi)
  • Bu cuma günü ölen ve pazar günü dirilen Tanrıdır Bu göklere pilotlardan daha iyi çıkan İsadır (G.Apllinaire) (Gerçeküstücülük)