Samuel P. Huntington kimdir? Samuel P. Huntington kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

ABD'li siyaset bilimci Samuel P. Huntington hayatı araştırılıyor. Peki Samuel P. Huntington kimdir? Samuel P. Huntington aslen nerelidir? Samuel P. Huntington ne zaman, nerede doğdu? Samuel P. Huntington hayatta mı? İşte Samuel P. Huntington hayatı... Samuel P. Huntington yaşıyor mu? Samuel P. Huntington ne zaman, nerede öldü?

ABD'li siyaset bilimci Samuel P. Huntington edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Samuel P. Huntington hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Samuel P. Huntington hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Samuel P. Huntington hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Samuel Phillips Huntington

Doğum Tarihi: 18 Nisan 1927

Doğum Yeri: New York

Ölüm Tarihi: 24 Aralık 2008

Ölüm Yeri:

Samuel P. Huntington kimdir?

Samuel Phillips Huntington (d. 18 Nisan 1927 New York, ABD - ö. 24 Aralık 2008, Massachusetts, ABD) ABD'li siyaset bilimci.

Ölümünden önce Harvard Üniversitesi'ne bağlı John M. Olin Stratejik Araştırmalar Enstitüsünde öğretim görevlisiydi. Aynı zamanda ABDSavunma Bakanlığı'na danışmanlık yapmaktaydı.

"Medeniyetler Çatışması"

Pek çok sayıda çalışmaya imza atmış olmakla birlikte, ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde daha çok Medeniyetler Çatışması adlı kitabıyla tanınmaktadır.

Huntington 1988 tarihinde yayımlanan kitabında ülkeler arasındaki çatışmaların ve ülkelerin kendi bünyelerinde yaşanan çatışmaların giderek kültürel ağırlık kazandığını savunmaktadır. Yazar, küreselleşme sürecinde Batı ve diğerleri arasındaki çatışmaların artacağı öngörüsünde bulunmaktadır. Huntington, milli devletlerin 21'nci yüzyılla birlikte artık merkezi siyasi rolünün tamamlandığı görüşüne asla katılmamaktadır.

"Biz kimiz?"

2004 yılında yayımlanan "Biz kimiz? Amerika'nın Ulusal Kimlik Arayışı" (Who Are We - The Challenges to America's National Identity) başlıklı kitabı da tartışma yaratmıştır. Kitap, medeniyetler çatışması tezini Amerika'nın "içinden" değerlendirmekte, ülkedeki farklı kültürlere ilişkin gözlemini aktarmaktadır. Başta Meksika olmak üzere Latin Amerika'dan gelen göç dalgalarını kaygı verici olarak değerlendirmekte, ABD'nin gerçek milli kimliği olarak kabul ettiği, Avrupalı ilk göçmenlerin Anglo-Sakson-Protestan değerlerine dönüşü önermektedir. Bu yaklaşım, özellikle Latin Amerikalı örgütlerle sol-liberal aydınların tepkisine neden oldu. Huntington'un resmettiği geleceğe dair muhtemel senaryolar, Latin Amerika kökenli göçmenlerin bazı eyaletlerde hakim unsur haline gelip Anglo-Sakson kökenlilerin belli eyaletlerden kaçışını, ABD'nin giderek çift dilli, çift kültürlü bir topluma dönüşümünü içermektedir.

Türkiye tespitleri

Huntington'ın kitaplarında Türkiye'ye de önemli bir yer verildiğine dikkat çekmek gereklidir. Huntington, Türkiye'de Atatürk'ün önderliğinde yaşanan toplumsal değişim sürecini incelemiş, bu konuyu kitaplarında irdelemiştir.

"Değişen Toplumlarda Siyasi Düzen" adlı kitabında Türkiye'yi de bir konu çalışması olarak ele alıp incelemiş olan Huntington, siyasi iktidar tarafından halkın değiştirilmesinin hedeflenerek iktidar yollu gerçekleştirilen bir değişimin ne gibi sonuçlar ortaya çıkaracağı konusuna eğilmiştir.

Huntington, Türkiye'de Atatürk döneminde yaşanan toplumsal değişim ve bu değişimin ürünü kurumsal yapılanma sürecini "Medeniyetler Çatışması" adlı kitabında da ele alıyor. Kitabında Türkiye'ye ayırdığı sayfalarda Türkiye'nin çağdaşlaşmaya direnim gayretleri nedeni ile "kararsız ülke" statüsü kazandığını söyleyen Huntington, siyasal değişimin Türkiye gibi bir ülkede çok tehlikeli olduğuna ve bu gibi uygulamaların "kararsız ülke"ler ortaya çıkaracağına değiniyor. Huntington her ne kadar çağdaşlaşma yanlısı olsa da, bunun doğal bir süreç içinde gerçekleşmesi gerektiğini belirtiyor.

Yazar Türkiye'yi, Atatürk devrimleri ile çağdaşlaşma çabalarına karşı direncin halen süre gelmiş olmasının kendisinde bıraktığı izlenim ile kararsız bir ülke olarak, kendisinin tasavvur ettiği ve belki de uygulamaya dökmek istediği bir Batı / Konfüçyus-İslamcılık ittifakı karşıtlığı tabanlı kurgusal fay hattının diğer tarafında bir karşıt olarak müstakbel müttefiklerine göstermek çabasındadır.

Samuel P. Huntington Kitapları - Eserleri

  • Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması
  • Medeniyetler Çatışması
  • Asker ve Devlet
  • Üçüncü Dalga Geç 20. Yüzyılda Demokratikleşme
  • Biz Kimiz?

Samuel P. Huntington Alıntıları - Sözleri

  • Doktorlara bakarsanız hiçbir şey sıhhatli değildir; İlahiyatçılara bakarsanız hiçbir şey masum değildir; Askerlere bakarsanız hiçbir şey güvende değildir. (Asker ve Devlet)
  • - "Güney İtalya’daki bir köyün kültürü, Kuzey İtalya’daki bir köyünkinden farklı olabilir; fakat her ikisi de onları Alman köylerinden farklı kılan müşterek İtalyan kültürünü paylaşacaklardır. Avrupalı toplumlar, kendilerini, sırasıyla, Arap ve Çin toplumlarından ayıran kültürel hususiyetleri paylaşacaklardır..." (Medeniyetler Çatışması)
  • (1)Yetişkin erkeklerin %50'sinin oy hakkına sahip olması veya (2) seçilmiş bir parlamentoda çoğunluğun desteğini sürdürmek zorunda olan, halk tarafından genel seçimlerle belirlenen sorumlu bir yürütme organı. (Üçüncü Dalga Geç 20. Yüzyılda Demokratikleşme)
  • Eğer Türkiye bir Batılı ülke olma ısrarından biraz vazgeçer, modernleşme ve demokrasinin bir İslam ülkesinde de mümkün olduğunu göstermeye daha çok ağırlık verirse, bütün dünyaya ve İslam'a büyük bir model olur. (Medeniyetler Çatışması)
  • ne olmadığımızdan nefret etmediğimiz sürece, ne olduğumuzu sevemeyiz. (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • - "Yeni dünyada mücadelenin esas kaynağı, öncelikle ideolojik ve ekonomik olmayacak! Beşeriyet arasındaki büyük bölünmeler ve hâkim mücadele kaynağı, kültürel olacak..." (Medeniyetler Çatışması)
  • birisi kimlerin insan olduğuna karar verene kadar, insanlar kim olduklarına karar veremez. (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • Kimliklerini arayan, etnik durumlarını yeniden keşfeden halklar için düşmanlar olmazsa olmazdır. Potansiyel olarak en tehlikeli düşmanlıklar dünyanın en büyük medeniyetleri arasındaki fay çizgisinde yer almaktadır. (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • liderlerinin boş yaygaraları ve alimlerin dar kafalı sızlanmaları, müslümanları acınacak duruma düşürüyor, düşmanları olan dev kapıdayken, kendi aralarında tartışan pigmelere benzemelerine neden oluyor. (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • "Savaş, karanlığında hiç kimsenin güvenli bir adımla hareket edemeyeceği gölgeler doludur... Tüm bilimlerin ilke ve kuralları vardır. savaşın ise yoktur" Mareşal Saxe (Asker ve Devlet)
  • Gelecekteki çatışmalar iktisat ve ideolojiden ziyade kültürel faktörlerce ateşlenecektir. (Medeniyetler Çatışması)
  • Eğer Türkiye bir Batılı ülke olma ısrarından biraz vazgeçer; modernleşme ve demokrasinin bir İslam ülkesinde de mümkün olduğunu göstermeye daha çok ağırlık verirse, bütün dünyaya ve İslam'a büyük bir model olur. (Medeniyetler Çatışması)
  • Vaclav Havel, “Kültürel anlaş­ mazlıklar tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar çoğal­ mış ve tehlikeli bir hale gelmiştir,” biçiminde bir gözlemde bulunmuş ve Jacques Delors da “Gelecekteki çatışmalar ekonomik veya ideolojik nedenlerden değil, kültürel faktör­lerden kaynaklanacaktır,”diyerek bu görüşü paylaşmıştır. En tehlikeli kültürel çatışmalar da medeniyetler arasındaki fay çizgisinde yer almaktadır. (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • En güçlü; gücünü hak, boyun eğmeyi de ödev biçimine sokmadıkça, daima efendi kalacak kadar güçlü değildir (Üçüncü Dalga Geç 20. Yüzyılda Demokratikleşme)
  • Şu andaki biçimiyle Batı sekularizminin insan haklarının en iyi taşıyıcısı olduğunu düşünmüyorum. Batı sekülarizmi "güzel hayat"ın anlamına dayanak oluşturan tanimların, esas olarak hedonizm, kendini tatmin ve tüketim olduğu kültürel bir dalgadır. İnsanlık, bundan daha farklı bir şey olmalı. Bu kadar büyük bir manevi ve ahlâkî boşlukta politik bireyin korunması çok fazla şey ifade etmez. (Brzezinski ile mülakat) (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • İslâmî ahlâk kurallarının egemen olduğu gerçekten dindar bir toplumun, kişiye sadece politik ya da ekonomik bir unsur değil, bütünüyle "insan" olarak değer veren bir toplum olduğunu görebiliriz. (Brzezinski ile mülakat) (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • - "Tabiî ki dil, kültürün merkezidir…" (Medeniyetler Çatışması)
  • tarih, düz bir çizgi boyunca ilerlemez; ama usta ve kararlı liderlerce itildiğinde ileri doğru gider. (Üçüncü Dalga Geç 20. Yüzyılda Demokratikleşme)
  • dil, kültürün merkezidir. (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması)
  • - "Coca-Kolonizasyon tezinin savunucuları, kültürü tüketim eşyası ile özdeşleştirmektedirler! Halbuki bir kültürün esasını din, dil, değer hükümleri, gelenekler ve âdetler oluşturur..." (Medeniyetler Çatışması)