dedas

S. Eriş Ülger kimdir? S. Eriş Ülger kitapları ve sözleri

Yazar S. Eriş Ülger hayatı araştırılıyor. Peki S. Eriş Ülger kimdir? S. Eriş Ülger aslen nerelidir? S. Eriş Ülger ne zaman, nerede doğdu? S. Eriş Ülger hayatta mı? İşte S. Eriş Ülger hayatı...

  • 10.10.2022 20:00
S. Eriş Ülger kimdir? S. Eriş Ülger kitapları ve sözleri
Yazar S. Eriş Ülger edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında S. Eriş Ülger hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. S. Eriş Ülger hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte S. Eriş Ülger hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1938

Doğum Yeri: Ankara

S. Eriş Ülger kimdir?

10 Kasım 1953'te Atatürk'ün naaşının Etnoğrafya Müzesi'nden Anıtkabir'e nakli sırasında, Türk gençliği adına "Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi"ni okudu. 1998'de Avrupa Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kurdu ve ilk başkanlığını yaptı. "Örsan Öymen" yarışmasında "Atatürk ile Röportaj" isimli eseriyle üçüncülük ödülü aldı.

Avrupa'da Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili arşiv çalışmaları Kültür Bakanlığı tarafından iki cilt halinde Almanca olarak çıktı. Ülger'in Atatürk'le ilgili 10'dan fazla kitabı yayımlandı.

S. Eriş Ülger Kitapları - Eserleri

  • Ümmid-i Aşkım Fikriye
  • Atatürk Milliyetçiliği
  • Zaferin Gölgesinde Lâtife Hanım
  • Dünya'da Atatürk
  • Zafere Giden Yol
  • Latife Gazi Mustafa Kemal
  • Cumhuriyet Kadını Latife Hanım
  • İkizim
  • Mustafa Kemal’in Önderliğinde Harp ve Sulh
  • Damladaki Deniz
  • Türk Rönesansı ve Anılarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk
  • Mustafa Kemal ile Yeniden Doğuş
  • Sizi Babasız Bırakmadım
  • Avrupa Basınında Atatürk ve Zafere Giden Yol

S. Eriş Ülger Alıntıları - Sözleri

  • Sayın arkadaşlar! Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakınız ki o büyük dahi çağımızda Türk ulusuna nasip oldu ve bizim karşımıza çıktı; Mustafa Kemal Paşa’nın dehasına karşı elden ne gelirdi ki?... (Cumhuriyet Kadını Latife Hanım)
  • "Bir çiçek yetiştiricisi çiçeklerinden bir şey bekler mi? İnsanlara şekil veren kişide de bir çiçek yetiştiricisinin düşünce tarzı olmalıdır. Ancak bu şekilde düşünen ve çalışan bir insan ülkesine ve halkına hizmet edebilir. Ülkesine ve halkına bağlı bir insan eğer yalnız kendi varlığını düşünerek bencilce hareket ederse, halkına hizmet edenler arasına giremez. " (Dünya'da Atatürk)
  • "Öğretmenler! Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanını kurtaran Asker Ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran Kültür Ordusu." (Zaferin Gölgesinde Lâtife Hanım)
  • İSMET PAŞA'NIN DUYACAKLARI DEĞİL SÖYLEYECEKLERİ MÜHİMDİR Mustafa Kemal ve İsmet Paşa yanındakilerle birlikte Eskişehir istasyonundan ayrılırken bir fırsatını bulup yanlarına kadar gelen bir Fransız gazeteci şöyle sorar: "Paşam Lozan konferansı sırasında çok hararetli ve hırçın görüşmeler oldu, İsmet Paşa çok güzel Fransızca bilmesine rağmen çok ağır duyuyor..Ağır duymasından dolayı da söylenenleri dinlemediği kulaktan kulağa dolaşıyor. Bu arada konferansın ikinci defa açılacağını duyanlar var şayet ikinci defa açılırsa İsmet Paşa’nın yerine daha iyi duyan ve dinleyen kimseyi gönderseniz daha çabuk netice almaz mısınız?" Mustafa Kemal, o alev alev yanan gözlerini bayan gazeteciye çevirerek şöyle der: “Hanımefendi 600 sene siz söylediniz biz dinledik oysa bundan sonra biz söyleyeceğiz siz dinleyeceksiniz, İsmet Paşa’nın duyacakları değil söyleyecekleri mühimdir.'' Konferans ikinci defa açıldığı zaman Türkiye’yi temsilen İsmet Paşa baş delege olarak Lozan’daydı ama İngilizler ve Fransızlar kendi delegelerini değiştirmişlerdi müttefikler İsmet Paşa’nın dediklerini duymuş ve dinlemişler 24 temmuz 1923 günü de Türkiye’nin bağımsızlığının belgesi olan Lozan anlaşmasını imzalamışlardır.. Gazi Mustafa .Kemal Atatürk (Türk Rönesansı ve Anılarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
  • "Bence Büyük Türkiye neredeyse bütün istediklerini elde etmiş bulunmaktadır. Özellikle çok büyük önem verdiği egemenlik gücünü elde etmiştir. Bana öyle geliyor ki Türkiye eski düşmanlarımız arasında, savaştan saygınlığı azalmadan tam barışçıl gelişme umudu vererek çıkan tek devlettir. Bu sonuç uygarlık için olduğu kadar Türkiye'nin kendisi için de değerlidir. " (Dünya'da Atatürk)
  • Yaptığımız ve yapacağımız devrimlerin tümü gelişmeye ve yenileşmeye hazırdır. (Atatürk) (Mustafa Kemal’in Önderliğinde Harp ve Sulh)
  • “Memleketimin en bayındır, en güzel yerlerini üç buçuk yıl kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı yenen zaferin sırrı nerededir bilir misiniz? Orduların sevk ve iradesinde ilim ve fen kurallarını rehber olarak görmemizdir. Milletimizi yetiştirmek için asıl olan okullarımızın, üniversitelerimizin kurulmasında da aynı yolu izleyeceğiz. İleri bir millet olarak medeniyet alanı üzerinde yaşayacağız. İlim ve fen nerede ise orada olacağız. Çocuklarınıza ve gençlerimize vereceğimiz eğitimin sınırı ne olursa olsun onlara, Türk Milleti’ne, Türkiye Devleti’ne, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düşman olanlarla mücadeleyi öğreteceğiz” (Zaferin Gölgesinde Lâtife Hanım)
  • Milletimiz mazisinden değil artık istikbalinden mesuldür... (Cumhuriyet Kadını Latife Hanım)
  • "Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya girişini, Makedonya Kralı II.Philippos'un oğlu Büyük İskender'in (M.Ö 331) Dicle ve Fırat nehirlerini aşarak Babil'e girmesine veya Kırım'a sürülen Bizans İmparatoru ll.Iustinianos'un 705 yılında Kırımdan dönüp Kostantinopolis'e (İstanbul) girişine benzetirler. Oysa Paşa'nın Ankara'ya gelişi ve girişi hiçbirine benzemez. O ne bir İmparatordur ne de bir Kral. Ne görkemli bir atı ne de arkasında filler, kalkanlar ve mızraklarla donatılmış bir ordusu vardır. Hatta Ankara'ya girerken üzerinde üniforması dahi yoktur. Mustafa Kemal Paşa Ankara'ya, yüreğinde bitmek tükenmek bilmeyen Vatan sevgisi elinde Bilimin meşalesi ve arkasındaki bir avuç Anadolu yiğidi ile girer." (Mustafa Kemal’in Önderliğinde Harp ve Sulh)
  • İşte her şey bitti denildiği noktada her şey yeniden başlamıştı... (Cumhuriyet Kadını Latife Hanım)
  • O kürsüye çıktığı zaman bazen " Asker", bazen " Kahraman", bazen "Lider", bazen "Umut" tur. (Zaferin Gölgesinde Lâtife Hanım)
  • Latife hn.köşkün kapısından içeri adımını attığı anda,az önce içini kaplayan hüzün yerine şaşkınlığa bıraktı.Havuzun mermerlerine dokundu,gülümseyen gözleri hızla salonda gezindi.içi ferahlamıştı. "KEMAL,burası ne kadar güzelmiş" Bu cümle,salonun ortasına bir buz parçası gibi düşmüştü.Paşa bir kısım arkadaşlarınıda beraber gelmelerini istemişti.Gazi,Latife hanımın" KEMAL" diye seslenişinden son derece rahatsız olmuş,ancak duymamazlıktan gelmişti.Ertesi sabah"KEMAL hahvaltı hazır.oysa sen gitmeye hazırsın" Paşa ,bu sefer eşinin kendisine "Kemal" deyişini duymamazlıktan gelmedi. " Latife, ben senin eşinim ama ondan önce bu devletin başkanıyım.Bana ismimle hitap etme.Hele hele, arkadaşlarımın ve hizmetkarların yanında bu hitap şeklini sakın kullanma.Bir daha da duymak istemiyorum." (Latife Gazi Mustafa Kemal)
  • Onun bize armağan ettiği güzelliklerin dışında, biz ona hangi güzelliği armağan ettik? Bırakın armağan etmeyi, ebedi uykusunu uyuduğu yeri elimizden gelse yer ile yeksan edeceğiz(!) (Atatürk Milliyetçiliği)
  • Doğru düşünmesini biliyorsan be doğru bir şey yapmak yolundaysan mutlaka başarırsın... (Cumhuriyet Kadını Latife Hanım)
  • Nuri Bey Mustafa Kemal'in bu yakıştırmasını tebessümle karşılar. (Dünya'da Atatürk)
  • " İslâm dinini, asırlardan beri alışılageldiği şekilde, bir politika aracı konumundan uzaklaştırmak ve yüceltmek gereğini görüyoruz. Kutsal ve dini inançlarımızı ve vicdanı değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü çıkar ve ihtiraslara giriş sahnesi olan politikalar ve politikanın bütün kısımlarından bir an önce kesin bir biçimde kurtarmak, milletin dünyevi ve uhrevi mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak bu suretle İslâm dininin yüksekliği belirir." (Latife Gazi Mustafa Kemal)
  • "Paşa için mühim olan şahsi üzüntüler, şahsi kırgınlıklar değildir. Mühim olan bu ülkeyi aydınlığa çıkarmaktır." (Mustafa Kemal’in Önderliğinde Harp ve Sulh)
  • Gazete " Almanların ileride Türkıye ile tekrar ekonomik ilişkiye geçip geçmeyeceği, geçerse hangi şartlar altında geçeceği gene Itilaf Devletleri'nin insafına kalmış bir durumdur " diye yazısına son veriyordu. (Dünya'da Atatürk)
  • "Sonuç olarak, böyle bir insana bir daha rastlanmaz ve yeri de doldurulamaz. Tarihsel büyüklüğünü değerlendirebilmek, geleceğin ödevi olacaktır. " (Dünya'da Atatürk)
  • " '-Ne aksi ! dedi. Bu denizi pek iyi tanımam, pusulamız da biraz bozuk...' Mümkün olduğu kadar kıyıları takip etmesini tavsiye ettim. Çünkü bundan sonra benim tek istediğim, Anadolu'nun bir kara parçasına ayak basmaktan ibarettir." (Mustafa Kemal’in Önderliğinde Harp ve Sulh)

Yorum Yaz