Robert Nisbet kimdir? Robert Nisbet kitapları ve sözleri
Sosyolog Robert Nisbet hayatı araştırılıyor. Peki Robert Nisbet kimdir? Robert Nisbet aslen nerelidir? Robert Nisbet ne zaman, nerede doğdu? Robert Nisbet hayatta mı? İşte Robert Nisbet hayatı... Robert Nisbet yaşıyor mu? Robert Nisbet ne zaman, nerede öldü?
Sosyolog Robert Nisbet edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Robert Nisbet hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Robert Nisbet hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Robert Nisbet hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Tam / Gerçek Adı: Robert Alexander Nisbet
Doğum Tarihi: 30 Eylül 1913
Doğum Yeri: ABD
Ölüm Tarihi: 9 Eylül 1996
Ölüm Yeri:
Robert Nisbet kimdir?
Robert Nisbet Kitapları - Eserleri
- Sosyolojik Düşünce Geleneği
- Muhafazakarlık: Düş ve Gerçek
- Sosyolojik Düşünce Geleneği
Robert Nisbet Alıntıları - Sözleri
- Kaldı ki dünyamızda geleneğe karşı olan gelenekler de sahnedeki yerlerini almışlardır; artık “gelenek karşıtlığı ” da bir geleneğe dönüşmüştür. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- "Kımıldama yerinden bir adım bile. Olduğun yerde dur öylece ve dinle sadece! Gelen uyumsuzluğu... Dört bir taraftan..." (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Türkiye'nin üniversitelerinin sosyoloji bölümlerinde “sosyoloji tarihi”ni hakkıyla anlatabilecek kaç hocanız var acaba? (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Servetin demokrasideki karakteri, gerçek sınıfın ortaya çıkmasını imkânsızlaştırma eğilimindedir. Demokraside zenginlik genellikle ticari ve endüstriyeldir, imalata dayanır, toprağa değil. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Artık yoksul insan türü kalmadıkça, zengin insan türü de kalmaz. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Aslında kurumlar insanları yaratmaz; insanlar kurumları yaratır ve bu yüzden kurumlar gözden çıkarılabilir şeylerdir. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- “Demokratik toplumlarda bütün insanlar sıradan ve önemsizdir; herkes birbirine benzer; her insan diğer insanlara baktığında kendini görür. Dolayısıyla, demokratik çağların şairleri, özel bir insanı hiçbir zaman şiirlerinin konusu yapmazlar; çünkü her açıdan aynı şekilde görünebilen önemsiz bir obje, kendisini bir ideal kavrayışa teslim edemez.” (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Otorite ve disiplin, kişiliğin temel temayülünü oluşturur. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Modern zihnin üstünde bir hayalet dolaşıyor, güvensizliğin hayaleti. (Muhafazakarlık: Düş ve Gerçek)
- ‘Sanatçının ilerlemesi sürekli bir fedakârlık, şahsiyetin sürekli bir yokolmasıdır. ‘ -T.S.Eliot (Muhafazakarlık: Düş ve Gerçek)
- Evebeynlik ilişkisi butün ilişkiler arasındaki en temel/li ilişkidir.Bu ilişki öylesine hayatidir ki toplumun dokusunu oluşturur. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- inanç, derinlikli bir şekilde insanın sosyal ilişkilerinde kök salmıştır. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Demokrasinin trajık paradoksu, der Tocgueville, bir yönetim sisteminin kendisini, çapını ve kişiliğini hadım ederek insanın yalnızca bireysel amaçlarına adamasındadır. Birey, eşitleri yığınının ortasında arasında kaybolur ya da boğulur. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Hastane, temelde insanın sağlığına değil, bizatihi hastanenin kendisine hizmet hedefine ulaşmıştır. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- ...böylelikle insanların gençlikleri lüzumsuz sınavlara girip çıkmaktan ötürü heba edilir hayal dünyaları zayıflar. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Devlet nüfus yığınlarını bir kum tanesi biçimine dönüştürerek kendi hâline terk etti. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Burckhardt, yazdığı bir mektupta çok ileri gider: “Uzun zamandan bu yana, ya tam demokrasiye ya da hak hukuk olmayan mutlak bir despotizme doğru yol aldığımızın farkındayım. Bu despotik rejimi, eskiden olduğu gibi artık hanedanlar yönetmeyecek. Hanedanlar, gereğinden fazla ılımlı ve mutedildirler. Yeni tiranlıklar, kendilerini cumhuriyetçi olarak adlandıran askeri komutanların ellerinde olacak. Refahın, kârın, işgücünün, sanayiin, kredinin vs. hükümran olacağı, hukuka büsbütün kayıtsız kalacağı, ürpertici bir zorbalıkla ve zâlimlikle yönetilecek bir dünyayı tahayyül etmekte hâlâ zorlanıyorum.” (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Aristokratik uluslar arasında, para, insanın geniş arzu halkalarından yalnızca birkaçına ulaşır; demokrasilerde ise herkese ulaştığı görülür. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Gelenek, yaşarken “gelenek” olduğunu unuttuğumuz şeydir; çünkü gerçek oyun, oyuncunun “oyun”u unuttuğu yerde gerçekleşir. (Sosyolojik Düşünce Geleneği)
- Önyargılar, gelenekte yatan otorite ve bilginin bir özetidirler. (Muhafazakarlık: Düş ve Gerçek)