Primo Levi kimdir? Primo Levi kitapları ve sözleri
Yahudi Asıllı İtalyan Kimyager ve Yazar Primo Levi hayatı araştırılıyor. Peki Primo Levi kimdir? Primo Levi aslen nerelidir? Primo Levi ne zaman, nerede doğdu? Primo Levi hayatta mı? İşte Primo Levi hayatı... Primo Levi yaşıyor mu? Primo Levi ne zaman, nerede öldü?
Yahudi Asıllı İtalyan Kimyager ve Yazar Primo Levi edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Primo Levi hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Primo Levi hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Primo Levi hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 31 Temmuz 1919
Doğum Yeri: Torino,italya
Ölüm Tarihi: 11 Nisan 1987
Ölüm Yeri:
Primo Levi kimdir?
Primo Levi, 31 Temmuz 1919 yılında laik ve liberal bir ailenin çocuğu olarak Torino'da dünyaya geldi. Torino Üniversitesi'nde kimya eğitimi gördü. 1943'te anti-faşist bir partizan gruba katıldı. Henüz 24 yaşındayken (1944) Kuzey İtalya'da faşist rejime karşı direnişe geçmesi yüzünden arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı ve bir milyondan fazla insanın katledildiği, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük zorunlu çalışma ve imha kampı olarak bilinen Auschwitz toplama kampı'na gönderildi. Hayatının önemli bir kısmını bu kampta zorluklar içerisinde geçirdi. Savaşın ardından, kamp ve kamptan dönüş sırasında tanıştığı insanlar ile birlikte evine dönmek için yola çıktı. Primo Levi, yaşadığı olaylar karşısında bir neden arayışına girdi. Torino'daki evine dönüşü sırasında tanıklık ettiği olayları sık sık anımsayıp insan hayatı üzerine düşünmeye başladı. Eğer tüm bunlar yaşandıysa bir yaratıcı olamaz diyen Levi, Tanrıya karşı olan inancını kaybetti. Toplama kampında yaşadıkları ve insanların olanlar karşısında duyarsız kaldığını görmesi onu yazmayı itti. 1947 yılında ilk kitabı olan Bunlar Da Mı İnsan'ı yazmaya başladı. 1961 yılında yazmaya başladığı La tregua (Ateşkes) adlı kitabı 1997 yılında sinemaya uyarlandı. Kaleme aldığı kitapları nesnellikle yazmaya çalışan Levi, aynı zamanda 1977’ye kadar kimyager olarak çalıştı, 11 Nisan 1987'de altmış sekiz yaşında evinin merdiven boşluğuna kendini bırakarak intihar etti.
Primo Levi Kitapları - Eserleri
- Bunlar da mı İnsan
- Boğulanlar Kurtulanlar
- Şimdi Değilse Ne Zaman?
- Periyodik Tablo
- Ateşkes
Primo Levi Alıntıları - Sözleri
- "Belki de gerçekten böyle işte, belki her birimiz bir Habil'in Kabil'iyiz; yaptıklarımız, söylediklerimiz, söylememiz gerektiği hâlde söylemediklerimizle, bilmeden, onu kendi toprağının orta yerinde öldürüyoruz." (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
- 13 Aralık 1943’te faşist milis güçleri tarafından tutuklandım. Yirmi dört yaşındaydım o sıralarda, görüşüm kıt, deneyimim yok denecek kadar azdı. Dört yıldan fazladır ırkçılık yasaları tarafından itham edildiğim için, sanki kendi kendimden uzağa düşmüş, saklı kalmış, gölgeleşmiş uygarlık fikirleri, candan gençlik arkadaşlıkları, soluklaşmış kız yüzleriyle dolu, gerçek dünyadan oldukça uzaklaşmış, kendi iç dünyama kapanmak eğilimi içinde kalmıştım. Soyut, ölçülü bir devrimci ruha sahip bir kişiliğim olduğuna inanıyordum. (Bunlar da mı İnsan)
- BUNLAR DA MI İNSAN Siz ki güven içindesiniz Sıcak evlerinizde, Siz ki akşam eve döndüğünüzde Sıcak yemek ve dost çehreler buluyorsunuz: Düşünün bir, bir insan mıdır Çamurda çalışan Huzur bilmeyen Yarım ekmek için mücadele veren Bir evet ya da bir hayırla ölen kişi. Düşünün bir, bir kadın mıdır, Saçları, adı olmayan Artık anımsama gücü olmayan Gözleri boş ve bağrı soğuk Kışın bir kurbağa gibi. Bunların olduğunu düşünün: Sizlere yöneltiyorum bu sözleri. Onları yüreğinize kazıyın Evinizdeyken, yolda yürürken, Yatarken, kalkarken; Çocuklarınıza yineleyin bu sözleri. Yoksa, eviniz yıkılsın, Hastalık dert olsun başınıza, Çocuklarınız yüz çevirsin sizden. (Bunlar da mı İnsan)
- "Hurbinek bir hiçti. . Bir ölüm çocuğu. .. Bir Auschwitz çocuğuydu. . Üç yaşlarında görünüyordu, kimsenin onun hakkında bir şey bildiği yoktu.. Ne konuşabiliyor, ne de bir adı vardı : O tuhaf "Hurbinek"adını ona biz takmıştık. (Ateşkes)
- Etrafımızdaki her şey çözülmeyi bekleyen birer gizemken varlık ve bilgi üzerine dersler dinlemek sinir bozucu ve mide bulandırıcıydı. Dünyadaki bütün filozoflar ya da ordular bir araya gelse bile şu küçük sineği üretebilirler miydi acaba? (Periyodik Tablo)
- " Yaralanan kişi acısını yenilememek için anıyı yok etmek ister; bir başkasını yaralamış olan ise, anıyı en derinlere iter, anıdan kurtulmak, suçluluk duygusunu hafifletmek için.” (Boğulanlar Kurtulanlar)
- Tam bir mutluluğu gerçekleştirmenin imkân dışı ol duğunu ergeç herkes öğrenir yaşadığı süre içinde, ne var ki, madalyanın ters tarafını düşünen az insan vardır: tam bir mutsuzluğun da aynı kapıya dayandığını. Her iki ucun gerçekleşmesine karşıkoyan ânlar aynı hamurdandır, bizim insan olmamızla ilgilidir ikisi de. Böylece, bu gerçekleşme işlemine karşıkoyan şey, bizim gelecek için beslediğimiz ve kimine yarın için umut, kimi ne umutsuzluk veren ve hep yetersiz kalan sezgimizdir. Her sevince, ama aynı zamanda da her acıya bir sınır koyan ölüm kesinliğidir bu karşıkoyan şey. (Bunlar da mı İnsan)
- Rengi solmuş paçavralara dönmüş olsalar da Wehrmacht'in (Alman ordusunun) gururla taşıdığı üniformalar kendini belli ediyordu. (Ateşkes)
- "Halbuki ben kimseye hiçbir şey, kendi adımı bile söyleyemezdim. Ama onlar gizli olması gereken hikayelerini özellikle bana anlatırlardı. Aslında ben, herkesin her şeyi anlatabildiği insanlardandım." (Periyodik Tablo)
- Dibe ulaştık artık, derindeyiz. Bundan daha derini olamaz, insan varlığının daha acıklı bir hali olamaz, düşünülemez. (Bunlar da mı İnsan)
- "... zamanın geriye dönmesi ve her şeyin eskisi gibi olması için bir elimi bile keserdim." (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
- "Bir zamanlar, günahların bağışlandığı günde, Yahudiler bir keçi alırdı. Din adamı ellerini keçinin kafasına bastırır ve halk tarafından işlenmiş tüm suçları birer birer sayarak hepsini keçinin üstüne yıkardı : Artık suçlu o, yalnızca oydu. Sonra işlemediği suçlarla yüklü keçiyi çöle doğru kovalarlardı. " (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
- Sanki birisi tahtaya bir şeyler çiziyor, sonra da yarısını siliyor ve eskilerin üzerine yeni çizimler yapıyor gibiydi… Belki bellek bir kova gibiydi, içine alabildiğinden çok meyve koymak istenince, meyveler birbirini eziyordu. (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
- "... asıl olan insanın kendi değerini iyi ölçmesidir." (Periyodik Tablo)
- Yıllarca birlikte yaşamaniza rağmen kutsal kürklerinin içine nüfuz etmenize izin vermeyen kediler gibiydi. (Periyodik Tablo)
- "İçine fırlatıldığımızı hissettiğimiz dünya son derece korkunçtu ancak aynı zamanda da çözülmesi olanaksız bir dünyaydı: Hiçbir modele uymuyordu, düşman çevremizde ve içimizdeydi. " (Boğulanlar Kurtulanlar)
- Çalışmayla uykudan uyanma arasında on dakikalık bir vaktim varsa, ben o vakti başka bir yerde kullanırım; kendi içime kapanırım bir güzel, bilanço yaparım, belki son defa gördüğüm gökyüzüne çeviririm gözlerimi, göğü seyrederim; yaşadığımdan emin olmak ister, şu kısa ânın lüksünü tadarım kendimce. (Bunlar da mı İnsan)
- İnsanın hazırlanmadığı bir darbeye karşı kendini savunması güçtür. (Boğulanlar Kurtulanlar)
- “Bir insanın kendi öz nitelikleriyle değil, bir şekilde ait olduğu grup adına yargılanmasını kavrayamıyor, buna katlanamıyorum.” (Boğulanlar Kurtulanlar)
- "Başkalarının deneyimlerine burada yer yoktur, asıl olan insanın kendi değerini iyi ölçmesidir." (Periyodik Tablo)