Pierre Loti kimdir? Pierre Loti kitapları ve sözleri
Fransız Romancı Pierre Loti hayatı araştırılıyor. Peki Pierre Loti kimdir? Pierre Loti aslen nerelidir? Pierre Loti ne zaman, nerede doğdu? Pierre Loti hayatta mı? İşte Pierre Loti hayatı... Pierre Loti yaşıyor mu? Pierre Loti ne zaman, nerede öldü?
Fransız Romancı Pierre Loti edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Pierre Loti hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Pierre Loti hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Pierre Loti hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 14 Ocak 1850
Doğum Yeri: Rochefort Fransa
Ölüm Tarihi: 10 Haziran 1923
Ölüm Yeri:
Pierre Loti kimdir?
Pierre Loti, asıl adı Louis Marie Julien Viaud (d. 14 Ocak 1850 - ö. 10 Haziran 1923), Fransız romancı. Pierre Loti isminin yazara, kimi kaynaklara göre öğrencilik yıllarında; kimi kaynaklara göreyse, 1867 yılında yaptığı Okyanusya seferi sırasında, Tahitili yerliler tarafından verildiği söylenir. "Loti", egzotik iklimlerde yetişen egzotik bir çiçeğin ismidir.
1850 yılında Fransa'nın Rochefort kentinde Protestan bir ailenin en küçüğü olarak doğdu. 17 yaşında Fransız Deniz Kuvvetleri'ne girdi. Denizcilik eğitimini tamamladıktan sonra 1881'de yüzbaşı oldu ve ilerleyen yıllarda da terfi ederek albaylığa kadar yükseldi. Ortadoğu ve Uzakdoğu'da bulundu. Bir deniz subayı olarak romanlarında konu ettiği yabancı kültürünü pek çok yer gezerek tanıma fırsatını buldu. Bu yolculuklarında edindiği deneyimlerini ve gözlemlerini daha sonra kitaplarına yansıttı.
1879'da ilk romanı olan ve o dönemin Osmanlı Türkiye'sinden kesitler veren Aziyadé 'nin (Aziyade) yayınlanmasının ardından 1886'da Pécheur d'Islande'la (İzlanda Balıkçısı)'nı yayınladı. Loti, kendini edebiyat çevresine kabul ettirmiş bir yazar oldu. Daha sonraki yıllarda her yıl bir kitabı çıktı ve kitapları geniş kitlelerce okundu. 1891 yılında Fransız Akademisi'ne seçilen yazar 1910 yılında Légion dHonneur nişanını aldı. İzlenimci bir yazar olan Pierre Loti'nin oldukça yalın bir dili vardı. Edebiyattaki bu izlenimciliği kişiliğini de derinden etkiledi. Derin bir umutsuzluğu dile getiren yapıtlarında aşkın yanı sıra ölüm duygusu da geniş yer alıyordu. Bütün bu umutsuzlukla birlikte içinde duyduğu insanlığa karşı şefkat ve acıma duygusunu yapıtlarına yansıttı.
Pierre Loti Kitapları - Eserleri
- İzlanda Balıkçısı
- Aziyade
- Doğudaki Hayalet
- Yeşil Cami
- Can Çekişen Türkiye
- Hayal Kadınlar
- Kudüs
- İsfahan'a Doğru
- Bezgin Kadınlar
- Ermenistan’daki Katliamlar ve Türkler
- Madam Krizantem
- Bir Sipahinin Romanı
- Türkler ve Ermeniler
- Sevgili Fransa'mızın Doğudaki Ölümü
- Umudunu Yitirmiş Kadınlar
- İstanbul 1890
- Aziyade
- İsfahan Seyahatnamesi
- Doğu Düşleri Sona Ererken
Pierre Loti Alıntıları - Sözleri
- Mutsuz bir masal oyunu olan yaşamımın unutulmaz bir perdesi orada oynandı mutlaka, o yüzden oraya dönmek düşüncesi böyle tedirgin ediyordu beni... (Doğudaki Hayalet)
- 1896 katliamlarının bütün korkunçluğunu Türklerin üzerine yıkmadan önce "Devrimci Ermeni Partisinin" nasıl bir şiddetle saldırıyı başlattığını aklımızdan çıkarmamız gerekir. Bir grup genç suikastçı "Bu şehir kısa sürede kuşkusuz külden bir çöle dönecek" yazan afişleri küstahça asmış ve şehri ateşe verme niyetlerini açık açık ifade etmişti. Peki, dünyadaki hangi ulus böylesi bir saldırıya ibret verici bir ceza ile karşılık vermez? (Ermenistan’daki Katliamlar ve Türkler)
- Bir gazeteci düştü patavatsız, meraklı, yeni çıkan bir gazetede çalıştığı için yeni herşeye aç, insan en çok şaşırtacak soruları, zarefetten yoksun tavırlarla soruyor bana. .... ~... (Hayal Kadınlar)
- Türk yönetimi yerine Balkan yönetimi geldiği takdirde bizim endüstriyel ve ticari çıkarlarımızın biteceğini düşünüyorum. -Lucien Moruard- (Can Çekişen Türkiye)
- . İstanbul — 25 Aralık 1912 «Türkler katliâm ediyorlar!» Bugün, bunun tam aksine «Türkler katliâm ediliyorlar!» diye Çağıralım. Evet! Türkler katliâm ediliyorlar. Yaralıların vücutları alçakça kesiliyor; karılarına tecavüz ediliyor; mahalleleri yakılıp, yağma ediliyor. Kim tarafından? Makedonya’da on yıldan beri öldürme san'atını yürüten vahşi asker çeteleri tarafından. Ve bu cinayetler hangi prensip uğruna işleniyor? Medeniyet, adalet ve hürriyet uğruna! Ve ağzı bu yüce kelimelerle dolu olan bütün Avrupa, hep birlikte, bu kadar kötülüklerin yapıcılarını sevinçle alkışlıyor. Ne acı şey! Ne utanılacak durum! . (Can Çekişen Türkiye)
- "İnsan diline sığmayan düşler ardında koşardık.." (Doğudaki Hayalet)
- Camiden yayılan sükûnet belki de yaşayan şekillerin bulunmayışından kaynaklanıyordu: bizim kiliselerimizi süsleyen, çoğunlukla muhteşem ama daima fazlasıyla insani o acılı resimlerden eser yoktu. Çiçeklerin bile onları değiştiren, ne olduğunu bilmediğim katı bir tarafı vardı; her yerde geometrik düzgünlük, kişisellikten uzaklık, soyutluk, yokluk: nesnelerin düzenlenişi ve temiz hatları, cansız, soyut -sonsuz- bir tür öte dünyanın yaklaşmasını ve yatıştırıcılığını hissettiriyordu şimdiden. (Yeşil Cami)
- Filistin 'de Kutsal Kabir Kilisesinin kapılarındaki muhafızlar olarak dur dermeye hazır İYİ TÜRKLER olmadığında ; Farklı mezheplerden gelen, birbirini lanetleyen, köpekler gibi kavga edip birbirlerine gümüş haçlar ya da altın kutsal ekmek kaplarıyla vurarak bazilikaları kana bulamaya başladığında ne olacak! (Ermenistan’daki Katliamlar ve Türkler)
- Toprağın altında yatanlar zaten kurdukları huzurlu hayalin peşine düşmekten fazlasını yapamıyorlardı sanki. Hayal aynı hayaldi. Sadece biraz daha esrar vardı biraz daha Sessizlik ve karanlık.. (Yeşil Cami)
- "seviyoruz ama yalnızca ruhumuzla bir başka ruhu seviyoruz; zihnimiz, bir başka zihne bağlanıyor, yüreğimiz bir başka yüreğe esir oluyor." (Umudunu Yitirmiş Kadınlar)
- ...yaradılışı itibariyle sakin bir ruha sahip olan Türkler, tahrik edilmedikleri sürece sertliğe başvurmazlar. (Can Çekişen Türkiye)
- Sonra, hayat tükenirken de, iman vardır ölüm korkusunu savuşturmak için... (Yeşil Cami)
- Daha fazla acı çekmemek için bu hayattan kurtulmayı, bir mezar taşının altında huzurla yatabilmeyi diliyordu... (İzlanda Balıkçısı)
- evlilikler o kadar çabuk sona erdiliyor ki! .... ~... (Hayal Kadınlar)
- , ... kaç zamandır artık şaşırmamayı öğrenmişti. ... ~... (Hayal Kadınlar)
- Burada hayatın ne kadar basit ve tefekküre dayalı kaldığı hissediliyordu. (Yeşil Cami)
- O kadar çok gülerdi ki ağlamaya vakti kalmazdı. (Aziyade)
- Her türlü tensel arzunun ötesinde onu son derece sevecen, son derece temiz bir aşkla seviyorum, onun benim olan ruhunu, kalbini seviyorum, gençliğin, tensel çekiciliğin kalmadığı, bize yaşlılığı ve ölümü getirecek gizemli gelecekte de onu sevmeye devam edeceğim. (Aziyade)
- Kadınların yüz çizgilerinde bir mübhemlik(belirsizlik) ta hayatın sonuna kadar devam eden ,gençliğe ait birşey var. (Madam Krizantem)
- Beni anlamayacak insanların yanında zekâ ne işe yarar? (Aziyade)