Pierre-Joseph Proudhon kimdir? Pierre-Joseph Proudhon kitapları ve sözleri
Fransız Ekonomist, Düşünür ve Yazar Pierre-Joseph Proudhon hayatı araştırılıyor. Peki Pierre-Joseph Proudhon kimdir? Pierre-Joseph Proudhon aslen nerelidir? Pierre-Joseph Proudhon ne zaman, nerede doğdu? Pierre-Joseph Proudhon hayatta mı? İşte Pierre-Joseph Proudhon hayatı... Pierre-Joseph Proudhon yaşıyor mu? Pierre-Joseph Proudhon ne zaman, nerede öldü?
Fransız Ekonomist, Düşünür ve Yazar Pierre-Joseph Proudhon edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Pierre-Joseph Proudhon hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Pierre-Joseph Proudhon hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Pierre-Joseph Proudhon hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 15 Ocak 1809
Doğum Yeri: Besançon, Fransa
Ölüm Tarihi: 19 Ocak 1865
Ölüm Yeri: Passy, Paris, Fransa
Pierre-Joseph Proudhon kimdir?
Pierre-Joseph Proudhon (15 Ocak 1809 - Besançon - 19 Ocak 1865 -Passy) Fransız ekonomist ve düşünür. Kendini "anarşist" olarak adlandıran ilk kişidir ve ilk "anarşist düşünür olarak nitelenir.
Fransa'da bir köyde doğan ve çocukluğu çobanlıkla geçen Proudhon daha sonra kendini eğitime vermiştir. Anarşizmin en etkili yazarı olarak kabul edilir. 1848 olaylarından sonra kendini Federalist olarak tanımladı. En çok tanınan sözü Mülkiyet Hırsızlıktır'dir. 1840'ta yayınlanan ve ilk büyük işi olarak kabul edilen çalışması Mülkiyet Nedir'dir.
Sefaletin felsefesi adlı eseri kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Kimse daha öncesinde bu denli bir tanrı eleştirisi beklememekteydi. Proudhon'un ekonomik fikirlerine üzerine Karl Marx sert bir şekilde eleştirmiş ve bu tartışma ve eleştiriler Marx'ın ekonomik sisteminin temellerini oluşturmuştur.
Pierre-Joseph Proudhon Kitapları - Eserleri
- Mülkiyet Nedir?
- Ekonomik Çelişkiler Sistemi ya da Sefaletin Felsefesi
- Pornokrasi ya da Modern Zamanlarda Kadınlar
- Federasyon İlkesi
- Sanatın Prensibi
- Makaleler
- Aşk Ve Evlilik
- Sermaye ve Getiri
- Pazar Günü Kutlaması
Pierre-Joseph Proudhon Alıntıları - Sözleri
- Adaletsizlikten gelen üzüntü Tanrı'nın bir bağışıdır; ne mutlu onlara ki ağlıyorlar! (Ekonomik Çelişkiler Sistemi ya da Sefaletin Felsefesi)
- Kötülüğün nedeni kötülüktür. (Makaleler)
- Ve siz, iğrenç kanunların kahrolmuş kurbanları! Gülünç bir dünya sizi yağmalıyor ve hakaret ediyor! Sizin emeğiniz her zaman karşılıksız ve dinlenmeniz ümitsiz olmuştur, cesaretinizi kuşanın! Gözyaşlarınız sayılı! Babalar ıstırap ekti, çocuklar neşe biçmeli! (Mülkiyet Nedir?)
- "Siyaset dediğin nedir? Şarlatanlığa, entrikaya, hainliğe ne kadar elverişli bir ortam! Hangi devlet bu kadar ahlâk bozucu şartlar altında ayakta kalabilir?" (Federasyon İlkesi)
- İnsan, fikirlerinden oluşan çemberi boşu boşuna yayıp genişletiyor. Onun ışığı her zaman sadece onu sarıp sarmalayan engin gecenin, karanlığın içinde gezinen ve önemli sonuçlar doğuran bir kıvılcım, bir parıltıdır. (Aşk Ve Evlilik)
- Biz onları sevilesi bulmazken, kendilerini sevmemizi isteyen bu mahlûklarınki de ne acayip bir kendini beğenmişliktir böyle! Biz tam tersi olduklarını bilirken, onlara sanki Vestal’lermiş* gibi muamele etmemizi istemeleri de öyle! Hristiyanlık, üç dört hafifmeşrep kadını azizelerden saydı: Magdalalı Meryem, Thaîs, Afra, fakat tövbe etmelerinden sonra; bunu not edin. Bugün ise tövbe etmeyenleri göklere çıkarmak istiyoruz! *Roma Mitolojisi’ne göre, kalp tanrıçası ve kutsal ateşin, yani aile ocağının bekçisi olan Vesta’nın rahibeleri. (Pornokrasi ya da Modern Zamanlarda Kadınlar)
- Erkek esasen bir eylem gücüdür; kadın bir büyüleme gücüdür. Bunların niteliklerinin, görevlerinin, yazgılarının farklı olması, doğalarının farklı olmasından ileri gelir. (Pornokrasi ya da Modern Zamanlarda Kadınlar)
- "Din gereklidir, fazlasıysa gereksiz..." (Federasyon İlkesi)
- Kendi işlerine bile yetemiyorlar, bir de bize, yargıç, doktor, eczacı, vali, üstelik de kadın vali olmaktan bahsediyorlar; jandarma da olsunlar, ejderha olsunlar hatta, ne bileyim! (Pornokrasi ya da Modern Zamanlarda Kadınlar)
- Çoğunluk en aşağılık batıl itikatların içinde çürürken ulusal özerklik yitirildi. (Sanatın Prensibi)
- Erkekler için olduğu gibi, kadınlar için de adli yönetim sistemi kapsamında görevler talep ediyorsunuz. O halde şunu kesin olarak öğrenin; adli yönetim sisteminin tamamı askerî otoritenin bir parçasıdır, nasıl ki mevzuat güç hukukunun bir tümden geliminden ibaret ise. Öyleyse, genç erkekler için olduğu gibi, genç kızlar için de askere alınma imtiyazı talep edin. Yalnız, nöbet tutabilecek durumda değilsiniz. (Pornokrasi ya da Modern Zamanlarda Kadınlar)
- Otorite tüm heybetiyle ancak, sürü halindeki topluluklarda kendini gösterir: Bundan dolayı, kendini ya bu toplumsal sürü ile ifade eder ve onunla hareket eder ya da topluluğu temsil eden tek bir fert ile. (Federasyon İlkesi)
- ...kesin olan bir şey var ki biz diğer erkekler, her ne pahasına olursa olsun, eğlenen kadın istemeyeceğiz; onları almak gibi bir mecburiyetimiz bulunmadığı için de, bu hanımlar kırk yaşına dek eğlendikten sonra, elli yaşında da sefaletten ve terk edilmişlikten telef olacaklar. Sorarım; suç kimde? (Pornokrasi ya da Modern Zamanlarda Kadınlar)
- Gücün dışavurumu olan erkeği güzellik cezbeder. Erkek onu sahiplenmek ister; bozulmaz bir birlikle, onunla birleşmek ister. Onu nasıl elde edecektir? Ona nasıl bir fiyat sunacaktır? Hiçbir fiyat sunamaz. Erkeğin sahip olduğu hiçbir şey, yaratabileceği ya da elde edebileceği hiçbir şey güzelliğin bedelini ödeyemez. Aşk dokunuşları bile ona layık bir bedel değildir: Birbirlerini şehvet vesilesi olarak gören âşıklar bencil kişilerdir, birleşmeleri evlilik değildir; evrensel bilinç bunu zina, şehvet düşkünlüğü, hovardalık olarak adlandırmıştır. Güzelliğe sahip olmayı arzu eden vakur bir erkek bir şeyi hemen anlar: Onu sadece bağlılıkla elde edebileceğini. Güçlü olan o erkek kadının ayaklarına kapanır, ona hizmetini adar ve kendisini onun hizmetkârı yapar. Kadını zayıf, aşk sarhoşu olarak bilen erkek saygılı bir insana dönüşür; şehvete ilişkin tüm sözleri, tüm düşünceleri aklından kovar. Servetini, hırsını onu hoşnut etmek için feda edecektir; feda etmeyeceği tek şey vicdanıdır çünkü vicdanı onun gücüdür ve evlilik de güçle güzelliğin birleşmesine dayanmaktadır. Mutlak bağlılık, güçlü ve lekesiz bir vicdanın bağlılığı; işte kadının kocasına tüm sunduğu, tek sunabildiği ve kadının da kendi adına tek kabul edebileceği şey aslında budur. Kadının tarafından da aynı hamle gelir. Güzelliği ne derece ağır basıyorsa, güce de o kadar eğilimi vardır. Pek cazip olan bu güç ilk başta onu korkutur; zayıf olan her varlık, güçlü olana belli bir korku besler. Kadının bu gücü terbiye etmek, zaptetmek adına güzelliğini sunması bir işe yaramaz; bu, fuhuşun varlığını gösterir. Kadının güzelliği, erkeğin gücünü ele geçirme konusunda, gücün güzelliği ele geçirmekten aciz olduğu kadar acizdir. Bu noktada, demin de olduğu gibi tek bir yol kalıyor: bağlılık. Bağlılık için bağlılık, güçle güzelliğin birbirlerine duyduğu çekimin isteğine bağlılık; sonuç olarak, tüm anlaşmalar içerisinde en yüce olan evlilik anlaşması böyledir ve daha sonraları şövalyelik anlaşmaları da evlilik anlaşması örnek alınarak oluşturulacaktır. Şehvetten ve aşktan daha soylu bir duygunun, şehveti ve aşkı dışlamayan fakat onları yöneten, tali kılan, silen ve gerektiğinde onları tamamlayan bir duygunun, nasıl onların yerini aldığını gördünüz mü? Bana ikinizin de bilmiyor gibi göründüğü evlilik işte bu, hanımefendiler. Sözlerimi not ediniz; bunun ötesinde kadın için yalnızca utanç ve fahişelik var. (Pornokrasi ya da Modern Zamanlarda Kadınlar)
- Mısır sanatı daha çok dogmatik ve metafizik özellikler gösterirken, Yunan sanatı idealistti. (Sanatın Prensibi)
- Hiçbir şey mantık kadar acımasız, merhametsiz değildir. Evliliğin örtüsü, evli gençlerin yelkeni, yırtılmıştır; tanrısal olağanüstü aşk, eşlere verilmiş sözler kaçınılmaz olarak şehvet uyandıran kösnül okşayışlara dönüşür; kocaya has sadakat rüzgarla uçup gider kadına has edep aşırı iffetliliğin içinde can verir, evlilik oyuna gelmişlerin, enayilerin anlaştıkları bir pazarlık, bir anlaşma olmuştu, öyle görülmüştü. (Aşk Ve Evlilik)
- Aşk: Karşılıklı sadakat, süreklilik, sebat; her zaman aynılık, her zaman bağlılık, her zaman idealin içinde olunması istenir. Kadın: O ne güzel yaratıktır, çok pahalıya mal olmasaydı keşke, hiç olmazsa kendi kendine yetebilseydi ve işi ile masraflarını karşılayabilseydi! Çocuklar: Onlarla teselli bulur, onlarla avunuruz, ama anneyi bozup mahvetmeselerdi keşke, aşk ve zevkler onun yüzünden hiç niteliğini yitirmeseydi keşke, gelişleriyle ailelerine yaptıkları maliyeti daha sonra ödeyebilselerdi keşke. (Aşk Ve Evlilik)
- Doğrusunu isterseniz, kilise, sonsuza kadar, statükonun en yüksek tarifi olarak var olacaktır: O, gelişme demek değildir, o yüzden gelecek için yeni bir tarif önermez. (Federasyon İlkesi)
- Özgürlük ise dokunulmazdır. Özgürlüğü ne satabilirim ne de devredebilirim; özgürlüğün devredilmesini veya askıya alınmasını konu alan her sözleşme, her akit şartı hükümsüzdür. Özgür bir toprağa ayak basan köle, o andan itibaren artık özgürdür. Toplumun bir suçluyu yakalayıp özgürlüğünden mahrum bırakması meşru müdafaa durumdur. Çünkü toplumsal sözleşmeyi bir suç ile ihlal neden her kim olursa olsun kendini toplumun düşmanı ilan etmiş olur; özgürlüğüne tecavüz ettiği başka insanları kendi özgürlüğünü ortadan. kaldırmaya zorlamış olur. Özgürlük insan olmanın birincil şartıdır ve kişinin özgürlüğünden vazgeçmesi insaniyetinden vazgeçmiştir; o noktadan sonra nasıl insanca bir eylemde bulunabilir? (Mülkiyet Nedir?)
- Devletin en yüce gayesi toplumsal ve bireysel özgürlüktür. (Federasyon İlkesi)